Dışişleri Bakanı Fidan’dan "askeri harekat" mesajı: PKK Suriye’yi terk etmeli, terk etmezse gereği yapılacak

Dışişleri Bakanı Fidan’dan "askeri harekat" mesajı: PKK Suriye’yi terk etmeli, terk etmezse gereği yapılacak

(ANKARA) - Dışişleri Bakanı Hakan Fidan, Suriye’de terör örgütü YPG’ye ültimatom verdiklerini belirterek, şartları: “Başka ülkelerden gelen uluslararası terörist savaşçıların Suriye’yi terk etmesi. PKK’lı yönetim kadrosunun ülkeyi terk etmesi, Suriyeli ama örgütün üst düzey yöneticilerinin terk etmesi gerekiyor, Onlar kendilerini biliyor, isimleri bizde var. Daha sonra kadroların silahlarını bırakarak yeni sisteme dahil olmaları gerekiyor. Bu kansız, problemsiz bir geçiş” diye sıraladı. Fidan, YPG konusunda beklenenin aksi durumuna ilişkin ise, “Gereği yapılacak. Askeri harekattır” dedi.

Dışişleri Bakanı Fidan, CNN Türk’te katıldığı bir programda Türk dış politikası ve gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Suriye’ye kara yolu ile giderken nasıl bir manzarayla karşılaştığı sorulan Fidan, “O gün uçak müsait olmadığı için, havalimanı çalışmıyordu, bugünlerde çalışmaya başladı, kara yoluyla gitme durumunda kaldım. Hatay’dan itibaren, sınırdan geçtiğimiz andan itibaren, İdlib tarafı iyiydi, İdlib önceden de gidip geldiğimiz bir yerdi, ama daha sonra Hama, Humus ve Şam’ın eteklerine gelene kadar sürekli bir yıkım vardı” ifadelerini kullandı. Savaşın etkilerinin hâlâ bulunduğunu belirtti.

“Görüşmemiz uzun sürdü”

Suriye’deki yeni yönetimin lideri Ahmed eş-Şara ile görüşmesine dair soru üzerine Fidan şunları kaydetti:

“Görüşmemiz uzun sürdü, baya uzun sürdü. Her türlü konuyu ele aldık. Bundan sonra Suriye’de ne yapılmalı, nasıl yapılır, kendi görüşleri bu konuda ne, nasıl bir süreç yönetimi zihninde var, Türkiye’nin bu konudaki tavsiyeleri ne. Daha doğrusu ben oraya gitmeden önce uluslararası toplumla yaklaşık 10-11 gün süren yoğun bir diplomasi maratonu yaptım. Arap dünyasıyla bir araya geldik, Batı dünyası ile bir araya geldik, Akabe’de toplandık, Ürdün’de ilk önce Batı ülkeleriyle, BM, AB, Fransa, Almanya onlarla bir araya geldik. Sonra Arap ülkeleriyle bir arada toplandık. Ortaya koyduğumuz bir tez vardı, o da şuydu, biz Şam’daki yeni yönetimle hiçbir şekilde yargılamadan ne istediğimizi ilk önce kendi aramızda kararlaştıralım evrensel taleplerimizi, ondan sonra gidelim diyelim ki, ‘Biz uluslararası toplum olarak senden şunu görmek istiyoruz, bizim tavsiyemiz bu’. Onlar da belli zaten, 4-5 madde, bizim çıkardığımız maddeler, hem Batılılar hem Doğulular herkes buna evet dedi. Suriye’nin komşuları için tehdit olmaktan çıkması, hiçbir şekilde teröre yer veren başta DEAŞ ve PKK olmak üzere bir alan olmaması, azınlıkların can, mal güvenliğinin sağlanması, kötü muameleye tabi olmaması, ülkenin toprak bütünlüğünün korunması konuları başta olmak üzere belli maddelerimiz vardı.”

Eş-Şara’ya Türkiye’nin hassasiyetlerinin dile getirilip getirilmediği sorusu üzerine Fidan, “Genel konular içerisinde iki tane hususumuz vardı. Birincisi Türkiye olarak 3,5 milyon Suriyeli kardeşimize ev sahipliği yapıyoruz, bu kardeşlerimizin durumu. İkincisi terör örgütü PKK’nın Suriye’deki varlığının ne şekilde sona erdirileceği meselesini ele aldık” dedi.

“Rasyonel ama oturaklı bir lider”

Eş-Şara’yı yeni döneme hazır görüp görmediği sorulan Dışişleri Bakanı Fidan, “Açıkçası ben gayet iyi gördüm. İdlib'te geçirdiği yılların kendisine yaramış olduğunu gördüm. Uzun yıllardır bir deneyimi var aslında İdlib'ten. Benim onunla ilgili gözlemlerim var. Geldiğimiz noktada hem sorumluluğunun farkında hem Suriye’nin kendisinden beklentilerinin farkında hem bölgenin kendisinden beklentilerinin farkında. Hem de hem fırsatların hem kısıtlamaların farkında. Rasyonel ama oturaklı bir lider” değerlendirmesinde bulundu.

