Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan CHP Genel Başkanı Özel’e: "Başkomutan olarak sana sesleniyorum, ayaklarını denk al"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan CHP Genel Başkanı Özel’e: "Başkomutan olarak sana sesleniyorum, ayaklarını denk al"

(ANKARA) - Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda, "Sayın Özel, başkomutan olarak sana sesleniyorum, ayaklarını denk al, denk almazsan denk getirmesini de biz biliriz. Ordumun komuta kademesine laf atma yetkisi ve hakkı sende değildir. Haddini bileceksin" dedi.

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı'na katıldı.

Erdoğan, AK Parti Kongre Merkezi'ndeki toplantıda şöyle konuştu:

"Büyük Kongremiz başta olmak üzere, 8'inci Olağan Kongre sürecimizin de hem siyasette hem de Türkiye'nin önünde yeni kapıları açtığını zamanla daha net bir şekilde göreceğiz. Önümüzdeki dönem, Allah’ın izniyle partimiz, ittifakımız, iktidarımız ve en nihayetinde ülkemiz açısından bir şahlanış dönemi olacaktır. Son üç gündür muhalefet dahil çeşitli kesimlerden gelen tepkilerde bunun işaretlerini şimdiden görmeye başladık. Muhalefetin hazımsızlığını gayet doğal karşılıyoruz. Kavgasız, şaibesiz, sandalyelerin ve ithamların havada uçuşmadığı bir kurultay dahi yapamayanların bize bakıp hırçınlaşması elbette normaldir. Bunların bizim nazarımızda hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur. Bizim için aslolan milletimizin ve teşkilatımızın hissiyatıdır.

"Çuvaldızı başkasına değil, yine kendimize batırdık"

Partimizin yetkili organlarında meseleleri enine boyuna konuştuk, tartıştık. Hiç çekinmeden, hiçbir komplekse kapılmadan iç muhasebemizi cesur ve samimi bir şekilde yaptık. Kendimizi check ettik. Çuvaldızı başkasına değil, yine kendimize batırdık. Tüm bu süreçler neticesinde belirlediğimiz yol haritası çerçevesinde belde, ilçe, il ve son olarak büyük kongremizi gerçekleştirdik. Buna göre ilçe başkanlıklarında yüzde 60, il başkanlıklarında yüzde 75 civarında bir değişime gittik. Merkez Karar ve Yönetim Kurulumuzda da 34 kardeşimiz nöbeti yeni arkadaşlarımıza devretti. Merkez Yürütme Kurulumuzu hem yeni isimlerle hem de kurduğumuz yeni başkanlıklarla daha da güçlendirdik.

"Ben otobüsün üstünde adeta dondum. Ama 60 bin kişi ben konuşurken donmadılar"

Tabii burada büyük kongremize özel bir parantez açmamız gerekiyor. Ankara'nın eksi onları bulan dondurucu soğuğuna ve ayazına rağmen bizleri salon dışında heyecanla bekleyen ve karşılayan teşkilatımızın vefa abidesi her bir mensubuna bugün bir kez daha teşekkürlerimi takdim ediyorum. Emniyetten aldığım rakamla konuşuyorum. O gün salonun dışında 60 bin kişi vardı. Kendilerinden Allah razı olsun, o soğuğa rağmen. Bir siyasetçi için en büyük şeref halka hizmet mücadelesini dirayetli kadrolarla beraber yürütmektir. Ben otobüsün üstünde adeta dondum. Ama 60 bin kişi ben konuşurken onlar orada donmadılar, dinlediler.

Yurt dışından kongremize teşrif eden misafirlerimize, Cumhur İttifakı'nda beraber yol yürüdüğümüz MHP'li dostlarımız başta olmak üzere siyasi partilerimizin temsilcilerine de aynı şekilde müteşekkiriz. Sayın Devlet Bahçeli'nin kongremize gönderdiği önemli semboller içeren, birlik ve beraberliğimizi temsil eden anlamlı çiçek aranjmanı da bizleri ziyadesiyle memnun etmiştir, mutlu etmiştir.

"AK Parti'de tasfiye olmaz, sadece takviye olur"

İnşallah bundan sonra bir taraftan saflarımızı sıkılaştırırken, diğer taraftan AK Parti ailesini daha da büyütmeye, genişletmeye devam edeceğiz. Sizlerden de hizipciliği, ekipçiliği, eski-yeni diye ayrımları asla kapınıza yaklaştırmamanızı özellikle bekliyorum. Unutmayınız, AK Parti'de tasfiye olmaz, sadece takviye olur. Bizde yenilenme olur, tazelenme olur, kan değişimi olur. Görev alsın veya almasın, her bir arkadaşımız bizim yoldaşımızdır, gönüldaşımızdır, millete hizmet için beraber yürüyeceğimiz refikimizdir.

