TBMM Genel Kurulu... Cevdet Yılmaz: "Deprem nedeniyle bütçe açıklarında yaşanan geçici artış sonrasında bütçe açığını yeniden ortalamaya yaklaştırıyoruz"
(TBMM) - Cumhurbaşkanı Yarımcısı Cevdet Yılmaz, "Deprem nedeniyle bütçe açıklarında yaşanan arizi, geçici artış sonrasında bütçe açığını yeniden hükûmetlerimiz dönemindeki ortalamaya yaklaştırıyoruz. Hükûmetlerimiz döneminde mali disiplini sağlayarak bütçeyi faiz bütçesi olmaktan çıkardık, hizmet bütçesi hâline getirdik. 2002 yılında faiz harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı yüzde 14,3 iken bu oranın 2025 yılında yüzde 3,2 olacağı tahmin edilmektedir. 2002 yılında tüm bütçe giderlerimiz içinde faizin payı yüzde 43,2 seviyelerine kadar yükselmişti, bugün geldiğimiz noktada geçici olarak bazı artışlar olsa da bütçemiz içinde faizlerin payı yüzde 13,2 seviyelerindedir" dedi.
2025 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Merkezi Yönetim Kesin Hesap Kanunu Teklifi'nin görüşmelerine TBMM Genel Kurulu’nda başlandı. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, Genel Kurulu'da bütçe sunuş konuşmasını yaptı.
2023 yılı Kesin Hesap Kanunu Teklifi'ne ve sonrasında 2024 yılı beklentilerine ilişkin temel büyüklüklere değinen Yılmaz'ın yaptığı konuşmadan öne çıkanlar şöyle:
"2023 yılında bütçe giderleri 6 trilyon 588 milyar lira, bütçe gelirleri 5 trilyon 208 milyar lira, bütçe açığı 1 trilyon 380 milyar lira, faiz dışı açık 706 milyar lira olarak gerçekleşmiştir. 2023 yılında bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 6,4 olarak öngörülen oranın altında yüzde 5,2 olmuştur. 2022 yılına göre 2023 yılında bütçe açığının yükselmesinde 960 milyar liralık deprem harcamaları etkili olmuştur. Deprem harcamaları hariç tutulduğunda 2023 bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranı yüzde 1,6 olarak gerçekleşmiştir. Harcamaların kompozisyonuna bakıldığında yüzde 49,1'inin cari transferler ve sermaye transferlerinden, yüzde 22,9'unun personel giderleri ve sosyal güvenlik devlet primi giderlerinden, yüzde 10,2'sinin faiz giderlerinden, yüzde 8,3'ünün sermaye giderlerinden, yüzde 6,9'unun mal ve hizmet alım giderlerinden, yüzde 2,6'sının borç verme giderlerinden oluştuğu görülmektedir.
2024 yılında merkezi yönetim bütçe giderlerinin 11 trilyon 213 milyar lira, merkezî yönetim bütçe gelirlerinin 9 trilyon 65 milyar lira, bütçe açığının 2 trilyon 148 milyar lira, faiz dışı açığın 851 milyar lira olarak gerçekleşeceğini tahmin etmekteyiz. 2024 yıl sonu bütçe açığının millî gelire oranının ise başlangıçta tahmin edilen yüzde 6,4'ün oldukça altında yüzde 4,9 seviyesinde olacağını öngörüyoruz.
