Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Fernas iş yeri müdürünün sendika temsilcisini tehdit ettiği ses kaydını milletvekillerine dinletti: Ne yazık ki bu insanların seslerini kimse duymuyor, duymak istemiyor"

Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Fernas iş yeri müdürünün sendika temsilcisini tehdit ettiği ses kaydını milletvekillerine dinletti: Ne yazık ki bu insanların seslerini kimse duymuyor, duymak istemiyor"

(TBMM) - CHP’nin işçilerin örgütlenme hakkının engellenmesine yönelik Meclis araştırması açılması önerisi, TBMM Genel Kurulu’nda AKP’li ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, Fernas'ta sendikanın iş yeri temsilci ile iş yeri müdürü arasında geçen tehdit içerikli ses kaydını milletvekillerine dinletirken, Soma faciasından sağ kurtulan bir maden işçisinin baretinin üzerinde yazan "Keşke 302’ncisi olsaydım. Keşke ölseydim o madende. Keşke bugünkü eziyeti ben görmeseydim" yazısını okudu. Bakırlıoğlu, "Ne yazık ki bu insanların seslerini kimse duymuyor, duymak istemiyor" diye tepki gösterdi.

CHP’nin “İşçilerin anayasal örgütlenme hakkının önündeki engellerin araştırılması ve çözüm yollarının belirlenmesi”ne yönelik araştırma önergesinin gündemin önüne çekilerek bugün TBMM Genel Kurulu’nda görüşülmesine ilişkin grup önerisi, AKP’li ve MHP’li milletvekillerinin oylarıyla reddedildi. Önerinin sahibi CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu, şunları söyledi:

“Ülkemizin her yerinde işçiler anayasal hakları olan sendikaya üye oldukları, örgütlendikleri için işten çıkarılıyorlar ve birçok yerde eylemdeler. Fernas madencileri de 52 gündür eylemlilik içerisindeler. Fernas Madencilik’in sahibi AKP Batman Milletvekili Ferhat Nasıroğlu. Biraz evvel bu yüce Meclisin çatısı altında bir basın açıklaması yapmış; dinledim, hayretler içerisinde kaldım. ‘Teşbihte hata olmaz’ diyorlar. Hani derler ya ‘Yavuz hırsız ev sahibini bastırırmış’ anlattıkları aynen o misal. Ferhat Nasıroğlu’na göre bugün yaşanan süreç, Fernas işçilerinin yaşadığı sürecin günahı da vebali de CHP’ninmiş, Özgür Özel’in boynunaymış. Yani bugün işçiler işten çıkarıldılarsa, bugün aileleri açsa, sefalet içinde yaşıyorlarsa bunun sebebi CHP’ymiş, Özgür Özel’miş Ferhat Nasıroğlu’na göre. İşçilere sesleniyor Ferhat Nasıroğlu, ‘Özgür Özel size yalan söylüyor. Kötü zihniyete güvenmeyin, marjinal gruplara inanmayın’ diyor. ‘Münafık sendika başkanı, münafık siyasetçiler’ diyor. Büyük ihtimalle bizlerden bahsediyor- anlatıyor da anlatıyor. Nasıroğlu konuştu, birçok şey söyledi ancak ağzından bir tek doğru laf çıkmadı. Özgür Özel yalan söylüyormuş. Gel gidelim beraber Soma’ya, madencilerle konuşalım, kendi işçilerinle konuşalım, kim yalan söylüyormuş, kim doğru söylüyormuş, onlar sana söyler. Gidelim Soma’ya, gidelim madencilere, gidelim kendi işçilerine; kim münafıkmış, kim değilmiş, en doğrusu onlar söylerler.

