ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avcı: “Karşı devrim güçleri laik eğitimi yok etmek istiyor”

ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avcı: “Karşı devrim güçleri laik eğitimi yok etmek istiyor”

(ESKİŞEHİR) - Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Eğitim İş ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Eskişehir Şubeleri tarafından 3 Mart Devrim Yasalarının 101’inci yıldönümü dolayısıyla tören düzenlendi. ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avcı, "Karşı devrim güçleri her fırsatta laik eğitimi yok etmek, eskiye dönmek için eyleme geçtiler ve dünyaya örnek olan başarılara imza atan Kemalist Cumhuriyet’in önünü kesmek istediler" dedi.

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD), Eğitim İş ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği (ÇYDD) Eskişehir Şubeleri tarafından 3 Mart Devrim Yasalarının 101’inci yıldönümü dolayısıyla tören düzenlendi. Vilayet Meydanı’nda bulunan Atatürk Anıtı önüne çelenk sunulmasıyla başlayan tören saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile devam etti.

ADD Eskişehir Şube Başkanı Mehmet Avcı, törende şu ifadeleri kullandı:

"1 Kasım 1922’de Saltanatın Kaldırılması ve 29 Ekim 1923’de Cumhuriyetin İlanı ve devrimlerin hemen ardından 3 Mart 1924 tarihinde kabul edilen 3 Temel Devrim Yasası, Türkiye Cumhuriyeti’nin laik hukuk devleti niteliğini belirleyen ilk adımdır. 3 Mart yasaları ile başlayan Aydınlanma Devrimi; 17 Şubat 1926’da kabul edilen 743 sayılı Türk Medeni Kanunu ve diğer Devrim Kanunları ile tamamlanmış, böylece Türkiye Cumhuriyeti’nin nitelikleri 'Laik, Demokratik ve Sosyal Hukuk Devleti' olarak adlandırılmıştır.

“Bazı iktidar mensupları şeriat çağrılarına örtülü destek veriyor”

3 temel devrim yasası geldiğimiz noktada büyük tehdit altındadır. Anayasa ve yasalara uyarak ülkeyi yönetme sorumluluğu olan kimi iktidar mensupları din kurallarını hayatın merkezine yerleştirmekten söz etmekte, şeriat çağrılarına örtülü destek vermekte, TBMM kürsüsünde hilafet istekleri dillendirilmekte, Anayasa pek çok durumda bizzat uymak, uygulamak ve uygulatmak zorunda olanlar tarafından çiğnenmektedir. Halifeliği kaldıran yasa yürürlüktedir ama tarikat ve cemaatler devlet kadrolarında, okullarda, toplumda cirit atmakta, vergisiz, denetimsiz holdingleşmelerine sessiz kalınmakta, sokaklardaki, hatta adliye koridorlarındaki şeriat - hilafet seslenişleri takipsiz bırakılmaktadır. 429 sayılı yasa ile kurulan, ilk başkanı Milli Mücadele kahramanı Ankara Müftüsü Rıfat Börekçi olan Diyanet İşleri Başkanlığı’nın günümüzde kuruluş amaç ve ilkelerinden ne denli uzaklaştığı ortadadır. Vakıf adı altında yasaların arkasından dolanan ve laik cumhuriyetin altını oyan tarikat-cemaat örgütlenmelerini engelleyeceğine destek olmaktadır.

Laik, bilimsel ve çağdaş eğitim vurgusu

Cumhuriyet Eğitim Devrimi’nin temelini oluşturan 430 sayılı Eğitim Birliği (Tevhidi Tedrisat) Yasası ne yazık ki artık sadece kâğıt üzerindedir. Bu yasa; eğitimi çok başlılıktan, çok dillilikten ve hedefsizlikten kurtarmak, milli nitelikte ve tek otorite (Milli Eğitim Bakanlığı) altında yürütülmesini sağlamak, çağdaş, laik ve bilimsel eğitimle fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür nesiller yetiştirmek amacı ile çıkarıldı. Zira Cumhuriyet kurulduğunda Devlet okulları yanında, medreseler, misyoner okulları ve daha adı, amacı bilinmeyen sayısız sözde eğitim kurumunun faaliyet gösterdiği karmakarışık bir eğitim sistemi vardı. Böyle bir sistemle toplumun nitelikli eğitim alması, uygar dünyada yer bulması elbette mümkün değildi. Yasa bu içler acısı tabloyu hızla değiştirdi. Değiştirdikçe başta tarikatlar olmak üzere bütün emperyalist işbirlikçilerini, cumhuriyet düşmanlarını, misyonerleri ve devletlerini karşısında buldu.

“Karşı devrim güçleri laik eğitimi yok etmek istiyor”

Karşı devrim güçleri her fırsatta laik eğitimi yok etmek, eskiye dönmek için eyleme geçtiler ve dünyaya örnek olan başarılara imza atan Kemalist Cumhuriyet’in önünü kesmek istediler. 4+4+4 tuzağı ile 11 yıl kesintisiz temel eğitim ortadan kaldırıldı. Köy okullarımız, yatılı ilköğretim bölge okullarımız kapatıldı. Eğitimde fırsat eşitliği bitirildi. Gençlerimizin yüzde 72’si yurt dışına gitme uğraşında. Çocuklarımız Türkçe okuduğunu anlamada 72 ülke arasında 54. sırada. PİSA değerlendirmelerinde çok gerilerdeyiz. Yandaşlara akademik unvan dağıtan sözde üniversitelerimiz var. Sınıflarda maket mezarlarımız, sokaklarda icazet kutlayan hafızlarımız, kindar ve dindar nesiller yetiştiren müfredatımız, Diyanet Akademimiz, ÇEDES ve benzeri projelerimiz, tarikatlarla yapılan protokollerimiz var. Tabii sorarsanız Tevhidi Tedrisat Yasamız yürürlükte ve Bakanlığın adı da hâlâ Milli Eğitim Bakanlığı.

3 Mart Devrim Yasalarının 101. yılında bu olumsuz gidişe son vermek için tek çözümün bir an önce Atatürk’ün akıl ve bilim yoluna girmek olduğu inancı ve milletimizle birlikte yeniden Atatürk Cumhuriyeti’ne ulaşma kararlılığı ile gençliğe hitabeden aldığı güçle görevinin başındadır.”