Devlet memurlarıyla ilgili kanun teklifi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda... Rahmi Aşkın Türeli: "Burada bir hukuksuzluk var. Bazı maddelerin anayasaya aykırı olduğu açık"

Devlet memurlarıyla ilgili kanun teklifi Plan ve Bütçe Komisyonu'nda... Rahmi Aşkın Türeli: "Burada bir hukuksuzluk var. Bazı maddelerin anayasaya aykırı olduğu açık"

(TBMM) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, "Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi" üzerindeki görüşmeler devam ediyor. CHP İzmir Milletvekili Rahmi Aşkın Türeli, "Burada ağırlıklı olarak Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği Cumhurbaşkanı kararnameleri var. Cumhurbaşkanının kararname çıkartmasının sınırları belli. Burada bir hukuksuzluk olduğunu söylüyoruz. Burada bazı maddelerin anayasaya aykırı olduğu açık" dedi. DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit ise "Bu yasa yapma yöntemi hukuk devletini de tartışılır bir hale getirmekte" ifadelerini kullandı.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda "Devlet Memurları Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi"nin görüşmeleri geneli üzerinde yapılan konuşmalar ile devam ediyor.

"Biz her defasında buna torba yasa değil çorba yasa diyoruz"

DEM Parti Van Milletvekili Gülcan Kaçmaz Sayyiğit, şunları söyledi:

"Bir ayağımız yerelde bir ayağımız burada çalışmaları sürdürüyoruz. Alelacele yangından mal kaçırırcasına yapılan bu çalışmaların doğru olmadığını ben de ifade edeyim. Şimdi biz her defasında buna torba yasa değil çorba yasa diyoruz. Bir de araya alakalı alakasız bir sürü şey yerleştirip getiriyorsunuz. Bir çorba yapıyoruz içine biraz enerji ekleyelim, biraz sanayi ve teknoloji atalım mantığıyla hareket ediyorsunuz.

Şimdi anayasaya göre yürürlükteki kanunlarda açıkça düzenlenmiş bulunan konularda kararname ile düzenleme yapılamayacağı söyleniyor. Yine anayasa münhasıran kanunla düzenlenmesi öngörülen konularda cumhurbaşkan kararnamesinin çıkarılamayacağı da ifade ediliyor. Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin çıkarılması konusunda mevzuat son derece açık ve belirli olmasına rağmen geçmiş dönemdeki uygulamalarda buna uyulmadığı başka bir şekilde söylemek gerekirse kanunla düzenlenmesi gereken konularda Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin çıkarıldığı görülüyor maalesef. Bu durumda yapılan düzenlemeler Anayasa Mahkemesi önüne getirildiğinde iptal kararları verilmekte. Ancak bu kez siyasal iktidar Cumhurbaşkanlığı kararnameleriyle yapamadığını torba kanun marifetiyle yapmaya ve hukukun bir kez daha etrafından dolanmaya devam ediyor.

AKP iktidarı 2010'lu yıllardan başlayarak torba yasa yapmayı gelenek haline getirdi. Sistematik ve düzenli bir halde geçirmek istediğiniz teklifleri komisyonlardan hızlıca geçiriyorsunuz ve Genel Kurul'da bunu kanunlaştırıyorsunuz. Yapılan bu ivedi kanunlar sonrasında birçok düzenlemeye ihtiyaç duyulmakta ve yapılan kanunlarda eksiklikler de ortaya çıkmaktadır. Sonrasında mevzuatta oluşan bu eksiklikler ise yine torba yasalar marifetiyle sizler tarafından giderilmeye çalışılıyor. Yine yasalar komisyon aşamasında yeterince izahat içermeyen metinlerde genellikle yapılmayan ve vekillerle paylaşılmayan etki analizleriyle ivedi ve çoğunlukla usulüne uygun sayılmayacağı görüş ve yöntemleriyle yasalaştırılıyor maalesef. Bu yasa yapma yöntemi hukuk devletini de tartışılır bir hale getirmekte."

"Yanı başımızda Meclis çalışanlarının sorunlarını bile çözmüyorsunuz"

CHP Malatya Milletvekili Veli Ağbaba şunları söyledi:

"Yanı başımızda Meclis'te stenografların, yasama uzmanlarının sorunlarını bile çözmüyorsunuz, aynı işi yapıp farklı ücret alıyorlar bunu görmezden geliyorsunuz. Kanun hükmünde kararnamelerle işlerine son verilenlerden davaları kazananlar bile işe iade edilmiyor. Birçok insan 15 Temmuz sonrası darbeyi de fırsata çevirerek AK Parti'ye muhalif olan insanların da işlerine son verildi.

Bir önemli konu ise asgari ücret görüşmeleri başlayacak. Avrupa'da tüm maaşlar içinde asgari ücretin en fazla kişiyi etkilediği ülke Türkiye, yüzde 60 civarında. Bu oran Avrupa'da yüzde 3 ile 7 arasında. Dolayısıyla asgari ücret düzenlemesinin çok ciddiyetle yapılması lazım. Bu çünkü olağan ücret olmuş durumda. 2002 yılında en düşük memur maaşı 392 TL, en düşük ortalama memur maaşı 578 TL, fark yüzde 47 iken bugün en düşük memur maaşı 32 bin 800, en düşük ortalama memur maaşı ise 37 bin 300 aradaki fark yüzde 13'e düşmüş durumda. Dolayısıyla asgari ücretin düzenlenmesi gerekiyor.