Ana muhalefet yolsuzluk, hırsızlık ve belediyeleri yağmalama batağına giderek daha fazla saplanırken, biz ülkemizi nasıl dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına yükseltiriz bunun mücadelesini veriyoruz. Yani AK Parti ve Cumhur İttifakı'nın gündemindeki konularla muhalefetin gündemini meşgul eden meseleler arasında dağlar kadar fark var. Son haftalarda heybeden ortaya saçılan turplar özellikle ana muhalefetin nasıl bir çirkefin içinde debelendiğini milletimize tekrar göstermiştir. Kurultaylarından tahsillerine, konserlerinden ihalelere kadar elinizi attığınız her yerden ya usulsüzlük ya yolsuzluk ya da eski Çankaya Belediye Başkanlarının ifadesiyle 'yamyamlık' fışkırıyor.

"Sayın Özel çok konuşmakta ancak boş konuşmaktadır"

'Bundan daha kötü ne olabilir' dedikçe bakıyorsunuz ertesi gün daha mide bulandırıcı Türkiye'nin ana muhalefet partisi adına daha utanç verici bir skandal patlak veriyor. Ana muhalefet cephesindeki süfli tartışmaları bilhassa seçmenlerinin büyük bir mahcubiyetle takip ettiğine inanıyorum. Ortaya dökülen turpları gördükçe eminim bizim gibi milletimiz de şu soruları soruyor: ya sizin hiç mi düzgün işiniz olmaz? Sizin hiç mi hukuka, nizama, ahlaka uygun icraatınız olmaz? Sizin hiç mi şaibesiz hiç mi katakulliye getirmediğiniz adımınız olmaz? Gazi Mustafa Kemal'in kurduğu partiyi düşürdüğünüz hallerden hiç mi utanmıyorsunuz? Sayın Özel, milletin kürsüsünü önüne gelene sataştığı polemik kürsüsüne çevireceğine şayet yüzü ve yüreği varsa çıksın, bunlara bir cevap versin. Sayın Özel, AK Parti’nin millete hizmet davasında 'Ben de varım' diyenlere çamur atacağına çıksın, şaibe ve usulsüzlük iddialarını cevaplandırsın. Sayın Özel, para kulelerini, şişirilmiş konser faturalarını, hısım akraba çiftliğine dönüştürdükleri belediyelerdeki sahtekarlıkları açıklasın. Sayın Özel çok konuşmakta ancak boş konuşmaktadır.

"Manevi tazminat davasından tut, diğer her noktada bunlara davayı açacağız"

Diyet borcu, sayın Özel'i siyaseten müşkül durumda bırakmaktadır. Sayın Özel’in ne tuttuğu yol yoldur ne üslubu siyasi nezakete uygundur. Partisinin dünkü grup toplantısında kahraman ordumuzun komuta kademesi ile ilgili kullandığı seviyesiz, sorumsuz ve saldırgan ifadeler bunun en son örneğidir. Sayın Özel, başkomutan olarak sana sesleniyorum; ayaklarını denk al, denk almazsan denk getirmesini de biz biliriz. Ordumun komuta kademesine laf atma yetkisi ve hakkı sende değildir. Haddini bileceksin, haddini bileceksin. Bu ordunun komuta kademesine, bilmem neredeki komutanlar şunlar bunlar laf atabilirler ama sana laf atmak kesinlikle, bu milletin eğer bir evladıysan hiç yakışmaz. Gereği neyse ben de komuta kadememizi toplayacağım ve manevi tazminat davasından tut, diğer her noktada bunlara davayı açacağız. Tüm komuta kademesinin hemen davayı açmalarını, Milli Savunma Bakanım dahil kendilerinden isteyeceğim.

"Bay Kemal'i götüren çanlar yakında kendisi için çalmaya başlayacak"

CHP Genel Başkanı, ne kadar erken kendine gelirse hem partisi hem de ülkemiz siyaseti itibarıyla o derece faydalı olacaktır. Diğer türlü Bay Kemal'i götüren çanlar çok yakında bu sefer kendisi için çalmaya başlayacaktır.

Muhalefet, kongre hitabımızda detaylıca anlattığımız toksik zihniyetinden kurtulmadan, vatandaşın gözünde muteber bir alternatife dönüşemez. Karşımızdaki bu manzara aslında nasıl ağır bir vebal altında olduğumuzu bizlere bir kez daha hatırlatıyor. Çünkü biz koltuk kapma yarışı değil, hizmette bayrak yarışı yapıyoruz. Toplam 11,5 milyona yaklaşan üye sayımızla biz büyük ve güçlü Türkiye idealini gerçeğe dönüştürmenin mücadelesini veriyoruz.

"Milletin takdiriyle geldiğimiz bu koltuklarda ebediyen oturacak değiliz"

Bakın son Güneydoğu Asya seyahatimizde bir kez daha şunu gördük. Türkiye 783 bin kilometrekareden daha büyük bir ülkedir. Türkiye birileri rahatsız olsa da Türkiye'den çok daha büyüktür. Tarihin, coğrafyanın ve medeniyetimizin bizlere yüklediği sorumluluktan kaçamayız. Mukadderatımızda ne varsa eninde sonunda kabullenecek, hep beraber ona ram olacağız. Bizler gelip geçiciyiz. Bizler bugün varız ama yarın yokuz. Milletin takdiriyle geldiğimiz bu koltuklarda ebediyen oturacak değiliz. Bizden öncekiler gibi emri hak vuku bulduğunda biz de geldiğimiz yere, yani kara toprağa döneceğiz."