İzmir’de sağlık emekçilerinden Aile Hekimliği Yönetmeliği'ne şarkılı protesto: “Sigmayı da biz biliriz”

İzmir’de sağlık emekçilerinden Aile Hekimliği Yönetmeliği'ne şarkılı protesto: “Sigmayı da biz biliriz”

(İZMİR) - İzmir’de Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği’nde yapılan değişikliğe karşı iş bırakma eylemi yapan sağlık çalışanları, tepkilerini besteledikleri şarkıyla gösterdi. Sağlıkçılar “Sigmayı da biz biliriz” şarkısıyla sağlıkta özelleştirmeye, vergide adaletsizliğe ve performans programına tepki gösterdi.

Aile Hekimliği Ödeme ve Sözleşme Yönetmeliği’nde yapılan değişikliklere sağlık çalışanlarının iy bırakma eylemi ikinci gününde sürüyor. Sağlık çalışanları, İl Sağlık Müdürlüğü önünde yaptıkları eylemde, ‘Eziyet yönetmeliği’ olarak adlandırdıkları yönetmeliğe karşı yazdıkları ‘Sigmayı da biz biliriz’ bestesiyle sağlıkta özelleştirme, vergide adaletsizlik ve performans sistemine tepki gösterdi.

Seren: “Birinci basamağı da özelleştirmeye çalıştığınız için iş bırakıyoruz”

Sağlık Platform adına basın açıklamasını okuyan İzmir Aile Sağlığı Çalışanları Derneği Başkanı Vermen Seren, neden iş bıraktıklarını madde madde açıklayarak şunları söyledi:

“İzmir Sağlık Platformu olarak iş bırakmamızın 2. günündeyiz. Bu eziyet yönetmeliğinin ne biz ebe hemşireler olarak ne de aile hekimleri olarak kabul edilebilir bir tarafı yoktur. Neden mi iş bırakıyoruz? Bizi, tüm sistemde yok saydığınız için. Aşılama, bağışıklama, bebek, çocuk, gebe izlemi, EYP izlemlerini bir fiil biz yaptığımız halde kendi sistemlerimizden girmemize izin vermediğimiz için iş bırakıyoruz. Bizler Türkiye Cumhuriyeti okullarında, fakültelerinde eğitim görmüş, sayısız sınava tabi tutulmuş, sayısız hizmet içi eğitim görmüş alanında uzman, yeterli nitelikli meslek erbaplarını vatandaşımıza yetersiz gösterdiğiniz için iş bırakıyoruz. Bakanlığın sağlaması gereken aşı, ilaç, tıbbi malzemeleri temin etmediğiniz için halkı ve bizi mağdur ettiğiniz için devletin imkanlarından nitelikli yararlanması halkı özel sermaye hastanelerine muhtaç bıraktığınız için iş bırakıyoruz. Gördüğümüz her hastaya, yaptığımız her uygulamaya katsayı, teşvik ve prim adı altında ödemeler yaparak sağlığı, rant kapısı haline getirmeye, birinci basamağı da özelleştirmeye çalıştığınız için iş bırakıyoruz. Hamilelerimiz, bebeklerimiz, çocuklarımız için hazırladığımız izlem, danışmanlık, psikososyal değerlendirme zamanlarını hiçe sayıp bir kişiye 5 dakika ayırmamızı öngördüğünüz için iş bırakıyoruz. Entegre Aile Sağlığı Merkezlerinde birinci basamağın iş yükünü yok sayıp bir de üzerine en az beş olmakla birlikte 24 ya da 16 saat nöbet isteminde bulunduğunuz için iş bırakıyoruz. Sağlık Bakanlığı, formüllere ve katsayılara boğulmuş bu yönetmeliğe özen göstermiş, emek vermiş. Keşke verdiği bu emek gösterdiği bu özen, biz aile hekimliği çalışanlarına pozitif bir katkı sağlasaydı. Koruyucu sağlık hizmetlerine katkı sağlasaydı. Keşke kamu binalarında A sınıfı hizmet verebilmemizi sağlasaydı. Keşke aşımız olsaydı. Keşke planlamamız, malzememiz kaydı. Keşke aile hekimliğinde ebe, hemşire ve doktorun bir ekip olduğu unutulmasaydı, sağlık çalışanları ayrıştırılmaya çalışılmasaydı.”

Akgül: “Onlar kuş tüyü yataklarında, kamaralarında dinleniyorlar, biz de kırbaçlılara kürek çekiyoruz”

Eylemde konuşan Genel Sağlık İş Sendikası Genel Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Ali Kemal Akgül ise sağlık bakanları geçmişini hatırlatarak şu ifadeleri kullandı:

“Sağlık sistemimiz kimlere emanet? Yunanistan'da vatandaşlıktan çıkarılmış, ‘Haymatlos’ yani ‘vatansız’ ilan edilmiş Mehmet Müezzinoğlu, bu memlekette Sağlık Bakanlığı yaptı. ‘Çocuklarımızla gider, ticaret yaparız’ diyen Recep Akdağ, bu memlekette Sağlık Bakanlığı yaptı. Özel hastane zincirleri sahibi Fahrettin Koca, bu memlekette Sağlık Bakanlığı yaptı. Bebek ölümleri tespit edildiğinde İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü yapan Kemal Memiş, hala bu memlekette Sağlık Bakanlığı yapıyor. Hepsi patron, hepsi gerici, hepsi halk düşmanı. Siyasal İslamcılar, bizi siyasal isyancı yaptılar. Nasıl anayasa yapma ehliyetleri yoksa bu memleketi yönetmeliklerle yönetme ehliyetleri de yok. Şu sorunları çözmüşler mi ki ASM’lerin fiziki şartları hizmet vermeye uygun mu? ASM'lerin kadro eksiklikleri yüzünden nitelikli hizmet veremedikleri doğru mu? Memlekette aşı var mı? Gece bire kadar nöbet tutan hemşirelerin sabah 08.00’de mesaide olmaları isteniyor mu? ASM’lerde can güvenliğimiz var mı? Hep diyorlar ya, hepimiz aynı gemideyiz diye. Evet, hepimiz aynı gemideyiz. Onlar kuş tüyü yataklarında, kamaralarında dinleniyorlar, biz de kırbaçlılara kürek çekiyoruz. Tüm amaçları kasalarını doldurmaktı. Artık fotoğraf net. Biz de ne yapacağımızı biliyoruz. Bağımsız bir ülkede kamucu bir düzen kuracağız. Ve iktidardakileri tarihin çöplüğüne gömeceğiz.”