Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Ermut: “Şans oyunlarından toplam 270 milyon doların üzerinde vergi geliri oluşturulmuştur”

Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Ermut: “Şans oyunlarından toplam 270 milyon doların üzerinde vergi geliri oluşturulmuştur”

(TBMM) - TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu’nda sunum yapan Türkiye Varlık Fonu Genel Müdürü Salim Arda Ermut, şans oyunlarından Varlık Fonu’na devredilmeden önce yaklaşık 140 milyon dolar vergi geliri elde edildiğini belirterek, “2024 yılına geldiğinde TVF olarak şans oyunlarından toplam 270 milyon doların üzerinde vergi geliri oluşturulmuştur” dedi.

TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu, AK Parti Samsun Milletvekili Mehmet Muş başkanlığında toplandı. Komisyonda, 6741 Sayılı Türkiye Varlık Fonu Yönetimi Anonim Şirketinin Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Uyarınca, Türkiye Varlık Fonu Yönetim Anonim Şirketi ile Türkiye Varlık Fonunun 2023 Yılı Mali Tabloları ve Faaliyetleri ile İlgili Denetim Raporlarının Sunulduğuna Dair Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi görüşüldü.

Komisyonda sunum yapan TVF Genel Müdürü Salim Arda Ermut, geçen yıl Plan ve Bütçe Komisyonunda Türkiye Varlık Fonu Genel Kurulunun vaktinde yapılmamasına dair eleştiriler yöneltildiğini belirterek, “Bu eleştirileri dikkate alarak TVF Yönetim AŞ'nin 31 Aralık 2023 tarihi itibarıyla sona eren hesap dönemine ilişkin bağımsız denetçi raporu 7 Haziran 2024 tarihinde imzalanmış olup, akabinde şirketin genel kurulu geçtiğimiz yıla nazaran daha da erkene çekilerek 31 Temmuz 2024 tarihinde gerçekleştirilmiştir. Aynı şekilde, 2023 yılı faaliyet raporumuzda rasyo analizlerimize yer vererek bir önceki Plan ve Bütçe Komisyonumuzda tarafımıza yöneltilen denetim raporumuzda rasyo analizimizin yer almadığı konusundaki eleştiriye konu olan durumu da düzeltmiş bulunuyoruz” dedi.

Ayrıca, Plan ve Bütçe Komisyonunda bağımsız denetçi seçimine sorular ve eleştiriler yapıldığı söyleyen Ermut, “Türkiye Varlık Fonu yurt içinde ve uluslararası piyasalarda işlemler gerçekleştirmesi sebebiyle global ölçekte faaliyet gösteren, uluslararası bilinirliğe sahip denetim firmalarıyla çalışmak durumundadır. Bu doğrultuda, portföy şirketlerimizin de büyük çoğunluğunun bağımsız denetimini gerçekleştiren ve dünya geneli itibarıyla bilinen dört büyük denetim firmasından teklif alınmış ve tamamlanan süreç neticesinde seçilen bir firmayla anlaşma sağlanmıştır” şeklinde konuştu.

“Türkiye Varlık Fonu varlığa dayalı stratejik bir kalkınma fonudur”

Ermut, Türkiye’de neden Varlık Fonu kurulduğu eleştirilerini yanıtlarken, varlık fonlarının global olarak güncel rakamlarla 13 trilyon dolar büyüklüğünde varlığı yönettiğini anlatarak, şunları kaydetti:

“Uluslararası varlık fonları uzun vadeli ekonomik istikrarı sağlamak amacıyla kurulan, devlet kontrolünde ve devlet stratejilerine uygun bir şekilde yatırım yapan fonlardır. Varlık fonları için kaynakları ve amaçlarına göre iki farklı sınıflandırma bulunmaktadır. Kaynakları açısından varlık fonlarını incelediğimizde, literatürde iki farklı yaklaşımla karşılaşıyoruz. Bir, ülkelerindeki değerli ve potansiyel vadeden varlıklara dayalı fonlar, iki, ülkelerindeki doğal kaynak gelirleri veya cari fazladan elde edilen gelirlere dayalı fonlar.

