Gülistan Doku için Adalet Komisyonları: "Ölümünün üstü ’intihar’ süsüyle kapatılmaya çalışılan tüm kadınların hesabını soracağız"

Haber: Hakan KAYA-Kamera: Onur DURSUN

(İSTANBUL)- Gülistan Doku için Adalet Komisyonları, Tunceli’de 5 yıldır kendisinden haber alınamayan Gülistan Doku ve Van’da kaybolduktan 18 gün sonra cesedi bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş için Kadıköy Süreyya Operası önünde açıklama yaptı. Gülistan Doku için Adalet Komisyonlarından Zeynep Tekin, “Katledilen, kaybettirilen, ölümünün üstü ’intihar’ süsüyle kapatılmaya çalışılan tüm kadınların hesabını soracağız” dedi.

Tunceli’de, 5 Ocak 2020’de kaldığı yurttan ayrıldıktan sonra kaybolan Munzur Üniversitesi Çocuk Gelişimi Bölümü 2’nci sınıf öğrencisi Gülistan Doku ve Van’da kaybolduktan 18 gün sonra cesedi bulunan üniversite öğrencisi Rojin Kabaiş için Kadıköy Süreyya Operası önünde toplanan gruplar “Gülistan Doku, Rojin Kabaiş isyanımızdır” yazılı pankart açtı, “Rojin intihar etmedi”, “ Gülistan Doku nerede”, “İntihar değil bu bir cinayet” sloganları attı.

Gülistan Doku için Adalet Komisyonları adına basın açıklamasını Zeynep Tekin okudu.

“’Gülistan Doku Nerede ?’ demekten vazgeçmeyeceğiz”

Tekin şu ifadeleri kullandı:

“Göstermelik bir biçimde sadece baraj ve çevresini aradı. Ardından Gülistan’ın şüpheli kaybının üstü ‘intihar’ denilerek kapatıldı. Baş şüpheli Zaynal Abakarov ve polis olan üvey babası yargılanmıyor. Gülistan’ın kaybolduğu kameralarla çevrili Dersim’de rahat yaşamlarına devam etmeleri sağlanıyor. Erkek egemen devlet ve yargısı failleri ve şüphelileri korumaya devam ediyor. Her yıl meydanlara çıkıp ‘Gülistan’a ne oldu ? Gülistan Doku nerede ?’ diyen kadınlara saldırıyor, gözaltılarla kadınlara göz dağı vermeye ve susturmaya çalışıyor. Biz kadınlar erkek devletin pratiklerinden korkmuyoruz. 5 yıldır aynı ısrar ve inatla sorduk yine soracağız ’Gülistan Doku Nerede ?’ demekten vazgeçmeyeceğiz.

“Kadın cinayetlerinin hiçbiri aydılatılmadı, üstü örtüldü”

Aradan geçen 5 yılda yüzlerce kadın cinayeti işlendi, yüzlerce şüpheli kadın ölümü yaşandı. Hiçbiri aydınlatılmadı, kadın cinayetlerinin üstü örtüldü. Biz yargının fail erkeklerden yana olduğunu düşünüyoruz. Çünkü erkek yargıyı Nadire Kadirova, Dina, Aleyna Çakır ve erkekler tarafından katledilen nice kadına adalet sağlamamasından, failleri korumasından biliyoruz.

“Biz yaşamayı seviyoruz, yaşamak istiyoruz”

Aynı erkek devlet şimdi de Rojin Kabaiş’in şüpheli ölümünün üzerini ’intihar’ diyerek kapatmaya çalışıyor. Van Yüzüncü Yıl Üniversiesi öğrencisi Rojin Kabaiş 27 Eylül 2024’te kaldığı KYK yurdundan ayrıldıktan sonra günlerce bulunamadı. Kadınlar KYK yurtlarına 5 dakika gecikince ortalığı ayağa kaldıran yurt görevlileri Rojin’in ailesine 1 gün sonra haber verdi. Rojin kaybolduktan 18 gün sonra cansız olarak bulundu. Yine aynı yalanla karşı karşıya kaldık. Gülistan için söylendiği, bizi oyalamaya çalıştıkları gibi yine intihar dediler. Hem Rojin’in üstünde 2 DNA çıkmasına rağmen. Otopsi raporunu detaylı incelemek yerine intihar yalanına sığındılar yine. Biz yaşamayı seviyoruz, yaşamak istiyoruz. Kadınların yaşamlarını ellerinden alıp, intihar etti demekten vazgeçin. Buna izin vermeyeceğiz. Ne Gülistan’da ne Rojin’den vazgeçmiyoruz.

“Ölümünün üstü ’intihar’ süsüyle kapatılmaya çalışılan tüm kadınların hesabını soracağız”

Erkek devlet Dersim’de, Van’da genç kadınlar üstünde başka bir politika, özel savaş politikası uyguluyor biliyoruz. Bugün erkek egemenliğinin ve her türlü kurumunun uyguladığı politikalara karşı bugün Süreyya Operası önünden haykırıyoruz. Gülistan için etkin bir arama yapılsın, baş şüpheli Zaynal Abakarov ve ailesi yargılansın, Rojin’in şüpheli ölümü aydınlatılsın, dosyasındaki kısıtlılık kaldırılsın, aile avukatları dosyaya erişebilsin. Tüm taleplerimiz yerine getirilene kadar aynı kararlılıkla haykırmaya devam edeceğiz. Katledilen, kaybettirilen, ölümünün üstü ’intihar’ süsüyle kapatılmaya çalışılan tüm kadınların hesabını soracağız. Erkek adalet değil, gerçek adalet için mücadele etmeye devam edeceğiz. Tüm kadınları bu isyanı büyütmeye, mücadelemize destek olmaya çağırıyoruz.”