TİMOSEN kurucu üyesi Yılmaz, vinç kazalarına dikkat çekti: Yurt dışından gelen hurdalardan vinç yapılıyor. Bunu kurduğun zaman da kazalar kaçınılmaz olur
Haber: TENZİLE AŞÇI Kamera: AKIN KÜÇÜKKURT
(İZMİR) - Toplu İş Makinaları ve İş Kamyonları Operatörleri Sendikası (TİMOSEN) kurucu üyesi Subutay Yılmaz, özellikle TOKİ inşaatlarında art arda meydana gelen kule vinç kazalarıyla ilgili denetim eksikliğine dikkat çekti. Yılmaz, “Yurt dışından bize gelen hurdaların içinden masları alıp boya yapıp kumlayıp kaynağını atölyede yapıp piyasaya vinç diye sürenler var. Bunu kurduğun zaman da kazalar kaçınılmaz olur” dedi.
TİMOSEN kurucu üyesi Subutay Yılmaz, son zamanlarda artan inşaatlardaki kule vinç kazalarının olası nedenlerine ilişkin ANKA Haber Ajansı’na konuştu.
“Kazaların en büyük sebebi ucuz iş yapmak”
Yaşanan kazaların nedenini iki başlıkta ele alan Yılmaz, şunları söyledi:
“Birincisi kule vinç talebi çoğaldı. Köyden 10 tane kuzusunu, 4 tane danasını satıp bir tane vinç alıp kiralayanlar var. Bazı firmalar daha ucuza yapmak için daha ucuz makineyi kiraladıklarından ve kurumsal yapılara gitmediklerinden dolayı… Kule vinçlerimiz genellikle park alanlarında toprakla temas halinde bekletildiği için bunlarda da zamanla metal yorgunluğu oluyor ve mikroskobik çatlamalar oluşuyor. Gözle görülmezler. Kazaların birinci sebebi ucuza vinç kiralayıp ucuza kiraladıkları vinçle çok para kazanmayı hedeflemeleri. Kazaların en büyük sebebi ucuz iş yapmak.”
“Hurdayı eritip Türkiye’de alıp tekrar vinç diye piyasaya sürenler var”
Türkiye’de ömrünü tamamlamış vinçlerin kullanıldığını, yurt dışındaki hurdaların vince çevrildiğini aktaran Yılmaz, şu ifadeleri kullandı:
“Türkiye’de kule vinçler 10 ya da 20 yıllık da olsa çalıştırılıyor. Sökülüp bir daha kiraya veriliyor. Bir kule vincin metal yorgunluk ölçümü yapılması lazım. Bunu yapan birimler ve mühendisler var. Ama ben hiç rastlamadım, görmedim ve duymadım metal yorgunluğuna baktıran. Bir makinenin ömrü çalışma saatine bağlıdır. Türkiye’de maalesef vinçlerin çalışma saatini takip eden kimse yok. Yurt dışından bize gelen hurdaların içinden masları alıp boya yapıp kumlayıp kaynağını atölyede yapıp piyasaya vinç diye sürenler var. Bunu kurduğun zaman da kazalar kaçınılmaz olur. Canlar kayboluyor. Ben şahidim. Limandaki hurdayı eritip demir olması gereken şeyi Türkiye’de alıp tekrar vinç diye piyasaya sürenler var. Dana kuzu satıp vinç alıp piyasaya sürenler de var. Kurumsal firma 200 bin liraya kiraya verirken onlar 100 bin liraya kiraya veriyor. O vinçlerde de biz meslektaşlarımızı kaybediyoruz.”
“Taşeronlaşma sistemi bu kazaların en büyük sebebidir”
Kazaların çoğunlukla TOKİ inşaatlarında meydana gelmesine de değinen Yılmaz, şunları kaydetti:
“Genelleme yaparsak son 2-3 yıl içerisinde oralarda bir yoğunluk oluştu. En ufak şantiyede bile 15-16 tane kule vinç var. Bu işin bir yüklenici firması var. Bu firma işi taşerona veriyor. Taşeron da işi tekrar taşerona veriyor. O taşeron da tanıdığı bir kalıpçıya ‘dikey kalıpları sen yap’ diyor. Dikey kalıbı alan usta yatayı başkasına veriyor, kolonları başkasına. Çünkü amaç az harcamayla çok para kazanmak. Bu taşeronlaşma sistemi bu kazaların en büyük sebebidir. Çünkü para kazanma hırsıyla iş sağlığı ve güvenliği ön planda olmuyor. Bizim sendika başkanımız, özellikle TOKİ’deki kazalarla ilgili bakanlıklara, odalara, TOKİ’ye yazılar gönderdi. Cevap ‘fakat, ama, lakin’ olup geçiyor. İlgilenilmiyor.”
“Ülkemizde iş makinelerinin tamamının takip edilmesi gerekiyor”
Yurt dışında kule vinçleri kullanımı için mevcut olan uygulamalar ile Türkiye’yi de kıyaslayan Yılmaz, şöyle konuştu:
“Ülkenin ismini vermeyelim. Ben onların yönetmeliğini indirmek istedim. Yasaklı, indiremiyoruz. Bir türlü indiremedik. Onların yönetmeliğinde herhangi bir vatandaş ya da firma bir vinç alacaksa… Bir oda ve kuruluş var. Oraya başvuru yapıyor vinç alacağım diye. O vinci aldıktan sonra onun kaydı tutuluyor. Kaç saat çalışmış, nerede saklamışsın, depo alanı neresidir halatı ne zaman değişti, kaç yıl oldu, metal yorgunluğu var mı takip ediyor ve en sonunda ‘senin makinenin ömrü bitti’ diyor. Bizim ülkemizde iş makinelerinin tamamında kamyon ve tırlarda kullanılan takograf türü şeylerin kullanılması ve takip edilmesi gerekiyor. Yoksa bu kazaları önüne geçemeyiz. 2023’ün aralık ayında 12 tane ölümlü kule vinç kazası var Türkiye’de.”
“Türkiye’de bir denetimsizlik var”
Türkiye’de denetim eksikliği olduğuna dikkat çeken Yılmaz, kazaların önüne geçilebilmesi için firma yetkililerinin de bilinçli hareket etmesi gerektiğini ifade etti. Yılmaz, şöyle konuştu:
“Firma işi taşeron ederken taşeron firmaya ‘kule vinci de sen temin edeceksin, operatörü sen tutacaksın’ diyor. Çünkü maliyetten kaçıyor. Bunun önüne geçebilmenin tek yolu kule vinç yönetmeliğinin elden geçirilmesi. Türkiye’de bir denetimsizlik var. Bir kule vincin inşaatta işi bittikten sonra söküp onu park ettiğin alan bile çok önemli. Metal topraktan geldiği için toprakla teması olduğu zaman belli bir süre sonra o metal bitmiş sayılır. O yüzden park alanları da çok önemli. Şu an İzmir’de 7-8 firmanın park alanlarında park alanlarında vinçleri atmışlar toprakların içinde yatıyor makineler. Yarın öbür gün o makineleri kurup iş yaptıracaklar. Sonra da kazalar kaçınılmaz oluyor.”