"Görüştüğüm işçiler, sendikaya üye oldukları için işten atıldıklarını söylüyor"

Ben bugün size doğrulardan bahsedeceğim ve anlattıklarımın da hepsine Soma’da yaşayan insanlar şahittir. Fernas işçileri 52 gündür eylemdeler. Ankara’ya yalın ayak 301 kilometre yürüyerek geldiler, 14 günden beri Ankara’da eylem yapıyorlar, üç günden beri açlık grevindeler ve dört defa gözaltına alındılar. Fernas işçileri sendikaya üye oldukları için, örgütlendikleri için işten çıkarıldılar. Ferhat Nasıroğlu bunu yalanlıyor. Ben bütün işçilerle tek tek görüştüm, hepsiyle konuştum. Hepsi de sendikaya üye oldukları için baskı yediklerini, işten atılmakla tehdit edildiklerini ve işten atıldıklarını söylemekte. Hadi diyelim ki benim şahitliğim geçersiz, ‘Ne de olsa biz milletvekiline göre münafığız’. Bu konuda ses kaydı var.”

Bakırlıoğlu, Fernas işçisi ve müdür arasında geçen ses kaydını dinletti

Vehbi Bakırlıoğlu’nun sendika temsilcisi ile iş yeri müdürü arasında geçen ses kaydını Genel Kurul’da dinletmesi üzerine AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, “Genel Kurul’a aykırı davranıyor, anlaşılmıyor” diyerek müdahale etti. Bakırlıoğlu, Çankırı’ya “Anlatırım, size atarım, sıkıntı yok” diye yanıt verdi.

Bakırlıoğlu, sözlerine şöyle devam etti:

"Bu insanlara herkes ‘haklısınız’ diyor. seslerini kimse duymuyor, duymak istemiyor"

“Bu yaklaşık altı, yedi dakikalık bir ses kaydı. Bu sendika temsilcisi ile iş yeri müdürü arasında geçiyor. İş yeri müdürü açık açık işçiyi tehdit ediyor. Ses kayıtları var, paylaşırız bunları. Sonuçta o işçi işten çıkartılıyor. Şimdi soruyorum ben: Kim yalan söylüyor? Biz mi yalan söylüyoruz, Özgür Özel mi yalan söylüyor, milletvekilleri mi yalan söylüyor, madenciler mi yalan söylüyor; kim yalan söylüyor şu anda? Ferhat Nasıroğlu diyor ki ‘Biz işçilerimize yasanın dediği gibi iki asgari ücret veriyoruz’. Zaten iki asgari ücreti vermek zorunda, yasa bunu söylüyor. Ancak Soma’da şu anda bütün madenlerde ortalama ücretler Fernas işçilerinin aldıklarının yüzde 20-30 fazlası. İşçiler de ‘Ücretlerimizi arttırın’ diyor. Başka ne diyor işçiler? ‘Biz iş güvenliği istiyoruz. Biz ölüme gitmek istemiyoruz. Biz sekiz saat, dokuz saat, on saat boğazımıza kadar suyun altında çalışmak istemiyoruz’ diyorlar. Hakları değil mi bunların? Bu insanlara herkes ‘Haklısınız’ diyor. Savcı polis, kolluk kuvveti, jandarma, herkes ‘Haklısın’ diyor. Ama artık bu insanlar şunu söylüyor, ‘Biz haklı olmak istemiyoruz, hakkımızı almak istiyoruz. Haklı olmak karın doyurmuyor, biz şu anda açız’ diyorlar. Ne yazık ki bu insanların seslerini kimse duymuyor, duymak istemiyor.”

Bakırlıoğlu, Soma Maden Katliamı’ndan kurtulan işçinin baretini gösterdi

Bakırlıoğlu, 301 maden işçisinin katledildiği Soma Maden Katliamı’ndan kurtulan bir maden işçisinin baretini göstererek, “Ne yazmış biliyor musunuz üzerine? Diyor ki ‘Keşke 302’ncisi olsaydım. Keşke ölseydim o madende. Keşke bugünkü zül bana yapılmasaydı. Keşke bugünkü eziyeti ben görmeseydim’ diyor” dedi.

