Aile hekimlerinin iş bırakma eyleminin 2. gününde dünyada ve Türkiye’deki aile hekimliği değerlendirildi: Türkiye’de aile hekimlerinin hasta yükü Peru’dan daha fazla

Aile hekimlerinin iş bırakma eyleminin 2. gününde dünyada ve Türkiye’deki aile hekimliği değerlendirildi: Türkiye’de aile hekimlerinin hasta yükü Peru’dan daha fazla

(İZMİR) – İzmir Sağlık Platformu, aile hekimleri ve aile sağlığı merkezi çalışanlarının çalışma şartlarını düzenleyen yeni yönetmeliğe karşı başlattığı beş günlük iş bırakma eyleminin ikinci gününde “Dünya ve Türkiye’de Aile Hekimliği” konulu toplantı düzenledi. İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Özden Gökdemir, Türkiye’deki aile hekimlerinin hasta yükünün Peru’dan fazla olduğuna işaret etti.

İzmir Sağlık Platformu, aile hekimleri ve aile sağlığı merkezi çalışanlarının ‘Aile Hekimliği Sözleşme ve Ödeme Yönetmeliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmeliğe’ başlattığı karşı beş gün sürecek iş bırakma eyleminin ikinci gününde “Dünya ve Türkiye’de Aile Hekimliği” konulu toplantı düzenledi. Toplantıda, dünyadan aile hekimliğine ilişkin örnekler verilirken Türkiye’deki uygulamalar ile kıyas yapıldı.

İzmir Tabip Odası’nda gerçekleştirilen toplantıya, İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Nuri Seha Yüksel, İzmir Aile Hekimleri Derneği Başkanı Dr. Muhteber Çolak, İzmir Aile Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Çağrı Dursun, İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Özden Gökdemir ve sendika temsilcileri ile sağlık çalışanları katıldı.

Yüksel: “Biz mücadeleye devam edeceğiz”

Toplantının açılış konuşmasını yapan İzmir Tabip Odası Genel Sekreteri Dr. Yüksel, şunları söyledi:

“Büyük bir mücadelenin içindeyiz. Bizim eziyet yönetmeliği olarak tanımladığımız sağlıkta dönüşüm projesinin planlarından biri yürürlüğe girdi. Bu mücadelenin ikinci günündeyiz. Birinci günü çok başarılı geçti. Ülkemizde ve İzmir’de büyük bir katılım vardı. Beş gün sürdüreceğiz eylemde bugün dünyada ve Türkiye’de aile hekimliğini konuşacağız. Verimli bir birlikteliği yaşıyoruz. Bunu, önümüzdeki üç gün boyunca da sürdürmeye devam edeceğiz. Biz mücadeleye devam edeceğiz. Birleşe birleşe kazanacağız.”

Dursun: “20 yıl sonra geldiğimiz noktada hastalarımız kamu hastanelerinde randevu bulamıyorla”

Programda konuşan İzmir Aile Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dursun, 20 yıllık süreçte sağlık sisteminin günden güne kötüye gittiğini ifade ederek şunları kaydetti:

“Bir ucube yönetmelikle birlikte bizi burada toplayan Sağlık Bakanlığı’na teşekkür ediyorum. Yine bizi toplamayı başardı. Çıkan yönetmelik taslağı henüz yeni düşmüştü ki itirazlarımız başladı böyle bir yönetmelik olmaz diye günlerdir çalıştık, mitingler düzenledik. Üç günlük iş bırakma eylemi yaptık. Şimdi tekrar beş günlük eylemle devam ediyoruz. Bu konuda asla geri adım atmayı düşünüyoruz. Çünkü bu yönetmelik sadece hekimlerin ve sağlık çalışanlarının hakkını gasp etmiyor, vatandaşlarımızın sağlık hakkına erişimine de kısıtlamalar getiriyor. 2000’li yılların başında Türkiye’de sağlıkta dönüşümle birlikte performans sistemi ve aile hekimliği sisteminin başlamasıyla birlikte hızlı yol alan bir sürece tanık oluyoruz. Çıkış aşaması… Herkes istediği hekimi seçebilecek, özel hastanelere istedikleri gibi gidebilecek, her türlü sağlık hakkına her şekilde erişebilecekti ve bu sayede sağlıkta verimlilik artacaktı. 20 yıl sonra geldiğimiz noktada hastalarımız kamu hastanelerinde randevu bulamıyorlar. Özel hastanelere para bulamadıkları için gidemiyorlar. Sağlık emekçilerinin ücretleri günden güne düşmeye başladı. Bu hem sağlık emekçilerinin sorunu hem de bir halk sağlığı sorunu olmaya başladı.”

