Plan ve Bütçe Komisyonu'nda EMEP'li Karaca, Bakan Şimşek'e kadın işçilerin mektuplarını okudu: "Şimşek programı baskı, çok çalışma, az kazanma ve işsizlik demek"

Plan ve Bütçe Komisyonu'nda EMEP'li Karaca, Bakan Şimşek'e kadın işçilerin mektuplarını okudu: "Şimşek programı baskı, çok çalışma, az kazanma ve işsizlik demek"

NİSANUR YILDIRIM - EREN CESUR

(TBMM) - Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, Hazine ve Maliye Bakanlığı bütçe görüşmelerinde; Bakan Mehmet Şimşek'e Türkiye'nin farklı illerinde yaşayan kadın işçilerin mektuplarını okudu. Karaca'nın kadınlara "Mehmet Şimşek programı deyince aklınıza ne geliyor" diye sorduklarını belirterek okuduğu mektuplarda; "Şimşek programı baskı, çok çalışma, az kazanma ve işsizlik anlamına geldi. Tasarruf tedbirlerinin bizlere yönelik bir şiddet biçimi olduğunu Mehmet Şimşek'e iletin" ifadeleri yer aldı.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda Hazine ve Maliye Bakanlığı ile bağlı kuruluşlarının 2025 yılı bütçe görüşmeleri devam ediyor.

EMEP Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, bütçe görüşmelerine kadın işçilerin mektuplarını getirdi. Karaca, kadınlara "Mehmet Şimşek programı deyince aklınıza ne geliyor" diye sorduklarını belirterek kadın işçilerin mektuplarını okudu.

İstanbul Esenyurt'taki Salcomp fabrikasında işten çıkarılan bir kadın işçinin mektubunda şu ifadeler yer aldı:

"Mehmet Şimşek programı bizim için bu bir yılda baskı, çok çalışma, az kazanma ve işsizlik demek"

"Özellikle 'Kemer sıkmalıyız' söylemleri ve kamuda tasarruf tedbirleriyle patronlarımıza fırsat doğdu. Gece saatlerinde yoğunlukla kadın işçilerin çalıştığı fabrikada ilk tasarruf bizden yapıldı. Gece servislerimiz iptal edildi. Kadınların itirazlarıyla servisler geri gelse de bu sefer de tuvaletten tasarruf yaptılar. Dakikaya bağlı tuvalet kullanabiliyorduk. Sonra hepimizi işten attılar. Mehmet Şimşek programı bizim için bu bir yılda baskı, çok çalışma, az kazanma ve işsizlik anlamına geldi. İki aydır iş bulamıyorum. Eşim de üç aydır işsiz. İşçiye, emekçiye geldiğinde bütçe kısıtlaması deniyor. Bütçe kısıtlamasının eğer gerçekten yapılması gerekiyorsa öncelikle vergilerden muaf olan patronumuzdan başlasınlar. Mehmet Şimşek'e hakkımı helal etmiyorum."

İstanbul Tuzla'dan metal işçisi bir kadının mektubu ise şöyle:

"Fabrikamız çok büyük ve yurt dışına ihracat yapıyor. Büyük otomobil markalarına parça üreten fabrikamızda bütün yaz cehennem sıcaklarında çalıştık. Çünkü 'tasarruf tedbiri' olarak klima takılmayacağı söylendi. Günde en az iki kişi sıcaktan bayılıyordu. Her ses çıkardığımızda 'zaten işler kötü biraz idare edin' dediler ve yakın zamanda bir fabrika daha kurdular. İşte sizin tasarrufunuzun bize etkisi bu."

Ege Üniversitesi Hastanesi'nde çalışan bir kadının mektubunda ise şu ifadeler yer aldı:

"Kamuda tasarruf tedbirlerinin bizlere yönelik bir şiddet biçimi olduğunu Mehmet Şimşek'e iletin"

"Hastanede tasarruf bazı kliniklere giden peçete, sabun sayısının azalması, bazı kliniklere hiç gitmemesi, temizlik maddelerinin kalitesinin en düşük olanının tercih edilmesiyle başladı. Sonra kreşin kapanacağı, öğretmenlerin işten çıkarılacağı yönünde bir mesaj geldi. En son resmi bir yazı ile kreşin üniversitenin İdari ve Mali İşler Müdürlüğüne devredildiği ve kreş ücretinin sabit kalacağı söylendi. Gelin görün ki kreş bir taşerona kiralandı, kreş ücretimizi de iki buçuk kat artırdınız. Açıkça aç kalın, yoksullukta boğulun demekten başka bir şey değil. Kamuda tasarruf tedbirlerinin bizlere yönelik bir şiddet biçimi olduğunu Mehmet Şimşek'e iletin."

İstanbul Tuzla'dan karton işçisi bir kadının mektubu ise şöyle:

"Bize tasarruf dayatanların hayatlarından niye hiçbir şey eksik olmuyor"

"Devlet kamuda tasarrufa gidince bizim patron da 'bazı harcamaları kısmamız lazım' diyerek kekleri kaldırdı. Bir kek deyip geçmeyin biz onunla doyuyorduk. Su sebillerini de kaldırdılar. Birlikte ses çıkarınca 'Her işçiye günde 3 bardak su verelim bari” dediler. Biz de soruyoruz: Bu tasarruf neden sadece işçiye uygulanıyor? Bize tasarruf dayatanların hayatlarından niye hiçbir şey eksik olmuyor?"

"Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 'Ülke ekonomisi şaha kalktı. İyiye doğru gidiyoruz' diyor. Hiç de öyle olmadı

İstanbul Büyükçekmece'den Birgül'ün mektubunda; "On iki yıldır bir iç giyim firmasında çalışıyorum. Asgari ücret alıyorum. Maliye Bakanı Mehmet Şimşek 'Ülke ekonomisi şaha kalktı. İyiye doğru gidiyoruz' diyor. Hiç de öyle olmadı. Dün aldığımızı alamıyoruz. Pazara çıkıyorsun doğru düzgün bir şey alamıyoruz. Şimdi 500-600 liraya elimiz boş geliyoruz. Durum vahim, borçla geçiniyoruz" ifadelerine yer verildi.

Aydın Efeler'den sağlık emeklisi bir kadının mektubunda "2017 yılında emekli olmak zorunda kaldım. O günden bugüne emekli maaşım yetmedi. Bizler saraylarda halktan uzak yaşam sürdüren, emekçinin, emeklinin, işçinin nasıl geçindiği umurunda olmayanlara sesleniyoruz. Bütçeden hakkımızı ve insanca yaşanabilecek bir hayat istiyoruz" dedi.

"Kıyım, ölüm bütçenizde hayatını kararttığınız kadınların iki eli yakanızda"

Karaca, "Bunlar umrunda olsun diye umuyoruz. Bu dosyadaki mektupları tek tek okumanızı eğer gerçekten umrunuzdaysa bu işçi kadınlara cevap vermenizi istiyoruz. Çünkü sizin yıkım, kıyım, ölüm bütçenizde hayatını kararttığınız kadınların iki eli yakanızda. Umarım bu kadınların sesini duyacaksınız ve bütçeden onlara payını vereceksiniz" sözleriyle konuşmasını bitirdi.