İnsanlar emekli maaşının düşüklüğü nedeniyle emekli olmak istemiyor, yeni istihdam imkanı da azalıyor. 14 bin 500 lira seyyanen zammın taban ücrete yansıtılmaması ve emekli memurların bundan faydalanması gerekirken bununla ilgili bir düzenleme getirmiyorsunuz. Bu torba kanunda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin bize getirdiği durum. Türkiye maalesef Cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile yönetiliyor.”

"Bu hak anayasaya aykırı bir şekilde verilmiş oluyor, geri alabilir misiniz?"

İYİ Parti Samsun Milletvekili Erhan Usta, yapılan etki analizlerinin yetersiz olduğunu belirterek bu analizlerin ilgili bakanlık tarafından yapılmasını ve hangi bakanlık tarafından yapıldıysa bunun da metinde belirtilmesi gerektiğini söyledi. Bu durumun sorumluluğu arttıracağını vurgulayan Usta, daha nitelikli ve maddi boyutunun da daha detaylı yer aldığı analizler yapılmasına yol açacağını söyledi.

Usta, "Cumhurbaşkanının kararname çıkarma yetkisi yoktur demiyoruz biz bu sınırlara çok net bir şekilde tecavüz eden cumhurbaşkanı kararnameleri çıktığını söylüyoruz. Bunun olmaması lazım. Bunun yapılmasının sebebi, anayasaya aykırı ama onun görüşülmesinin sürdüğü 3-4 yıl içinde zaten yapacağımızı yaparız demektir, zaten geriye işlemiyor diye düşünüyorsunuz. Diyelim ki 15. maddeye göre bir yerli kömürcü ile imtiyaz sözleşmesi yapıldıysa bunu nasıl geriye alacağız? Bu hak anayasaya aykırı bir şekilde verilmiş oluyor, geri alabilir misiniz? Buranın sınırları bile bile zorlanıyor" ifadelerini kullandı.

"Büyük ihtimalle 2-3 yıl sonra bu maddeler yeniden karşımıza gelecek"

CHP Manisa Milletvekili Ahmet Vehbi Bakırlıoğlu ise şunları söyledi:

"Bu görüştüğümüz maddelerin yarısı AYM tarafından iptal edilen kararlar. İptal gerekçelerine bakıldığı zaman da temel haklar, kişi hakları ile ilgili Cumhurbaşkanı kararnamesi çıkartılamaması olarak karşımıza çıkıyor. 26 maddeden oluşan bir teklifin 13 maddesi hemen hemen aynı gerekçe ile iptal edilmiş, bu büyük bir oran. Cumhurbaşkanlığında başkanlıklar, ofisler, danışmanlar var yani böylesine devasa bir yapıda çıkan bu kararnameleri anlamak için illa hukuk eğitimi almaya bile gerek yok. Kanunla yapılması gerekiyor o yüzden karşımıza geldi. Bunun böyle olması bu maddelerin anayasaya uygun olduğu anlamına gelmiyor. Ne kadar haklı gerekçelerimiz olursa olsun bunlar ne yazık ki dinlenmiyor, vereceğimiz önerge kabul edilmiyor ve büyük ihtimalle 2-3 yıl sonra bu maddeler yeniden karşımıza gelecek."

"Anayasa Mahkemesi bunları da bozacak sonra burada tekrar konuşacağız"

CHP grubu kanun teklifinin 8, 10 ve 23. maddeleri için anayasaya aykırılık önergesi vererek tekliften çıkartılmasını istedi. Önergenin gerekçesini açıklayan Rahmi Aşkın Türeli şunları söyledi:

"Burada ağırlıklı olarak Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği Cumhurbaşkanı kararnameleri var. Cumhurbaşkanının kararname çıkartmasının sınırları belli. Buradaki sıkıntı şu; aslında bu sisteme geçilirken referandum öncesinde çıkmış bir kanun var yani bunların kanun eliyle yapılması gerekiyordu. Bunları kanunla yapmayıp kanun hükmünde kararnamelerle yapmak sonra da Cumhurbaşkanı kararnameleri ile devam etmek doğru değil. Burada bir hukuksuzluk olduğunu söylüyoruz. Burada bazı maddelerin anayasaya aykırı olduğu açık. Madde 8; Devlet Denetleme Kurulu'na (DDK) vakıflarda, kooperatiflerde her türlü idari soruşturma yapma yetkisi veriliyor. Anayasa çok açık; vakıflar, kooperatifler ve birliklerde denetleme yapma yetkisi DDK'nın görev alanında değil. Varmış gibi davranıyorsunuz. Adeta burada genel müfettişlik yetkisi gibi bir yetki tanımlıyorsunuz. Dünyanın hiçbir yerinde yok böyle bir uygulama.

23'üncü madde de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın görev ve yetkileri tanımlanıyor. Burada da bakanlık, mevzuatın uygulanmasına dair denetim hizmetini üçüncü kişilere yaptırabilir deniliyor. Böyle bir şey olmaz bu da anayasaya aykırıdır. Denetim bir kamu hizmeti, bunu özel kişilere yaptırılması kamu hizmetinin özünün boşaltılması anlamına geliyor. Kamuya ait olan bir görevi nasıl dışarıdaki denetçilere yaptırıyorsunuz? Bu üç madde çok açık ve net olarak anayasaya aykırı, Anayasa Mahkemesi bunları da bozacak sonra burada tekrar konuşacağız."