IMF tarafından yapılan sınıflandırma çalışmasında da amaçlarına göre ulusal varlık fonlarının beş farklı başlık altında sınıflandırıldığını görmekteyiz. Bir, istikrar fonları; iki, tasarruf fonları; üç, rezerv yatırım fonları; dört, kalkınma fonları; beş, emeklilik rezerv fonları.

TVF kaynakları ve amaçlarına göre dünya üzerindeki diğer varlık fonları gibi bir sınıflandırmaya tabidir ve amaçları açısından kalkınma fonları içerisinde yer almakta, kaynakları açısından bakıldığında ise değerli ve potansiyel vadeden varlıklara dayalı bir fon yapısı ortaya çıkmaktadır. Kaynakları açısından değerlendirildiğinde, Malezya'nın varlık fonu Khazanah ve Singapur'un varlık fonu Temasek'le aynı sınıflandırmaya giren Türkiye Varlık Fonu, amaçları bakımından değerlendirildiğinde ise kalkınma fonları içerisine giren Fransa Varlık Fonu BPI France, Abu Dabi Varlık Fonu Mubadala ve Suudi Arabistan Varlık Fonu PIF gibi ve biraz önce zikrettiğim Temasek ve Khazanah gibi fonlarla aynı kategoride yer almaktadır. Tüm bu bilgiler ışığında tekrar ifade etmek gerekirse Türkiye Varlık Fonu varlığa dayalı stratejik bir kalkınma fonudur.

Varlık fonlarının amaçlarına ve kaynaklarına göre kategorize ettikten sonra aslında varlık fonlarının sadece petrol ve doğal gaz geliri yüksek ülkelerde değil değerli varlıklara sahip ülkelerde de yer aldığının altını çizmiş olduk. Bu durumla ilgili bazı global örnekleri yönetim ve finansal büyüklükleri açısından yakından incelemenin Türkiye Varlık Fonunun varlık sebebini anlamlandırmak açısından faydalı olacağı kanaatindeyiz.

Dünyanın en eski ve önde gelen varlık fonlarından Singapur Varlık Fonu Temasek hem portföy hem de yönetim kurulunda oluşturulan temsiliyet açısından Türkiye Varlık Fonuyla benzer bir varlık fonu olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Hakeza Malezya Varlık Fonu Khazanah da portföy şirketlerine bakıldığında Türkiye Varlık Fonuyla benzer sektörlerde faaliyet göstermektedir. Aynı zamanda, yönetim kurulu başkanlığını da ülkenin Başbakanı üstlenmektedir.

Suudi Arabistan Varlık Fonu PIF ve Birleşik Arap Emirlikleri Fonu ADQ doğal kaynaklar bakımından zengin ülkelerin varlık fonu olmalarına rağmen söz konusu varlık fonu kaynakları portföylerinde yer alan şirketlerden elde ettikleri temettü gelirlerinden oluşmaktadır. Bu fonlar ülkelerinin petrol ve doğal gaz gelirlerinden herhangi bir pay almamaktadır. Türkiye Varlık Fonuyla portföy yapısı, yönetim modeli ve stratejik amaçları açısından bu fonlar benzerlik göstermektedir. Uluslararası varlık fonları sıralamalarına göre de bu fonlar toplam varlık fon büyüklüğü açısından dünyanın en büyük ilk 20 fonu arasında yer almaktadır, örneklerimizi de bu büyük fonlardan vermeye çalıştık.“

"Süreçleri yakından takip ediyoruz"

Türkiye Varlık Fonu olarak varlık fonuyla ilgili gelişmeleri ve güncel donanımları yakından takip etmeye çalıştıklarını ifade eden Ermut, “İngiltere ve Amerika Birleşik Devletlerinin de yakın zamanda ulusal varlık fonu kurmaya yönelik girişimleri bulunmaktadır. Hatta hâlihazırda İngiltere'de 14 Ekim 2024 tarihinde yapılan açıklamayla İngiltere Ulusal Varlık Fonunun kurulduğu ve fonun ülke genelinde altyapı yatırımlarına odaklanacağı duyurulmuştur. Amerika'da ise geride kalan seçim döneminde her iki başkan adayının da seçim kampanyalarında varlık fonu kurmakla ilgili vaatlerinin bulunduğunu gözlemledik. Amerika'da kurulacak fonun kaynaklarıyla ilgili çalışma alanları henüz netleşmemekle birlikte bizler de çalışma arkadaşlarımızla birlikte bu süreçleri takip etmekteyiz” dedi.

