Dürzilerin dini lideri Hikmet el-Hicri: “Gelecekteki süreçte, devletin yapılanması ve oluşmasında Türkiye’nin de rolü olsun istiyorum”
(ANKARA) - Dürzilerin dini lideri Hikmet el-Hicri, Suriye’deki yeni siyasi sürece ilişkin gelişmeleri, “Biz bu devrimin ortağıyız, bütün Suriye’de olduğu gibi. Yeni iktidar da adı üstünde geçici. Onların görevi, hizmetlerin sürmesi” derken, Türkiye’nin bölgedeki rolüne ilişkin, “Ben istiyorum ki gelecekteki süreçte, devletin yapılanması ve oluşmasında Türkiye’nin de rolü olsun” diye değerlendirdi.
Suriye’deki yeni siyasi süreç için görüşmeler hala sürerken, pek çok kesim, Suriye’de sağlıklı bir oluşum için dini ve etnik grupların haklarının da gözetilmesi gerektiğine inanıyor. Bu kesimlerin içinde Suriye’de yaklaşık 700 bin nüfusa sahip Dürziler de var. Dürzilerin dini lideri Hikmet el-Hicri, Suriye-Ürdün sınırında bulunan Süveyda kentindeki evinde NTV’ye konuştu ve Suriye’de yeni oluşturulacak siyasi sürece ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Suriye’deki yeni siyasi sürece ilişkin değerlendirmeleri sorulan Hicri, şöyle yanıtladı:
''Öncelikle biz çok zorlu bir süreçten geçtik. 60 yıllık süre boyunca Suriye halkını temsil etmeyen, Suriye içindeki yapıları, grupları kuşatmayan, devletin özelliklerini de barındırmayan bir sistemden geçtik. Bu da Suriyeli gençlerin yapmış olduğu, başarmış olduğu bir çalışma. O, geçmişte kaldı. Yeni bir idari sistem, devletin bütün herkesi kuşattığı bir çalışma içindeyiz. Özellikle Türkiye dahil bize destek veren dost ülkelerin yardımıyla bizler bunu başardık. Bundan sonraki süreçte de gerçekten devletin oluştuğu bir yapı üzerinde çalışıyoruz.”
“Esad’ın 12 günlük sürede düşmesi, bizi şaşırtmadı”
Beşar Esad’ın bu kadar kısa bir sürede devrilmesine ilişkin düşünceleri sorulan Hicri, “Bu kadar kısa sürede düşmesi bizi şaşırtmadı. Bize sorarsanız 2011’de bitmişti. Artık devlet gücünü de kaybetmişti. Bazı ülkelerin dışarıdan desteğiyle ancak bu zamana kadar geldi. Halk içinde de yönetimi kabul etmeyen artık kendilerini temsil etmediğine yönelik bir kanaat vardı zaten. 12 günlük sürede düşmesi, bizi şaşırtmadı” diye konuştu.
“Dürziler olarak biz bu devrimin ortağıyız, bütün Suriye’de olduğu gibi”
Yeni dönemde, HTŞ’nin başını çektiği ve grubun lideri olan Ahmed el-Şara, yeni bir siyasi süreç oluşturmaya çalışırken, Dürziler olarak HTŞ’ye destek verip verilmeyecekleri sorulan Hicri, şu görüşleri dile getirdi:
“Öncelikle Şam’daki kardeşlere teşekkür ediyoruz. Onlar, Suriye’nin birçok bölgesini özgürleştirdi ve güvenliğini de sağlıyorlar. Biz de burada Süveyda bölgesini özgürleştirdik ve sıkıyönetimi düşürdük. Yani biz bu devrimin ortağıyız, bütün Suriye’de olduğu gibi. Yeni iktidar da adı üstünde geçici. Onların görevi, hizmetlerin sürmesi. Önümüzdeki dönemde, Uluslararası Kongre yapılacak. Orada, devletin idaresiyle alakalı, anayasayla alakalı, kurumlarla alakalı ihtisas sahibi herkesin, bütün tarafların dahil olduğu bir çalışma olacak. Bizim gelecekten umudumuz var. Şu anki fırtınadan sonra sessizlik, sakinlik dönemi. Biz, şu an kendi içimizi düzeltip gelecekle alakalı hukuk üzerine devletin inşası için hazırlık yapacağız. Gelecekten umutluyuz.”
