CHP Genel Başkanı Özel'den İnönü Müze Evi’nde söz: "Yapılacak ilk seçimlerde onların partisini iktidar yapmaya söz veriyoruz"

CHP Genel Başkanı Özel'den İnönü Müze Evi’nde söz: "Yapılacak ilk seçimlerde onların partisini iktidar yapmaya söz veriyoruz"

(İZMİR) - İzmir’de Birinci İnönü Zaferi Yıldönümünde İsmet İnönü'yü Anma Programı'na katılan ve İnönü Müze Evi’ni ziyaret eden CHP Genel Başkanı Özgür Özel, "Onlara layık olmaya, onların güzel kenti İzmir'e layık olmaya, ilk seçimlerde de onların partisini iktidar yapmaya, onların partisinden birini de Cumhurbaşkanı yapmaya söz veriyoruz" dedi.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, İzmir’de Birinci İnönü Zaferi Yıldönümünde İsmet İnönü'yü Anma Programı'na katılarak İnönü Müze Evi’ni ziyaret etti.

Özel anma programında yaptığı konuşmada, "Son 22-23 yılda her ne kadar başta düşünce, basın, ifade özgürlüğü ve tüm özgürlük alanları daraltmış olsa da bugün burada o alanlar hiç yokken onu var edenlerden birinin doğduğu evin önündeyiz. Atatürk’ten 3 sene sonra Gazi Mustafa Kemal Atatürk Selanik'te, o 1884'de bu evde doğdu. İkisi de çalışkan, prensipli, son derece disiplinli öğrenciler ve sonra subaylar oldu. Yolları kesişti ve sonra bir daha hiç ayrılmadı. Öyle ki zaman zaman farklı düşünceleri oldu ama hep gönülleri bir oldu. Gazi Mustafa Kemal Atatürk, vasiyetini yazarken bile İsmet Paşa’nın çocuklarını düşündü her şeyden önce. Onlar birlikte dünyayı gördü, tanıdılar. Dünyada gelişen demokratik rejimin nasıl ülkeleri kalkındırdığını gördüler. Bilime inanmanın, matbaanın, kitap okumanın, bilimi desteklemenin ülkeleri nasıl kalkındırdığını gördüler. Doğmanın, tartışmamanın, emirlere uymamanın ülkelere nasıl felaketler getirdiğini gördüler. Matbaanın geç geldiği ve 1200'lerden beri başlayan Meclis çalışmalarının ancak 1800'lerin üçüncü çeyreğinde hayata geçebildiği, sonrasında 33 yıllığına askıya alındığı bu topraklarda hem nasıl yoksulluğun, açlığın, sefaletin, salgın hastalıkların, diğer yandan ne güçlüklerle kazanılmış toprakların tek kurşun atmadan kaybedilmesinin, sadece donanmanın, Haliç'te hapsedilmesi yüzünden Kıbrıs'ı kaybetmenin, 12 adaların elden çıkmasının ne demek olduğunu hep birlikte yaşadılar" dedi.

"İsmet İnönü demek Türkiye ve Türkiye Cumhuriyeti demektir"

CHP Genel Başkanı Özel, şunları kaydetti:

"Gazi Mustafa Kemal Atatürk, İsmet İnönü'ye bir asker olarak inanılmaz güvenir, hatta siz bugün orada sadece düşmanı değil, bu memleketin makus tarihini de yendiniz telgrafını çekerken duygularına hakim olamaz. Sanki İsmet Paşa karşısındaymış gibi telgrafı dikte ettirirken onunla konuşuyormuş gibi gözleri çakmak çakmak olur, gözleri dolar. Bugün Birinci İnönü Zaferi'nin yıl dönümü. İsmet İnönü demek Türkiye ve Türkiye Cumhuriyeti demektir. Savaş meydanlarında kitabı elinden düşürmemek demektir. Memleketin o kadar derdi varken Almanca satranç dergisine abone olmak demektir. Fransızca biliyorken 50 yaşından sonra İngilizceye merak salmak demektir. Çağdaşı Mussolini'ler Hitler'le güçlerine güç, coğrafyalarına savaş, kan ve ihtiras da büyük felaketler getirirken İkinci Dünya Savaşı'nın dışında orduyu tutmak, her ihtimale karşı harp stoğu tuttuğu için ekmeği, şekeri karneye bağlamak demektir. Birileri halen daha o karneleri gösterip bunu bizim zayıf yanımızmış gibi göstermeye çalışırken İsmet Paşa o hadsizlere cevabı yıllar öncesinden şöyle verdi; birisi döndü İsmet Paşa'ya dedi ki; bizim çocukları dedi şekersiz bıraktın. O da dedi ki; 'sizin çocuklarınızı şekersiz bıraktım ama onları babasız bırakmadım.' Ve öyle bir strateji, öyle bir üstün akıl demektir. Sonra bütün yetkiler eldeyken parti kurdurmak, parti kurulmasına olanak sağlamak, seçim yapmak, daha sonra kendi kazandığı seçimden sonra muhalefetin sesini duymak, demokratik bir seçim kanunu için başbakanla ana muhalefet liderini bir araya getirmek ve temmuz ayında televizyonlardan, radyolardan okuttuğu hakim gözetiminde yargı teminatında kapalı oy açık tasnife yönelik seçim sistemini ilan ettirerek muhalefete ve oy kullanacaklara 'oyunuz boşa gitmeyecek, emekleriniz boşa gitmeyecek, adil bir seçim olacak, kazanırsanız iktidarı devralabileceksiniz' demektir. 14 Mayıs 1950 akşamı 'Paşam herhalde bunlara hükümeti devretmeyi düşünmüyorsun' dediklerinde yaveriyle Demokrat Parti'ye haber gönderip, endişeleri ilk baştan kesip 'Paşa devir teslime hazırdır' diyebilmiştir İsmet Paşa. 10 gün sonra yönetimi devretmek muhalefete geçmek, yurt dışında okuyan oğluna yazdığı mektupta 'Şüphesiz bu benim en büyük yenilgim Erdal ama Türkiye Cumhuriyeti'nin demokrasisinin en büyük zaferidir. Medeni milletler gibi Türkiye'ye ve dünyaya iktidarın seçimle değişebildiğini gösterdik' diyebilmektir. Ve ama muhalefette ama iktidar, demokrasi sınırları içinde kalmak, gücünü mutlaklaştırmamak, asla ve asla basına baskı kurmamak, muhalefeti zindanlara atmamak aksine her şeyin önünü açmak demektir.

