BTP lideri Hüseyin Baş: "Bize düşen mümkünse mevcut iktidara anayasa değişikliği yaptırtmamak"
(ANKARA)- Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Ankara 9. Olağan İl Kongresi, Genel Başkan Hüseyin Baş’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Yakın zamanda gündeme yeni anayasa konusunun getirileceğini söyleyen Hüseyin Baş, "Bu anayasa konusunda da burnuma kötü kötü kokular geliyor. Bu konuda bize düşen mümkünse mevcut iktidara anayasa değişikliği yaptırtmamak. Bu anayasa değişikliği ülkemizin birliği ve beraberliği için pek hayırlı sonuçlar doğurmayacak diye düşünüyorum" dedi.
BTP Ankara 9. Olağan İl Kongresi, Genel Başkan Hüseyin Baş’ın katılımıyla gerçekleştirildi. Hüseyin Kuloğlu’nun Ankara il başkanı seçildiği kongreye yoğun bir katılım vardı. BTP lideri Baş, konuşmasının başında tüm katılımcılar birlikte İzmir Marşı’nı okudu.
"Şiir tamamen boşluğa okunmuştur"
Hüseyin Baş konuşmasına Sezai Karakoç’un, "Onlar sanıyorlar ki, biz sussak mesele kalmayacak. Halbuki biz sussak, tarih susmayacak. Tarih sussa, hakikat susmayacak" şiirini okuyarak başladı. Baş, şiirin ardından "Hani sinema, diziler başladığında, ‘Bu dizide geçen kişiler ve kurumlar tamamen hayal ürünüdür’ diye uyarı verir ya şiir tamamen boşluğa okunmuştur bilginiz olsun, kimseyi kastetmedik" dedi.
Sanatçı Ferdi Tayfur anıldı
BTP kongresinde geçen günlerde hayatını kaybeden Ferdi Tayfur da anıldı. "Bize konuşmayın diyorlar. Ne yapalım o zaman şarkı dinleyeceğiz" diyen Hüseyin Baş, salonda Ferdi Tayfur’un ‘Hatıran Yeter’ şarkısını çaldırdı ve "Hepimizin, sanat dünyasının, ülkemizin başı sağ olsun. Bazı insanlar vardır, hakikaten eşi benzeri olmaz. Rahmetli Ferdi Tayfur onlardan biriydi, rahmetli Müslüm Gürses onlardan biriydi" dedi.
"Türk siyasetine sesleniyorum; onu kaybettiniz, bu kadroyu da kaybetmeyin"
BTP Lideri Hüseyin Baş konuşmasında şu ifadelere yer verdi:
"Ebedi liderimiz merhum Prof. Dr. Haydar Baş da eşine rastlanmayacak, nadide, müthiş insanlardan biriydi. O da ilim, bilim ve siyaset dünyasının bir yıldızıydı. Kendisi de az önce izlediğimiz kısa kesitlerde bahsediyor, ‘kapıma gelirler beni de bulamazlar’ diyor ama bu kadro Türkiye'nin bütün meselelerini çözebilecek kadrodur. Dolayısıyla ben buradan Türk siyasetine sesleniyorum; onu kaybettiniz, bu kadroyu da kaybetmeyin. Aklı olan da bu vatanperver kadroyu kaybetmez, bu yetişmiş kadroyu kaybetmez. Aklı olan vatanı için burada canını dahi vermeye hazır olan, samimiyetle dimdik vatanı için ayakta duran bu insanları, bu siyasi hareketi susturmak değil Türkiye'nin ve dünyanın her yerinde konuşturmak ister.
