Sultanahmet'ten Ayasofya'ya İsrail'le ticarete protesto yürüyüşü: "Erdoğan, BOTAŞ'ın vanasını kapat"

Sultanahmet'ten Ayasofya'ya İsrail'le ticarete protesto yürüyüşü: "Erdoğan, BOTAŞ'ın vanasını kapat"

Haber: Hakan KAYA - Kamera: Ozan URAL

(İSTANBUL)- Direniş Çadırı Platformu, İsrail'e olan ticaretin ve ilişkilerin tamamen durdurulması talebiyle Sultanahmet’ten Ayasofya'ya yürüyüş düzenledi. Burada yapılan açıklamada, "İktidar, siyonist İsrail'le ilişkileri geçici ve süreli değil, tamamen kesmelidirler. Siyasi iktidar, bu hususlarda samimi ve gerçekçi adımlar attığı ölçüde Filistin meselesinde konuşma hakkına sahiptir. Bunları yapmadığı takdirde yapılan konuşmalar hamasetten öteye gitmemektedir. Bizler Filistin dostları olarak herkesi hamaseti bırakmaya ve vazifesini yapmaya davet ediyoruz" denildi. Eylemciler, "Erdoğan, BOTAŞ'ın vanasını kapat" sloganı attı.

Direniş Çadırı Platformu’nun çağrısıyla Sultanahmet tramvay durağında toplanan eylemciler, İsrail ile olan tüm ilişkileri ve ticaretin durdurması talebiyle eylem gerçekleştirdi.

"Limanlar siyonizme kapatılsın", "İsrail ile sevkiyat durdurulsun" pankartları taşıyan eylemciler, "Erdoğan BOTAŞ'ın vanasını kapat", "İsrail ile ticaret Filistin'e ihanet", "Gazze'ye, Lübnan'a, direnişe bin selam", "Direnişe ortak ol soykırıma değil" sloganları atarak, Sultanahmet'ten Ayasofya Camisi'ne doğru yürüyüşe geçti.

"İsrail'e petrol sevkiyatı hala devam ediyor"

Ayasofya önünde yapılan basın açıklamasında İsrail'e Türkiye üzerinden giden petrol akışının devam ettiği belirtilerek şöyle dendi:

"Maalesef İsrail ile petrol akışında da halen rol almaya devam ediyoruz. İsrail ile petrol ihtiyacının yüzde 28'i Azerbeycan tarafından karşılanıyor. Bu petrol, Bakü-Tiflis-Ceyhan Boru Hattı üzerinden Ceyhan Limanı'na getiriliyor ve buradan tankerlerle İsrail'e taşınıyor. Bu petrol ham petrol. İsrail bu ham petrolü işleyerek Gazze'yi, Lübnan'ı bombalayan uçaklarına, tanklarına yakıt yapıyor. Türkiye'de bu petrolün İsrail'e taşınması sürecinde rol alıyor. 7 ay önce bu bu rolü reddeden yetkililer, 10 Kasım'da yaptıkları açıklamalarıyla 2 Mayıs'tan sonra Ceyhan Limanı'ndan İsrail'e petrol tankeri gitmediğini iddia ediyorlar. Aylar önce inisiyatifimiz yok diyenler, şimdi gururla bu sevkiyatı engellediklerini söylüyorlar. Demek ki inisiyatifleri varmış. İsteseler daha erken de kapatabilirlermiş vanaları ama kapatmamışlar. Yüzümüze baka baka, aylar önce yalan söyleyenler, şimdi kendilerine inanmamızı bekliyorlar, ama yanılıyorlar. Bu petrol sevkiyatı hala devam ediyor.
Daha dün TRT World'ün uluslararası paneline İsrail soykırımlarının destekçisi, SOCAR'ın Türkiye CEO'su da davet edildi. Bu durumu protesto eden Filistin dostları gözaltına alındı. Filistin dostlarının protestosu sonucu SOCAR CEO'su konuşmacılar arasından çıkartıldı. Bu dostlarımızın kazanımıdır. Fakat bu protestolar olmasa siyasi iktidar ellerinde Filistinlilerin, Lübnanlıların kanı olan şahısları göz göre göre milletimizin önünde konuşturmaktan yüksünmeyecekti. Yetkililerin söylemleriyle eylemlerinin birbirini naksettiği vicdan sahibi kişiler için oldukça açıktır."

"Siyonist İsrail'le ilişkileri geçici ve süreli değil, tamamen kesilmeli"

Açıklamada, iktidara şu çağrıda bulunuldu:

"Siyasi iktidar emperyalizme ve siyonizme karşı gerçekçi bir duruş ortaya koymak istiyorsa yapması gerekenler açıktır. İsrail'le ticarete yönelik aldıkları durdurma kararını göstermelik değil, tam olarak uygulamalıdırlar. Yasağı delen firmaları sert yaptırımlarla cezalandırmalıdırlar. Türkiye üzerinden İsrail'e gönderilen petrolü tamamen kesmelidirler. ABD ve siyonizme hizmet eden NATO üsleri derhal kapatılmalıdırlar. Hem Türkiye hem İsrail vatandaşı olup Filistin'de savaşmış olan siyonistleri Türkiye'den sürmelidirler. Siyonist İsrail'le ilişkileri geçici ve süreli değil, tamamen kesmelidirler. Siyasi iktidar, bu hususlarda samimi ve gerçekçi adımlar attığı ölçüde Filistin meselesinde konuşma hakkına sahiptir. Bunları yapmadığı takdirde yapılan konuşmalar hamasetten öteye gitmemektedir, gitmeyecektir de. Bizler Filistin dostları olarak herkesi hamaseti bırakmaya ve vazifesini yapmaya davet ediyoruz. Direnen halkların yanında olduğumuzu ve olmaya devam edeceğimizi ilan ediyoruz” denildi.