"İlk seçimlerde onların partisini iktidar yapmaya söz veriyoruz"

İsmet Paşa dediğiniz kişi akıldır, cesarettir, bilimdir, fendir, demokrasidir, nezakettir. Atatürk'ün ona verdiği kıymeti bilirim. Atatürk şöyle yazıyor, diyor ki 'memleketin işi çoktur, misafirler gittikten sonra çünkü onlarla her gün temalı toplantılar yapıyorum. Okurum, çalışırım. Sabah olmadan gözüme uyku girmez. Gün doğarken istirahate çekilirim. Gözümü güvenle kaparım bilirim ki İsmet uyanmıştır. Sabah ezanı okurken İsmet Paşa kalkar, Atatürk yatar. Ankara'da bir gün geçmez ki iki kişi birden uykuda olsun. İsmet Paşa'ya emanet etmediği zaman Ankara'yı gözünü yummayan bir Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ten, 'ezan okundu Paşa yatıyordur' dediği için ayağa kalkıp memleket işine koşan İsmet Paşa'dan bahsediyoruz. İkisini de rahmetle anıyorum, minnetle anıyorum. Onlara layık olmaya, onların güzel kenti İzmir'e layık olmaya, ilk seçimlerde de onların partisini bu seçimde 47 yıl sonra yerel seçimde birinci parti yaptık, yapılacak ilk seçimlerde onların partisini iktidar yapmaya, onların partisinden birini de cumhurbaşkanı yapmaya söz veriyoruz."

Aslanoğlu: "Ey saray, sizden korkmuyoruz"

CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu da "Özgür Özel’in buradaki varlığı ve İsmet İnönü’nün torunu milletvekilimiz Gülsün Bilgehan’ın katılımıyla törenimiz daha anlamlı hale geldi. İsmet İnönü varlığını milletimize adamış, makus tarihimizi yenen İnönü Zaferleri’ne imza atmıştır. Mücadele döneminde askeri başarılarıyla öne çıkmış, Türkiye’nin iç ve dış siyasetinde kilit rol oynamıştır. Ülkeyi beladan ve savaştan uzak tutan devlet adamı kişiliğiyle ülkemizi acıdan korumuştur. İktidar sarhoşluğu içinde memleketimizi felakete sürükleyen iktidar keşke bundan örnek alsaydı. Her zaman TBMM ve kararlarını öncelemiş, millete ait yetkilere el atmamış, gücü, tek elde toplamamış, çok partili sistem ile eşitliği öne almıştır. Namusluların da namussuzlar kadar cesur olması gerektiğini bize öğrettiniz. İzmir’den bir kez daha haykırıyoruz, ey Saray, sizden korkmuyoruz. Genel Başkanımız ve Cumhurbaşkanımız Mustafa İsmet İnönü’yü, 1. İnönü Zaferi'nin yıldönümünde minnet ve özlemle anıyor, onun gibi kendi hayatını ve canını bu memlekete adamış tüm şehitlerimizi rahmetle yad ediyorum" diye konuştu.

Bilgehan: İnönü için İzmir çok önemli

İsmet İnönü’nün torunu 26. Dönem Milletvekili Gülsün Bilgehan da "Bugün 104. yıl dönümünü kutladığımız ilk Kurtuluş Savaşı'nın en büyük ilk zaferi çünkü çok önemli. Birinci İnönü Savaşı, ondan sonra ikinci İnönü, Kurtuluş Savaşı ve sonunda İzmir kurtulduğu zaman 9 Eylül'de ordusuyla beraber İsmet Paşa, İzmir'e girerken şöyle diyor; 'İzmir benim için eski bir sevgili gibiydi. Ve İzmir'e yıllar sonra kurtuluş için ordumla beraber, Atatürk'le beraber gelirken bir sevgiliye kavuşmanın duygularını da, eski bir sevgiliye kavuşmanın duygularını da yaşıyordum' diyor. İnönü için İzmir çok önemli. İzmir bizim için ailemiz için de önemli" dedi.