“Beklentimiz, Suriye’nin bütün yapıları için herkesi temsil eden bir yapının olması”
Hicri, yeni kurulacak hükümette, bir Bakanlık beklentilerinin olup olmadığı sorusuna, “Burada beklenti sadece Dürzi ya da Muvahhidler için değil. Suriye’nin bütün yapıları için herkesi temsil eden, herkesin dahil olduğu sivil, medeni bir yapının olması. Bunu, bütün herkes için istiyoruz. Bu beklentimiz zaten var'' yanıtını verdi.
“Suriye’nin sivil, medeni bir yapının olması için Türkiye’nin desteğine ihtiyacı var”
Hicri, Türkiye’nin bu süreçte katkı ve desteğine ilişkin, “Şahıslar üzerinden Cumhurbaşkanlığıyla ve güvenlikle iletişimimiz oluyordu. Tavsiyeler alıyorduk. İrtibatımız oluyordu. Türkiye’yi ben bölgesel olarak merkezi ve güçlü bir ülke olarak görüyorum. Bize de komşu” dedi. Türkiye’nin yeni kurulacak hükümette rolünün olmasını istediğini belirten Hicri, şöyle konuştu:
“Ben istiyorum ki gelecekteki süreçte, devletin yapılanması ve oluşmasında Türkiye’nin de rolü olsun. Bu gelişmeleri de takip etsin. Bu gelişmelerle alakalı ana aktörlerden biri olsun. Bütün yapıların arzı olacağı sivil, medeni bir yapının olması ki burada Türkiye örnek bir ülkedir, çünkü Türkiye sivil ve insan haklarını koruyan bir ülke. Suriye’nin bu alanda ilerleyebilmesi için Türkiye’nin desteğine ihtiyacı var. Ayrıca uzun bir sınırımız var, komşuyuz. Ortak bir kültürümüz var. Hem bu ülkenin hem Türkiye’nin çıkarına uluslararası hukuka ve kanunlara uygun olarak Türkiye’nin burada olmasını istiyoruz.”
''İsrail’in istikrara kavuştuğu, uluslararası sistem tarafından yapılmış gerçek bir barış istiyoruz''
İsrail’in bölgedeki saldırgan tavrına, yayılmacı politikasına ilişkin düşünceleri ile İsrail’in Dürzilerle iş birliği yapacağına ilişkin iddialara ilişkin değerlendirmeleri sorulan Hicri, şunları söyledi:
“Biz, bölge halkı olarak yıllardır savaşlar ve sıkıntılar yaşadık. Biz slogan atıp yolsuzluğa batmış eski yönetimin o sloganlarından da bıktık. Biz gerçekten ayakları yere basan çözümler istiyoruz. Ben siyasi değilim, din adamıyım. Din adamı olarak konuşabilirim. Eski yönetim Birleşmiş Milletlerde vardı ama iyi bir temsiliyeti yoktu. Sadece sloganları vardı. ABD, orada İsrail’in çıkarlarına göre hareket ediyor. Bölge halkı birçok savaş yaşadı. Kardeş Filistin halkının haklarını almış olduğu, bölgede barış ve istikrarın olduğu bir sistem istiyoruz. İsrail de yıllardır savaşıyor. Savaş, onların da faydasına değil. Herkesin hakkını aldığı, İsrail’in istikrara kavuştuğu, uluslararası sistem tarafından yapılmış gerçek bir barış istiyoruz.''
''Kürtlerle beraber yaşamamız gerekiyor ama Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruyacak şekilde''
Kuzeydeki PKK/YPG terör örgütlerinin yer alması ve Türkiye’nin bu terör örgütleriyle mücadelesini nasıl değerlendirdiğinin sorulması üzerine Dürzilerin dini lideri Hikmet el-Hicri, ''Bir Suriyeli olarak şunu söyleyeyim, Kürtler, Suriye vatandaşlarıdır ve bizim kardeşlerimizdir. Suriye’nin ortaklarıyız onlarla. Esad döneminde devlet çöktü ve bölgeler karıştı. Esad da bir şekilde bunu destekledi. Bazı ülkeler de bundan faydalanmaya çalıştı. Kürtlerle, Suriye’nin ortak kaderini paylaşıyoruz. Onlarla beraber yaşamamız gerekiyor ama Suriye’nin toprak bütünlüğünü koruyacak şekilde” dedi.