Ekrem İmamoğlu hakkında soruşturma başlatılması... Gökhan Günaydın: "Mesele salt İmamoğlu değil, demokrasiye inanan herkesin direnmesi ve gerçek demokrasiyi tesis etme meselesidir"
(ANKARA) - CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, "Bir hukuk devletinde olması gereken, haklı eleştirileri, bunun haberleştirilmesini ve hatta konuşulmasını engellemek değil, tam tersine ortaya konulan iddialar hakkında HSK tarafından re’sen incelemenin başlatılmasıdır. Türkiye bugüne kadar susturulamadı, bundan sonra da susmayacaktır. Mesele salt İmamoğlu değil, demokrasiye inanan herkesin direnmesi ve gerçek demokrasiyi tesis etme meselesidir" dedi.
CHP Grup Başkanvekili Günaydın, İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nca İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında bu sabah düzenlediği basın toplantısında "Heybedeki turpun adı Satılmış Büyükcanayakın" açıklamaları nedeniyle soruşturma açılmasına resmi X hesabından tepki gösterdi.
Günaydın şunları kaydetti:
"Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’da düzenlediği basın toplantısının hemen arkasından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından jet hızıyla ikinci bir soruşturma daha başlatıldı. Sözü edilen soruşturma hukuki dayanaktan yoksundur. Şöyle ki Başsavcılık, soruşturmanın TCK 277 ve 288 uyarınca re’sen başlatıldığını açıklamaktadır. TCK 277/1, 'görülmekte olan bir davada' söz dizimiyle başlamaktadır. Oysa bilirkişinin, Ahmet Özer hakkındaki tek imzalı raporu asıl olarak eleştiri konusu yapılmaktadır. Özer hakkında bir iddianame düzenlenmiş değildir. Dolayısıyla süreç henüz soruşturma aşamasındadır, kovuşturma aşamasına geçilmemiştir. Soruşturma aşamasındaki eylemler, kanunun lafzının açıkça ortaya koyduğu biçimde, herhangi bir suç oluşturmaz. Bu nedenle TCK 277, somut olayda bir hukuki dayanak oluşturmaz. Bundan da öte, hem TCK 277 hem de TCK 288, 'hukuka aykırı karar vermesi veya bir işlem tesis etmesi ya da beyanda bulunması için, .. bilirkişiyi, .. hukuka aykırı olarak etkilemek amacıyla' şeklinde ortak cümleye sahiptir.
"Ne TCK 277 ne de TCK 288, İmamoğlu hakkında açılacak bir soruşturmaya hukuki dayanak oluşturamaz"
Somut olayda bilirkişi raporunu Cumhuriyet Başsavcılığına teslim etmiştir. Dolayısıyla da bilirkişinin etkilenmek suretiyle yeni bir işlem tesis etmesi durumu kalmamıştır, etkileme kastı da doğal olarak söz konusu değildir. Dolayısıyla ne TCK 277 ne de TCK 288, İmamoğlu hakkında açılacak bir soruşturmaya hukuki dayanak oluşturamaz. Savcılığın açıklamasının son cümlesinde yer alan 'ayrıca yazılı ve görsel medyada bu yönde söylemlerde bulunanlar için gerekli tespitin yapılarak soruşturma başlatılması için İstanbul Emniyet Müdürlüğü’ne talimat verilmiştir' ifadesi, açık bir sansür girişimidir, bir hukuk devletinde böyle bir uygulama kabul edilemez. Bu açıklama Anayasal bir hak olan hem ifade özgürlüğüne hem de haber alma özgürlüğüne karşı bir tutum geliştirme anlamına gelmektedir. Bir hukuk devletinde olması gereken haklı eleştirileri, bunun haberleştirilmesini ve hatta konuşulmasını engellemek değil, tam tersine, ortaya konulan iddialar hakkında HSK tarafından re’sen incelemenin başlatılmasıdır. Türkiye bugüne kadar susturulamadı, bundan sonra da susmayacaktır. Mesele salt İmamoğlu değil, demokrasiye inanan herkesin direnmesi ve gerçek demokrasiyi tesis etme meselesidir.