TBMM Dijital Mecralar Komisyonu'nda Netflix temsilcileri sunum yaptı... CHP'li Özkan: "Bizim hikayelerimizden para kazanıyorsunuz. Sizden önce de film çekmeyi biliyorduk"
(TBMM) - TBMM Dijital Mecralar Komisyonu’nda Netflix platformu temsilcileri sunum yaptı. CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan, "Siz çok uluslu bir şirket olarak Türkiye'nin kültürel hayatına öyle müdahale ettiniz ki sinema endüstrisini Türkiye'de de dünyada da yok ettiniz. Siz bizim hikayelerimizi anlatarak bizden daha üstün bir yerde değilsiniz. Bizim hikayelerimizden para kazanıyorsunuz. Sizden önce de film çekmeyi biliyorduk, sizden önce de gidip ödüller alıyorduk. Burası sizin reklam filmlerinizi yayınlayacağınız bir mecra değil buraya bilgi vererek gelmelisiniz. Kazancınızı söylemediniz, üye sayınızı söylemediniz. Türkiye'deki sektörü büyütmeye çalışmıyorsunuz, yaygınlaştırarak daha çok para kazanmaya çalışıyorsunuz" dedi.
TBMM Dijital Mecralar Komisyonu AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman başkanlığında toplandı. Komisyonda Netflix Türkiye Kamu Politikaları Sorumlusu Pelin Mavili ve Netflix Kıdemli İletişim Müdürü Özgür Artanç Savaş sunum yaptı. Sunumun ardından milletvekilleri Netflix temsilcilerine sorularını yöneltti. Abone sayısına ilişkin sorulara "ticari sır" gerekçesi ile yanıt vermeyen Netflix temsilcileri, bu bilgiieri basına kapalı açıklayabileceklerini söyledi. Komisyonda, yaklaşık 3,5 saat süren görüşmenin ardından, milletvekillerinin "ticari sır" kapsamındaki sorularının yanıtlanması için basın mensupları salondan çıkarıldı.
"Devletin yazılımını güncellememiz gerekiyor"
Komisyonda açılış konuşmasını yapan Komisyon Başkanı ve AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman şunları söyledi:
"Dijital telif meselesinde çalışmaların sonundayız. Emek hırsızlığının önüne geçerek gazetecileri korumak ve başkasının emeği üzerinden gazetecilik yapanları ayırmak istiyoruz. Bir diğer konu; sanal bahis bir milli güvenlik sorunu haline gelmiştir. Aileler dağılmakta, kamu düzeni bozulmakta, intiharlara varan olaylar yaşanmaktadır. Bunlar tekil olaylar değildir; bunlar artık toplumu bir yara olarak ele geçiren olumsuz gelişmelerdir. Dijitalleşmenin böyle bir olumsuz tarafı da var. Bir emek vermeden kolay para kazanma anlayışı bir hastalık olarak toplumumuza sirayet etmiştir. Bahis ve şans oyunları gelişen teknoloji ile ürkütücü bir şeklide gelişmektedir. Bununla mücadele etmek için etkin bir hukuk mekanizması kurulması gerekiyor. Bu konuda devletin yazılımını güncellememiz gerekiyor. Analog dönemin hukuksal mevzuatı, geçmiş dönemin pratikleri ve düzenlemeleri bugün bu sanal kumar, bahis konusunda geri kalmaktadır. Bir anlamda bizim hukuksal, siyasal içerikleri, çerçeveyi yeniden yapılandırmamız gerekiyor."
"Türk içeriklileri sıklıkla Dünya'da top 10 listesinde yer buluyor"
Netflix Türkiye Kamu Politikaları Sorumlusu Pelin Mavili de kreatif endüstrilerin ülkeler için önemli olduğunu anlatarak başladığı sunumunda şunları kaydetti:
"İstihdam yaratma kapasitesi çok yüksek bir ekosistem. Türkiye'de 2030 yılında istihdamın yüzde 3'ü buradan sağlanıyor olacak. RTÜK lisansı ile faaliyet gösteriyoruz. Bir sosyal medya değil, dijital pazar yeri değil, aslında bir platform da değil bir yayın hizmeti. Burada editoryal kontroller çok önemli. Türk yapımı diziler aynı anda 190 ülkede erişime açılıyor. Türk içerikliler sıklıkla dünyada top 10 listesinde yer buluyor. Sadece 2024 yılında Türk içerikleri 27 hafta top 10 listesinde yer aldı. Türk içeriklerinin ilk 4 haftada izlemesinin yüzde 80'ini yurt dışından alıyor. Türk içeriklerine dünyada gösterilen ilginin bir verisi.
