Aylin Nazlıaka: Nasuh Mahruki’nin kişiliğiyle bağdaşmayacak birtakım iddialarla yargılanıyor olması hepimiz için üzücüdür

Aylin Nazlıaka: Nasuh Mahruki’nin kişiliğiyle bağdaşmayacak birtakım iddialarla yargılanıyor olması hepimiz için üzücüdür

Haber: Edda SÖNMEZ - Kamera: Mehmet ÇALPAR

(İSTANBUL) AKUT kurucusu Nasuh Mahruki'yle ilgili davanın ertelenmesinin ardından İstanbul Adliyesi önünde bir açıklama yapan CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, "Nasuh Mahruk'i bu ülkedeki yurttaşlarını canını kurtarmak adına canı pahasına mücadele etmiş olan bir kişidir. Nasuh Mahruki’nin kişiliğiyle bağdaşmayacak birtakım iddialarla yargılanıyor olması hepimiz için üzücüdür. Sorumlu vatandaş olarak gördüğü birtakım aksaklıkları dile getirmiştir." dedi.

AKUT kurucusu Nasuh Mahruki, Yüksek Seçim Kurulu (YSK) Başkanı Ahmet Yener'in elektronik oylama konusundaki açıklamalarıyla ilgili yaptığı paylaşım nedeniyle, “yanıltıcı bilgiyi alenen yayma" suçlamasıyla bir yıldan 3 yıla kadar hapis cezası talebiyle yargılandığı davanın ikincisi görüldü. CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka, Emekli Tümgeneral Ahmet Yavuz, Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım ve Ressam Bedri Baykam da Nasuh Mahruki'ye destek için geldiler. Duruşma sonrası adliye önünde basın açıklaması düzenlendi.

Milli Güvenlik Akademisi mezunu olduğunu belirten Mahruki, sadece görüşlerini paylaştığını ve Suriye’de yaşananların kendisini doğruladığını savundu. Mahruki, duruşmanın karar çıkmadan ertelenmesi üzerine şunları söyledi:

"Açıkçası beraat kararı bekliyorduk"

"Tabii çok şaşırtıcı ve şok edici beklenmedik bir gelişme açıkçası beraat kararı bekliyorduk. Çünkü hakikaten benim söylediklerimin hepsi zaten daha önce defalarca söylendi. Hiçbirini ilk kez Türkiye benden duymadı. Tamamı konuşulan, tartışılan, bilinen, endişe edilen ve bir türlü de giderilemeyen sorunlar yani Türkiye'nin seçim sisteminde. Savcı da maalesef bu şekilde şunları söylemiş. Mesela yabancı uyruklu şahıslara vatandaşlık verilmesi. Verilmedi mi? Yani sayısını bile bilmiyoruz kaç kişiye vatandaşlık verildiğinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı. İstisnai vatandaşlık. Yüz binlerce kişiye verildi. Para karşılığı yok daire sattı diye bilmem kaç kişi birden verildi. Bunları hepimiz biliyoruz. Mevcut ve ileride yaptığımız planlar işlemlere ilişkin denetim kurulu organları tarafından usulsüzlük yapıldı. Yani parmak boyası olmaması sayesinde birçok şey tespit edilemiyor. Ölüleri oy kullandırıldı mesela. Biliyoruz CHP bunu ispat etti. 3 bin 300, 3 bin 400 yüz civarındaki kişinin öldüğü, Hatay oy kullandırdığını ispat etti. 96 sayfa rapor verdi YSK'ya. Bildiğimiz bir şey. Ne bileyim işte İstanbul Büyükşehir Belediye seçimlerinde aynı zarfın içinden çıkan üç tanesini doğru kabul edip dördüncü bu sahte dediler.

"Benim ülkem, benim insanım yaşamasın diye endişe etmek suç mu bu ülkede?"

