TBMM Bebek Ölümlerini Araştırma Komisyonu...Türkiye Neonatoloji Derneği Başkanı Koç: "Yenidoğan yoğun bakım ünitesi de yatak sayısı da fazla fazla yeterli"
(TBMM) - TBMM Bebek Ölümleri ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu'nda sağlık alanındaki meslek örgütleri sunum yaparken, yenidoğan uzmanı doktor ve hemşireler ile yenidoğan yoğun bakım ünitelerine ilişkin veriler paylaşıldı. Türkiye Neonatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Esin Koç, yenidoğan yoğun bakım ünitelerine ilişkin "Gelişmiş ülkelerde bin canlı doğum için 6 yatak yeterli. Bizde 2022’de 12,6, 2023’te 14,2. Bizde yenidoğan yoğun bakım ünitesi de yatak sayısı da fazla fazla yeterli. Bundan daha fazla yer açılmasına gerek yok. Yoğun bakım doluluk oranında en yüksek Sağlık Bakanlığı, üniversite ondan sonra geliyor, özelde yüzde 52 gibi bir doluluk oranı var. Ne donanım ne merkez açısından nicelik olarak bir sorumuz yok" dedi.
TBMM Bebek Ölümleri ve Özel Sağlık Kuruluşlarını Araştırma Komisyonu, AK Parti Adıyaman Milletvekili İshak Şan başkanlığında toplandı. Başkan Şan, "yenidoğan çetesi" skandalı ve bebek ölümlerinin araştırıldığı komisyonun yarın İstanbul'a giderek mağdur ailelerle görüşeceğini, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü, SGK İstanbul İl Müdürlüğü ve 112 Acil Çağrı Merkezi'nde incelemelerde bulunacaklarını açıkladı.
Komisyonda Türk Tabipleri Birliği, Özel Hastaneler ve Sağlık Kuruluşları Derneği, Türk Neonatoloji Derneği, Özel Hastaneler Platformu ve İstanbul Tabip Odası sunum yaptı.
Türk Tabipleri Birliği Başkanı Prof. Dr. Alpay Azap, yenidoğan skandalında denetlemelerin etkisinin büyük olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Hekimler olarak halkın bize olan güven duygusunu zedelemiş olması itibarıyla bizi çok üzdü. TTB olarak tıp etiğinin eğitimde daha etkili olmasını sağlamaya çalışacağız. Sağlık Bakanlığı hizmeti sunan değil, denetleyen rolü üstlenmiş oldu bu programla beraber. Denetlemelere bakacak olursak 1 Temmuz 2014 günlü Resmi Gazete'de yayımlanan değişikliklerle, denetimde tespit edilen bu eksiklik ve usulsüzlüklerin yönetmelikte belirlenen süreler zarfında giderilmesi, giderilmediği takdirde yapılacak müeyyidelerle ilgili kuralların belirlendiğini görüyoruz. Eksikliğin ilk tespitinde giderilmesi için 15 günlük bir süreyle birlikte ilgili hastanenin tamamen yani eksikliğin tespit edildiği biriminde veya tamamında neredeyse üç günlük poliklinik faaliyetine ara verilmesi müeyyidesi var. İkinci kere ve beraberinde de bir önceki ay fatura etmiş olduğu faturaların binde 1'i kadar da bir para cezası var. Dediğim gibi, para cezasına çevrilmişti müeyyideler. Aynı eksiklik, ikinci kere tespit edilecek olursa bu sefer binde 2 oranında bir para cezasıyla birlikte bir önceki ayın faturasından, yine, bu sefer poliklinik faaliyetinin durdurulması 2 katı süreyle yine uygulanıyor. Üçüncü kere tespit edilecek olursa üç gün süreyle faaliyet durdurulur yani böyle bir silsile şeklinde giden ve poliklinik faaliyetinin durdurulmasıyla ve para cezasıyla giden bir şey var.
Bu üzücü olayda taşeron uygulamasının yeri var maalesef. Genellikle özel sağlık kuruluşları, çalışanları olan hekimlerden şirket kurarak kendilerine hizmet faturası kesmesini ve ücreti bu fatura üzerinden ödemeyi istiyorlar. Halbuki iş kanunumuz işletme ve işin gereğiyle teknolojik nedenlere uzmanlık gerektiren işler dışında asıl işin bölünerek başkasına verilemeyeceğini söylüyor. Bu düzeltilmediği gibi 2015’te esasen işçiyken kendisinden fatura karşılığı hizmet alıyormuş gibi gösterilen hekimler yönünden de özel sağlık kuruluşlarına SGK tarafından ödeme yapılmasının önü açılmış oluyor. Özel hastaneler yönetmeliğinde idareye verilen düzenleyici işlem yapma yetkisi ve bu işlemin hukuk düzeninde gerekliliklerini karşılanmamasının soruna sebep olduğunu düşünüyoruz.”
Küçükosmanoğlu: "Yoğun bakım sayısı artırılmalı, doktor ve hemşire sayısı artırılmalı"
İstanbul Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Osman Küçükosmanoğlu da komisyona yaptığı sunumda şöyle konuştu:
“Bu olayı aslında var olan bir hastalığın semptomu olarak değerlendirebiliriz. Denetim ve cezalandırma önemli olsa da burada bir fırsat doğmuş gibi görünüyor. Biz, ülkenin sağlık sisteminin bebeklerle ilgilenen kısmıyla ilgili daha iyi imkanların nasıl sağlanacağı konusunda tartışma ortamı ortaya çıktı. Basında ‘bebekleri öldüren çete’ olarak kullanılıyor ama burada bebeklerin boğazına çökerek öldürülmeleri gibi bir şey değil, ihmal yoluyla öldürmeleri söz konusu. Bu da tabi ciddi bir suç. Bir infial yaratıldığı için hekimler töhmet altında kaldı ve aileler de şüpheye düştü. Uzman görüşü oluşturulurken dosya incelemesi ve tape kayıtlarının esas alınması, yaşamını kaybeden bebeklerin çoğuna otopsi yapılmaması, adli tıp raporu bulunmaması nedeniyle kesin ölüm nedenlerinin illiyet bağının belirlenmesi tartışmalı bir durum.