"Hükümetlerimiz döneminde mali disiplini sağlayarak bütçeyi faiz bütçesi olmaktan çıkardık"
Bütçe giderlerinin detaylarına bakıldığında 2024 yılında personel giderlerinin 2 trilyon 678 milyar, sosyal güvenlik kurumlarına devlet primi giderlerinin 333 milyar lira, mal ve hizmet alım giderlerinin 773 milyar lira, cari transferlerin 4 trilyon 11 milyar lira, sermaye giderlerinin 1 trilyon 93 milyar lira, sermaye transferlerinin 724 milyar lira, borç verme giderlerinin 303 milyar lira, faiz giderlerinin 1 trilyon 298 milyar lira olarak gerçekleşmesini bekliyoruz. 2024 yılında vergi gelirlerinin yaklaşık 7 trilyon 605 milyar lira, vergi dışı gelirlerin ise yaklaşık 1 trilyon 459 milyar lira olacağını öngörüyoruz. 2025 yılı merkezî yönetim bütçesi kapsamında 227 kamu idaresinin bütçesi bulunmaktadır. 2025 yılı merkezî yönetim bütçesinde bütçe giderlerinin 14 trilyon 731 milyar lira, bütçe gelirlerinin ise 12 trilyon 800 milyar lira olacağını öngörmekteyiz. Bütçe açığının gayrisafi yurt içi hasılaya oranının ise yüzde 3,1 olarak gerçekleşmesi beklenmektedir.
Deprem nedeniyle bütçe açıklarında yaşanan arizi, geçici artış sonrasında bütçe açığını yeniden hükümetlerimiz dönemindeki ortalamaya yaklaştırıyoruz. Hükümetlerimiz döneminde mali disiplini sağlayarak bütçeyi faiz bütçesi olmaktan çıkardık, hizmet bütçesi haline getirdik. 2002 yılında faiz harcamalarının gayrisafi yurt içi hasıla içindeki payı yüzde 14,3 iken bu oranın 2025 yılında yüzde 3,2 olacağı tahmin edilmektedir. 2002 yılında tüm bütçe giderlerimiz içinde faizin payı yüzde 43,2 seviyelerine kadar yükselmişti, bugün geldiğimiz noktada geçici olarak bazı artışlar olsa da bütçemiz içinde faizlerin payı yüzde 13,2 seviyelerindedir.
"Deprem harcamalarının zamanla azalmasıyla bütçe açıklarımızın da oranları düşme eğilimini sürdürececek"
Bütçeden 2023 yılında depremlerin yol açtığı hasarların bertaraf edilmesi amacıyla 960 milyar lira harcama gerçekleştirdik. 2024 yılında 1 trilyon 28 milyar lira tutarında deprem harcaması yapılacağını öngördük. 2025 yılı bütçemizde, afet risklerinin azaltılması, depremlerin yol açtığı hasarların süratle giderilmesi ve deprem bölgesinde yaşayan vatandaşlarımızın ihtiyaçları ve depreme dayanıklı şehirlerin inşası için toplam 584 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Gördüğünüz gibi depremle ilgili harcamalar geçici olarak bütçemizde çok önemli bir etki oluşturmuştur. Ancak şunu ifade etmek isterim: Bu, bir yapısal bozulma teşkil etmemektedir, geçici, dönemsel bir etkidir ve deprem harcamaları, yatırım niteliğinde harcamalardır, ülkemizin geleceğine, şehirlerimizin geleceğine, daha dirençli şehirler oluşumuna katkıda bulunan harcamalardır. Bu harcamaların zamanla azalmasıyla bütçe açıklarımızın da oranları düşme eğilimini sürdürecektir.
2025 yılı bütçe ödeneklerinin ekonomik sınıflandırmaya göre dağılımını ise şu şekilde öngördük: Personel giderleri 3 trilyon 911 milyar lira, mal ve hizmet alım giderleri 1 trilyon 24 milyar lira, cari transferler 5 trilyon 813 milyar lira, sermaye giderleri 1 trilyon 102 milyar lira, sermaye giderleri 1 trilyon 102 milyar lira, sermaye transferleri 338 milyar lira, borç verme giderleri 306 milyar lira, yedek ödenekler 287 milyar lira, faiz giderleri 1 trilyon 950 milyar liradır. 2025 yılında merkezi yönetim bütçe gelirlerinin 12 trilyon 800 milyar liraya, vergi gelirlerinin ise 11 trilyon 139 milyar liraya ulaşacağını tahmin ediyoruz. Bütçe gelirlerinin alt kalemleri ise şöyledir: Gelir vergisi 2 trilyon 130 milyar lira, kurumlar vergisi 1 trilyon 637 milyar lira, katma değer vergisi 3 trilyon 599 milyar lira, özel tüketim vergisi 2 trilyon 121 milyar lira, diğer vergi gelirleri 1 trilyon 652 milyar lira, vergi dışı gelirler 1 trilyon 662 milyar liradır.