Fidan, eş-Şara’nın Suriye dışındaki Suriyelilerin ülkeye dönüşleri konusunda ülkeye dönmelerini istediğini belirterek, “Ahmed Şara’nın yönettiği İdlib’teki nüfusun yarıdan fazlası zaten İdlibli olmayanlardı. İç göç. Rejimden kaçan, muhaliflerin kontrolünün altındaki bölgelere sığınan diğer insanlardı. Zaten biz Türkiye olarak alanda önde mevzi kazanmamızın, faaliyet göstermemizin sebebi de buydu. 5 milyona yakın, muhaliflerin kontrolü altında yaşayan mültecilerin Türkiye’ye gelmemesi meselesi” dedi.

“Devletin adı Suriye Arap Cumhuriyeti olacak”

Fidan, eş-Şara’nın anayasa ve seçimlerle ilgili açıklamasına dair soru üzerine verdiği yanıtta, Şara’ya yol haritasının ne olduğunu, nasıl bir yönetim olacağını, yönetimin nasıl seçileceğini, devletin adının ne olacağını ve rejiminin adının ne olacağını sorduğunu belirtti. Fidan, “Devletin adı ne olacakmış” sorusu üzerine, “Suriye Arap Cumhuriyeti” cevabını verdi.

Suriye’de şu anda sağlanmış olan iç barışın geleceğine ilişkin soru üzerine Bakan Fidan, “Her zaman için bir ihtiyat payım var, olası senaryolar her zaman için zihnimde. Ama şu anda arazideki dengeleri ele aldığınızda ortaya çıkan tablo şu: Ahmed Şara, ekibi, Suriye Milli Ordusu (SMO), Türkiye’nin desteklediği SMO’nun yönetime destek vermesi, güneydeki unsurların destek vermesi askeri güvenliğin sağlanması açısından önemli bir başlangıç. Bunun ordu etrafında birleştirilmesi gerekiyor" diye konuştu.

Suriye’ye dışarıdan kışkırtmalar olup olmayacağı sorusu üzerine Fidan, “An itibariyle gözlemlemiyoruz ama olmayacağı manasına gelmez. Zaman ilerledikçe, olaylar, yönetim, yapı, şekil aldıkça belli memnuniyetsizliklerin farklı şekilde kendini gösterme ihtimali var açıkçası” ifadelerini kullandı.

Fidan, Türkiye ile Suriye arasındaki ilişkiyi nasıl tanımlandığının sorulması üzerine, “Eşit ilişki, karşımızdakiler bizim kardeşimizdir, şu anda bize ihtiyaçları var. Ama tarih onları öyle bir noktaya çıkarır ki bizden daha da ileri olabilirler. Günün sonunda Suriye milleti asil bir millet, kabiliyeti olan bir millet, yanlış yönetimden dolayı, emperyal oyunlardan dolayı belli bir mağduriyete duçar olmuşlar. Bize düşen onlara yardım etmek” cevabını verdi.

YPG/PYD’nin ne olacağı, mevcut konumunu sürdürüp sürdürmeyeceğiyle ilgili soruyu Fidan “Suriye’deki yeni yönetimin açıkçası bu sorunu sahiplenmesi ve kendi ülkesinin milli bütünlüğünü, bölgesel bütünlüğünü sağlama adına gerekli adımları atması gerekiyor. Bizim beklentimiz bu yönde. Atacak, yani görüşmeler devam ediyor. Bu yönde birtakım adımların atılmasını bekliyoruz. Buna bir zaman vermek lazım, bir müddet” diye yanıtladı. Fidan, “Suriye’nin YPG ile silahlı mücadele yapacak kudreti var mı” sorusuna ise, “Fazlasıyla” cevabını verdi.

“Uluslararası terörist savaşçılar behemehâl Suriye’yi terk etmeli”

Fidan, Türkiye’nin Suriye’de askeri operasyon yapıp yapmayacağı sorusuna, YPG’ye hem Amerikalılar üzerinden hem basın üzerinden ültimatom verildiğini ve verilen ültimatomun ortada olduğunu belirtti ve şu değerlendirmeyi yaptı:

“Uluslararası terörist savaşçı niteliği taşıyan Türkiye’den, İran’dan, Irak’tan gelmişlerin behemehâl terk etmeleri gerekiyor. PKK’lı kadrolar. Sayıları var, bunların terk etmeleri gerekiyor, bunlar biliyorlar bunu. Şu anda buna yönelik bir hazırlık da görmüyoruz niyet de görmüyoruz açıkçası. Ve bekliyoruz.

