İmamoğlu’ndan ‘kayyum’ tepkisi: “Halkın iradesine müdahale ne hukuken ne de siyaseten haklı gösterilemez”

İmamoğlu’ndan ‘kayyum’ tepkisi: “Halkın iradesine müdahale ne hukuken ne de siyaseten haklı gösterilemez”

(KAHİRE) - Türkiye Belediyeler Birliği (TBB) ve İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Ekrem İmamoğlu, Mısır’ın başkenti Kahire’de düzenlenen ‘12. Dünya Kent Forumu’nda konuştu. “Adalet için, haksızlığa uğrayan meslektaşlarımız için de sesimizi yükseltmek gerektiğine inanıyorum” diyen İmamoğlu, “Ülkemde, seçilmiş yerel yöneticilerimizin görevden alınarak, yerlerine kayyum atanması, her geçen gün daha yaygınlaşıyor. Geçen hafta, mensubu olduğum ana muhalefet partisinin yönetimindeki Türkiye’nin en büyük ilçesinin belediye başkanı Prof. Ahmet Özer tutuklandı. Bugün de Mardin, Batman ve Halfeti’den üç belediye başkanı daha görevden alındı ve yerlerine kayyum atandı. Refah, adalet ve barış için çalışan yerel yöneticilerimize ve onları seçen halkın iradesine bu müdahale, ne hukuken ne de siyaseten haklı gösterilemez” ifadelerini kullandı.

TBB ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “12. Dünya Kent Forumu”na (WUF12) katılmak üzere Mısır’ın başkenti Kahire’ye gitti. İmamoğlu, dünyanın farklı coğrafyalarından yerel yöneticileri bir araya getiren WUF12’nin “Yerel Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Kurtarma Planı” başlıklı oturumunda; Madrid (İspanya) Belediye Başkanı Jose Luis Martinez-Almeida, Banjul (Gambiya) Belediye Başkanı Rohey Malick Lowe, Cobija (Bolivya) Belediye Başkanı Ana Lucia Reis, Nuakşot (Moritanya) Bölge Konseyi Başkanı Fatimetou Abdel Malick, Santo Domingo (Dominik Cumhuriyeti) Belediye Başkanı Carolina Mejia, Tanca (Fas) Belediye Başkanı Mounir Laymouri ve Barselona (İspanya) İl Konseyi Başkan Yardımcısı M. Eugenia Gay ile birlikte konuşmacı olarak yer aldı.

“Kimsenin geride bırakılmadığı, karbon nötr ve dirençli bir şehir inşa etme yolunda ilerliyoruz”

İmamoğlu, “TBB ve İBB Başkanı olarak, İstanbul'un kardeş şehri Kahire'de, ‘Dünya Yerel ve Bölgesel Yönetimler Meclisi'nde sizlerle bir araya gelmekten memnuniyet duyuyorum” sözleriyle başladığı konuşmasında şunları söyledi:

“Şehirler, tıpkı İstanbul ve Kahire gibi, sadece bir yaşam alanı değil, kültürlerin ve değişimin merkezidir. Geçmiş ile gelecek arasında bir köprüdür. Şehirlerimizin tarihsel rollerini geleceğe taşırken, karşılaştıkları zorluklar, aslında önemli bir fırsatı da beraberinde getiriyor: Daha adil, daha sürdürülebilir ve daha yaşanabilir bir dünya kurmak. Bu idealle hareket ederek geliştirdiğimiz ‘İstanbul Modeli’; dayanışma, sürdürülebilir kalkınma ve katılımcılık ilkelerine dayalı bütünsel bir yaklaşımı temsil ediyor. Vatandaşlarımızın ihtiyaçlarını merkeze alan bu modelle; yaratıcı, adil ve yeşil bir şehir inşa ederken, eşitlikçi ve akılcı kentleşme yaklaşımını benimsiyoruz. Şehrimizde; ulaşımdan iklim değişikliğiyle mücadeleye, mesleki eğitimden kültürel mirasın korunmasına kadar, her alandaki yatırımlarımızı hayata geçirirken, kimsenin geride bırakılmadığı, karbon nötr ve dirençli bir şehir inşa etme yolunda ilerliyoruz.”