"Son iki yılda eğitime ayrılan yatırım bütçesini 3,5 kat artırmış bulunmaktayız"
Eğitimi en öncelikli meselemiz olarak görüyoruz. Bu çerçevede, 2025 yılında toplam eğitim bütçemiz için 2 trilyon 181 milyar lira ödenek ayırdık. Böylece, merkezi yönetim bütçesinden 2002'de yalnızca yüzde 9,4 seviyesinde pay alan eğitime 2025 yılında yüzde 14,8 oranıyla yine en büyük payı ayırdık. Bu kapsamda, Milli Eğitim Bakanlığı bütçesi için 2025 yılında 1 trilyon 452 milyar lira kaynak ayırdık. Millî Eğitim Bakanlığı'nın yatırım bütçesini 2024 yılı ödeneğine göre yüzde 41,2 artırarak 100 milyar liradan 142 milyar liraya çıkarıyoruz. Son iki yılda eğitime ayrılan yatırım bütçesini 3,5 kat artırmış bulunmaktayız.
2023 yılında Öğretmenlik Meslek Kanunu'nu yürürlüğe koyduk, böylece öğretmenlerin kariyer imkanlarını genişlettik. Kanunla artırılan tazminat oranlarıyla 2024 yılı Temmuz ayı itibarıyla bir öğretmenimizin maaşında uzman öğretmen olduğunda yaklaşık 5 bin 100 lira, başöğretmen olduğunda ise yaklaşık 10 bin 300 lira artış olmasına imkân sağladık. Ekim ayında Meclis'te kabul edilen kanunla öğretmen yetiştirme sürecinde reform niteliğinde düzenlemeler yaptık; genişleyen kariyer imkânlarından daha fazla öğretmenimizin istifade etmesini sağladık.
"Sağlık hizmetleri için 2025 yılında 1 trilyon 106 milyar lira kaynak ayırıyoruz"
Vatandaşlarımızın sağlık hizmetlerinden en iyi şekilde yararlanmalarını sağlamak amacıyla merkezi yönetim bütçesinden sağlık hizmetleri için 2025 yılında 1 trilyon 106 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Sosyal Güvenlik Kurumu'ndan yapılacak sağlık harcamaları da dikkate alındığında, sağlık alanında kamu kaynaklarından ayrılan toplam tutar 2 trilyon 435 milyar liraya ulaşmaktadır. 2022 yılında, başta hekimlerimiz olmak üzere, tüm sağlık personelimizin sabit ek ödemeleri merkezî yönetim bütçesine alınmış ve 'taban ödeme' adıyla ilave bir ödeme usulü getirilmiştir. Aynı zamanda, hekimlerimizin mali haklarının yanında emekli aylıkları da önemli oranda artırılmıştır. Sağlık hizmetlerinde insan gücü sayımız 2002 yılında toplam 379 bin iken 2024 yılı ekim ayı itibarıyla toplam 1 milyon 448 bine çıkmıştır. Sağlık Bakanlığı'nda 2002 yılında uzman hekim başına düşen nüfus açısından en yüksek ve en düşük bölge arasında 7 kat fark varken bu fark azaltılarak 2,5 kata inmiş durumdadır. Sağlık Bakanlığı bünyesinde yer alan nitelikli hasta yatak sayısının yoğun bakım hastaları hariç tüm yataklara oranı 2002 yılında yüzde 6,4 iken 2024 yılı Eylül ayı itibarıyla yüzde 82'ye ulaşmıştır. Yani sadece ilave kapasite oluşturmadık, şehir hastaneleri başta olmak üzere, nitelikli hastanelerimizin sayısını artırarak nitelikli yatak kapasitesini de son derece yüksek bir düzeye çıkarmış durumdayız.
