Diyanet-Sen, gündüz kuşağı programlarının kaldırılması için imza kampanyası başlattı

Diyanet-Sen, gündüz kuşağı programlarının kaldırılması için imza kampanyası başlattı

(ANKARA) - Diyanet-Sen, RTÜK tarafından gündüz kuşağı programlarının kaldırılması, diziler ve dijital platformaların da daha sıkı denetlenmesini amaçlayan imza kampanyası başlattı. Diyanet-Sen Genel Başkanı Ali Yıldız, "Milyonlarca kitleye hitap eden gündüz kuşağı programları aileyi gözden düşürmekte ve kötülüğü sıradanlaştırmakta; bazı televizyon dizileri çarpık ilişkileri meşrulaştırmakta; dijital film platformları sapkınlığı normalleştirmekte ve özendirmekte; özgürlük adı altında sosyal medya kültürümüzü dejenere etmekte, değerlere saldırmaktadır" ifadelerini kullandı.

Diyanet-Sen, Ankara’da bulunan MEMUR-SEN Genel Merkezi’nde düzenlediği basın toplantısı ile 2025 yılı aile eylem planını kamuoyu ile paylaştı. Basın açıklamasını yapan Diyanet-Sen Genel Başkanı Ali Yıldız şunları kaydetti:

"Aile; insanın şahsiyet kazandığı, içerisinde sadece yeni nesillerin değil geleceğin inşa edildiği toplumumuzun yapı taşıdır. Ailenin bu eşsiz ve yeri doldurulamaz konumu medeniyetimizin de temelidir. Anayasa da aileyi toplumun temeli olarak kabul etmekte ve ailenin korunmasını devletin görevi olarak ifade etmektedir. Oysa bugün aile müessesi hiç olmadığı kadar büyük ve çok katmanlı bir tehdit altındadır. Bu bakımdan aileyi korumaya yönelik yapılan çalışmalar,atılan adımlar olumlu ancak yetersizdir."

"6284 sayılı Kanun mevcut haliyle aileyi koruyan değil aileyi sarsan bir kimlik taşımaktadır"

Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine dair 6284 sayılı kanunun aileyi sarsan bir kanun olduğunu belirten Yıldız, şunları kaydetti:

"İstanbul Sözleşmesi’ne istinaden ulusal mevzuatta yapılan düzenlemeler, kurulan kurum ve mekanizmalar Sözleşme’nin feshinden sonra da devam etmekte, Sözleşme’nin hayaleti hukuk sistemimizde dolaşmaktadır. Bu noktada İstanbul Sözleşmesi’nin ruhuyla hazırlanan ve adında ‘Ailenin Korunması’ ifadesi olmakla birlikte ailenin korunmasıyla ilgili hükümler içermeyen 6284 sayılı Kanun mevcut haliyle aileyi koruyan değil aileyi sarsan bir kimlik taşımaktadır. Modern politik ve sosyoekonomik yapılar ile kapitalist çalışma düzeninin aileyi paranteze alması temel bir sorundur. İş verimine odaklanan düzenlenmeler, nüfusun azalmasından ailenin sürdürülebilirliğine değin birçok alanda problemlere neden olmaktadır. Kadınıyla, erkeğiyle, çocuğuyla aileyi oluşturan bütün bireyler bu kurguda hırpalanmakta, devletin korumayı taahhüt ettiği aile kurumu zayıflamaktadır.

"Cinsiyetsizleşmeyi dayatan söylem ve eylemler"