"Bu vatanı savunmak günahsa en büyük günahkar ben olmaya razıyım"
Ben daha önceki konuşmalarımda birçok kez bahsettim; buraya rant için, menfaat için, bir beklenti içinde geliyorsanız başka kapıya. Burada çile var, burada meşakkat var ama Allah'ın izniyle sonunda burada zafer var, burada muzaffer olmak var. Gerçi bir bakıyorum, düşünüyorum hata benim koy önüne bir prompter, yazdır birilerine birkaç metin, otur onları konuş! Ne dediğinin bir önemi yok, zaten anlayan anlar, anlamayan anlamaz, yap siyasetini git. Niye çok uzun uzadıya araştırmalar yapıyorsun, anlamaya çalışıyorsun, çözmeye çalışıyorsun? Hata ettik ama bu da benim en güzel hatam. Bu vatanı savunmak günahsa en büyük günahkar ben olmaya razıyım. Tabii şunu da unutmayın tarih boyu tarihin akışını değiştiren hep bir Hüseyin çıkmıştır.
Şimdi şarkılarla türkülerle başladık, rahmetli Ferdi Tayfur'u andık, şiirler okuduk. Şimdi ‘Biz buraya bunun için mi geldik’ diyeceksiniz. Böyle iyi değil mi, bundan sonra hep böyle yapalım kongreleri! Bundan sonra gelecek şarkı Müslüm Gürses'ten ‘İtirazım Var’ olur.
"Demokrasi ’demokrasi var’ demekle olan bir şey değil"
Bugünün dünyasında bir milleti millet yapan unsur sahip olduğu adalet mekanizması ve demokrasi mekanizmasıdır. Ne yazık ki demokrasi ’demokrasi var’ demekle olan bir şey değil, adalet ‘adalet var’ diyerek olan bir şey değil. Eğer ben demokrasiyi hissetmiyorsan benim için o demokrasi yoktur, sen hissetmiyorsan senin için yoktur. Ben demokrasinin olduğunu hissetmiyorsam bu ülkede ve benim gibi bugün milyonlar bu ülkede demokrasi istiyorsa o milyonlar için demokrasi yoktur. O milyonlar böyle hissediyordur. O zaman vazife de nedir? O milyonların da o demokrasiyi doya doya yaşayacağı bir ortamı hayata geçirmektir. Eğer ben bir adalet hissetmiyorsan, siz bir adalet hissetmiyorsanız, komşunuz bir adaletsizlik hissediyorsa bu insanlar için adalet yoktur. Nedir? Herkesin doya doya adaletin var olduğunu, adaletin tecelli edeceğini hissetmesidir, vazife budur yoksa vazife insanların adaletsizlikle hükmedildiğini düşündüğü bir ortamda onlara daha da çok adaletsizlikle hükmetmek değildir.
"Bize düşen mümkünse mevcut iktidara anayasa değişikliği yaptırtmamak"
Yakın zamanda gündemimize bir anayasa değişikliği getirilecektir. Şimdi soruyoruz; bu kadar değişmiş anayasanın bu dakikadan sonra neyini değişmek istiyorsunuz? Sürekli ağızlarda bir laf var; sivil anayasa yapacağız! Ne demek sivil anayasa? Siz hiç merak etmiyor musunuz? Size ‘sivil anayasa yapacağız’ deniyor sizde hurra, ‘evet sivil anayasa yapmak istiyoruz’ mu diyorsunuz yoksa ‘sivil anayasa ne demek’ diye soruyor musunuz? Özgürlükçü anayasa yapacağız diyorlar. Peki mevcut anayasada bizim özgürlüğümüzü kısıtlayan ne, var mı bildiğiniz herhangi bir şey? Benim insani olarak şu hakkım var ama anayasa beni burada kısıtlıyor dediğiniz herhangi madde biliyor musunuz? Neyi değişip daha özgür bir ortam oluşacak, hepimiz merak ediyoruz biz de merak ediyoruz. Bu anayasa konusunda da burnuma kötü kötü kokular geliyor. Bu konuda bize düşen mümkünse mevcut iktidara anayasa değişikliği yaptırtmamak. Yarın bir referandum olursa ki görünen işin enteresan tarafı belki de bir referanduma bile gerek duyulmadan bu yapılacak. Bu anayasa değişikliği ülkemizin birliği ve beraberliği için pek hayırlı sonuçlar doğurmayacak diye düşünüyorum."