“KOZA Grubunda bir ünvan değişikliği gerçekleşecek”

Türkiye Varlık Fonu’nun devletin ve milletin menfaatleri doğrultusunda hem yurt içinde hem de yurt dışında stratejik yatırımlara sermaye sağlamak, finansal piyasaların iyileşmesine ve derinleşmesine katkıda bulunmak, bünyesinde yer alan varlıkların değerini üst seviyeye çıkarmak ve gelecek nesillere ekonomisi güçlü bir ülke bırakmak adına çalışmalarını sürdürdüğünü kaydeden Ermut, şöyle devam etti:

“Türkiye Varlık Fonu kurulduğu günden bugüne portföyünde yer alan şirketlerin faaliyet gösterdiği sektörlerde katma değer oluşturmakta ve geliştirdiği iş ve işlemler sayesinde portföyünü büyüterek yoluna devam etmektedir. Türkiye Varlık Fonu hâlihazırda bünyesinde bulundurduğu 31 şirket içerisinde bugüne kadar hiçbir şekilde satış işlemi gerçekleştirmemiş ve bununla birlikte portföyünde bulunan şirketlerdeki pay sahiplik oranları da yapmış olduğu satın alma işlemleriyle bu süreç içerisinde artmıştır. Halkbank, Vakıfbank, Türkiye Sigorta ve Hayat Emeklilik, TÜRK TELEKOM, Turkcell ve son olarak da KARDEMİR şirketlerimiz de bahsetmiş olduğumuz şekilde sahiplilik oranlarımız artmıştır. 2025 yılı itibarıyla portföyümüz 7 farklı sektörde 31 şirket, 2 lisans ve 46 gayrimenkulden oluşmaktadır. Portföyümüze son olarak TMSF bünyesinde bulunan KOZA Grubu dâhil olmuştur. Yapılan çalışmalar doğrultusunda yakın bir zaman içerisinde KOZA Grubunda bir ünvan değişikliği gerçekleşecektir.

“Varlık Fonu geleceğe güvenle bakabilen bir yapıya kavuştu”

Geçtiğimiz yıllarda atılan adımlar sayesinde Türkiye Varlık Fonu ülkemiz için stratejik alanlarda çözüm üreten aynı zamanda sağlam bir bilanço ve sağlıklı bir nakit akışıyla birlikte geleceğe güvenle bakabilen bir yapıya kavuşmuştur. Türkiye Varlık Fonunun 31 Aralık 2023 tarihi itibarıyla sona eren faaliyet dönemine ilişkin mali tabloları 16 Ağustos 2024 tarihi itibarıyla bağımsız denetçi tarafından onaylanmıştır. Bağımsız denetimden geçen Türkiye Varlık Fonu konsolide mali tablolarında yer alan sonuçlara göre Fon önemli bir büyüme kaydetmiştir. Türkiye Varlık Fonunun misyonları arasında yer alan varlıklara değer katma misyonunun sonucu finansal tablolara da yansımış ve bu çerçevede 2022 yılı sonu itibarıyla 5,6 trilyon TL olan varlıklar yaklaşık olarak yüzde 67 artarak 9,4 trilyon Türk lirasına ulaşmıştır. Türk lirası bazında büyümenin yanı sıra aynı zamanda dolar cinsinde de varlıkların değerinin arttığı görülmektedir. 2022 yılında 300 milyar dolar olan varlıklar 2023 yılı sonu itibarıyla 318 milyar dolara ulaşmıştır.

Türkiye Varlık Fonu portföyünde yer alan kamu bankalarının vermiş olduğu krediler aktifte yer alırken aynı şekilde mevduatları da burada yükümlülükler içerisinde yer almaktadır. Bu durum, TVF tarafından ödenecek bir borç niteliğinde değerlendirilmemelidir. Türkiye Varlık Fonunun sizlerin de gördüğü aktif büyümesinde finansal hizmetler, enerji ve maden, ulaştırma ve lojistik sektörleri öncü rol oynamıştır.”

