CHP'li Müzeyyen Şevkin: "İmar barışı ve affından derhal vazgeçilmeli"
(TBMM) - CHP Adana Milletvekili, Müzeyyen Şevkin, 6 Şubat depremlerinin ikinci yıl dönümüne ilişkin yaptığı açıklamada, yaşanılan afetin sorumlusunun AK Parti olduğunu belirterek, "Anayasada devletin sorumlulukları mutlaka tanımlanmalı, imar barışı ve affından derhal vazgeçilmeli, kentsel dönüşüm yerine getirilmeli, yapı denetimi sağlanmalı" ifadesini kullandı.
CHP Adana Milletvekili Müzeyyen Şevkin TBMM Genel Kurulu'nda 6 Şubat depremlerine ilişkin gündem dışı söz aldı. Şevkin, "Depremin ikinci yılında yine aynı şeyleri konuşmaya devam ediyoruz. Resmi rakamlara göre 53 bin 557 vatandaşımızı kaybettik ve 120 bin kilometre alana tesir eden bir depremle karşı karşıya kaldı bölgemiz. 6 milyondan fazla insan doğrudan etkilendi, binlerce engelli insan oluştu deprem sonrasında ve 36 bin 932 binanın yıkıldığı açıklanan depremin üzerinden iki yıl geçti, ders aldık mı?" dedi.
Şevkin, "Deprem sonrası önlem almaya dönük ve deprem sonrası yara sarmaya dönük önlemler yeterli değildir. Yıllardır toplamakta olduğumuz yaklaşık 100 milyar liraya yaklaşan Özel İletişim Vergisini kentleri dirençli hale getirmek için kullanmadık. Sayın İçişleri Bakanının açıklamasına göre, 133 milyar 236 milyon yurt dışından yardım geldi, bunların ne kadarını deprem bölgesine kullandık bunu buradan sorgulamak isterim" diye konuştu.
"Ülkemizde 25 il, 80'i aşkın ilçe ve 502 köy, mahalle aktif fay zonu üzerinde bulunuyor"
Türkiye'deki yapı stokunun durumuna dikkati çeken Şevkin, Fay Zonu Yasası'nın çıkarılması için yaptıkları kanun teklifinin iktidar ve ortakları tarafından reddedildiğini belirterek, şunları kaydetti:
"Türkiye'de 20 milyondan fazla hasarlı olacak, yüzde 75'i ruhsatsız olan yapı stoku var, yüzde 60'tan fazlası 20 yaş üzeri konutlardan oluşuyor ve yüzde 50'ye yakını oturulmaz durumda. Depremden önce defalarca uyardık, ülkemizde 25 il, 80'i aşkın ilçe ve 502 köy, mahalle aktif fay zonu üzerinde bulunuyor. Bayraklı depremi sonrası kurulan komisyonda 500 sayfalık rapor hazırladık, 'Fay zonu yasası çıkmalıdır' dedik, kanun teklifi çıkardık ortaya ama sizlerin oylarıyla reddedildi. Yine, 11 ilimizi vuran deprem sonrası bin sayfa için aylarca uğraştık, hayata geçen afet öncesi tedbirlere dönük yasalar hala çıkarılmıyor. İnsanlar hala konteynerlerde; yazın sıcakta, kışın soğukta; altyapı yetersiz, gıdaya erişim yetersiz, hijyen yetersiz ve sağlık sorunlarıyla karşı karşıya kalmış durumdalar. İnsanlar enkazın altında üç gün kurtarılmayı beklerken öldüler. Pek çok insan kurtarılabilecekken kurtarma ekipleri geç gitti. Komisyon raporunda da söyledik depremin toplam maliyeti ülkeye 2 trilyon 853 milyar 300 milyon olarak hesaplanmıştır. Önlem almak daha ucuz değil mi? Ama biz ne yapıyoruz, maalesef, önlem almak yerine deprem sonrası yara sarma politikası uyguluyoruz.
"İmar barışı ve affından derhal vazgeçilmeli, kentsel dönüşüm yerine getirilmeli, yapı denetimi sağlanmalı"
Yıllardır söylüyoruz, 7269 sayılı Afet Yasası 66 yıllık bir yasa, günümüz koşullarına uydurulması gerekiyor. Alınacak tüm önlemler, mühendislik yapıları, malzeme, yerleşilen zemin birimi, fay zonundan uzaklaşma gibi tüm önlemleri almamız gerekiyor. Anayasada devletin sorumlulukları mutlaka tanımlanmalı, imar barışı ve affından derhal vazgeçilmeli, kentsel dönüşüm yerine getirilmeli, yapı denetimi sağlanmalı ama bu olayları 'kader planı' ya da 'fıtrat' olarak nitelendiren bu yönetim biçiminin tezahürüdür bu yaşadıklarımız. Olaylar ve sonrasında yaşananlar ülke yönetiminin politik tercihlerinin sonucudur arkadaşlar; ölümler, kayıplar kader değildir. Beka sorunu aranıyorsa işte, deprem bir beka sorunudur, İstanbul'da beklenen deprem beka sorunudur. Afet için sorumlu da aranıyorsa Türkiye'yi yirmi üç yıldır yöneten Adalet ve Kalkınma Partisi bu ülkenin başına gelmiş en büyük afettir, en büyük felakettir diyorum, bunu da dikkatlerinize sunuyorum. Ülke hala depreme hazır değil."