Tüm dünyada sorumlu yayıncılık ilkeleri gereğince davranıyoruz. İçeriği manipüle etmeden kısa bir bilgi ile ve yaş sınırı ile veriyoruz. Dünyada ilk defa uygulamaya başladığımız çocukların erişimi olacak olan kişilerde pin kodu ve çocuk sayfasına yer veriyoruz. 16 yaş üstü hiçbir içeriğin yer almadığı bir profil, sizin profiliniz ise pin kodu olmadan erişilemiyor. Düzenlediğimiz Geleceğin Ekranı Zirvesi'nde bu sene Milli Eğitim Bakanımız Yusuf Tekin de bizzat içinde bulunmak istedi.
Ciddi bir sayıda 60'ı aşkın Türk içeriğimiz var. Yurt dışında Türk izleyicisi profilimiz var. Yaptığımız araştırmalarda 13 bin kişi aşkın kişiyle yaptığımız araştırma ile Netflix kullanıcıları, kullanıcı olmayanlara göre 1,5 kat fazla Türk içeriği izleniyor ve Türk içeriği tüketenlerin yüzde 35'i Netflix'te görmeden önce bir Türk içeriği izlemediğini ifade ediyor. Türk tarihi, kültürü ve mutfağına olan ilginin arttığını görüyoruz. Netflix'te setlerimizde bugüne kadar 13 bin kişi istihdam edildi. Bunların arasında 80 farklı yapım ve dağıtım ile çalışıldı. Türk içeriği izleyenlerin Türkiye'yi ziyaret etme isteğinin 2,6 arttığını görüyoruz."
"TBMM'den, Türk medyasından veri saklamak size bir şey kazandırmaz"
Sunumun ardından Netflix temsilcilerine milletvekilleri tarafından sorular yöneltildi.
CHP İzmir Milletvekili Tuncay Özkan şunları söyledi:
"Siz uluslararası bir şirketsiniz. 190 ülkede yayın yapıyorsunuz, yaklaşık 33 milyar doların üzerinde bir gelir elde ediyorsunuz. EBITDA sonrası net karınız dünyada 10 milyar dolara yakın. Türkiye karınızda ise 200 milyon doları aşan bir gelir elde ettiğinizi varsayıyorum. Bu yaptıklarınız yetmez. Sizin Türkiye'ye yapacağınız yatırımın daha büyük boyutlara ulaşması lazım. Bunları bize iyilik diye yapmıyorsunuz, bunların tamamı karşılığını aldığınız, Türk insanına ödemeniz gereken şeyler. Pek çok yayın kuruluşundan daha iyi, daha duyarlı bir yayın sistematiğiniz var. Sizin Türkiye'de ve dünyada 'destekliyoruz' dediğiniz kültürel çalışmalar için binlerce yıldır insanlar kendi hayatlarından her saniyeyi veriyor. Siz onlara değer katmıyorsunuz, o değerli şeyleri insanlara ulaştırmak için bundan da gelir elde ediyorsunuz. Şimdilik reklam yayınlamıyorsunuz ama abonelik gelirlerinin üzerinden reklama yönelik çalışmalarınız devam ediyor.
Siz çok uluslu bir şirket olarak Türkiye'nin kültürel hayatına öyle müdahale ettiniz ki sinema endüstrisini Türkiye'de de dünyada da yok ettiniz. Evimize kadar girip 'Biz size çok büyük bir şey yapıyorum' diye anlatmayın. Bunun ölçülmeyeceğini, denetlenmeyeceğini, daha iyisinin istenmeyeceğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Buraya gelen bütün çok uluslu şirketler aynısını yapıyor. TBMM'den, Türk medyasından veri saklamak size bir şey kazandırmaz. Burada böyle bizi küçümse bir uluslararası şirket tavrıyla durduğunuzda bu verileri sunmadığınızda sizin için iyi bir şey olmuyor. Burası Türk milletini temsil ediyor. Kamusal iletişiminizi doğru yapmanızı öneririm, yanlış yapıyorsunuz. Siz bizim hikayelerimizi anlatarak bizden daha üstün bir yerde değilsiniz. Bizim hikayelerimizden para kazanıyorsunuz. Sizden önce de film çekmeyi biliyorduk, sizden önce de gidip ödüller alıyorduk. Burası sizin reklam filmlerinizi yayınlayacağınız bir mecra değil buraya bilgi vererek gelmelisiniz. Kazancınızı söylemediniz, üye sayınızı söylemediniz. Türkiye'deki sektörü büyütmeye çalışmıyorsunuz, yaygınlaştırarak daha çok para kazanmaya çalışıyorsunuz."