Gelecek Partisi Antalya Milletvekili Serap Yazıcı Özbudun ise şunları söyledi:

"Anayasa’ya göre sendikaya üye olmak bir hak"

"Ne diyor önerge? Sendikaya üye olma hürriyeti ve bu çerçevede uygulanan protesto hakkına yönelik Anayasa’ya aykırı yaptırımları dile getiriyor ve araştırılmasını istiyor. Anayasamıza göre sendikaya üye olmak bir hak, protesto hakkı ise demokrasinin vazgeçilmez unsuru. Eğer Türkiye’de daha sağlıklı ekonomik politikalar sürdürülseydi zaten bu denge bozulmazdı, dolayısıyla bu protesto haklarının kullanılmasına gerek kalmazdı. Bir ülkenin güvenliğini en ciddi tehdit eden sorun, gelir ve servet dağılımındaki dengenin bozulmasıdır çünkü bu sosyal patlamalara sebep olacaktır. O halde biz, muhalefet partileri olarak öncelikle sosyal devletin icaplarına uygun ekonomik politikalara davet ediyoruz. Hükümetimizi anayasa değişikliklerini gündeme getirmek yerine bu Anayasa’nın özellikle değiştirilmesi, yasaklanan hükümlerine itinayla riayete davet ediyoruz."

İYİ Parti Manisa Milletvekili Şenol Sunat da şöyle konuştu:

“Türkiye'de işçilerin sendikal hakları Anayasa ve ilgili yasalarla güvence altına alınmış olmasına rağmen son yıllarda sendika üyeliği nedeniyle işten çıkarma vakaları çokça artış göstermektedir. Türkiye'de her konuda olduğu gibi bu konuda da trajikomik hadiseler yaşıyoruz. Yeni sivil bir anayasa yapmaktan bahseden iktidar mensupları mevcut Anayasa’yı delik deşik eden, ihlal eden yine iktidar mensupları. Anayasa’nın 51’inci maddesi çiğneniyor; Türkiye’nin birçok bölgesinden, ilinden haberler geliyor. Sizin iş adamı olan vekilleriniz çiğniyor Anayasa’nın 51’inci maddesini. Türkiye’nin birçok ilinde ‘sendikalı oldu’ diye işten çıkarmalar devam ediyor, birçok iş kolunda hak arayışı ve direnişleri de devam ediyor. Seçim bölgem ve memleketim Manisa’dan iki örnek vereceğim. Akhisar'da bir tekstil firması iş yerinde sendikalaşma olacak diye 300 kişi kapı önüne kondu, patron fabrikayı kapatarak meseleyi çözdü. Türkiye’nin gündemine girmeyi başaran memleketim Soma’dan gelen Fernas Madencilik işçilerinin direnişi bugün 52. gününe girdi. Yürüyerek geldiler Ankara’ya, Kurtuluş Parkı yer gösterildi; tek istekleri AK Parti yetkilileri ve Fernas Madenciliğin sahibi Ferhat Nasıroğlu’yla yüz yüze görüşmekti. Vekil Bey görüşmüyor; neden çekiniyor, neden önemsemiyor işçilerini, sormak lazım? Burada da olduğunu zannetmiyorum, herhâlde değiller.

“Bu madencilerin neler çektiğini anlamak için ölmeleri mi gerekiyor sayın milletvekilleri”

Ferhat Nasıroğlu, işten çıkarılan 6 işçinin sendika üyesi olduğu için değil, disiplinsizlikten dolayı atıldığını söylüyor, hâlbuki iş yeri müdürü işçilere işten atılma sebeplerini ‘sendikaya üye olmaları’ olarak söylüyor. Neticede ne istiyor bu işçiler? Haksız yere iş akdi sonlandırılanların durumunu soruyorlar, iş güvenliği ve iş sağlığı konusunda büyük eksikliklerin ve tehlikenin giderilmesini istiyorlar, ücretlerinin benzer işletmelere benzer şekilde eşitlenmesini istiyorlar yani aynı işe eşit ücret en tabi hakları değil mi? Banka promosyonlarının verilmesini istiyorlar. Bunun için gaz yediler, itildiler, kakıldılar, gözaltına alındılar, ayakları parçalandı, betonlarda yattılar, şimdi açlık grevindeler. Allah aşkına, Enerji Bakanlığı’yla görüşemedi bu işçiler. Bu madencilerin neler çektiğini anlamak için ölmeleri mi gerekiyor sayın milletvekilleri?”