1 yaş altı ölümlerin büyük çoğunluğu yenidoğan döneminden oluşuyor. Yenidoğan yoğun bakım yatak sayısı kamuda eksik. Erişkin yoğun bakımda özel hastanenin oranı üçte bir kadarken yenidoğanda yüzde 50’nin biraz üzerinde. Yeterli sayıda yenidoğan uzmanımız yok. Özel sağlık kuruluşlarında tam zamanlı çalışan bir uzman hekim iki ayrı yerde daha yarı zamanlı çalışabilmesine olanak sağlayan bir uygulama var, bu da önemli bir sorun. Bu davada gördüğümüz gibi doktorlar telefonla cevap veriyorlar, bir kısmı eksik veya hatalı ve istenmeyen sonuçlara sebep olan şeylerden biri de bu. Yenidoğan hemşireleri hem sayı hem nitelik olarak yetersiz. Çoğu yenidoğan konusunda eğitim almamışlar. Yoğun bakım sayısı artırılmalı, doktor ve hemşire sayısı artırılmalı.”
"Marmara bölgesinde yenidoğan ölüm oranları binde 4 iken Güneydoğu’da tam iki katı"
Türkiye’de yenidoğan ölüm hızının binde 5,9 olduğunu belirten Türkiye Neonatoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Esin Koç, dünya ortalamasının binde 17,6 olduğuna dikkat çekerek şunları söyledi:
“Daha iyi olabiliriz OECD ve AB ülkelerine bakılırsa. Mesela Hollanda’da 24 haftanın altındaki bebeğin doğumla canlandırılmayacağını söylüyorlar ya da aileye soracaklarını söylüyorlar. Bizde 22 hafta bile olsa kalbi atıyorsa yoğun bakım ünitesinde doktor elinden gelen her şeyi yapmalı, mahkemeye verirse aile yaptığını ispat etmeli. 2,1 olamayız ama 3’lü rakamlara inebiliriz. Bizde prematüre ile ilgili sorunlardan ölüyor çocuklar. Türkiye’deki enfeksiyonlardan ölen çocukların oranının yüzde 17,5 olması annelerin hijyenini, gebelik takibini, entelektüel seviyesini düşünürsek iyi bir oran. Prematüre doğumda ciddi sorun var. Eskiden 1500 gramlık bebek yaşayınca sevinirdik, şimdi 700 gramlık bebek ölünce aile mahkemeye veriyor. Marmara Bölgesi’nde yenidoğan ölüm oranları binde 4 iken Güneydoğu’da tam iki katı. Güneydoğu, Doğu Anadolu’ya doktorlar gitmek istemiyor.”
"Yenidoğan yoğun bakım ünitesi de yatak sayısı da fazla fazla yeterli"
1500 gram altındaki bebeklerde yaşam oranının yüzde 80 olduğunu söyleyen Koç, Türkiye genelinde yenidoğanlara ilişkin verilerin sadece yenidoğan uzmanlarının olduğu bölgelerden geldiğine de dikkat çekti. Sağlık Bakanlığı hastanelerinde seviye 3/4 yoğun bakım ünitelerinin doluluk oranlarının yüzde 80, üniversitelerin ise yüzde 63 olduğunu belirten Koç, yenidoğan yoğun bakım ünitelerine ilişkin şu bilgileri verdi:
“Seviye 3’te bebekler ölüyor. Merkez sayısı 2009’da 104’müş, çok az ama 2024’te de 456, çok fazla. 456 tanenin 302 tanesi özelde, üniversitede 53 tane var, Sağlık Bakanlığı’nda 101 tane ruhsat almış seviye 3 yoğun bakım ünitesi var. Seviye 3 ve 4 yatak sayısı toplam 13 bin 343 tane. 2009’da 2 bin 400’müş, 2024’te 13 bin 343’e çıkmış. Seviye 3’ün yarısından fazlası özelde, Sağlık Bakanlığı’nda yüzde 30, üniversitelerde yüzde 14. Gelişmiş ülkelerde bin canlı doğum için 6 yatak yeterli. Bizde 2022’de 12,6, 2023’te 14,2. Bizde yenidoğan yoğun bakım ünitesi de yatak sayısı da fazla fazla yeterli. Bundan daha fazla yer açılmasına gerek yok. Yoğun bakım doluluk oranında en yüksek Sağlık Bakanlığı, üniversite ondan sonra geliyor, özelde yüzde 52 gibi bir doluluk oranı var. Ne donanım ne merkez açısından nicelik olarak bir sorumuz yok.”
Yenidoğan uzmanlarının Türkiye’nin bölgelerine göre çok farklılık gösterdiğini belirten Koç, Türkiye Neonatoloji Derneği’nin verilerine göre Marmara Bölgesi’nde 148, İç Anadolu Bölgesi’nde 106, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde sadece 30 uzman olduğunu söyledi. Koç ayrıca 2017 yılında Sağlık Bakanlığı ve Türkiye Neonatoloji Derneği’nin birlikte yenidoğan ünitelerinde yaptığı denetlemeye ilişkin bilgiler verdi.