DEM Parti grup toplantısı...Tülay Hatimoğulları: Saray eşrafı ve küçük ortağı şunu iyi bilsin ki bu dava Türkiye tarihinin en büyük siyasi kumpas davasıdır" (2)
(TBMM)- DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, "Erdoğan 'Kobani davası siyasi bir dava değildir' demeye devam ediyor. Ey Erdoğan bu dava tastamam siyasi bir davadır. Bir kumpas davasıdır. Bir siyasi intikam alma davasıdır. Davaya atadığınız çete üyesi hakimler, cübbe giymiş siyasiler, saray eşrafı ve küçük ortağı şunu iyi bilsin ki bu dava Türkiye tarihinin en büyük siyasi kumpas davasıdır" dedi.
DEM Parti Eş Genel Başkanı Tülay Hatimoğulları, partisinin TBMM grup toplantısında konuştu. Hatimoğlulları, 21 Mayıs büyük Çerkez sürgünü ve soykırımını 160. yıl dönümünde andı. Hatimoğulları, Kobani Davası’nda ceza alan eski HDP eş başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ'ın da aralarında bulunduğu 13 partilinin fotoğraflarını elinde tutarak, davayla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Hatimoğulları "Malumunuz bugün Türkiye'nin en önemli gündemlerinden birisi Kobani kumpas davası hakkında verilen karardır. Kobani Kumpas Davası’nda 24 arkadaşımıza siyaset yaptıkları için IŞİD katliamlarına karşı çıktıkları için bu rejime biat etmedikleri için AKP'ye Erdoğan'a 'kral çıplak' dedikleri için 407 sene 7 ay hapis cezası verildi" dedi.
"Siyasi bir davadır..."
Hatimoğulları konuşmasının devamında şunları söyledi:
"16 Mayıs'ta yargılanan siyasetçiler değil, toplumsal itiraz hakkıdır yargılanan. Bakın hatırlayın geçmiş dönemi... Diyarbakır HDP mitinginde IŞİD'in bombaları patladı. Suruç'ta 33 düş yolcusu IŞİD tarafından katledildi. Gaziantep'te düğün katliamı... Ankara'da barış güvercinlerini hedef alan Gar Katliamı. Bütün bu katliamlara mevcut olan iktidarın kolluk kuvvetlerinin sağladıkları destek ortadır. Ceza verdikleri arkadaşlarımız 'IŞİD'e hayır, bu katliamlara hayır' dedikleri için yargılandılar. Bu kumpas davasıdır ve tamamen siyasi bir davadır.
"Erdoğan, Yasin Börü üzerinde algı yaratmaya çalışıyor"
Kobani düştü düşecek diyenlerin hayalleri sukuta uğradığı için bu bir intikam davası olarak açılmıştır. Bu intikamı almak için yıllardır Yasin Börü'yü arkadaşlarımızın öldürdüğünü iddia ettiler. Bir çocuğun ölümünden bir siyasi intikam senaryosu çıkarak kadar yürekleri kurumuş vicdanları köhnemiş olan bir anlayış var karşımızda. Erdoğan daha dünkü konuşmasında karara rağmen ve bu kararda Yasin Börü'nün katledilmesiyle ilgili bir ceza olmamasına rağmen Yasin Börü'nün öldürüldüğü üzerinden halkı aldatmaya halkta algı yaratmaya devam ediyor.
"Erdoğan ve Bahçeli'nin yüreğine su sermiş olabilir"
Dün AKP Genel Başkanı Erdoğan Kobani kumpas davası hakkında yorum yapıyor. Bu kararın savcısı ve hakimi olan Erdoğan'ın Bahçeli'nin yüreğine su serpmiş olabilir çünkü 'yüreğimize su serpti' diye açıklama yaptılar. Sizlerin yüreğine su serpmiş olabilir ama şunu iyi bilin ki Türkiye'deki demokrasi güçlerinin, Kürtlerin ve Türklerin ve dünya halklarının içindeki öfkeyi daha da artmıştır. Erdoğan 'Kobani Davası siyasi bir dava değildir' demeye devam ediyor. Ey Erdoğan, bu dava tastamam siyasi bir davadır. Bir kumpas davasıdır. Bir siyasi intikam alma davasıdır. Davaya atadığınız çete üyesi hakimler, cübbe giymiş siyasiler, saray eşrafı ve küçük ortağı şunu iyi bilsin ki bu dava Türkiye tarihinin en büyük siyasi kumpas davasıdır. Her fırsatta sizler yargıya talimat verdiniz ve bu kararın böyle çıkmasını sizler sağladınız.
"Biz de mesajımızı aldık"
Normalleşmeden bahsettiler ve bu hukuk katliamı yapanlar arkadaşlarımıza yağdırdıkları gün ertesi günü beklemediler, 28 Şubat darbecilerini salıverdiler. Bu mesajı kime ve nasıl vermek istediklerinin gayet farkındayız. Biz de kendi mesajımızı alınan bu kararlarda elbette aldık. Normalleşme dediğiniz Kürtsüz bir normalleşmedir... AKP'nin normunu kendisini yarattığı bir normalleşmeden bahsediyor."
"Demirtaş'ın şahsında Kürt siyasetinden intikam almak isteniyor"
Hatimoğulları, eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın şahsında Kürt siyasetinden intikam alınmak istendiğini öne sürdü. Hatimoğlulları, “Sevgili Selahattin Demirtaş, doksanlı yıllarda bugünkü iktidarın ortağı karanlık güçlerin uyguladığı, insanlığa karşı suçlarla ilgili insan hakları mücadelesi vermiş, aktif siyasete katılarak ülkenin barışının sembol isimlerinden biri olmuştur. Onun şahsında insan haklarından, barış mücadelesinden, Kürt siyasetinden intikam almak isteniyor. Onun 'bir ömrüm olsa hepsini halkım için feda ederim, moralli olun dik durun' sözleri... Hayallerimizi, geleceğimizi zorbalara teslim etmeyeceğiz” diye konuştu.
"At izi, it izine karıştı"
Hatimoğulları, şunları söyledi:
"Milli yargı dedikleri Kürt ve devrimci düşmanı yargıdır. Cumhuriyet tarihinin at izi it izine karıştı. Kumpas davalarıyla başlayan hukuksuzluk ve yargıda bir bataklığa dönüşmüş bir hâl almıştır. Bu bataklıkta Türkiye her gün bir mafya ve çete olayına uyanıyor. Yeni paralel yapılar türedi ve halkların bir arada yaşam talebine suikast düzenliyorlar. Ankara emniyetindeki haberlere baktığımızda at izinin it izine karıştığını görüyoruz. İktidar güdümlü suç örgütlerine bir diğer iktidar güdümlü suç örgütü operasyon çekiyor. Devletin bağırsakları patlamış kirli ilişki ağları ortaya dökülmüştür. Sokak ortasında insan öldürülen çeteler ve mafyalar hepsi serbest, siyasetçiler ise ceza alıyor. İşte bunların Türkiye Yüzyılı olarak tanımladıkları yüzyıl ne yazık ki böyle bir yüzyıl."
BİTTİ