Bunların hepsi yanlış uygulamalar, usulsüzlükler YSK'nın yasasına aykırı şeyler değil mi? Hepimiz biliyoruz bunları yani. Bunları konuştuk. Siz de biliyorsunuz. Herkes biliyor. Ne bileyim işte bir savaş çıkacağı, mesela iç savaş riski düşünmesi gereken bir şey. Yani kolay bir şey değil bu yani. Böyle kulağımızın üzerine yatıp geçireceğimiz bir şey değil. Yani milyonda bir ihtimal varsa üzerinde düşünülmesi, ciddiye alınması, önlem alınması gereken bir şey işte. Suriye ortada. Yani Sayın Cumhurbaşkanı bile dedi İsrail Türkiye'ye saldırabilir diye. Ya İsrail Türkiye'ye saldırdığında ya da Türkiye dışarıdan müdahaleye uğradığında içerideki milyonlara sığınmacının arasına sıkıştırılmış belki yüz binlerce belki bilmiyorum yani sayısız terör örgütü üyesinin neler yapacağını kestirebiliyor musunuz? Ya emin misiniz Türkiye'nin böyle bir riske sahip olmadığına? Böyle bir risk, bunu konuşanların hepsi cezalandırılsın diyebilecek durumda mıyız biz? Ya biz kendi vatanımızı, milletimizi korumak, ülkemizin geleceğine sahip çıkmak için Suriye'nin yaşadığı acıları, işte Gazze'de yaşananları, ne bileyim işte Türkiye. Dünyanın böyle hep savaş yaşayan çatışma bölgelerinde halkların yaşadığı şeyi, benim ülkem, benim insanım yaşamasın diye endişe etmek suç mu bu ülkede?

"Siz böyle bir maddeyle insanları suçlamaya başlarsanız her fikrini belirten insanı canınızın istediği gibi tutuklayabilir gözaltı alıp istediği cezayı verebilirsiniz"

Ya bir de burada şöyle bir şey yazıyor. Ben en çok bunu anlamakta zorlanıyorum. Diyor ki bu bilgiler hususları resmi olarak tereddüde mahal vermeyecek biçimde kanıtlamaksızın halk arasında endişe korkuyor panik yaratma suretiyle yanıtla sakin hareket. Ben bir vatandaşım sıradan altı üstü fikirlerini paylaşıyorum. Benim ne mecburiyetim olabilir? Paylaştığım bir fikri resmi olarak devlete mahal vermeyeceğim için de kanıtlamakla alakalı değil zorunluluğun yükümlülük olabilir mi benim? Yani siz böyle bir maddeyle insanları suçlamaya başlarsanız her fikrini belirten insanı canınızın istediği gibi tutuklayabilir gözaltı alıp istediği cezayı verebilirsiniz. Ne münasebet? Ben niye resmi olarak kanıtlamak zorunda olayım söylediğim düşüncemi bırakmaksızın.Bilimsel bir rapor mu bu? Altı üstü bir tane paylaşım yaptım sosyal medyada. Ya akademik bir şey sunmadım. Dolayısıyla bunu sosyal medya paylaşımı, buna bu kadar yüksek anlamlar yüklemenin manası yok. Bu yani sadece sıradan bir sosyal medya paylaşımı. Fikirlerini, endişelerini paylaştım. Türk milletinin geleceğiyle alakalı, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin bekasıyla alakalı endişelerim var. Korkuyorum. Üzülüyorum. Endişe ediyorum. Hepinizin de endişe etmenizi dilerim.

"Siz beni biliyorsunuz. Hayatım boyunca yapmadım. Ben bu ülke için canımı veririm gözümü kırpmadan. Ne demek halka korku enişte ve paniğe sevk etmek"

Bir taraftan da biliyorsunuz ben Milli Güvenlik Akademisi mezunuyum. Ve çok iyi bir dereceyle mezun oldum. Yani gerçekten müthiş bir eğitim aldım orada. Harp Akademileri Komutanlığı en üst düzey eğitimi bu. Bu konular konuşuldu orada zaten. Yani o kırmızı kitap üzerinden konuşuluyor. Türkiye'nin iç güvenliği, dış güvenliği, konuşan ilişkileri, terör örgütleriyle sıkıntıları, Türkiye'nin olası riskleri geçmişten gelen buraya taşıyan ve geleceğe yansıyabilecek, bunları öğrettiler bize. Ben de bunları bilerek konuşan birisiyim. Bunları konuşmak benim yükümlülüğüm bu iş için eğitim aldım ben zaten. Dolayısıyla bu üzerime atılan suçların hiçbirini kabul etmiyorum. Hiçbir yöneticimizi paylaşmadım. Alenen. Halkı korku, endişe, panik, paniğe sevk edecek bir niyetle asla hiçbir şey yapmadım. Yapmam. Siz beni biliyorsunuz. Hayatım boyunca yapmadım. Ben bu ülke için canımı veririm gözümü kırpmadan. Ne demek halka korku enişte ve paniğe sevk etmek? Ne demek abi? Yanıltıcı bilgi aynen yaymak. Ne demek yani, bunları... Yani tereddüte mahal vermeden kanıtlamak zorunluluğu olmak ne demek ya? Bu bir fikir. Fikirler tartışılır. İkna edersiniz. Ben de ikna olurum. Ya da ben sizi ikna ederim ikna olursunuz. Ama böyle bir zorunluluktan dolayı insan tutuklanır mı hiç? Kabul etmiyorum. Sonuna kadar mücadele edeceğim. Ben iki duruşmadır çünkü şimdi tabii ki burada bu suçlamanın devamının devam edip etmeyeceğini kestiremediğim için eğer ki böyle bir endişeniz varsa diye söylemiştim çünkü iç savaş konusu özel bir konu. Uzmanlık konusu ve dünyanın başındaki büyük belalardan biri. Ortadoğu coğrafyası bu aralar bunlarla boğuşuyor. Uzmanların getirmek istedim buraya dedim. Bu konuyu da gündeme getirdikleri halde uzman getirmeme izin vermediler maalesef."

