Yağmur, rüzgar, soğuk engellemedi, iş bırakan kamu emekçileri, Sultanahmet’ten Beyazıt’a yürüdü: “Tüm emekçiler için insanca yaşanabilir bir ücret ve adil bir gelir dağılımı istiyoruz”

Yağmur, rüzgar, soğuk engellemedi, iş bırakan kamu emekçileri, Sultanahmet’ten Beyazıt’a yürüdü: “Tüm emekçiler için insanca yaşanabilir bir ücret ve adil bir gelir dağılımı istiyoruz”

Haber: ÇAĞATAN AKYOL - Kamera: UMUT EMRE GÖKBULUT

(İSTANBUL) Kamu emekçileri, sefalet zammı olarak niteledikleri yüzde 11,54’lük zammı, iş bırakarak Sultanahmet Meydanı’ndan Beyazıt Meydanı’na yaptıkları yürüyüşle protesto etti. Yağmur, rüzgar ve soğuğa rağmen gerçekleşen eylemde Kamu Emekçileri Konfederasyonu (KESK) adına İstanbul Eğitim-Sen 1 No’lu Şube Başkanı Barış Uluocak konuştu, “Bu sefalet zam aldatmacasına karşı en düşük memur maaşının acilen yoksulluk sınırının üzerine yani 79 bin TL’ye çıkartılmasını talep ediyoruz... Tüm emekçiler için insanca yaşanabilir bir ücret ve adil bir gelir dağılımı istiyoruz” dedi.

Kamu emekçileri adına çok sayıda sendika, sivil toplum kuruluşu ve meslek örgütü; yüzde 11,54’lük zammı İstanbul’da protesto etti. “Sefalet zammını kabul etmiyoruz. İnsanca yaşamak istiyoruz” yazılı pankartla Sultanahmet Meydanı’nda başlayan yürüyüş, “Hükümet zammını al başına çal” sloganıyla Beyazıt Meydanı’na kadar sürdü.

İş bırakan işçiler adına konuşan KESK’e bağlı İstanbul Eğitim-Sen 1 No’lu Şube Başkanı Barış Uluocak, özetle şunları söyledi:

“Siyasi iktidarın toplumun büyük bölümünü oluşturan işçiler, kamu emekçileri ve emeklileri sefalete mahkûm eden politikalarına ve emeğimizin değersizleştirilmesine karşı bir kez daha sesimizi yükseltmek ve taleplerimizi kamuoyuyla paylaşmak için buradayız. Temel tüketim maddelerine ve kiralara yapılan yüksek oranlı zamlar, kamu emekçilerinin geçim koşullarını zorlaştırırken alım gücümüzün her geçen gün biraz daha düşmesine neden oluyor. Bu nedenle vergide adaletin sağlanması, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılması, insanca yaşayacak bir ücret talebi bugün tüm kamu emekçilerinin ortak talebi hâline gelmiş durumdadır. Türkiye’deki vergi sistemi, emeği ile geçinenler aleyhine işlemektedir. Ücretli çalışanlar, gelir vergisi dilimleri nedeniyle yıl içinde daha fazla vergi ödemek zorunda kalırken, sermaye kesimi vergi avantajlarından yararlanmaktadır. Kamu emekçileri olarak yılın başında aldığımız ücret, birkaç ay içinde vergi dilimlerinin artmasıyla erimektedir. Adil bir vergi sistemi; çok kazanandan çok, az kazanandan az vergi alınmasını ve servet vergisinin hayata geçirilmesini, düşük gelirli kesimlerin vergi yükünün azaltılmasını gerektirir. Talebimiz nettir. Ücretli çalışanların vergi dilimi yüzde 10 olarak sabitlenmeli, temel ihtiyaç maddeleri üzerindeki dolaylı vergiler kaldırılmalıdır.

“Kamuda mülakat değil, güvenceli istihdam talep ediyoruz”

Kamu emekçileri olarak bizleri yoksulluğa ve güvencesizliğe sürükleyen politikalara karşı güçlerimizi birleştiriyor, sesimizi yükseltiyoruz. Emeğimizin karşılığını almak, çocuklarımıza daha iyi bir gelecek bırakmak için bugün tüm işyerlerimizde iş bırakıyor ve siyasi iktidarı uyarıyoruz çünkü geçinemiyoruz. Tüm emekçiler için insanca yaşanabilir bir ücret ve adil bir gelir dağılımı istiyoruz. Eşit işe eşit ücret talep ediyoruz. Bu sefalet zam aldatmacasına karşı en düşük memur maaşının acilen yoksulluk sınırının üzerine yani 79 bin TL’ye çıkartılmasını talep ediyoruz. Başta metropoller olmak üzere barınma ihtiyacımızı imkansız hâle getiren kira fiyatlarına karşı güncel verilere denk düşen kira yardımı talep ediyoruz. Asgari ücretin insan onuruna yaraşır bir ücret düzeyine çıkartılmasını talep ediyoruz. İş yerlerinde ücretsiz kreş açılmasını talep ediyoruz. Kamuda mülakat değil; liyakat, yani kadrolu güvenceli istihdam talep ediyoruz. Seyyanen zamların, ek ödemelerin emekliliğe yansıtılmasını, insanca yaşayabileceğimiz bir emeklilik talep ediyoruz. Kamu kaynaklarının ‘müşteri garantili’ projeler için değil, halk için kullanılmışını talep ediyoruz. Vergide adalet, az kazanandan az, çok kazanandan çok, yani adil bir vergi sistemi ve 1. vergi diliminin yüzde 10’a düşürülmesi ve sabitlenmesini istiyoruz. Bizleri toplu sözleşme masası adı altında siyasal iktidarın iki dudağı arasına bırakan ve tüm yetki ve kararın hükümete terk edildiği sahte sendika yasasına karşı, gerçek grevli bir toplu sözleşme düzenlemesi istiyoruz.”

Açıklamanın ardından halay çekildi.