DİSK’ten Saraçhane’ye yürüyüş... Çerkezoğlu: “Yerel seçimlerde yenilgiye uğrayan iktidar, kendisini yenen herkesten intikam almaya çalışmaktadır”

Haber: Çağatan AKYOL - Kamera: Vedat BAYRAKTAR
(İSTANBUL) - Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK), İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkan Ekrem İmamoğlu’nun gözaltına alınmasını, Genel-İş Sendikası önünden Saraçhane’deki İBB binasına kadar yürüyerek protesto etti. DİSK Genel Başkanı Arzu Çerkezoğlu, ''Son yerel seçimlerde yenilgiye uğrayan iktidar, deyim yerindeyse kendisini yenen herkesten intikam almaya çalışmaktadır. Asıl olarak halkın iradesine ve 'Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir' ilkesine meydan okumaktadır” dedi.
İki ayrı soruşturma kapsamında Ekrem İmamoğlu ile 106 kişi hakkında gözaltı kararı verilmesine karşı yurt genelinde protestolar devam ediyor. İstanbul’daki eylemlerin ana adresi de İBB’nin Saraçhane’deki merkez yerleşkesi...
Onlarca DİSK üyesi de Genel-İş Sendikası önünden başlayarak Saraçhane’ye kadar yürüyüş yaptı. Yürüyüşün sonunda korteji CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik ve İBB Başkan Vekili Nuri Aslan karşıladı. Yürüyüş öncesinde sendika binası önünde konuşma yapan Çerkezoğlu, demokrasinin ve bütün bir anayasal düzeninin hedef alındığını vurguladı. Çerkezoğlu, şunları söyledi:
''Bugün ülkeyi yöneten siyasi iktidar, toplumsal desteğini kaybettikçe baskıya, zora sarılıyor ve başta kendi siyasi rakipleri olmak üzere muhalefet eden, itiraz eden herkesi susturarak iktidarını sürdürmeye çalışıyor. Türkiye’de serbest seçimler sürecine son vererek tek bir kişinin onaylanmasına dayalı göstermelik bir seçim için düğmeye basıldı maalesef. O nedenle bugün İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem Başkan’ın gözaltına alınması, bütün muhaliflerin susturulmaya çalışılması; gazetecilerin, sendikacıların, sanatçıların, herkesin baskıya uğramasının nedeni açıkça bu düzeni baskıyla ve zorla sürdürme politikasıdır. Son yerel seçimlerde yenilgiye uğrayan iktidar, deyim yerindeyse kendisini yenen herkesten intikam almaya çalışmaktadır. Asıl olarak halkın iradesine ve ‘Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir’ ilkesine meydan okumaktadır. Çünkü biliyorlar ki, halkın iradesi artık bu iktidara yeter demektedir ve bunu kabullenmek istemeyen iktidar, iktidarını sürdürmek için her türlü baskı yoluna gitmektedir. Amaç bellidir. Türkiye’yi asgari ücretliler ülkesi, patronundan daha fazla vergi ödeyen işçiler ülkesi, çalışan emekliler ülkesi haline getirirken istiyorlar ki susalım, itiraz etmeyelim.
''Demokrasi yoksa ekmek de yoktur''
Türkiye’yi kadınların şiddet gördüğü, ayrımcılığa uğradığı bir ülke; gençlerimizin ülkesinden ve geleceğinden ümidini kestiği bir ülke; çocuklarımızın aç olarak okula gittiği bir ülke; gazetecileri, sanatçıları, siyasetçileri tutuklu olan bir ülke hâline getirenler, istiyorlar ki susalım, verilenle yetinelim ve itiraz etmeyelim. İşte buna karşı emeğimize, ekmeğimize, memleketimize, geleceğimize, çocuklarımızın geleceğine sahip çıkmak için buradayız. Bu yaşananlar, bu yapılanlar anayasal düzene fiilen son verme anlamını taşımaktadır. Türkiye işçi sınıfı, emekçiler bu durumun farkındadır. Her zaman DİSK olarak söylediğimiz gibi demokrasi, işçinin ekmeğidir. Demokrasi yoksa ekmek de yoktur. Cumhuriyet tarihimizden de biliyoruz bunu. Ekmeğimizin en fazla küçüldüğü dönemler, ürettiğimiz değerden aldığımız payın en az olduğu dönemler, demokrasinin olmadığı dönemlerdir. Bir tanesi 12 Eylül 1980’dir. DİSK’in kapısına kilit vurulan, genel başkanının, yüzlerce yöneticisinin idamla yargılandığı 12 Eylül dönemidir. İkincisi de şimdi. 2018’den bu yana demokrasinin tüm kırıntılarını ortadan kaldırmaya çalışan, denge-denetleme mekanizmalarını yok eden, hukukun üstünlüğünü, yargının bağımsızlığını yok eden, güçler ayrılığını ortadan kaldıran tek adam rejimiyle başlayan süreçtir. Demokrasi yoksa ekmek de yoktur. O nedenle demokrasiye sahip çıkıyoruz.''