Konsolide verilere bakıldığında toplam hasılatta yaklaşık yüzde 45'lik bir büyüme olduğunu söyleyen Ermut, buna paralel olarak konsolide net dönem kârının da 225 milyar Türk lirasından 321 milyar Türk lirasına yükseldiğini bildirdi.

"Öz kaynaklar her geçen yıl güçleniyor"

Ermut, 2023 yılında doların TL karşısındaki bir önceki yıla göre ortalama yüzde 44 değer kazanmasına karşın, dolar cinsinden konsolide dönem net kârın 2023 yılında korunduğunu ve ve ilgili dönemde portföy şirketlerinin gerçekleştirmiş olduğu toplam 1,7 milyar dolar deprem yardımlarından sonra 13,5 milyar dolar olarak gerçekleştiğini anlattı.

Ermut, “Fonun öz kaynakları incelendiğinde, konsolide öz kaynaklarının 914 milyar TL'den 1,5 trilyon TL'ye ulaştığı ve öz kaynaklarını da her geçen yıl daha da güçlendiği görülmektedir. Bu vesileyle, Fonun her yıl önemli bir büyüme kaydettiğini ve birçok sektörde öncü faaliyetler göstererek ülke ekonomisine önemli katkılar sağladığını tekrar belirtmek isteriz” şeklinde konuştu.

TVF Genel Müdür Ermut, şunları kaydetti:

“2023-2004 yılı Türkiye Varlık Fonu olarak birçok alanda faaliyetlerimizi ve etkinliğimizi artırdığımız bir dönem olarak kayıtlara geçmiştir. Geride bıraktığımız iki yılın her çeyreğinde ekip arkadaşlarımızın üstün gayretleriyle önemli işlere imza attık ancak geçmiş dönem toplantısında da tecrübe ettiğimiz üzere, zaman etki kullanmak adına tüm faaliyetlerden ziyade önemli gördüğümüz bazı faaliyetlerimizi belirttik ve faaliyetleri hızlı bir şekilde aktarmayı isteriz.

2023 yılında Türkiye Katılım Sigorta ve Türkiye Katılım Hayat şirketlerimiz faaliyet izni alarak prim üretmeye başlamıştır ve bu iki şirketimiz 2023 yılında net kârla kapatarak sektörel anlamda başarılı bir yılı geride bırakmıştır. Yine, bu dönemde kamu bankalarına yüzde 111,7 milyar TL tutarında sermaye artışı sağlanmıştır. Aynı yılın ikinci çeyreğinde İstanbul Finans Merkezi bankalar etabı Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan'ın teşrifiyle faaliyete açılmıştır ve kamu bankalarımızın genel müdürlükleri İstanbul Finans Merkezinde yer alan yeni binalarına yerleşmiştir. 2023 yılının son çeyreğinde at yarışları lisansıyla ilgili Türkiye Jokey Kulübüyle yeni hizmet alımı sözleşmesi imzalanmıştır.

2024 yılının birinci çeyreğinde Türkiye Varlık Fonu tarihinde bir ilk olan 500 milyon dolar ve beş yıl vadeli Eurobond ihracımız 14,5 kat gibi rekor bir taleple gerçekleşmiştir. Yine, aynı çeyrekte hemen akabinde 100 milyon dolar değerinde üç yıl vadeli murabaha finansman işlemi başarılı bir şekilde tamamlanmıştır.

2024 yılının son çeyreğine gelindiğinde de hazine ve katılım bankaları dışında ilk defa bir Türk kuruluşu olarak TVF uluslararası sukuk piyasalarına giriş yaparak 14 kat talep çarpanıyla 750 milyon dolar ve beş-yirmi beş yıl vadeli sukuk ihracını gerçekleştirmiştir. TVF sürdürülebilirlik çalışmalarının bir meyvesi olarak Global SWF yani Dünya Varlık Fonları Birliği tarafından yayınlanan GSR Scorbord sıralamasında da 19'uncu sıraya yükselmiştir. Yine, 2024 yılının bir diğer önemli gelişmesi de daha önce belirttiğimiz gibi KOZA şirketlerinin Türkiye Varlık Fonu bünyesine katılması olmuştur.”

