CHP Genel Başkan Yardımcısı Çiftci: "Yangın faciasında suçu CHP’lilere yıkmaya çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız"
(ANKARA) - CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci Binici, "İktidar kendi kurmuş olduğu totaliter rejimin karşısında olan herkesi hedef tahtasına koymuş durumda. Bolu’da çocuklarımızı kaybettiğimiz bir otelde aslında yandaş ve bir algı operasyonuyla partili belediyemizi kirletmeye yönelik TRT tarafından bir yayın yapıldı. Tam da algıyla olgunun yer değiştirdiği yerdeyiz. Sorumluluk devlette, hükümette, bakanlıktayken hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmeyip bu suçu CHP’lilere yıkmaya çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız" ifadesini kullandı.
Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı (Um:ag) öncülüğünde gazeteci-yazar Uğur Mumcu ve katledilen aydınlar anısına 24-31 Ocak günleri arasında düzenlenen Adalet ve Demokrasi Haftası’nın 31’incisinin teması “Vicdan sustu, hukuk sustu, insanlık sustu” olarak belirlendi.
Adalet ve Demokrasi Haftası, 24 Ocak’ta 32 yıl önce katledilen araştırmacı-gazeteci Uğur Mumcu anması ile başlayıp 31 Ocak’ta 35 yıl önce öldürülen siyasetçi ve hukukçu Muammer Aksoy’un anması ile son bulacak. Um:ag’ın açıkladığı takvime göre, bir hafta boyunca çeşitli katılımcılar ile birçok etkinlik düzenlenecek.
Panel, söyleşi, dinleti, sergi, açık oturum gibi etkinliklerle devam edecek olan Adalet ve Demokrasi Haftası kapsamında "2025 Türkiye’sinde Adalete Sesleniş’’ başlıklı panele ise Elmadağ Belediyesi Kültür Merkezi ev sahipliği yaptı.
''İktidar totaliter rejimin karşısında olan herkesi hedef tahtasına koymuş durumda''
Kolaylaştırıcılığını Sosyal Demokrasi Derneği saymanı Umur Cevrem’in yaptığı panelde, CHP Genel Başkan Yardımcısı Gül Çiftci Binici ve Radyo ve Televizyon Üst Kurulu Üyesi İlhan Taşçı konuşmacı olarak yer aldı. Bolu'daki yangın faciası ve erken seçim gündemine ilişkin konuşan Çiftci'nin konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
"İktidar kendi kurmuş olduğu totaliter rejimin karşısında olan herkesi hedef tahtasına koymuş durumda. Bu yıllardır süregelen bir çalışmanın üstüne getirdiği ve hedefe tam oturttuğu bir noktada ancak biz bunu 31 Mart’ta kırdık. Şimdi yine başarabilir durumdayız. Uğur Mumcu’nun yaşadığı dönemde karşı durduğu şeylerden farklı bir noktada değiliz, hatta belki çok çok daha geri durumdayız ancak doğru bildiğimizi doğru cümlelerde doğru yerde korkusuzca söylediğimizde bununla mücadele edip bunun sonucunu alabileceğimize eminim.
Bolu’da çocuklarımızı kaybettiğimiz bir otelde aslında yandaş ve bir algı operasyonuyla partili belediyemizi kirletmeye yönelik TRT tarafından bir yayın yapıldı. Orası Turizm Bakanlığına ait bir mücavir alan, Bolu Belediyesinin herhangi bir yetik sınırları içerisinde değil. Bir kere orası il belediyesi, merkez belediyesi aslında. Oraya hizmet verme yükümlülüğü olmayan bir yer. Ancak otelin dış tarafında, bağımsız bölümünde yine bağımsız bir girişi olan 70 metrekarelik bir kafeterya var. O kafeteryaya yangın ruhsatı verdi diye bunu otele verilmiş gibi yaydı. Tam da algıyla olgunun yer değiştirdiği yerdeyiz.
''Hiçbir bakan hiçbir şekilde sorumluluk almadı, istifa etmedi''
Maalesef bütün ülke olarak acımızı yaşayamadan kim suçlu onu aramaya başladık. 2014’te Soma’da, 2016’da Aladağ’da, 2018’de Çorlu’da, 2024’te Kastamonu Bartın’da, 2022’de Sakarya’da havai fişek patlamasında, 2023’te 54 binin üzerinde vatandaşımızı kaybettiğimiz 11 ili etkileyen depremde, 2024’te maden faciası, Balıkesir’de mühimmat fabrikasında, yenidoğan çetesinde, sahte içkide, yediği kumpirden zehirlenerek ölen insanlarda ve Kartalkaya’da. Hiçbir bakan hiçbir şekilde sorumluluk almadı, istifa etmedi ve bu saydığım şeylerde de sorumluluk devlette, hükümette, bakanlıktayken hiçbir şekilde sorumluluk kabul etmeyip, bu suçu CHP’lilere yıkmaya çalışan bir iktidarla karşı karşıyayız.
İşte bu yüzden bizim Uğur Mumcu gibi cesur kalemlere ihtiyacımız var. O yüzden bizim Uğur Mumcu gibi inanarak, araştırarak doğruyu söyleyen insanlara ihtiyacımız var. Elbette basın camiasını yanlış noktaya sürükleyen insanlar var ancak bunun devletin kanalı olan TRT, devletin ajansı olan Anadolu Ajansı eliyle yapılmış olması ayrıca üzüntü verici.
"Seçmen CHP iktidarını kuracak"
31 Mart öncesi de biz bu yılgınlıktaydık, toplumsal yılgınlığımız vardı ancak 31 Mart’ta başardık. Başarmamızın nedenleri doğruyu, inandığımızı söylememiz ve doğru bir şey için çabalamımızdı. Yine aynı kararlılık ve inançla başaracağımızı düşünüyorum. 31 Mart gecesi Genel Başkanımız sayın Özgür Özel, şöyle bir konuşma yapmıştı, 'Bu seçmen iktidar partisine bir sarı kart gösterdi. Bu sarı kartı okurlarsa ne ala, okumazlarsa bu seçmen onlara kırmızı kartı gösterecek.’ Ve seçmen onlara o kırmızı kartı gösterdi, göstermeye de devam ediyor. Dolayısıyla bu seçmen bizi duyuyor ve bizim söylediğimiz doğru olduğuna inanıyor. O yüzden cesur söylemlerle doğru yola ilerleyeceğiz ve o sandık en geç 2026 yılı içerisinde seçmenin önüne gelecek ve seçmen de CHP iktidarını kuracak."