“İstanbul modeli”ni anlattı”

İstanbul, son beş yılda, tarihinde ilk defa, aynı anda 10 metro hattı inşa edebilen, kentin yoksul ailelerinin çocuklarına ücretsiz süt ulaştırabilen, 0-4 yaş arası çocuğu olan annelerin toplu ulaşımdan ücretsiz yararlanabildiği, 100’ün üzerinde kreş açabilen, binlerce üniversite öğrencisine yurt, yüz binlercesine burs imkanı verebilen, Kent Lokantaları’nda dar gelirli vatandaşlarına sağlıklı gıda sunabilen bir megaşehir haline geldi. Bu modelimizi hayata geçirirken, ‘Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı bir rehber kabul ediyoruz. Vatandaşın günlük yaşamını doğrudan etkileyen hizmetleri sunan yerel yönetimler olarak, sürdürülebilir bir geleceğin inşasında kilit bir rol ve sorumluluğa sahibiz. Kentlerde yapılan her sosyal, ekonomik ve çevresel yatırım, ‘2030 Gündemi’nin hedeflerine ulaşmamıza katkı sağlıyor. Bu nedenle, ‘Yeni Kentsel Gündem’in kapsamlı yol haritası ile küresel amaçları yerel düzeyde uygulamak için daha fazla iş birliği içinde olmalıyız.

“Yerel yönetimler ve özel sektör arasında kurulmakta olan iş birliklerinin önemini vurgulamak isterim”

Özellikle ‘Yerel 2030 Koalisyonu’, amaçların yerelleştirilmesi ve iyi uygulamaların yaygınlaştırılması açısından önem taşıyor. Birleşmiş Kentler ve Yerel Yönetimler Teşkilatı (UCLG) ve Birleşmiş Milletler (BM) HABITAT tarafından başlatılan, ‘Şehirler 2030’a Geri Sayıyor’ girişimi de bu alandaki stratejik çabalarımızı destekliyor. Bu süreçte, yerel yönetimler ve özel sektör arasında kurulmakta olan iş birliklerinin önemini vurgulamak isterim. BM’nin ‘Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları Kurtarma Planı’nı, ‘Yeni Kentsel Gündem’ gibi yol haritalarıyla birleştirerek, kendi yerel kurtarma planlarımızı oluşturmanın sürece ivme kazandıracağına inanıyorum.

“Gelin hep beraber barış ve adalet için daha fazla inisiyatif alalım, sesimizi yükseltelim”

Bugün Kahire’de, özellikle 16 numaralı, ‘Barış, Adalet ve Güçlü Kurumlar’ başlıklı, ‘Sürdürülebilir Kalkınma Amacı’nın gerçekleştirilmesine katkıda bulunmak için, siz Belediye Başkanı ve yerel yönetici dostlarıma çağrıda bulunmak istiyorum. Barışın ve adaletin olmadığı bir yerde, kalkınmadan bahsetmemiz mümkün değil. Bu nedenle, gelin hep beraber barış ve adalet için daha fazla inisiyatif alalım, sesimizi yükseltelim. Biz, İstanbul olarak bunu Balkanlar’da başardık. Bugün 65 şehrin bir araya geldiği Balkan Şehirleri İşbirliği Ağı B-40’ı, 2021 yılında kurduk. Bu yıl ise 12-14 Aralık tarihlerinde Orta Doğu ve Kuzey Afrika şehirlerinin belediye başkanlarını, bölgesel barış ve iş birliğinin sağlanması için, yerel yönetimler olarak neler yapabileceğimizi konuşmak üzere, İstanbul’a davet ettik. Gazze ve şimdi Lübnan’da devam etmekte olan insanlık trajedisini durdurmak ve yaraların sarılmasını sağlamak için, hepimizin üzerine düşen sorumluluklar var. Bu sorumluluğu hisseden ve bölgesel barış için başlatacağımız sürece katkı vermek isteyen meslektaşlarımı İstanbul’da buluşmaya davet ediyorum.

“Adalet için, haksızlığa uğrayan meslektaşlarımız için de sesimizi yükseltmek gerektiğine inanıyorum”

Bu şehir diplomasisi platformları sayesinde, şehirlerimizi ve dünyamızı daha adil, sürdürülebilir ve dirençli bir geleceğe taşımak amacıyla kararlı adımlar atmaya devam etmeliyiz. Yine adalet için, haksızlığa uğrayan meslektaşlarımız için de sesimizi yükseltmek gerektiğine inanıyorum. Ülkemde, seçilmiş yerel yöneticilerimizin görevden alınarak, yerlerine kayyum atanması, her geçen gün daha yaygınlaşıyor. Geçen hafta, mensubu olduğum ana muhalefet partisinin yönetimindeki Türkiye’nin en büyük ilçesinin belediye başkanı Prof. Ahmet Özer tutuklandı. Bugün de Mardin, Batman ve Halfeti’den üç belediye başkanı daha görevden alındı ve yerlerine kayyum atandı. Refah, adalet ve barış için çalışan yerel yöneticilerimize ve onları seçen halkın iradesine bu müdahale, ne hukuken ne de siyaseten haklı gösterilemez. Bu düşüncelerle Dünya Kent Forumu’nun hepimiz için verimli geçmesini diliyorum.”