TVF Genel Müdürü Ermut, Fonun denetim süreçlerinin de sıklıkla gündeme geldiğini söyleyerek, şöyle konuştu:

“Türkiye Varlık Fonu Kuruluş Kanunu gereği çoklu bir denetim sürecine tabidir. Bu çoklu denetim üç aşamadan oluşmaktadır. Malumunuz, bunlar sırasıyla bağımsız denetim süreci, Devlet Denetleme Kurulu denetimi ve Türkiye Büyük Millet Meclisi Plan ve Bütçe Komisyonu denetimidir. Hazırlanan hem bağımsız denetim raporları hem de Devlet Denetleme Kurulu raporları her yıl düzenli olarak sizlere, yüce Türk Meclisine sunulmakta ve denetlenmektedir. Bu üçlü denetim yapısının yanı sıra Türkiye Varlık Fonu portföyüne devredilen tüm şirketlerimiz daha önce tabi oldukları denetim usullerini de aynen muhafaza etmektedir, şöyle ki: Varlık Fonu bünyesinde olsa da bir kuruluş eğer KİT ise diğer herhangi bir KİT nasıl denetlenmekte ise müstakil bir kuruluş olarak aynı denetim sürecine tabiiyeti devam etmektedir.

Yine, aynı şekilde, Sayıştay denetimine tabi kuruluşların Sayıştay denetimleri de devam etmektedir. Örneğin, TÜRKSAT, PTT, BOTAŞ, Ziraat Bankası, Halkbank, TPAO, Eti Maden, ÇAYKUR gibi Türkiye Varlık Fonuna devredilmeden önce Sayıştay denetimine tabi kurumlarımız için Sayıştay denetimleri aynı şekilde sürdürülmektedir.”

“Konsolide bilanço büyüklüğünün yüzde 80’i Sayıştay denetimine tabi”

Türkiye Varlık Fonu 2023 yılı konsolide bilanço büyüklüğünün yüzde 80'inin Sayıştay denetimine tabi tutulduğunu kaydeden Ermut, şöyle konuştu:

“TVF bugüne kadarki hayata geçirmiş olduğu ve üzerinde çalıştığı tüm yatırımları belirli stratejik amaçlar çerçevesinde gerçekleştirmiştir. TVF portföyünde bulunan tüm varlıkların performans takibini yaparak varlıkların değerinin de üst düzeye çıkarılması, yine TVF portföyünde bulunan şirketlerle Türkiye'nin stratejik sektörlerinde faaliyet göstermekte ve vizyoner projelerle dışa bağımlığı azaltacak yatırımlar ve altyapı projeleri gibi Türkiye için stratejik öneme sahip bir yatırımlara sermaye sağlanması önemli bir stratejik amacıdır Varlık Fonu’nun.

Yine Türkiye Varlık Fonu yerel şirketlerden bölgesel ve küresel liderler çıkaracak ortaklıklar vasıtasıyla Türkiye'nin yurt dışı stratejisini ve rekabetçi şirketlerini destekleyen sermaye yatırımlarına öncü olmak için gayret göstermektedir. Türkiye Varlık Fonu için finansal piyasalarda iyileşme ve derinleşmeyi desteklemek de büyük önem taşımaktadır. Bunun için sermaye bazlı aksiyonlar alınmakta, finansal piyasalarda derinliği ve çeşitliliği artırıcı adımlar atılmaktadır. Tüm bu hedeflere sağlam bir finansman kaynağı, kurumsal yönetişim, sahibi olduğumuz ilke ve değerlerle yetkin bir yetenek havuzu oluşturarak ulaşmayı amaçlamaktayız.”