"Avrupa ülkeleri arasında hane halkına en ucuz elektrik ve doğal gaz sağlayan ülke Türkiye"
2024 yılında elektrik ve doğal gazda mesken aboneleri için yaklaşık yüzde 60'a yaklaşan sübvansiyonlar uyguladık. Vatandaşlarımızın elektrik ve doğal gazı daha ucuza kullanabilmeleri için 2025 yılı bütçesinde de 472 milyar lira kaynak ayırmayı öngördük. Avrupa İstatistik Ofisi tarafından yayımlanan verilere göre, 2024 yılının ilk altı aylık döneminde Avrupa ülkeleri arasında hane halkına en ucuz elektrik ve doğal gaz sağlayan ülke Türkiye olmuştur. 2022 yılı Ocak ayı itibarıyla asgari ücreti vergi dışı tuttuk. Bu imkândan asgari ücrete kadar tüm gelir grupları yararlanmaktadır. Bu kapsamda 2025 yılında 810,4 milyar lira gelir vergisi ve 42,6 milyar lira damga vergisi olmak üzere toplam 853 milyar lira vergi istisnası öngörüyoruz. Bu tutar tek başına vergi harcamalarımızın yüzde 28,4'ünü oluşturmaktadır.
2025 yılında bütçemizden tarıma ayırdığımız kaynağı 705,6 milyar liraya çıkarıyoruz. Bu kapsamda tarımsal destek programları için 135 milyar lira, tarım sektörü yatırım ödenekleri için 166 milyar lira; tarımsal kredi sübvansiyonu, müdahale alımları, tarımsal KİT ve ihracat destekleri için 204,6 milyar lira kaynak ayırıyoruz. Tarıma yönelik vergi harcamalarının 199,8 milyar lira olmasını öngörüyoruz. Tarım sektörü yatırım ödeneklerini önemli ölçüde artırıyoruz ve 166,9 milyar liraya çıkarıyoruz. Bu kapsamda özellikle tarımsal sulama yatırımlarını önceliklendirmiş durumdayız. 2025 yılında bir önceki yıla göre tarımsal sulama yatırımlarını yüzde 79,3 artışla 108,1 milyar liraya çıkarıyoruz.
"Bugünkü üretimimizde 3,5 milyon hanemizin doğal gazını kendi doğal gazımızla karşılıyoruz"
Yürütülen faaliyetler sonucunda Türkiye bugün yenilenebilir enerji kurulu gücünde Avrupa'da 5'inci, dünyada 11'inci sırada yer almaktadır. Türkiye rüzgâr kurulu gücünde Avrupa 7'ncisi, güneş enerjisi kurulu gücünde Avrupa 8'incisi konumundadır. Jeotermalde Avrupa'da 1'inci, dünyada 4'üncü sıradadır. HES kurulu gücünde ise ülkemiz Avrupa'da 2'nci, dünyada 8'inci sırada yer almaktadır. YEKA uygulaması kapsamında Avrupa'nın ilk ve tek tam entegre güneş paneli fabrikası da kurulmuştur. Gerek güneş panellerinde gerek rüzgâr tribünlerinde yerlilik oranları her geçen yıl artırılmaktadır. 2020 yılında gerçekleştirdiğimiz tarihimizin en büyük doğal gaz keşfiyle deniz yüzeyinin 4 bin metre altından çıkardığımız doğal gazı, karaya 170 kilometre mesafeden Filyos'a ulaştırarak vatandaşlarımızın hizmetine sunmaya devam ediyoruz. Geçen yıl 3,8 milyon metreküp olan üretimimiz bugün itibarıyla 7 milyon metreküpe ulaşmıştır ve artmaya devam etmektedir. Bugünkü üretimimizde 3,5 milyon hanemizin doğal gazını kendi imkânlarımızla, kendi doğal gazımızla karşılıyoruz. Aynı şekilde, 2024 yılında tarihimizin en büyük petrol keşfine imza attık. Geçen yıl günlük 23 bin varil olan Gabar'daki petrol üretimimizi 2,5 kat artırarak 57 bin varilin üzerine çıkardık. Yurt dışında yaptığımız 40 bin varillik üretimimizle birlikte toplam üretimimiz 155 bin varilin üzerine çıkmıştır ve bu üretimimizde 6,4 milyon otomobilin yakıt ihtiyacını kendi petrolümüzle karşılıyoruz.
