'KOBİ’ler için stratejik bir vizyon, sürdürülebilir kalkınmanın temelini oluşturuyor’

'KOBİ’ler için stratejik bir vizyon, sürdürülebilir kalkınmanın temelini oluşturuyor’

İSTANBUL, (DHA)- KOBİ’ler fonksiyonelliği açısından globaldeki şirketlerle yarışsa da ortalama ömürleriyle geride kalıyor. Bu durumun sürdürülebilir büyüme açısından risk oluşturduğunu belirten Görhan İnşaat ve Mobilya Genel Müdür Yardımcısı Atakan Bölükbaşı, “KOBİ statüsündeki şirketlerin istihdamdan aldıkları pay ve üretime verdikleri katkı global örnekleriyle benzer seviyedeyken, ortalama ömürleri onlardan ayrışarak geride kalıyor. Birbiriyle direkt etkileşim halinde olan küresel ve yerel pazar dinamiklerine, yeni nesil rekabete, teknolojik gelişmelerle birlikte müşteri taleplerindeki değişimlere uyum sağlayamayan işletmelerin yaşam döngüleri de kısalıyor” dedi.

Bölükbaşı, “Çoğunlukla, şirketini birçok zorluk ve sayısız badire atlatarak kurup belirli bir büyüklüğe getirmiş olanlar, işletmelerini ikinci nesile planlı ve hazırlıklı şekilde devretmek noktasında maalesef ideal yaklaşımdan oldukça uzak kalıyor. Bir şekilde istemsiz bir savunma içgüdüsüyle sanki hiç gitmeyecek gibi hareket ederek şirketlerinin ikbalini şekillendirecek lider pozisyonuna kimseleri yakıştıramıyor. Bu durum şirketlerin ömründen yiyor” ifadelerini kullandı.

“SÜRDÜRÜLEBİLİR BÜYÜME İÇİN ESNEKLİK, ÇEVİKLİK, ADAPTASYON ŞART”

Bölükbaşı, kendi kurumlarında sergiledikleri esneklik, adaptasyon ve yılmazlık örneği sayesinde edindikleri kurumsal yönetişim ve organizasyonel kültür dönüşümünden yola çıkarak sözlerine şu şekilde devam etti:

“Şirketler ve kurumlar, uzun süredir küresel ekopolitik dalgalanmalar ve belirsizliklerin içinden geçiyor. Güncel pazar ve rekabet dinamikleri ile değişen müşteri beklentilerinin sebep olduğu değişken ve kaygan zeminde var olmak için çabalıyor. Bu noktada varlıklarını büyüyerek devam ettirmek için kurumsal hafızalarının üzerine esneklik, çeviklik, yılmazlık, adaptasyon ve sürekli öğrenme ilkeleriyle temellenen kurumsal yönetişim sistemi kurmalılar. Değişime liderlik etmeliler.”

Tüm dönüşümlerin başlangıç noktasının farkındalık olduğunu ve bu uyanışın değişim yolculuğunu başlattığını aktaran Bölükbaşı, farkındalık sonrası durum tespiti ve stratejik vizyonun ortaya konmasının önemine dair şunları söyledi:

“Şirketin mevcut durumdaki güçlü ve zayıf yanlarının tespiti, kazanıma dönüşebilecek fırsatların ve risk teşkil eden unsurların dikkate alınması gerekiyor. Dünya markası olma yolunda edinilmesi gereken kaynak, bilgi ve becerilerin sonrasında veriye dayalı, profesyonel yaklaşım ve ortak akılla oluşturulan stratejik bir vizyon benimsenmeli. Temel operasyon alanlarının tespit edilerek vizyona yönelik organizasyon şeması ve görev tanımlarının oluşturulması, tecrübeli personellerin ekibe katılması, icra kurulunun oluşturulması, operasyonel iletişim süreçlerine dikkat edilmesi profesyonel yönetimin sürekliliğini sağlamak açısından kritik bir önem taşıyor. Karar ve çözüm süreçlerini hızlandırmak, ekiplere sorumlulukları kapsamında eğitimler vermek, performans takibi ve yönetimini doğru bir şekilde yapmak kurumsallaşma sürecinin hızlı ilerlemesine ve sağlam temeller üzerine kurulmasına önemli katkılarda bulunabiliyor.”

‘SÜREKLİ İYİLEŞTİRME FELSEFESİNİN BENİMSENMESİ, KALICILIĞIN EN ÖNEMLİ KOŞULLARINDAN’

Sürekli gelişmeye ve iyileştirmeye odaklanmanın, kalıcılık için başat faktör olduğunu söyleyen Bölükbaşı, değerlendirmelerini şöyle sonlandırdı:

“Çalışanların yeni fikir ve çözüm önerilerini dikkate alarak bunun sürekliliğini sağlamak adına ödüllendirme sistemi uygulamak; ekiplerden, paydaşlardan ve müşterilerden gelen geribildirimleri doğru bir şekilde değerlendirmek kalıcılığın ana koşullarından biri. Öte yandan, tüm bu konularda sürekli aktif, esnek, çevik ve uyumlu olmak da bu hedefte önemli bileşenleri oluşturuyor. Veriye dayalı operasyon modelinin hayata geçirilmesi, ürün ve hizmet standardizasyonunun sağlanması, hedef yurt dışı pazarlarda güçlü bir kimlik oluşturulması da kritik basamaklar arasında yer alıyor. Ayrıca, finansal kontrol, denetim ve risk yönetiminin sürekliliği ve gelir kalemlerinin farklılaştırılması bir gereklilik. Bütçeleme, satış ve harcama öngörü çalışmaları ve ilgili Temel Performans Göstergeleri (KPI) raporlamalarının periyodik ve standart şekilde yürütülmesi, şirketlerin fırsat odaklı bir bakışa sahip olması kritik önem taşıyor.”