TVF bünyesinde gerçekleştirdikleri her faaliyetin dört ana stratejik amaç ve göreve hizmet edecek şekilde planlandığını belirten Ermut, şöyle konuştu:

“Mesela Turkcell hisse satın alımında bu işlemin Türkiye'deki stratejik yatırımlara sermaye sağlamak ve Türkiye'nin yurt dışı stratejisinde ve rekabetçi şirketlerini destekleyen sermaye yatırımlarını yapma hedeflerimiz doğrultusunda gerçekleşen önemli bir işlem olduğunu görüyoruz. Aynı zamanda, mesela İstanbul Finans Merkezi Proje'mizi örnek alırsak, orada da ülkemizdeki stratejik yatırımlara sermaye sağlamakta yine finansal piyasalarda iyileşme ve derinleşmeyi destekleme amacımıza hizmet etmekte ve aynı zamanda Fon bünyesindeki varlıkların da değerini artırmaktayız.

Varlık Fonunun kuruluş amacı ve portföyünde yer alan şirketlerin değerinin artırılmasına, misyon ve hedefleri ve bu hedefler dikkate alındığında söz konusu hususların somut yansımalarını bazı örnek işlemler üzerinden paylaşmak isteriz:

Burada özellikle Türkiye Sigorta birleşme işlemini ve TÜRK TELEKOM yüzde 55 hisse satın alımını slayt olarak koyduk. Kamu sigorta şirketleri birleşme işlemi öncesi portföyümüzde yer alan kamu bankalarının iştirakleri olarak daha sınırlı sayıda bir müşteri kitlesine hizmet vermekteydi. İlgili bankalardan sigorta şirketlerinin hisseleri bedelleri ödenerek TVF tarafından satın alınmıştır ve tek çatı altında Türkiye Sigorta markası olarak birleştirilmiştir. Güncel durumda Türkiye Sigorta prim üretiminde sektör lideri olarak faaliyetlerini sürdürmektedir. Bu birleşme işleminin Türkiye Varlık Fonuna maliyeti 285 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Güncel durum itibarıyla şirketin cari piyasa değeri de 2,1 milyar dolar civarındadır. Türkiye Varlık Fonunun yüzde 81 payına tekabül eden hisse değeri ve elde edilen temettü gelirleriyle birlikte değerlendirildiğinde yaklaşık 1,5 milyar dolar değer artışından bahsedebiliriz, bu işlemle ciddi manada bir katma değer sağlandığının altını çizmek isteriz. TÜRK TELEKOM satın alması da yine son dönemde oldu ve yine Plan ve Bütçe Komisyonu toplantılarımızda da gündeme gelmiş bir husustu. 31 Mart 2022 yılında gerçekleşen işlemin TVF'ye maliyeti 1,65 milyar dolardır piyasaya da kamuoyuna da açıklandığı üzere; güncel durumu itibarıyla şirketin cari piyasa değeri 4,6 milyar dolar seviyesine gelmiş durumdadır. Türkiye Varlık Fonunu satın alımına konu olan yüzde 55 oranındaki payına tekabül eden hisse değeri de 2,5 milyar dolar civarındadır. Hâlihazırda yaklaşık olarak 1 milyar dolara yakın değer artışı bulunan TÜRK TELEKOM'un satın alma sonrasında hesaplanan değer artışının da yaklaşık 1,2 milyar dolar seviyelerini de görmüş olması dikkate alındığında söz konusu şirket için hâlâ yüksek bir potansiyel olduğunu da ifade edebiliriz. Ülkemizin ulusal Varlık Fonu olarak yatırım faaliyetlerimizde kamu faydasını gözetmemizin yanı sıra söz konusu işlemlerin ticari anlamda da kârlı yatırımlar olmasına özen göstermekteyiz.”

