TBMM Genel Kurulu... Tuncay Özkan: "O baskı birgün kırılır, memleket özgürlükle buluşur"

TBMM Genel Kurulu... Tuncay Özkan: "O baskı birgün kırılır, memleket özgürlükle buluşur"

(TBMM) - TBMM Genel Kurulu'nda gazetecilere yönelik artan baskı ve tutuklamalar nedeniyle CHP tarafından verilen 'basın özgürlüğünün korunmasına' ilişkin önerge AK Parti ve MHP oyları ile reddedildi. CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, "Gazetecilik çok kritik bir iştir. Kritik olmasının sebebi sizi bilgiyle buluşturur. Fetullahın yöntemiyle memleketi baskı altına almak istersen o baskı birgün kırılır, memleket özgürlükle buluşur. Baharın gelmesini geciktiremezsin o çiçekler mutlaka açar" dedi.

TBMM Genel Kurulu'nda CHP tarafından verilen 'basın özgürlüğünün korunmasına' ilişkin önerge AK Parti ve MHP oyları ile reddedildi. Önergenin gerekçesini açıklayan CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan şunları söyledi:

"Baharın gelmesini geciktiremezsin o çiçekler mutlaka açar"

"Türkiye'de gazetecileri koruyan bir sistem vardı. Akşam telefon çalar sıkıyönetim komutanlığından görevli kişi bize hangi haberlerin yasak olduğunu söylerdi. Bunları yayınlamayacaksınız derdi, böylece gazeteci korunurdu, gazete sayfalarının o bölümleri boş çıkardı. Şimdi gazetecileri korumayan bir sistem var. Konuştuğu için, yazdığı için cezalandıran bir sistem var. Barış Terkoğlu ya da Suat Toktaş çete üyesi... Ben Ergenekon'dan 6 yıl yattım. Fetullah Gülen için, 'ülkeyi de bizi de çıra gibi cayır cayır yaktınız'. Ne elde ettiniz?

ABD'de yaşanan Watergate skandalını örnek veren Özkan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

Cumhuriyetçi Parti, Nixon iktidarda ve Demokrat Parti'nin genel merkezini gizlice dinletiyor. Bunu iki genç gazeteci haber yapıyorlar. Başsavcı bu günkü dönem gibi Nixon'ın kampanyasını yöneten kişi. Başsavcı gazetecileri tehdit ediyor. 1974 yılında Nixon istifa etti ama ondan önce istifa etmek zorunda kalan kişi başsavcıydı hatırlatırım. Gazetecilik çok kritik bir iştir. Kritik olmasının sebebi sizi bilgiyle buluşturur. Fetullahın yöntemiyle memleketi baskı altına almak istersen o baskı birgün kırılır, memleket özgürlükle buluşur. Baharın gelmesini geciktiremezsin o çiçekler mutlaka açar."

"Etki ajanlığı yasası basın özgürlüğüne karşı silaha çevriliyor"

Yeniyol Partisi İstanbul Milletvekili Elif Esen ise şunları söyledi:

Bundan birkaç ay evvel etki ajanlığı yasası gibi önemli bir konuyu noterliğe dair bir teklifin içerisinde geçirmeye çalıştınız. Güçlü itirazlarla geri çekseniz de daha üç ay geçmeden bir PR şirketi sahibi ile başlayan etkilerini gazetecilerin gözaltına alınması, bazılarının tutuklanması ile yeniden bu zihniyeti bizlere maruz bıraktınız. Kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması suçlamalarıyla ve orantısız hukuk anlayışıyla. Etki ajanlığı yasasını basın özgürlüğüne karşı silaha çevirmek yasanın ifade edilen amacının çok uzağında kalmıştır."

İYİ Parti İstanbul Milletvekili Burak Akburak da şu ifadeleri kullandı:

"Basın özgürlüğü demokratik bir toplumun temel direğidir. Özgür bir basın sadece gazetecilerin değil aynı zamanda halkın haber alma hakkının da güvencesidir. Bugün Türkiye'de basın özgürlüğü ağır baskılar altında ezilmektedir. Gazetecilerin baskı, tehdit ve sansürle karşı karşıya kaldığı bir ülkede toplumun doğru bilgiye ulaşması imkansız hale gelmiştir. Maalesef basın üzerindeki baskılar çok boyutludur. Sadece açık sansür değil ekonomik ve siyasi baskılar da gazetecilerin önünde büyük bir engel teşkil ediyor. Medya kuruluşları siyasi figürlere yakın patronlar tarafından satın alınarak birer propoganda aracına dönüştürülüyor. Gazeteciler yargı tacizi ve haksız tutuklamalarla susturulmaya çalışılıyor."

"Ülkeyi açık bir cezaevi haline getirmiş durumdasınız"

DEM Parti Mersin Milletvekili Perihan Koca ise şunları söyledi:

"Ülkede artık demokrasi yok, hukuk yok, adalet yok deme kısmını geçtiğimiz bir aşamayı yaşıyoruz. Artık bu ülkede yargı siyaset alet ediliyor tespitlerini geçtiğimiz bir aşamadayız. Topyekün bir operasyon dönemindeyiz. Tam bir barbarlık rejimi ile, terör rejimi ile, olağanüstü hal rejimi ile karşı karşıyayız. Gazetecilere yönelik ardı ardına gelen baskılar, kumpas davaları, tutuklamalar da bu geniş çaplı saldırıların bir yönü. Belli ki halkın tüm kesimlerini susturmak, sindirmek, baskı altında tutmak ve tam bir faşist rejimi kurmak için tüm tuşlara aynı anda basılan bir hazırlığınız var. Genel Türkiye tablosuna baktığımız zaman kölelik koşullarına dayalı emek rejimi tam gaz gidiyor. Ülkeyi açık bir cezaevi haline getirmiş durumdasınız. Geriye ise halkın bilgi alma kanallarını tamamen kapatmak kalıyor size göre. "