Ümit Özdağ'ın gözaltına alınması... TBB: "Siyasi eleştirilerin soruşturma ve gözaltı sebebi olması demokrasiye yönelik tehdittir"

Ümit Özdağ'ın gözaltına alınması... TBB: "Siyasi eleştirilerin soruşturma ve gözaltı sebebi olması demokrasiye yönelik tehdittir"

(ANKARA) - Türkiye Barolar Birliği (TBB), Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın ''Cumhurbaşkanına hakaret'' suçlamasıyla Ankara'da gözaltına alınıp İstanbul'a götürülmesine ilişkin; "Siyasi eleştirilerin soruşturma ve gözaltı sebebi olması demokrasiye yönelik tehdittir. Bulunduğu makam itibarıyla davet üzerine ifade vermeye gelebileceği öngörülebilen bir siyasetçi için delillerin karartılması ve kaçma şüphesi bulunmadığı hâlde gözaltı kararı verilmesi açıkça hukuka aykırı olup, soruşturma yetkilerinin Anayasa’ya aykırı olarak kullanılması anlamına gelmektedir" açıklamasını yaptı.

TBB, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığının başlattığı soruşturma kapsamında ''Cumhurbaşkanına hakaret'' suçlamasıyla Ankara'da gözaltına alınıp İstanbul'a götürülmesine ilişkin "Siyasi eleştirilerin soruşturma ve gözaltı sebebi olması demokrasiye yönelik tehdittir" başlıklı bir yazılı açıklama yaptı. TBB'nin karara tepki gösterdiği açıklaması şöyle:

"Yargıya olan inancın sarsılması devlete olan güven duygusunu da zayıflatacak"

"Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ, siyasi nitelikteki eleştirileri gerekçe gösterilerek başlatılan soruşturma kapsamında, bir restoranda yemek yerken gözaltına alınmıştır.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin, başta 1986 tarihli Lingens v. Avusturya kararı olmak üzere, politikacılara yönelik eleştirilerin sınırının özel kişilere yönelik eleştirilerin sınırından daha geniş olması gerektiği şeklindeki içtihadına rağmen; bir siyasi partinin genel başkanlığını yürüten, her an kamuoyunun karşısında bulunan, siyasi alanda demokratik rekabet yürüten bir siyasetçinin, Cumhurbaşkanı’na yönelik siyasi nitelikteki eleştirileri gerekçe gösterilerek gözaltına alınması, demokratik alandaki eleştirilerin yargı eliyle engellenmesidir.

Bulunduğu makam itibarıyla davet üzerine ifade vermeye gelebileceği öngörülebilen bir siyasetçi için, delillerin karartılması ve kaçma şüphesi bulunmadığı hâlde gözaltı kararı verilmesi açıkça hukuka aykırı olup, soruşturma yetkilerinin Anayasa’ya aykırı olarak kullanılması anlamına gelmektedir.

Devlete olan güvenin temel kaynağını yargı oluşturur. Bu anlamda yargıya olan inancın sarsılmasının devlete olan güven duygusunu da zayıflatacağını bir sefer daha tüm yetkililere hatırlatırız."