"En iyi mücadele yöntem de legal ve devlete ait lisansları daha rekabetçi kılmak"

Türkiye Varlık Fonu olarak bugüne kadar gerçekleştirdikleri tüm iş ve işlemlerde kamu faydasını ve katma değer yaratmayı ön planda tuttuklarını belirten Ermut, şöyle devam etti:

“Türkiye Varlık Fonu olarak şans oyunları ve at yarışları lisansından elde edilen kamu faydasını da azami seviyeye çıkarmak ve yasa dışı bahisle etkin mücadeleye destek olarak millî güvenliğimizi tehdit eden unsurlara kaynak aktarılmasını engellemek ve sorumlu oyun ilkelerini en üst düzeyde uygulanmasını temin etmek üzere ikramiye oranlarını belirli ölçüde arttırmaya dayalı bir stratejiyle her iki lisans için de hizmet alımı sözleşmelerini yaptık. Bu yasa dışı bahisle mücadele konusu, her sene daha çok önem kazanmakta, bu konuda dünyada da maalesef çok ciddi bir büyüklük oluştu. Dolayısıyla, bu konuyla ilgili en iyi mücadele yöntem de legal ve devlete ait lisansları daha rekabetçi kılmak.

Biz dağıtım, ikramiye oranını artırarak bu lisansların daha rekabetçi hâle gelmesiyle ve bu sözleşmelerin yeniden düzenlenmesiyle daha büyük katma değer oluşturma yönünde önemli adım attık. Özellikle at yarışları lisansında da şans oyunlarındaki artışın bir ivmesini yakalayacağımızı rahatça söyleyebiliriz. At yarışlarında daha geç, 2023 yılı itibarıyla sözleşmeyi imzalamış olduk. Orada ekosistem çok daha büyük ve at yetiştiriciliği, hipodromların bakımı, bütün ekosistemin diğer paydaşlarının hepsi bu sözleşmenin içinde olduğu için orada biraz daha süreç uzun sürdü fakat burada gurur duyarak belirtebiliriz ki hem toplamdaki katma değer artışı kamu lehine hem Hazineye aktarılan toplam vergi oranında lisansların Türkiye Varlık Fonuna devrinden öncesine göre dolar bazında bir artış gerçekleştirilmiştir. Bu sayede hem kamu hazinesine hem de Varlık Fonumuza ciddi anlamda kaynak oluşturulmuş ve yasa dışı bahisle mücadelede önemli bir adım atılmıştır. Burada da zaten oluşturulan katma değeri ve oluşan rakamları göstermek istedik. Özellikle şans oyunları lisansı kapsamında Türkiye Varlık Fonu tarafından önerilen ve hâlen yürürlükte olan model 2020'de hayata geçirilmiştir. Daha yüksek ikramiye oranının dağıtılması, oyunların çeşitlendirilip on-line platformlara taşınması sonucunda satış gelirleri Amerikan doları bazında yaklaşık 4 katına çıkmış, toplanan vergi de yine Amerikan doları bazında ikiye katlanmış, şans oyunları ekosisteminden kamu kesimine aktarılan kaynak dolar bazında 2,25 katına ulaşmıştır. At yarışları lisansında 2022-2023 döneminde yaklaşık 1 milyar Amerikan doları oranında olan gelir, 2024 yılında 1,8 milyar dolara çıkmıştır. Kamuya aktarılan gelir de 301 milyon dolardan 350 milyon dolara çıkmıştır ki bu da çok ciddi bir artış gösterme potansiyeline sahiptir. Bu lisanslardan da 2019 yılından itibaren kamuya aktarılan rakam Varlık Fonuna devri itibarıyla yani 2019 yılından beri yüzde 66 oranında artarak 560 milyon dolardan 931 milyon dolara çıkmıştır. Vergi geliri olarak da şans oyunlarından yaklaşık 140 milyon dolar vergi geliri vardı Varlık Fonuna devrinden önce, 2024 yılına geldiğinde TVF olarak şans oyunlarından toplam 270 milyon doların üzerinde vergi geliri oluşturulmuştur.

İstanbul Finans Merkezinde ciddi bir katma değer oluşturulduğunu söyleyebiliriz. Şu anda projenin güncel durumu itibarıyla değeri 2,1 milyar dolar hesaplanmaktadır. Zamanında yapıldığı zamanlarda şimdiki maliyetlerde hesaplandığında ciddi bir katma değer oluşturması yanında, ülkemizin finansal piyasaların derinleşmesi ve fintekler başta olmak üzere katma değerli yatırımlarının ülkemizde yer almasıyla ilgili de önemli bir ekosistem oluşturma yolunda bir adım atılmıştır.”