“Böyle bir yönetmelikle cezalandırılmak, hiçbirimizin kabul edebileceği bir durum değil”

Sayısal verilerle ülkedeki sağlık çalışanlarının iş yükünü ortaya koyan Dursun, şu ifadeleri kullandı:

“2022-2023 istatistiklerine göre 100 bin kişiye Türkiye’de 228 hekim düşüyor. Avrupa Birliği’nde (AB) bu sayı, 402 ve OECD ortalaması 372. Yani Türkiye’de hekimler, hemşire ve ebeler, insanüstü bir performansla çalışıyorlar. 100 bin kişiye düşen sağlık emekçisi, ebe ve hemşire sayımız azken, biz bu yükü depremde, Covid’de ve her türlü sağlık sorunlarında hiçbir şekilde geri adım atmadan yürütmüşken böyle bir yönetmelikle cezalandırılmak, hiçbirimizin kabul edebileceği bir durum değil. Dünyada hekim başına başvuruda Türkiye, 4.sırada. Bu, kamu hastanelerinde randevu bulunamamasına sebebiyet verdi. Çünkü özel hastanelerine ayrılan pay, her gün artarken kamu hastanelerine verilen pay azaldı. Devlet hiçbir şekilde yatırım yapmamaya devam etti. Aynı şeyi ASM’lerde görüyoruz. ASM’lerin apartman altında, deprem yönetmeliğine uygun olmayan şartlarda olduğunu çok iyi biliyoruz. Bu ne bir hekime ne bir ebeye ne de ülkeden sağlık hizmeti almaya çalışan vatandaşa layık değil.

Dünyaya bakarken negatif ve pozitif performans uygulamalarıyla bizleri nasıl baskı altına almaya çalıştıklarını gözlemleyeceğiz.”

10 ülkede uygulanan sistem ile kıyas yapıldı

İzmir Ekonomi Üniversitesi Öğretim Görevlisi Doç. Dr. Özden Gökdemir; Almanya, İngiltere Avusturya, Fransa, İspanya, Peru, Hırvatistan, İtalya, Çek Cumhuriyeti ve Kanada örnekleri üzerinden başlayarak dünyanın belirli noktalarında uygulanan aile hekimliği uygulamalarına ilişkin bilgi verdi. Türkiye ile dünyadaki diğer ülkeleri kıyasladı.

Gökdemir tarafından yapılan sunumda, örneklem ülkelerde aile hekimlerinin performans sistemleri, günlük ve aylık bakmaları gereken hasta sayıları, aldıkları ücretlere ilişkin bilgi verildi.

Gökdemir, farklı ülkelerde aile hekimliği yapan kişilere konuya yönelik sorulan sorular ve cevaplarını açıkladığı sunumunda şunları söyledi:

“Almanya’da gelmeyen hasta için hekimden herhangi bir kesintisi yapılıyor mu sorusuna ‘Öyle bir şey yok’ diye yanıtlamışlar. ‘Düzenli gelmeyen bir hasta için herhangi bir yaptırım var mı’ sorusu oldu. Orada da doğrudan bir yaptırım söz konusu değil. Günlük hasta sayısına dikkatinizi çekmek istiyorum. ‘20 ile 50 arasında değişiyor’ diyor.

Peru bana çok ilginç geldi. Peru başka bir kavramdan söz etti. Toplum sağlığı merkezlerinde ruh sağlığı merkezlerinin olması. Depremden ve ciddi ekonomik sıkıntılardan sonra ruh sağlığının bozulması sadece gençler için değil, yaşlılar ve yetişkinler için de ciddi bir sorun. Bu sorunun çözümünde bir merkezin olması gerekiyor. Peru bunu toplum sağlığı merkezi ile çözmüş. Gelmeyen hasta için sizden kesinti yapıyorlar mı diye sorduk. Gelen yanıt, ‘Hayır’ oldu. Peru’da öyle çok fazla bir hekim yok. ‘8 saat içerisinde 16 ila 20 hasta bakılır’ demişler.”

Dursun: “İş yükümüzün diğer ülkelere göre inanılmaz fazla”

Gökdemir’in sunumu sonrasında genel bir değerlendirme yapan İzmir Aile Hekimleri Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Çağrı Dursun, şu ifadeleri kullandı:

“Bu sunumdan çıkaracağımız sonuç, Avrupa ya da Kanada’daki performans sistemi iyidir, bizdeki kötüdür değil. Dünyanın her yerinde performans sistemlerinde olumsuzluklar mevcut. Bizdeki fark, bizi negatif performans üzerinden cezalandırmaya çalışmaları ve iş yükümüzün diğer ülkelere göre inanılmaz fazla olması. Bir HYP modülü üzerinden sağlık verilerini sisteme girmemiz isteniyor. Bunu halk sağlığı açısından herhangi bir faydası yok. Biz, birinci basamakta verilerimiz toplanırken kişisel verilerin korunması kanunu kapsamında değerlendirilmesini, hekimlerin ve sağlık emekçilerinin iş yükünün paylaşılmasını ve bununla ilgi yatırımların yapılması özellikle kamuda bu yatırımların yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Bunun çözümü, bugünden yarına tek bir yönetmelikle olacak gibi değil.”