"SGK işveren prim ödemeleri için 222,8 milyar lira kaynak ayırdık"
Reel sektörümüzü destekleyerek Türkiye'nin büyümesini, yatırım, istihdam, üretim ve ihracat ekseninde daha da güçlenmesini hedefliyoruz. Reel kesim destekleri için bütçemizden 561 milyar lira ödenek öngörüyoruz. Bu kapsamda, Sosyal Güvenlik Kurumu işveren prim ödemeleri için 222,8 milyar lira, tarımsal krediler sübvansiyon desteği olarak 160 milyar lira, Halk Bankası esnaf kredileri sübvansiyon desteği için 60 milyar lira, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı teşvik ödemeleri için 31,7 milyar lira, mesleki eğitim kapsamında ödenen devlet katkısı için 29,6 milyar lira, ihracat başta olmak üzere diğer reel sektör destekleri için 56,9 milyar lira kaynak ayırdık.
"2023 yılı sonu itibarıyla toplam savunma ve havacılık sektörü ciromuz 15,5 milyar dolara ulaşmıştır"
Savunma Sanayii Destekleme Fonuna ayrılan kaynaklar da dahil edildiğinde 2025 yılında 1 trilyon 608 milyar lirayla savunma sanayimizi desteklemeye devam edeceğiz. Bu alanda güçlü bir siyasi iradeyle adeta devrim niteliğinde bir dönüşüm yaşanmıştır. 2002 yılında yalnızca 62 savunma sanayi projesi yaklaşık yüzde 80 dışa bağımlılık oranıyla yürütülürken, geldiğimiz noktada yüzde 80'e varan yerlilik oranıyla proje sayımız yaklaşık 20 kat artırılarak 1.132'ye yükselmiştir. 2023 yılı sonu itibarıyla toplam savunma ve havacılık sektörü ciromuz 15,5 milyar dolara ulaşmıştır. İhracatımız geçen yıl itibarıyla 5,5 milyar dolardı, bu yılın on bir ayında 5,8 milyar dolar ihracat gerçekleştirdik. Geçmişte paramızı ödediğimiz hâlde alamadığımız birtakım ürünleri bugün dünyanın dört bir tarafına ihraç edecek noktaya gelmiş durumdayız.
"155 bin konut hak sahiplerine teslim edilmiştir"
2023'te yaşadığımız depremler afetlere karşı dirençli toplumlar oluşturmanın ve risk azaltma tedbirlerinin önemini göstermiştir. Afet risklerini azaltmayı, afet anında etkin müdahaleyle kayıpları en aza indirmeyi ve iyileştirme çalışmalarını bütüncül bir çerçevede sürdürüyoruz. Özellikle Kahramanmaraş ve Hatay merkezli depremler sonrası bir taraftan konutları inşa ediyoruz, diğer taraftan ekonomik ve sosyal altyapıyı rehabilite ediyoruz, bir diğer yandan da ekonomik ve sosyal hayatı canlandırma yönünde birçok tedbiri eşzamanlı uyguluyoruz. Bugüne kadar 351 bin 964 konutun ihalesi yapılmış ve inşaatlarına başlanmıştır, 155 bin konut hak sahiplerine teslim edilmiştir. Her geçen hafta bu sayı yükselmektedir. Kalıcı konutlarla birlikte bölgede 23 bin 303 adet iş yerinin de ihalesi gerçekleştirilmiş ve yapımına başlanmıştır. Kentsel dönüşüm konusunda da yine çalışmalarımızı hızla sürdürüyoruz. Bir diğer alan sosyal konut meselesi. Bu alanda 250 bin konutluk bir projeyi başlattık. Önümüzdeki dönemde de metropol illerimiz başta olmak üzere, uygun maliyet ve ölçeklerde, enerji verimliliği yüksek, afetlere dayanıklı sosyal konutlar temel önceliklerimiz arasında yer alacaktır."
(BİTTİ)