Ültimatomları veya şartları söylerken şunun için söylüyoruz. Eğer askeri harekat olmasını istemiyorsanız bölgede ne bizim tarafımızdan ne de Suriye’deki yeni yönetim tarafından bunun şartları bellidir. Bu şartları çok basit bir şekilde, sarih bir şekilde, hiçbir şeyden hiç kimseden saklamadan ortaya koyuyoruz. Başka ülkelerden gelen uluslararası terörist savaşçıların Suriye’yi terk etmesi. PKK’lı yönetim kadrosunun ülkeyi terk etmesi, Suriyeli ama örgütün üst düzey yöneticileri onlar terk etmesi gerekiyor, onlar kendilerini biliyor, isimleri bizde var. Daha sonra kadroların silahlarını bırakarak yeni sisteme dahil olmaları gerekiyor. Bu kansız, problemsiz bir geçiş. Buna mukabil, oradaki PKK'lı olmayan, aziz Suriyeli Kürtleri canlarına, mallarına herhangi bir zarar gelmeden normal hayata katılmaları ve yaşamaları gerekiyor. Yani Suriyeli yeni yönetim de bunun garantisini bize veriyor. Çünkü şartlarımız arasında bu da var.”

“Gereği yapılacak”

Bakan Fidan gözlemlerinin, YPG’nin verilen ültimatom doğrultusunda hareket etmediği yönünde mi olduğu sorusunu, “Evet. Gereği yapılacak. Askeri harekattır” diye yanıtladı.

Amerika’ya nasıl baktıkları sorulan Fidan, “Amerika orada çeşitli bahaneler için vardı. Şu anda özellikle oradaki varlığını Biden yönetimi döneminde devam ettirirken geliştirdikleri mazeretlerin yüzde 85'i gitmiş durumda. İran varlığını, Rus varlığını bahane ediyorlardı. Şimdi DEAŞ ile ilgili bir konu var. DEAŞ ile mücadele meselesini gündeme getiriyorlar. Orada şunun altını çizmek lazım, ben bunu yabancı medyaya da söylüyorum. Şimdi DEAŞ ile mücadele diye sundukları konu PKK'nın onlara verdiği hapishane hizmetleri” diye konuştu.

“Kan dökülmeden bu sorun hallolsun istiyoruz”

ABD’nin seçilmiş Başkanı Donald Trump yönetiminin Suriye’deki YPG varlığının ortadan kalkmasında yapıcı bir rolü olup olmayacağına dair Fidan, “Yeni dönemde tekrar bakacağız, ne yönde karar verir” dedi. Fidan devamında, “Cumhurbaşkanımız bu konuların sınırlarını çok net çizdi. Bizim tavrımız belli, biz kan dökülmeden bu sorun hallolsun istiyoruz" ifadelerini kullandı.

Dışişleri Bakanı Fidan, “Amerika’ya rağmen YPG’nin üzerine askeri operasyon yapar mısınız” diye sorulması üzerine, “Biz yaptık da. Daha önce yaptık. Afrin’de yaptık, Tel Abyad’da yaptık, ondan sonra MİT’teyken herhalde 150-200 tane, belki de çok daha fazla nokta operasyonu yaptık. Halen devam ediyor, arkadaşlar yapıyorlar” şeklinde konuştu.

“Bunu bir veri olarak elimize almıyoruz”

Fidan, İmralı’ya giden DEM Parti heyetinin siyasi parti temaslarının ve sürecin Suriye’deki YPG varlığıyla doğrudan ya da dolaylı bir ilintisi olup olmadığına ilişkin, “Biz şu andaki senaryolarımıza baktığımız zaman böyle bir ilinti üzerinden açıkçası hareket etmiyoruz. Bunu bir veri olarak elimize almıyoruz. Ama daha sonra bu bir katma değer üretir mi, başka türden bir katkısı olur mu, o başka bir konu. Ama şu an itibarıyla böyle bir veri elimizdeymiş gibi, etkisi olacakmış gibi hareket etmiyoruz” değerlendirmesinde bulundu.

“Suriye’de muazzam bir krizin karşı iki tarafında yer alan aktörlerdik”

İran ve Rusya’nın bu süreçte kendilerini yenilmiş hissedip hissetmediklerinin sorulması üzerine Bakan Fidan, “Onlarla olan iş birliğimiz en zor anlarda bile devam etti. Biz olgun bir devletiz. Sorunlarımızla ilişkimizin geri kalanını ayırmayı bilip yolumuza devam ederiz. ‘Ya hep ya hiç’ konusuyla gitmiyoruz. Suriye’de muazzam bir krizin karşı iki tarafında yer alan aktörlerdik. Bunu paranteze aldık orada. Diğer alanlarda Rusya ve İran ile komşuluk ilişkimizi, iş birliğimizi sayın Putin ile sayın Cumhurbaşkanımızın ilişkilerini biliyorsunuz, hayata devam ettik. Bu gerçekten çok az ülkenin yapabileceği olgun bir politik davranış” dedi.