Netflix temsilcisi Pelin Mavili, "Türk dizi endüstrisi çok güçlüydü bunu tabii ki ifade ediyoruz. Yeni sezonda katkı verdiğimiz çok ciddi senaryo eğitimleri verdik. En çok izlenen içeriklerimiz sinemadan bizim platformumuza gelen içerikler. Sinemadan üstün görmek değil ikinci bir nefes olarak görüyoruz. Borsa şirketi olduğumuz basınla paylaşabileceğimiz veriler kısıtlı" dedi.
"RTÜK ile sorun yaşamamak da bir politikadır açıkçası"
DEM Parti Diyarbakır Milletvekili ve iletişim bilimci Sevilay Çelenk Özen ise şunları söyledi:
"Türkiye bu nitelikli dram denilen mecrada çok yetenekli bir ülke. Drama üretiminde hep iddialıydık. Netflix de böyle bir mirasın üzerine oturuyor. Sizin bu pazara karşı sorumluluğunuz da var. Çok ağır bir sömürü söz konusu. İzlediğimiz iki saat arkasında helak olmuş çalışanlar var. Bu alanda sorumluluklarınızdan iyi niyetinizle kaçma var. RTÜK ile iyi ilişkiler ile karşılıklı bir dengeye oturtmuşsunuz. RTÜK ile sorun yaşamamak da bir politikadır açıkçası. Türkçe dizileri izletmek bir başarı olsa da bütün mesele bu değil. Soft power'ın evrensel katkılarının da değerlendirilmesi gerekiyor. Ticari sır kısmı benim de aklıma yatmıyor. Borsadasınız ama kaç aboneniz olduğunda da bir sorun yok. Katalogdan çıkarma gibi kaç ceza aldınız?"
"Ne Türkiye'de ne de globalde bir lobi baskısı söz konusu değil"
MHP Mersin Milletvekili Levent Uysal da "2024 yılı Eylül ayından Kıbrıs Barış Harekatını yanlış aktaran içerik Famagusta'da biz bir barış harekatı ile doğru yapıyı kurmak için yapılmış harekatla ilgili böyle bir dizinin bu platformda olmasını istemeyiz. Eğer ki bu yayınlama ile ilgili bir baskı varsa üstünüzde bununla ilgili de gerekli savaşı veririz" dedi.
Komisyon Başkanı Hüseyin Yayman da "Netflix LGBT'yi özel olarak destekliyor mu? Türk aile yapısına uygun olmayan dizileri bu maksatla mı yayınlıyorsunuz" sorusuna Mavili, "Herhangi bir konuda lobi baskısı ile içerik ürettiği olmadı. Herkesin kendinden bir parça bulmasını hedefliyoruz" yanıtını verdi.
CHP Erzincan Milletvekili Mustafa Sarıgül, "Bilançomuzu, kazancımızı basın olmadan paylaşalım demeniz demokratik anlayışımıza sığmıyor" ifadesini kullandı.
Sorulara yanıt veren Pelin Mavili, "En çok izlenen ABD'de bile izleyicilerin yüzde 10'u Netflix'te geçiriyor, geri kalanında hala televizyonlar izleniyor. Setteki hizmet koşullarıyla ilgili çok ciddi çalışmalarımız var. Bir Netflix setinde alınması gereken eğitimler ile başlıyor. Sonrasında ise anonim kalarak ya da ismiyle şikayette bulunabileceği hatlar var. Famausta'dan haberimiz olduğu noktada bizi de üzdü ve uğraştırdı. Famagusta bir Netflix içeriği değil. O içeriğin kendi ülkesinde çıkmış 3'üncü sezonu da Netflix'te yayınlanmadı. Bizim gündemimize de geç geldi. Ne Türkiye'de ne de globalde bir lobi baskısı söz konusu değil" şeklinde konuştu.