Medya, moda sektörü, toplumsal cinsiyet ideolojisine dayalı neoliberal politikalar, feminist lobiler, pompalanan bireycilik, kapitalist tüketim kültürü, madde bağımlılığı, ekonomik zorluklar, şiddet ve daha birçok faktör aileyi temelinden sarsmaktadır. Özellikle televizyonlarda milyonlarca kitleye hitap eden gündüz kuşağı programları aileyi gözden düşürmekte ve kötülüğü sıradanlaştırmakta; bazı televizyon dizileri çarpık ilişkileri meşrulaştırmakta; dijital film platformları sapkınlığı normalleştirmekte ve özendirmekte; özgürlük adı altında sosyal medya kültürümüzü dejenere etmekte, değerlere saldırmaktadır. Bu saldırılara maruz kalan aile korkunç bir karanlığa çekilmektedir. Hakikat ve fıtratı dışlayan toplumsal cinsiyet ideolojisine dayalı küresel politikalar, biyolojik cinsiyeti hedef alan ve cinsiyetsizleşmeyi dayatan söylem ve eylemler, sapkınlığı normalleştiren yayınlar; geleneği, kültürü, inancı, değerler sistemini ve ahlakı bozarken ailenin üzerine oturduğu sosyokültürel zemini çatlatmaktadır. Uzun zamandır küresel ifsat lobileri; kadını annelikten soğutarak, çocuğu gelenekten ve değerlerden uzaklaştırarak, babayı, erkeği kriminalleştirerek ailenin üç sacayağını da ayrı ayrı aileden kopararak aileyi yokluğa mahkûm etmektedir. Sevginin, hürmetin, inancın mekânı olan aile yuvası yozlaşmanın, çatışmanın, mekanı haline getirilmekte, aile müessesesinin manevi alt yapısı çökertilmektedir. Dün Çanakkale’de 250 bin şehit vererek durdurduğumuz emperyalizm bugün elini kolunu sallayarak televizyonla, cep telefonuyla, bilgisayarla, modayla, sanatla, sinemayla evlerimizi, ailemizi, kültürümüzü, ruhumuzu, aklımızı işgal etmektedir. Bu işgale karşı yapısal tedbirler alınmalı, çalışma hayatı iş-aile hayatı uyumu merkezli yeniden düzenlenmeli, aile dostu vergi politikaları hayata geçirilmeli, her türlü melanetin ve sapkınlığın meşrulaştırıldığı sosyal medya, gündüz kuşağı programları, televizyon dizileri, sapkın lobilerin emrindeki dijital platformların yayınları sıkı denetimlere tabi tutulmalıdır. Aile; hedonizme dayalı neoliberal sınırsız özgürlük anlayışına, kültür emperyalizmine, ahlaki sınırları olmayan kapitalist kâr zihniyetine kurban edilmemelidir."

"RTÜK'e şikayet edeceğiz"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın 2025 yılını Aile Yılı ilan etmesi dolayısıyla bu yıla özel bir eylem planı hazırladıklarını duyuran Yıldız, eylem planını şu ifadeler ile kamuoyuna aktardı:

"Aile medeniyet mücadelesinin okçular tepesidir. Aileyi ve nesli hedef alan küresel ifsada karşı medeniyet birikimimizin ırmaklarından beslenen bir tasavvurla aileyi koruyacak tedbir ve mekanizmaları geliştirmek, sapkın lobilere, küresel ifsada karşı insanı, aileyi, hakikati savunmak zorundayız. Aileyi kriminalleştiren, mahremiyeti yok eden, sapkınlığı yaygınlaştıran sabah programlarına, dizilere, dijital platformların yayınlarına karşı sıkı tedbirlerin alınması için ülke çapında imza kampanyası gerçekleştireceğiz. Toplumda yükselen tepkiyi görmesi ve daha sıkı tedbir alması için bu programları kitlesel olarak RTÜK’e şikâyet edeceğiz. 81 ilde yapacağımız basın açıklamaları ve etkinliklerle bu konuyu gündemde tutacağız."

Gündüz kuşağı programlarının kaldırılması için Diyanet-Sen'den imza kampanyası

Gündüz kuşağı programlarının yayından kaldırılması, dijital platformların ve dizilerin RTÜK tarafından daha sıkı denetlenmesini amaçlayan imza kampanyası başlattıklarını duyuran Yıldız, başlattıkları kampanyaya ilişkin şu detayları aktardı:

"Bugün, buradan ilk adım olarak gündüz kuşağı programlarının kaldırılması, dijital platformların ve dizilerin daha sıkı denetlenmesi için planladığımız imza kampanyasını başlatıyoruz. İmza kampanyamızla ilgili detayları internet sitemizden ve sosyal medya hesaplarımızdan duyuracağız. Diyanet-Sen olarak diyoruz ki aileyi korumak farz-ı kifaye değil, farz-ı ayndır. Herkesin üzerine düşen hem kollektif hem de ferdi bir sorumluluktur."