İzmir'de şehit aileleri ve gazilerden 'Öcalan' protestosu
(İZMİR)- Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği İzmir Şubesi tarafından Karşıyaka'da, Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği tarafından ise Bornova’da yeni çözüm süreci protesto edildi. Şehit annesi İmren Uyanık, “43 yıldır yaşadıklarımızı, verdiğimiz şehitleri konuşalım. Bir vatan evladının toprağa nasıl düştüğünü, kaç kurşun yediğini, naaşlarının ne kadar sürede ailelerine ulaştığını konuşalım” dedi.
Şehit yakınları ve gaziler, İzmir’de terör örgütü PKK lideri Abdullan Öcalan ile yapılan görüşmeler ve çözüm sürecini protesto etti.
Şehit annesi Uyanık: "İmralı canisini ülke gündemine sokup barış elçisi gibi ilan edenlere hatırlatalım"
Karşıyaka'da düzenlenen basın açıklamasında konuşan şehit annesi İmren Uyanık, "Bugün burada şehit aileleri ve gazileri olarak yaşadığımız acıları yüreğimizde yanan ateşi anmak için toplanmadık. Çünkü şehit annesine oğlunun postallarına çiçek ektiren, bir şehit babasına evladının fotoğrafı karşısında geceyi sabahlatan, şehit eşinin canının yarısını toprağa koyuşunun, umutları elinden alınan şehit çocuklarının yarım kalışının hiçbir tarifi yok. Utanmadan, üzülmeden, düşünmeden bebek katili özgür kalsın, umut hakkı ev hapsi verilsin diyenlere, İmralı canisini ülke gündemine sokup barış elçisi gibi ilan edenlere hatırlatalım diye toplandık. Çok mu geriye gittik? O zaman 43 yıldır yaşadıklarımızı, verdiğimiz şehitleri konuşalım. Bir vatan evladının toprağa nasıl düştüğünü, kaç kurşun yediğini, naaşlarının ne kadar sürede ailelerine ulaştığını konuşalım. Bir vatan evladının toprağını düştüğünü, kaç kurşun yediğini bu ağaçlarımız ne kadar sürede ailelerinize ulaştığını konuşalım. Mesela ödedikleri bedelleri konuşalım. Oğuz Kaan Usta'yı Oğuz Kaan Usta'yı, Duabey Onur Öztürkmen'i, Şehit Semih Özbey'i konuşalım. Hadi, onlar askerdi serden ve yardan geçmişlerdi. Şehit Polis Fethi Sekin'i, Şehit Savcı Hakan Kılıç'ı, Şehit Öğretmenler Necmettin Yılmaz ve Aybüke Yalçın'ı, eli kanlı terör örgütünün menfur saldırılarında hayatını kaybeden sivil vatandaşlarımızı konuşalım. Zira hatırlamanıza ihtiyacımız var" dedi.
Doğru: "Ya silahlarını gömecekler ya da silahları ile gömülecekler"
Türkiye Harp Malulü Gaziler Şehit Dul ve Yetimleri Derneği İzmir Şubesi Başkanı Recep Doğru ise "Terörle mücadelede verdiğimiz 7 bin 100'ü asker, 900'ü polis, bin 500'ü korucu, 200'ü öğretmen, savcı, imam şehidimizi; 40'a yakın kundakta katledilen bebekleri, 5 bin sivil şehidimizi anlatmak için hatırlatmak için toplandık. Şehit aileleri ve gaziler, bu zamana kadar siyasetin bir parçası olmadı bundan sonrada bir parçası olmayacaktır. Şehit aileleri ve gazilerin en büyük arzusu terörün bitmesidir. Aynı acıyı hiçbir ailenin yaşamamasıdır. Ancak bunu yapmanın yolu bebek özgürlükten geçmemelidir, gazi meclis bir teröriste çiğnetilmemelidir. Katiline bu aziz vatan, atalarımızın mirası olduğu kadar, şehit evlatlarımızın da emaneti olduğu unutulmamalıdır. Türk'ün töresinde vatana ihanetin affı yoktur. İslam'ın şiarında da zalime merhamet, mazluma ihanettir. Bizleri kardeşi mesabesinde gören sayın Cumhurbaşkanımızın Samsun'da, 'sehitlerimizi, gazilerimi rahatsız edecek hiçbir işimiz olmadı. Ne yaptıysak şehit ve gazilerimizin bize gösterdiği istikametten asla ayrılmadan yaptık' sözleri bundan sonraki süreçte bizim için senettir. Ya silahlarını gömecekler ya da silahları ile gömülecekler, üçüncü bir yol yok" ifadelerini kullandı.
Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Başkanı Çerçioğlu: "Şehit ve gazilerin kanları üzerinden siyaset yapmaktan vazgeçip kendinize gelin"
Bornova ilçesinde Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği'nde düzenlenen basın açıklamasında ise Abdullah Öcalan'ın TBMM davet edilmesine tepki gösterildi.
Şehit Aileleri ve Gaziler Derneği Başkanı Erdem Çerçioğlu, şunları söyledi:
"Uğruna kanımızı döktüğümüz bu toprakları atalarımızdan emanet aldığımız gibi çocuklarımıza emanet etmek isterken bugünkü bu manzara karşısında utanç ve burukluk duyduğumuzu belirtmek isterim. Son günlerde devlet kapısı, bebek katillerinin umudu, şehit ve gazi camiasının ise umutsuzluğu olmuştur. Maalesef ki ebediyete intikal etmiş merhum şehitlerimiz artık kabirlerinde ne ışıklar içerisinde ne de rahat uyumaktadırlar. Gazilerimizin ise kapanan yaraları, kanayan yaralar halini almıştır. Devleti yönetenler, terörle mücadele et diyerek ölüme gönderirken, diğer taraftan kanımızın üzerine basarak terörist başıyla müzakere edemez. Meclis’te bulunan tüm siyasi parti temsilcilerine sesleniyoruz; şehit ve gazilerin kanları üzerinden siyaset yapmaktan vazgeçip kendinize gelin. Bebek katili caninin muhatap alınarak Meclis’e davet edilmesi hiç bir şekilde kabul edilemez. Türkiye Cumhuriyeti devleti terörle mücadelede kaybetmişmidir ki, terör örgütü ile müzakere yapsın. Daha önceki yapılan barış sürecinde terör bitmiş midir ki, tekrar barış sürecine gidilsin? Dün Meclis’te idam ipi sallayan vatanseverler ne acıdır ki, bugün boynuna ilmek geçirmek istedikleri kişiye Meclis’te koltuk beğendirmeye çalışıyorlar.
"Terör elebaşı hiç bir zaman bizim muhattabımız olamaz"
Kimse kusura bakmasın şehit aileleri ve gazilerin gözlerine soka soka kabullendirilmek istenen, barış güvercini olarak gösterilen, şerefsiz, vatan haini, bebek katilinin umut hakkı diye adlandırılan sürecini asla kabullenmeyecektir. Devleti yönetenler, terörle mücadele de yüz binin üzerinde şehit ve gazinin geride kalanlarına, emanetiniz emanetimiz ve namusumuzdur derken, katillerimizle masaya oturarak emanetlere nasıl sahip çıkıp yüzlerine bakabilirler? PKK, partimizin arka bahçesidir diyen sözde siyasi parti temsilcilerini kapıda ve ayakta karşılanıyor olması camiamızca kabul edilemez bir davranıştır. Türkiye Cumhuriyeti devleti sınırları içerisinde yer alan askeri tesislere şehit yakınları ve gaziler alınmıyor iken devletin en yüce kurumu gazi meclise, bebek katili, vatan haini, şerefsizin, barış güvercini diye adlandırılan terörist başının konuşmacı olarak davet edilmesi hangi vicdana, hangi vatanseverliğe sığar? Şehit yakınlarını ve gazileri daha ne kadar aşağılayabilirsiniz? Devletimizin çabası, vatanın bölünmez bütünlüğü ve bekası ise, her şeyden önce şehidine ve gazisine sahip çıkıp, aciz ve mağdur duruma düşürmemesi ve itibarsızlaştırılmaması gerekmektedir. Bizler şehit aileleri ve gaziler yüce Türk Devletinin övünç madalyası verilmiş değerleriyiz. Terör elebaşı hiç bir zaman bizim muhatabımız olamaz. Bu sebeple bebek katiline verilen umut hakkı camiamızın umutsuzluğu olmuştur."