Sinoplu emlakçı: "Sabahtan akşama kadar oturuyoruz"

Sinoplu emlakçı: "Sabahtan akşama kadar oturuyoruz"

MUSTAFA USTA

(SİNOP) - Sinoplu emlakçı Ahmet Atalay, "Bugün bir emeklinin aldığı para 10 bin lira. İnsanların ev alma şansı var mı? Yok. Dolayısıyla şu an bizim sektörümüz bitmiş durumda. Ayakta duruyoruz ama, nasıl duruyoruz? İş yok. Sabahtan akşama kadar oturuyoruz. ” dedi. Sinoplu emlakçı Nurol Özusta ise, "Mesela geçen yıl bu dönemlerde tayin zamanlarında 5-6 tane veriyorduk, bu sene yok. Bankalar kredi veriyor ama 100 bin TL’ye 400 bin TL istiyor. Karı koca emekli olsa ikisi bu faizi ödeyemezler" diye konuştu.

Sinoplu emlakçılar, kira ve satılık evlerdeki fiyatların eskiye nazaran yüzde 100’ün üzerinde artış gösterdiğini, vatandaşların ev almakta ve kiralık ev tutmakta zorlandıklarını belirtti. Ahmet Atalay, şöyle konuştu:

"Pandemi zamanında bile daha güzel iş yapıyorduk"

"Ev satışları tek tük oluyor ama o eski ev satışları nerede? Öyle bir olay yok. Benim pandemi zamanı yaptığım iş şimdi yok. Pandemi zamanında bile şu zamanki durumundan çok daha güzel iş yapıyorduk. Şu an piyasa tamamıyla durmuş vaziyette. Zaten bankalar kredi vermiyor, verse de 3 trilyon paraya 13 trilyon para alıyorlar. Aylık 106 bin lira ödemesi oluyor. Dolayısıyla bu sıkıntı tabi. Kiralama olayına gelince kiralama olayı da çok iç açıcı değil. 15 bin liradan başlıyor kiralar. Bugün bir emeklinin aldığı para 10 bin lira. Bu adam 15 bin lira verip de yemesi, içmesi, suyu bu adam nasıl geçinecek? Gerçekten çok zor durumda insanlar. Hepimiz zor durumdayız. Bu durumda da insanların ev alma şansı var mı? Yok. Dolayısıyla şu an bizim sektörümüz bitmiş durumda. Ayakta duruyoruz ama, nasıl duruyoruz? İş yok. Sabahtan akşama kadar oturuyoruz. Sohbet edip saatimizi doldurup evimize gidip yatıyoruz.

"Hükümetin asgari ücretlilere, emekli maaşlarına yapılandırma getirmesi lazım"

Geçinme konusuna gelince insanlar geçinemiyor. Bunu biliyoruz. Bu hükümetin bir an önce asgari ücretlilere, emekli maaşlarına özellikle emekli maaşlarına yapılandırma getirmesi lazım. Çünkü insanların geçim olayı bitti. Emekliler bitmiş vaziyette. Evine ekmek alamayan emekliler var. Yazık, günah. Herkes din, kitap, Allah, Kuran diyor ama kimse onun yolunda ilerlemiyor. Bu şekilde bir sistem olmaz. Bu insanlar aç. İnsanların ekmek alacak durumları yok. Eti kurban bayramında görmeye başladı insanlar. Yazık değil mi bu insanlara? Kendilerine para buluyorlar ama emekliye, asgari ücretliye para bulamıyorlar. Türkiye şu anda böyle bir anlayış, böyle bir zihniyet içerisinde. Türkiye zaten bitmiş durumda. Biz zaten sektörümüzü unuttuk. Biz artık burada ofis kurduk. Arkadaşlarımız geliyor. Çayımızı içip akşam evlere dağılıyoruz. Bu duruma geldi artık sektör. Bu emeklilerin durumu ne olacak? Emekliler bitmiş vaziyette. Bu iş hükümetin bir an önce el atması gerekiyor. Dediğim gibi zaten emlak sektörü artık bitti. Kiralama olayı da bitti. İnsanlar Sinop’a göç ediyordu. Onlar da burada ev bulamayıp tekrar geri gidiyorlar.

