CHP'nin Esenyurt'taki Demokrasi Nöbeti… Gökhan Günaydın: “Sizin derdiniz Türkiye değil, sizin derdiniz kendi rejiminizi ve kendi iktidarınızı sürdürmek”
Kemara: Onur DURSUN
(İSTANBUL) - CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, Esenyurt’ta devam eden "Demokrasi Nöbeti"nde konuştu. Günaydın, “Ağzınızı açıp 12 Eylül Anayasası diyorsunuz değil mi? Aslında sizin amacınız demokrasi değil, sizin amacınız Erdoğan'ın adaylığını mümkün kılmak ve onu bir kere daha cumhurbaşkanı yapmaya çalışmak. Çünkü sizin derdiniz Türkiye değil, sizin derdiniz kendi rejiminizi ve kendi iktidarınızı sürdürmek. Ben buradan sesleniyorum; eğer 'cunta anayasası' diyorsanız gelin bu kayyumu hep beraber kaldırmakla başlayalım. Meclis'in iradesi orada, halkın iradesi burada” dedi.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyum atanması üzerine CHP’lilerin ilçede başlattığı Demokrasi Nöbeti devam ediyor. Esenyurt Cumhuriyet Meydanı'ndaki bugünkü nöbette konuşan CHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın, şunları söyledi:
“Ali Yerlikaya da bir zamanlar İstanbul Büyükşehir'e kayyum olarak atanmıştı”
“Meclis üyelerinin iradesini de hiçe sayarak üç tane memur, encümeni yanına aldı 28’i Cumhuriyet Halk Partili, 14’ü AKP'li, üçü MHP'li toplam 45 belediye meclis üyesinin de iradesini hiçe sayarak kayyum, vekil, memur encümenlerle Esenyurt'u idare etmeye kalkıyor. Yazıklar yazıklar olsun. Şimdi diyebilirler ki bunların tamamını bir hukuk çerçevesinde yapıyoruz. Evet adına kanun denilen ama evrensel hukuka asla uygun olmayan düzenlemelerle yapıyorsunuz. 15 Temmuz'da koalisyon ortaklarınızın size darbesi sonrasında OHAL KHK'larıyla memleketi yönettiniz. Ve sonra OHAL KHK'sını olağan dönemin bir yasal düzenlemesi haline getirdiniz. Dolayısıyla yalnızca belediye başkanımızı görevden almakla kalmadınız. Aynı zamanda belediye encümen üyelerimizi belediye meclis üyelerimizi de işlevsiz bıraktınız. Bunun adına demokrasi demiyoruz. Bunun adına demokrasiye darbe diyoruz. Sizi oralardan göndereceğiz. Bunu göreceksiniz. Buraya atanan Beyoğlu Kaymakamı'nın kayyum olarak atanmasının altında İçişleri Bakanı'nın imzası var. O İçişleri Bakanı'nın adı Ali Yerlikaya. Hatırlıyorsunuz değil mi? Ali Yerlikaya'da bir zamanlar İstanbul Büyükşehir'e kayyum olarak atanmıştı. Yaptığı ilk iş neydi? Atatürk'ün portresini arkasındaki duvardan kaldırıp depoya göndermek olmuştu. Atanmış belediye başkanı ve İstanbul Valisi, Atatürk'ün fotoğrafını, portresini depoya göndermişti. Sonra ilk seçimde Atatürk'ün portresi yerine geldi. Kayyum belediyeden çıktı, gönderildi. Aynısını yapacak mıyız arkadaşlar?