DEM Parti Bingöl Milletvekili Ömer Faruk Hülakü, şunları söyledi:

“Türkiye bir hukuk devleti olmaktan çıkmıştır. Türkiye'de her gün Anayasa parça parça çiğneniyor. Başta Fernas işçileri olmak üzere hemen her alanda işçiler sendikaya üye oldukları için işlerine son veriliyor. Anayasa’nın örgütlenme hakkı açıkça ihlal ediliyor. Sivas'ta, Bursa'da, İstanbul'da, Manisa'da, Türkiye'nin dört bir yanında işçiler örgütleniyor, örgütlü mücadele, dayanışma sürekli büyüyor. Ancak bu örgütlülükten ödü kopanlar işçileri ekmeğiyle sözüm ona terbiye etmeye çalışıyor. Ne yapacak bu işçiler? Sizin el pençe duran sarı sendikalarınıza üye mi olacaklar? Siz daha fazla kâr edin diye sermayenize biat edip, eğilip bükülecekler mi? Sendikal faaliyetler haktır, hiç kimse bu hakka el uzatamaz. O yüzden şunu açıkça ifade etmem gerekir: Polisle, jandarmayla, her türlü kolluk gücüyle işçilere saldırarak suç işliyorsunuz. Patronların korumaları haline getirdiğiniz kolluk güçlerini işçilerin, emekçilerin üzerinden çekin. Ya Anayasa'ya uyun ya da bir daha Anayasa'dan konuşmayın.

"Bu pespaye düzen, işçilerin direnişiyle değişecek"

Türkiye'de sendikal örgütlenme ne yazık ki siyasi vesayet altında kukla muamelesi görmektedir. Mülakatlarda aranan şart, yandaş sendikaya üye olmaktan geçiyor, yer değiştirmede aranan şart yandaş sendikaya üye olmaktan geçiyor, görevde yükselmede aranan şart yandaş sendikaya üye olmaktan geçiyor. Böyle bir pespaye düzende liyakat aramak mümkün olabilir mi? Böyle bir pespaye düzende sendikaya üye oldukları için elbette emekçilerin işlerine son verilir, elbette gece yarısı polis şiddetiyle gözaltına alınır ama bu pespaye düzen değişecek, işçilerin direnişiyle değişecek, emeğin birleşik mücadelesiyle değişecek.”

AK Parti Bingöl Milletvekili Zeki Korkutata, şöyle konuştu:

“Anayasa'mızın 51'inci maddesi işçilere sendika kurma ve bu sendikalara üye olma haklarını açıkça tanımaktadır. Ayrıca, iş mevzuatımızda işçilerin sendikal sebeplerle işten çıkarılmalarına karşı açık hükümler ve yaptırımlar mevcuttur. Oysa bu meselede esas sorunlardan bir tanesi de muhalefetin meseleyi yanlış bir zeminde ele almasıdır. Zira, yakın zamanda en büyük işçi kıyımı maalesef belediyelerde çalışan emekçi kardeşlerimize yönelik olarak gerçekleştirilmiştir. İşçi kardeşlerimize bu hukuksuzluğu yapan belediyelerin neredeyse tamamı sözde emekçinin yanında olduğunu söyleyen, emek üzerinden siyaset yapan partilerdir. Bizim anlayışımız şudur. Emek ve alın teri siyasetin malzemesi olamaz. Maalesef işçi hakları üzerinden siyaset yapma çabası gerçekte Türkiye’de var olan kazanımları göz ardı eden bir yaklaşımdır. Biz işçinin hakkını korumak, adaleti tesis etmek ve herkesin ekmeğine sahip çıkmakla mükellefiz. Hepimiz şunu bilmeliyiz: Yerli ve milli sanayimiz her geçen gün gelişiyor, büyüyor ve bu başarıların arkasında işçimizin emeği, gayreti ve alın teri vardır. Biz bu emeği biliyoruz, görüyoruz ve kutsal sayıyoruz ve bu kutsal emek bizim politikalarımızın da odağındadır.”