CHP'li Tanrıkulu, Silivri'de Ahmet Özer'i ziyaret etti: "Özer'in Kürt kimliğini saklamadan, Esenyurt'ta belediye başkanı olmasını hazmedemediler"
(İSTANBUL) - CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, 30 Ekim'de tutuklanarak yerine kayyum atanan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'i Marmara (Silivri) Cezaevi'nde ziyaret etti. Tanrıkulu, "Ahmet Özer Kürt. Özer'in bu kimliği saklamadan, bu kimliği sahiplenerek Esenyurt'ta, Türkiye'nin en büyük ilçesinde belediye başkanı olmasını hazmedemediler. Dolayısıyla hiçbir dayanağı olmayan bir operasyon yaptılar ve bununla şu mesajı vermeye çalışıyorlar: 'Bakın siz Cumhuriyet Halk Partisi'nde dahi olsanız eğer bu kimliğe sahipseniz, bu kimliği sahipleniyorsanız sizi belediye başkanı yaptırmayız.' Dolayısıyla bir delil olmadan gözaltına aldılar, tutukladılar ve görevden aldılar. Şimdi iddianameyi hazırlamak için uyduruk, ne olduğu belli olmayan, tamamen hukuka aykırı olarak bir düzen içerisindeler" dedi.
CHP Diyarbakır Milletvekili Sezgin Tanrıkulu, yerine kayyum atandıktan sonra 30 Ekim'de tutuklanarak Silivri Cezaevi'ne gönderilen Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'i ziyaret etti. Ziyaret sonrasında açıklamalarda bulunan Tanrıkulu, Özer'in sağlığı ve motivasyonunun yerinde olduğunu ve cezaevinde çalışmalarına devam ettiğini bildirdi.
Tanrıkulu, Marmara Cezaevi önünde yaptığı açıklamada şunları söyledi:
"Profesör Dr. Ahmet Özer, tamamen hukuka, Anayasa'ya aykırı bir biçimde gözaltına alındı, görevinden alındı ve tutuklandı. Yaklaşık bir aydır cezaevinde.
Her gün yandaş medyada hukuka aykırı bir biçimde, ne olduğu belli olmayan bazı bilgiler servis ediliyor. Bunlara aslında bilgi demek mümkün değil, kendisiyle ilgili olarak bir algı oluşturmaya çalışılıyor. Ama tümü dayanaktan yoksun ve hukuka uygun değil bütün bunlar. Amaç şuydu: Esenyurt'ta CHP'nin kazandığı belediyeye rant nedeniyle el koymak.
Ahmet Özer Kürt. Özer'in bu kimliği saklamadan, bu kimliği sahiplenerek Esenyurt'ta, Türkiye'nin en büyük ilçesinde belediye başkanı olmasını hazmedemediler. Dolayısıyla hiçbir dayanağı olmayan bir operasyon yaptılar ve bununla şu mesajı vermeye çalışıyorlar: 'Bakın siz Cumhuriyet Halk Partisi'nde dahi olsanız eğer bu kimliğe sahipseniz, bu kimliği sahipleniyorsanız sizi belediye başkanı yaptırmayız.' Dolayısıyla bir delil olmadan gözaltına aldılar, tutukladılar ve görevden aldılar. Şimdi iddianameyi hazırlamak için uyduruk, ne olduğu belli olmayan, tamamen hukuka aykırı olarak bir düzen içerisindeler.
"Toplumsal barış istiyorsanız bu uygulamadan vazgeçmelisiniz"
Bir belediye başkanını eğer gözaltına alıyorsanız o zamana kadar kendisiyle ilgili olan iddiaların tümünün delillendirilmesi lazım ve toplanmış olması lazım. Aradan bir ay geçti, eğer gerçekten hakkında bir iddia varsa, bir iddia başlangıcı varsa yazarsınız bir hafta içerisinde iddianamesini, mahkemeye sunarsınız. Bir arayış içerisine girmezsiniz. Ama aradan geçen bu süre, aynı zamanda Ahmet Özer'le ilgili olarak bir delil yaratma, delil oluşturma, sahte işler yapma, hukuka aykırı işler yapma sürecinin de işlediğini gösteriyor.
Ahmet Özer, her iki Esenyurtludan birinin oyunu aldı. Şimdi Esenyurt halkının yüzde 80'i, AK Parti'ye de MHP'ye de oy veren yurttaşlarımızın da çoğunluğu, Ahmet Özer'in bu şekilde görevden alınmasına karşılar. Bunu mutlaka Adalet ve Kalkınma Partisi de ölçüyor. Bu hukuka aykırılığa son verin. Kayyum meselesi bütün Türkiye'de ve Esenyurt'ta sonuçta bir aidiyet meselesinin zayıflaması demektir aynı zamanda. Ve bütün bu operasyonlar her ne kadar adını tırnak içerisinde terör deseniz bile yurttaşlarımız şunu çok iyi biliyorlar ki, bu aynı zamanda Kürtlerin siyaset yapmasına, kendi kimlikleriyle siyaset yapmasına engel olunmasıdır. Ve Kürt kimliğinin Türkiye'de giderek yok olması için bir mücadelenin adıdır kayyumun atanması aynı şekilde. Bunlara son verin. Eğer gerçekten toplumsal barış istiyorsanız ve bu barışın bir an evvel gerçekleşmesini istiyorsanız bu uygulamadan vazgeçmelisiniz. Bu hukuksuzluklara Ahmet Özer'in şahsında bütün belediye başkanları bakımından son verilmesi lazım ve yenisinin olmaması lazım. Bütün bu işler Türkiye'nin toplumsal barışına, adalete hizmet etmiyor ve etmeyecek."