DEM Parti İmralı Heyeti: “Barış süreci genel demokratikleşmeye ve demokratik siyaset alanının genişlemesine vesile olmalı”
(ANKARA) - DEM Parti İmralı Heyeti, terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan'ı ziyaretin ardından siyasi parti temsilcileriyle yapılan görüşmelerin değerlendirildiği yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, ''Görüşmelerden edindiğimiz izlenim, tüm siyasi partilerde Kürt sorunundan kaynaklı çatışmalı ve gerilimli süreci geride bırakma hususunda ortak bir arzu ve irade bulunduğu yönündedir. Bunu aşarak ülkemizdeki tüm etnik, dini ve mezhebi unsurların birlik ve kardeşliğini geliştirmenin herkesin yararına ve hayrına olduğu ise ortak fikirdir. Buna paralel bir husus da barış sürecinin genel demokratikleşmeye ve demokratik siyaset alanının genişlemesine vesile olması gerektiğidir'' denildi.
DEM Parti İmralı Heyeti, 28 Aralık’ta terör örgütü PKK lideri Abdullah Öcalan’ı ziyaretin ardından TBMM’deki siyasi parti temsilcileriyle görüşmüş, daha sonra eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ’ın da olduğu bir dizi cezaevi ziyaretleri gerçekleştirmişti.
DEM Parti İmralı Heyeti, tüm ziyaretlerin değerlendirildiği bir yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
''28 Aralık 2024’te İmralı’da Sn. Abdullah Öcalan ile gerçekleştirdiğimiz görüşme sonrası,yine bu görüşmenin sonuçları ve kendisinin de istemi üzerine TBMM, siyasi partiler ve cezaevindeki siyasetçi arkadaşlarımızla bir dizi görüşme gerçekleştirdik.
3 Ocak’ta TBMM Başkanı Sn. Numan Kurtulmuş’la başlayan ziyaret ve görüşmelerimiz Milliyetçi Hareket Partisi, Gelecek Partisi, Adalet ve Kalkınma Partisi, Saadet Partisi, Cumhuriyet Halk Partisi, DEVA Partisi ve Yeniden Refah Partisi başkan ve temsilcileriyle devam etti. 11-12 Ocak tarihlerinde de cezaevlerinde tutulan eski eş genel başkanlarımız ve siyasetçi arkadaşlarımız Sn. Figen Yüksekdağ, Sn. Selahattin Demirtaş, Sn. Leyla Güven ve Sn. Selçuk Mızraklı ile görüşmeler gerçekleştirdik.
Diyalog ve barış odaklı bu görüşmelerimiz ve fikir teatisi süreci, Eş Genel Başkanlarımız ve parti kurullarımız, parti bileşenimizi oluşturan siyasi parti ve oluşumlar, ittifak halinde olduğumuz siyasi partiler ve sivil toplum kuruluşlarıyla da başlatılmış ve sürdürülmektedir.
Öncelikle bizi nezaket ve hüsnükabulle karşılayarak kıymetli görüş ve önerilerini paylaşan, kaygı ve eleştirilerini son derece yapıcı bir dille ifade eden tüm siyasi partilerimize ve sayın liderlerine en içten saygı ve teşekkürlerimizi sunmak isteriz.
''TBMM siyasetin sorunun en önemli çözüm zeminini oluşturduğuna odaklanmıştır''
Ziyaret gündemlerimizin ana eksenini, Sn. Öcalan ile yaptığımız görüşmenin sonuçlarının aktarımı ve ortaya çıkan yeni durumun karşılıklı olarak değerlendirilmesi oluşturmuştur. Bunlar da özetle, Kürt sorununa ve bundan kaynaklı çatışmalı sürece kalıcı çözüm bulmak için pozitif katkı sunma istek ve iradesine, Türk-Kürt kardeşliğinin güçlendirilmesinin tarihsel sorumluluğuna, Orta Doğu’da yaşanan köklü ve geri döndürülemez gelişmelerin yüklediği sorumluluğa, TBMM ve demokratik siyasetin sorunun en önemli çözüm zeminini oluşturduğuna odaklanmıştır.
“Görüşmelerde çeşitli hususlarda kaygı ve önerileri de olmuştur”
Hemen tüm görüşmeler samimi ve umut verici düzeyde olumlu geçmiştir. Sayın liderler ve heyetleri, ilkesel olarak barış sürecine desteklerini bildirmişlerdir. Bununla birlikte çeşitli hususlarda kaygı ve önerileri de olmuştur. Bunlar da temelde sürecin şeffaflığı ve TBMM bünyesinde yürümesi/yürütülmesi hususlarında toplanmaktadır. Bu görüşmeler süresince heyetimizin, kaygıları ve soru işaretlerini gidermeye dönük açıklamaları ve sunumları olmuştur.
“Kürt sorunundan kaynaklı gerilimli süreci geride bırakmak için ortak irade bulunuyor”
Görüşmelerden edindiğimiz izlenim, tüm siyasi partilerde Kürt sorunundan kaynaklı çatışmalı ve gerilimli süreci geride bırakma hususunda ortak bir arzu ve irade bulunduğu yönündedir. Bunu aşarak ülkemizdeki tüm etnik, dini ve mezhebi unsurların birlik ve kardeşliğini geliştirmenin herkesin yararına ve hayrına olduğu ise ortak fikirdir. Buna paralel bir husus da barış sürecinin genel demokratikleşmeye ve demokratik siyaset alanının genişlemesine vesile olması gerektiğidir.
''Cezaevindeki başkanlarımızla yürüttüğümüz tartışmalar olumlu sürmüştür''
Cezaevlerinde başkanlarımız ve arkadaşlarımızla yürüttüğümüz tartışmalarımız son derece olumlu sürmüştür. Sayın Öcalan’ın ve DEM Parti’nin bu süreçte üstleneceği role dair açık desteklerini belirtmişler, siyasal ve toplumsal zeminin güçlendirilmesi yönünde üzerlerine düşen pozitif katkı sorumluluğunun gereklerini yerine getireceklerini ifade etmişlerdir.
“Ayrıştırıcı ve önyargılı üslubun yarattığı spekülasyon alanı işimizi güçleştiriyor”
Türkiye ve bölge için barış, demokrasi ve kardeşliğe odaklandığımız bu dönemde, yazılı ve görsel basında zaman zaman karşılaştığımız ayrıştırıcı ve önyargılı üslup ve bunun yarattığı spekülasyon alanı işimizi güçleştirmektedir. Bu sürece dair herkesin, her toplumsal kesimin beklentileri ve ümitleri olduğu kadar kaygıları, hassasiyetleri ve soru işaretleri de vardır. Bunun bilincindeyiz. Hal böyle iken, kulaktan dolma dahi denilemeyecek uydurma söylemleri üreterek dolaşıma sokmak ve yer yer ahlaki sınırları dahi zorlayıcı gündemler oluşturmaya çalışmak, olsa olsa sonucu itibariyle savaş çığırtkanlığına bağlanmaktır.
“Kamuoyunun çabalarımıza desteğini sürdürmesi çözümün inşasında kıymetli olacaktır"
Tüm iyi izlenimlerimizle birlikte en kısa zamanda Sn. Öcalan’a bir ziyaret gerçekleştirip sürecin sağlıklı yöntemlerle barışa ulaşması için hiçbir emeği esirgemeyeceğiz.
Kamuoyunun bu çabalarımıza verdiği desteğin sürdürülmesi, barışın ve çözümün inşasında en kıymetli yapı taşı olacaktır.”