“Sizi tarihin çöplüğüne göndereceğiz”
31 Mart 2024 tarihinde yani yalnızca sekiz ay evvel Cumhuriyet Halk Partisi'ne onun belediye meclis üyelerine ve onun belediye başkanına Esenyurt halkının yüzde elli biri onay vermişti, oy vermişti. Bugün yapılan anketlerde, Esenyurt'ta kayyum meselesine karşı çıkanların oranı yüzde 80’i bulmuş. Yani vatandaş irademe dokunma diyor. Şimdi sanıyorsunuz ki bir seçimsiz dönem var. Yine o sandık buraya gelecek yine halkın iradesi tecelli edecek, yine siz gideceksiniz. Seçilmiş belediye başkanımızı, sevgili dostum Profesör Doktor Ahmet Özer'i bu sabah Silivri Cezaevi'nde ziyaret ettim. Öncelikle hepinize çok selamları var. Diyor ki Ahmet Özer 'Ben içeride iyiyim ama nasıl iyiyim biliyor musunuz? Siz dışarıda dimdik duruyorsunuz, dayanışma gösteriyorsunuz. O nedenle ben içeride iyiyim' diyor. O dayanışmayı hep beraber sürdüreceğiz. 31 Mart 2024 tarihinden bu yana 7 belediyeye kayyum atadılar. Bunlardan 2'si Cumhuriyet Halk Partili belediye, 5'i DEM’li belediye. Bunların içerisinde bir tane tutuklu arkadaşımız var o da Ahmet Özer'dir. Yanlış anlaşılmasın. Onun da tutuklu olmaması lazım. Diğer tüm belediye başkanları gibi Ahmet Özer'in de mümkünse koltuğunda, değilse burada olması lazım. Çünkü Ahmet Özer'in kaçma şüphesi yok. Ahmet Özer'in delilleri karartma şüphesi yok. Ahmet Özer'in tanıkları baskılama gibi bir durumu da yok. Hepimiz biliyoruz ki Ahmet Özer'in suçu da yok. Eğer kastettiğiniz şuysa, 'Ahmet Özer'in suçu var; 8 ay evvel yüzde 51 oyla bizi yendi, suçu budur' diyorsa, ben buradan ilan edeyim: Cumhuriyet Halk Partisi bu suçu işlemeye devam edecek. Sizi tarihin çöplüğüne göndereceğiz."
“Sizin derdiniz Türkiye değil, sizin derdiniz, kendi rejiminizi ve kendi iktidarınızı sürdürmek”
İktidarın gerçek niyetinin demokratik anayasa yapmak olmadığını belirten Günaydın, şöyle devam etti:
"Mecliste 15 siyasal parti var. Bunlardan dördüncü Cumhur İttifakı'na bağlı. AKP, MHP, HÜDA PAR ve DSP, geriye kalan 11 siyasal parti müktesebatları farklı, inanışları farklı, ideolojileri farklı. Ama hepsini ayrı ayrı kutluyorum. Bu 11 siyasal parti birlikte ortak bir kanun teklifine imza attılar ve 'kayyum kaldırılsın' dediler. Şimdi ben sadece onları kutlamakla yetinmiyorum ilaveten bir şey söylüyorum. Ağzınızı açıp 12 Eylül Anayasası diyorsunuz değil mi? Aslında sizin amacınız demokrasi değil. Sizin amacınız Erdoğan'ın adaylığını mümkün kılmak ve onu bir kere daha Cumhurbaşkanı yapmaya çalışmak. Çünkü sizin derdiniz Türkiye değil, sizin derdiniz kendi rejiminizi ve kendi iktidarınızı sürdürmek. Ben buradan sesleniyorum. Eğer 'cunta anayasası' diyorsanız gelin bu kayyumu hep beraber kaldırmakla başlayalım. Meclis'in iradesi orada, halkın iradesi burada. Sandılar ki bunlar bir iki bağırır çağırır, ondan sonra dağılırlar. İşte 34’üncü gün. Ben burada Eyüp İlçe Örgütümüzü, Büyükçekmece ilçe örgütümüzü ve elbette Esenyurt örgütümüzü, il başkanlığımızı ve yurttaşlarımızı gönülden kutluyorum. Burada her gün milletvekillerimiz, genel başkan yardımcılarımız, grup başkan vekillerimiz olmaya devam edecek. Burada her gün örgütümüz olmaya devam edecek. Ama daha önemlisi burada her gün yurttaşın iradesi olmaya devam edecek. Ben bu soğukta bu sloganlarla Esenyurt Meydanı'nı ısıtan kalbimizin sıcaklığını birbirimize aktaran tüm kardeşlerime, yoldaşlarıma içtenlikle teşekkür ediyorum.
“Demokrasiyi katlettirmeyeceğiz size”
Esenyurt Meydanı'ndan haykırıyoruz. Demokrasiyi katlettirmeyeceğiz size. Hukuk devletini mutlaka tesis edeceğiz. Cumhuriyet'i bütün değerleriyle birlikte yeniden inşa edeceğiz. 86 milyon yurttaşı birbirinden ayırmadan birlikte yaşatmanın yolunu bulacağız. Sizin ötekileştirme çabalarınıza karşı, sizin bağıran çağıran dilinize karşı sevgi diline, barış dilini hep hep beraber yerleştireceğiz. Ben bu düşüncelerle burada bizimle beraber olan tüm kardeşlerimi içtenlikle, saygıyla, dostlukla selamlıyorum. Ve Esenyurt'tan Türkiye'ye hep beraber bir haykırış; direniş var, demokrasi var, diktatöre geçit yok."