Okan Konuralp: "Gelin Cumartesi Anneleri, Diyarbakır Anneleri, Barış Anneleri, evlatlarını arayan kim varsa önlerindeki engelleri el birliğiyle kaldıralım"
(TBMM) - CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp Meclis Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmada yakınları gözaltında kaybolan Cumartesi Anneleri’nin yarın bininci kez Galatasaray Meydanı’nda toplanacağını belirterek, “Gelin, Cumartesi Anneleri, Diyarbakır Anneleri, Barış Anneleri, evlatlarını arayan kim varsa önlerindeki engelleri el birliğiyle kaldıralım; Evlatlarının kaybından her kim sorumluysa hukuk önünde hesaplaşalım” dedi. Kobani Davası'nda verilen cezalara da değinen Konuralp, davanın siyasi olduğunu söyledi. Konuralp, "Herkesin hakkını ve hukukunu gözeten, kimseye lehte ve aleyhte bir ayrıcalık tanımayan; siyasetin gölgesinden uzak adil bir hukuk düzeni kurulduğunda ve mutlaka kurulacaktır; Demirtaş ve arkadaşlarının beraat edeceğinden kuşkumuz yoktur" diye konuştu.
CHP Ankara Milletvekili Okan Konuralp, Meclis Genel Kurulu’nda DEM Parti’nin grup önerisi üzerinde söz aldı. Konuralp yaptığı konuşmasında Kobani Davası’nda verilen cezaları eleştirdi.
"AİHM cezaya gerekçe olan konuşmaları ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmiştir"
"Cumhuriyet Halk Partisi’nin Kobani davasıyla ilgili kurumsal tavrı son derece nettir; Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel’in de grup toplantısında vurguladığı üzere bizim için bu dava hukuki değil, siyasi bir davadır" diyen Konuralp şöyle konuştu:
"Verilen cezaların neredeyse tamamının bir sosyal medya paylaşımına ve bazı miting konuşmalarına dayandırılması; bir şiddet eyleminden ya da şiddeti teşvikten ceza verilmemesi bu davanın siyasi bir dava olduğunun kanıtlarından biri niteliğindedir. Örneğin Selahattin Demirtaş özelinde mahkeme kararına baktığımızda, kendisine verilen toplamda 42 yıllık cezaya gerekçe olarak gösterilen konuşmalarının neredeyse tamamı Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi tarafından ifade özgürlüğü kapsamında değerlendirilmiştir.
“Demirtaş ve arkadaşları hakkında cezalandırılma yoluna gidilmiştir”
Yani Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları uygulanması halinde beraat etmesi gereken Demirtaş ve arkadaşları hakkında, cezalandırılma yoluna gidilmiştir. Ezcümle dava mevcut siyasi iktidarın daha önceden kararı ilan ettiği; mahkeme heyetinin de bu ilana uygun olarak görevini yerine getirdiği bir şekilde sonuçlanmıştır. Ancak herkesin hakkını ve hukukunu gözeten, kimseye lehte ve aleyhte bir ayrıcalık tanımayan; siyasetin gölgesinden uzak adil bir hukuk düzeni kurulduğunda ve mutlaka kurulacaktır; Demirtaş ve arkadaşlarının beraat edeceğinden kuşkumuz yoktur. Bu çerçevede anımsatmak isterim ki Selahattin Demirtaş son savunmasında ‘Demokrasiyi ve barışı savunan herkesin dostuyum’ demiş. Ben de Demirtaş’ın demokrasiyi ve barışı savunduğuna şahit olduğumu vurgulamak isterim; kendisinden razıyım; dostluğu dostluğumdur.”
"Kabul etmemiz gerken acı bir gerçek var"
Cumartesi Anneleri’nin Cumartesi günü bininci kez Galatasaray Meydanı’ndan toplanacağına dikkat çeken Konuralp, “Kabul etmemiz gereken acı bir gerçek var, Cumartesi Anneleri, Cumartesi İnsanları evlatlarına sağ salim kavuşma; hiç olmazsa bir mezar taşının yanı başında ağıt yakabilme umudunu neredeyse kaybetmiş durumda” dedi.
“Hangi anne evladını aramaktan vazgeçer?”
“Gelin Cumartesi Anneleri, Diyarbakır Anneleri, Barış Anneleri, evlatlarını arayan kim varsa önlerindeki engelleri el birliğiyle kaldıralım; evlatlarının kaybından her kim sorumluysa hukuk önünde hesaplaşalım” ifadelerini kullanan Konuralp, sözlerini şöyle sürdürdü:
“Hal böyleyken anneleri, babaları, kardeşleri, her cumartesi günü Galatasaray Meydanı’nda buluşturan bir gerekçe var. Anneliğe dair bir gerekçe bu. Gerekçeyi bir soru olarak ifade ediyorum: Hangi anne evladını aramaktan vazgeçer? Ve Ahmet Kaya'nın ‘Beni bul anne’ dizelerinden mülhem, anneleri tarafından bulunmak istemeyen bir evlat olur mu? Bir konuşmamda da ifade ettiğim gibi; ölüler de bulunmak ister arkadaşlar. Bu çocuklar; yüzlerce evlat ölümün ve unutulmanın bağrından kopartılıp annelerine kavuşmayı bekliyor. Bu çocukları bulmalıyız. Bu çocukları bulmak ve bu çocukların kaybından her kim sorumluysa, kimseyi ayırt etmeksizin herkesten hesap sormak bizim; siyaset kurumunun görevleri arasındadır.”