"Bizim açımızdan birinin sektörde yeni olması bir giriş engeli değil"
AK Parti Ankara Milletvekili Zeynep Yıldız sektörde menajer Ayşe Barım'ın da yer aldığı tekelleşme tartışmalarına ilişkin, "Sektöre yeni giren şirketlere fırsat eşitliği sunuyor musunuz" sorusunu yöneltti. Netflix temsilcisi Mavili, "Sektör tanımını doğru yapmak çok önemli. Biz RTÜK lisanslı kanallarla aynı işi yapıyoruz. İsteğe bağlı yayın içeriğinde giriş çıkışın çok kolay olabildiği yani giriş engelinin olmadığı bir sektör olduğunu söyleyebiliriz. Soruşturmalar devam ediyor. Biz 80 farklı yapım ve dağıtım firması ile çalıştık. Bunlardan pek çoğunun ilk işiydi. Bizim açımızdan birinin sektörde yeni olması bir giriş engeli değil" ifadelerine yer verdi.
Milletvekillerinin 'LGBT'ye özendirici yapım' soruları üzerine yeniden yanıt veren Mavili, "Ekibimiz sayıca küçük görüyor ama yapım partnerleri ile birlikte çalışılıyor. Dolayısıyla hassasiyetler gözetiliyor. Bu nedenle RTÜK tarafından cezaya tabi olmuyor. Yabancı içeriklerde ise farklı bir değerlendirme yapılıyor. Norveçli bir ailedeki pratikler bambaşka oluyor, o nüansı gözetmekte fayda var. Kendisine bizden verilmiş bir geri bildirim yok hatta randevu talebi yok. Netflix'e aracı olduğunu iddia eden kimseyle çalışılmamasını öneririm çünkü böyle bir usulümüz yok. 60'tan fazla içeriğimiz var ancak bunlarda böyle bir temsil yok. Yabancı içeriklerdeki temsil farkı farklıdır" dedi.
"Özendiriliyor gibi bakmak doğru değil. Nefret söylemini engellemek adına alan açıldığı doğru"
"Netflix içeriklerinde toplumsal hassasiyet bakımından 'LGBT uyarısı' da yapılabilir mi" sorusuna ise Mavili, "Böyle bir uygulama yapmıyoruz. Eğer LGBT ilişkisi içeriyorsa 18 yaş üstü oluyor ancak biz bireylerin yaşam tarzları, cinsel eğilimlerine ilişkin etiketleme yapamıyoruz. Uluslararası hukuka uygun değil. Tema üzerinden şiddet, cinsellik, olumsuz alışkanlıklar uyarıları yapabiliriz" yanıtını verdi.
DEM Partili Sevilay Çelenk ise şöyle konuştu:
"Bu konunun kullanıldığı terminoloji aslında hepimizin benimsediği bir terminoloji olmak zorunda değil. LGBTİ'ler hep vardı ve var olmaya devam ediyor. 'Normal' herkesin uzlaştığı bir şey olmadığı gibi cinsel normalliğin kuruluşu çalışmasında dönüşüm yaşandığını görüyoruz. LGBTİ içeriklerine yer vermenin özendirici olup olmaması doğru bir tartışma değil. Aslında esas heteroseksüelliğin yoğun bir biçimde yer aldığı belliyken neden heteroseksüellik özendirilemiyor diye de bakılabilir. Şimdi farklı olan onlara bir görünürlük alanı açılmasıdır. Esas mesele belli oranda yer açmak değil. Bu alanda nefret söylemine karşı, LGBTİ'lerin toplum hayatından dışlanmasına karşı politikaları olan ülkelerde bir LGBTİ bireyin, siyahi ya da latin kökenli birinin yer alması teamülü var. Özendiriliyor gibi bakmak doğru değil. Nefret söylemini engellemek adına alan açıldığı doğru. Yerli dramamızda her bir karakterin birbirinin kuyusunu kazdığı ailelerin yer alması çok daha tehlikeli."
Komisyon toplantısı daha sonra basına kapalı olarak devam etti.
Komisyona 30 Ocak'ta Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş katılacak.