"Hükümetin mekanizması işlese böyle mi olur?"

Hükümet istese ev fiyatlarını denetler. Ama hükümetin işine gelmiyor. Hükümet oturmuş bir koltuğa kalkamıyor. Adamların denetleme mekanizması yok. Denetleme mekanizması olsa böyle mi olurdu ülke? Fiyatlar almış başını gidiyor. Marketler kafasına göre istediği fiyatı veriyor. Her gün marketlerde fiyat değişiyor. Hükümetin mekanizması işlese böyle mi olur? Bu pahalılık olur mu? Bütün bu olayı yapan, bu hale sokan hükümet. Allah bu hükümeti başımızdan alsın. 23 senedir bıktık artık. Şimşek, denen bir bakanımız var. Allah ona uzun ömür versin. Bizi mahvetti. Adamların düşüncesinde emekli yok, asgari ücretli yok. Bunlar, anca vergileri keserler ama bakkal amca, emlakçı abi patır patır vergi ödesin. Bu çifte standart olayını bıraksınlar artık. Fakiri daha çok fakir ettiler, zengini de daha çok zengin ettiler. Bunu söylediğimiz zaman acaba bizi akşama evden alırlar mı diye düşünüyoruz. Artık yeter. Herkes bitmiş vaziyette. Herkesin sinir sistemleri bozulmuş. Ufacık bir olayda insanlar kavga çıkarıyor. Bu duruma geldi insanlar. Bu milleti de bu hale sokan başımızdaki hükümettir.

"Yabancı uyrukluların gelmesi bizim fiyatların fahiş bir şekilde artmasına sebebiyet verdi"

Yabancı uyruklu denen bir illet geldi başımıza. Bu illeti artık bu hükümetin bir an önce göndermesi lazım. Bunlar gelince Türkiye’de işsizlik arttı, kiralar arttı. Afganlıların, Suriyelilerin Sinop’a gelip de, evlere yerleşmelerinden dolayı vatandaşımıza biz ev bulamıyoruz. Şunları artık memleketten gönderin. Hiçbir ülke mülteciyi kabul etmiyor ama biz her mülteciyi yanımıza çekiyoruz. 30 bin liraya kira var. Yazık bu millete. Zengin yabancı uyruklular hep burada. 30 bin lirada olsa kira veriyorlar, 40 bin lirada olsa veriyorlar. O zaman ne oluyor? Fiyatlar fahiş bir şekilde artıyor. Yabancı uyrukluların Sinop’a, Türkiye’ye gelmesi bizim burada fiyatların fahiş bir şekilde artmasına sebebiyet verdi. Dolayısıyla insanlar mağdur oldu. Bizim kendi Türk vatandaşımız Suriyeliler yüzüne ev bulamıyor."

"İnsanların şu anda alım gücü yok, piyasa çok kötü"

Nurol Özusta ise "İşlerimizde çok düşüş var. Bu fiyatlara ev tutamıyorlar, satın alamıyorlar. Ne yapacağını kimse bilmiyor. Ev sahipleri de fazla kira istiyor, kiracılar da kira veremiyor onun için ne yapacaklarını bilmiyorlar. Mesela geçen yıl bu dönemlerde tayin zamanlarında 5-6 tane 8 tane veriyorduk, bu sene yok. Bankalar kredi veriyor ama 100 bin TL’ye 400 bin TL istiyor. 1 milyar TL veriyorsa 4 milyar TL’ye mal oluyor. Karı koca emekli olsa ikisi bu faizi ödeyemezler. İnsanların şu anda alım gücü yok, piyasa çok kötü. Mesela bir çorba olmuş 120 TL. Gerisini artık halkımız düşünsün."