CHP Genel Başkan Yardımcısı Aylin Nazlıaka da Nasuh Mahruki'nin vatansever bir kişi olduğunu anımsattı ve şunları söyledi;

"Nasum Mahruki'nin kişiliğiyle bağdaşmayacak birtakım iddialarla yargılanıyor olması hepimiz için üzücüdür"

"Hiç şüphesiz Nasuh Mahruki vatanını çok seven ve mecazi anlamda değil gerçek anlamda söylüyorum. 40 yaşında vatanseverlik üzerine kitap yazmış olan bir kişidir. Nasuh Mahruki bu ülkedeki yurttaşlarını canını kurtarmak adına canı pahasına mücadele etmiş olan bir kişidir. Ülkemizin bayrağını uluslararası arenada dalgalandırmış olan bir kişidir. Milli Güvenlik Akademisi'ne davet edilen ve buradan eğitim alarak çok iyi bir dereceyle mezun olan tek sivil toplum örgütü temsilcisidir. Ve Nasuh Mahruki depremzedelere ulaşmak amacıyla gönüllü bir ekip kurmuş. AKUT'u kurarak daha sonrasında da kendi canı pahasında dediğim gibi depremzedelerin hayatını kurtarmak için emek harcamış olan çok değerli bir bireydir. Şimdi Nasuh Mahruki'nin böylesine mesnetsiz iddialarla, üstelik de halkı endişeye sev etmek gibi. Halkı korkuya sevk etmek gibi. Halka yanlış bilgi vermek gibi son derece Nasuh Mahruki'nin kişiliğiyle bağdaşmayacak birtakım iddialarla yargılanıyor olması hepimiz için üzücüdür. Düşünmek suç değildir. Ne zamandan beri düşünce suç oldu? Bunu sormak istiyoruz.

"AKP 2024 yılını emekliler yılı ilan etmişti. Emeklilerin canına okudu. 2025 yılını aile yılı ilan etti. Belli ki ailelerin de canına okuyacak"

Nasuh Mahruki sorumlu bir yurttaş olarak gördüğü birtakım aksaklıkları dile getirmiştir ve her ülkesini seven yurttaşın yapması gerektiğini yapmış bunu da kamuoyuyla paylaşmıştır. Dolayısıyla düşüncelerinden dolayı kendisinin yargılanıyor olmasının tek bir amacı vardır iktidarı eleştirenleri korkutmak, susturmak, sindirmek ama şunu bilsinler ki onlar bunu yaptıkça biz daha da kenetleniyoruz. Onlar bunu yaptıkça bizim kararlılığımız daha da artıyor. Onlar bunu yaptıkça kendi aramızdaki dayanışmayı daha da yükseltiyoruz. Dolayısıyla bir sonraki duruşmada da gene burada olacağız. Bildiğiniz gibi AKP 2024 yılını emekliler yılı ilan etmişti. Emeklilerin canına okudu. 2025 yılını aile yılı ilan etti. Belli ki ailelerin de canına okuyacak.

"Biz 2025 yılının yoksulluk yılı ilan ediyoruz"

Ama biz 2025 yılının yoksulluk yılı ilan ediyoruz. Bu yoksulluk sadece ekonomik yoksulluk değil, adalet yoksulluğu da çekiyoruz ülkemizde. Öyle ki hukukun olmadığı bir yerde hiçbirimiz nefes alamayız. Hukuk, ekmek gibi, su gibi, hava gibi bize lazım. Oksijensiz kalamayız. Onun için hukuku yerine hukukun üstünlüğünün kurulduğu günleri hep birlikte inşa edeceğiz. Bunu da dayanışmayla, birbirimize kenetlenerek yapacağız. Nasuh Mahruki'nin yanındayız. Nasuh Mahruki yalnız değildir. Burada gördüğünüz birçok insan kadar şu an ekranları başında ya da sosyal medyadan bu duruşmayı merak eden Nasuh Mahruki'nin elbette ki beraat alması gerektiğine inanan milyonlar var. Dolayısıyla beraberiz ve mücadeleyi büyüterek yolumuza devam edeceğiz."