Torbalı'da, kadına şiddete karşı ‘Kırık Saçlar Özgürlüğe Yürüyor’ yürüyüşü yapıldı
(İZMİR)- CHP İzmir İl Kadın Kolları tarafından cinayete kurban giden, şiddete uğrayan kadın ve çocukları için başlatılan ve 30 ilçeye yayılacak olan ‘Kırık Saçlar Özgürlüğe Yürüyor’ yürüyüşü Selçuk’tan sonra Torbalı'da gerçekleştirildi.
Torbalı Tepeköy Mahallesinde bayrak teslimiyle başlayan yürüyüşe CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Zahide Kurun, Torbalı Belediye Başkanı Övünç Demir, CHP Yüksek Disiplin Kurulu Üyeleri Özkan Tice ve Ekincan Aksoy, CHP Kadın Kolları MYK Üyeleri Ülkü Ece Bozbay, Rahşan Nazlıoğlu ve Derya Durnabaş, Beydağ Belediye Başkanı Şakir Başaran, CHP Torbalı İlçe Başkanı Şengül Babacan, CHP Torbalı Kadın Kolları Başkanı Nurgül Aytun, CHP Selçuk Kadın Kolları Başkanı Nihal Altay, CHP İzmir İl Kadın Kolları Yönetimi, ilçe kadın kolları ve gençlik kolları üyeleri, partililer, sivil toplum kuruluşları ve çok sayıda vatandaş katıldı.
Torbalı’da Sadık İleri Bulvarı’ndaki Kırmızı Kafe’de önünden başlayan ‘Kırık Saçlar Özgürlüğe Yürüyor’ eyleminde ellerinde beyaz balonlar taşıyan kadınlar, ‘Yasta değil isyandayız’, ‘Güç sende’, ‘Kadına şiddete hayır’ ‘Eşit yaşam’ yazılı siyah tişörtler, ‘6284’ü uygula’, ‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır’ pankartları ve ‘Asla yalnız yürümeyeceksin’, ‘Susmuyoruz, korkmuyoruz, itaat etmiyoruz’, ‘Susma sustukça sıra sana gelecek’ sloganları eşliğinde yürüdü. Herkes İçin Adalet Anıtı önüne kadar yürüyen kadınlar, burada basın açıklaması yaptı.
Zahide Kurun: Onların yozlaşmışlıklarına karşı bizim çağdaşlığımız var
Basın açıklamasında ilk konuşmayı yapan CHP İzmir İl Kadın Kolları Başkanı Zahide Kurun, kadına uygulanan şiddet ve bu şiddeti olağanlaştırmaya çalışan zihniyete karşı mücadeleden vazgeçmeyeceklerini ifade ettiği açıklamasında, şu sözlere yer verdi:
"Dün Selçuk’ta başladığımız ‘Kırık Saçlar Özgürlüğe Yürüyor’ yürüyüşümüzün ikinci günü Torbalı’da tamamlanmış bulunuyor. Hepimizin yürekleri her gün biraz daha acıyor, her gün biraz daha canımız yanıyor. Hiçbir gün uyanmıyoruz ki bir kadın cinayeti haber olmasın, bir kadının şiddete maruz kalışıyla haberlere başlamayalım, hiçbir gün uyanmıyoruz ki çocuklarımızla ilgili kötü haberler almayalım. Daha bugün Kırşehir’in Keskin ilçesi AKP İlçe Gençlik Kolları Başkanının bir eğlence yerinde bir kadına yumruk vurmasıyla burnunu kırması konusunda övünç kaynağını olduğunu, bununla övünüyor olduğunu okudum. Daha dün bir erkeğin ‘Senin nasıl keserim, doğrarım da surlardan atarım’ videosuyla karşılaştık. Bu nasıl bir gurur kaynağıdır, övünç kaynağıdır! ‘Doktorları artık dövebiliyoruz’ diye sokak röportajında demeç veren kadını sanırım hepimiz hatırlıyoruz. Bunlar övünç kaynağı, gurur kaynağı olduğunda maalesef ki gelmiş olduğumuz nokta bugün budur! Ancak bizler, kadınlar, erkekler, tüm canlıların yaşam hakkını savunan duyarlı vatandaşlar, dünyayı sevgiyle kucaklayanlar bugün olduğu gibi bundan sonra da alanlarda sesimizi yükseltmeye devam edeceğiz. Susmayacağız, korkmuyoruz, bundan sonra da korkmuyoruz. Onların karanlığına karşı bizim aydınlığımız, onların yozlaşmışlıklarına karşı bizim çağdaşlığımız var, onların bizim hukuk tanımazlığına karşı bizim hukuka olan inancımız var. Onun için biz her gün biraz daha büyüyerek, her gün biraz daha güçlenerek bu yolu yürümeye devam edeceğiz."
Övünç Demir: Kadına kalkan eller kırılsın
Konuşmasına “Lanetliyorum, lanetliyoruz, kadına kalkan eller kırılsın diyoruz” sözleriyle başlayan Torbalı Belediye Başkanı Övünç Demir’de, cinayete kurban kadınları anarak şunları söyledi:
"Her gün televizyonları açtığımızda, radyoları açtığımızda bize istatistiksel verilerle kadın cinayetlerini anlatıp alışmamızı sağlamaya çalışıyorlar. Ama ne yazık ki travma yaşayan çocukların, evlatlarını katledildikten sonra gözleri yaşlı şekilde bekleyen anaların, babaların istatistiğini kimse tutmuyor. Ayşe Paşalı’yı hatırlıyoruz, hiç unutmadık. Defalarca savcıya gidip ben ‘Koruma istiyorum’ diyen, bunu feryat figan dile getiren, fotoğrafları açıp bakınca o mor yüzüyle hafızalarımıza kazınan Ayşe kardeşimiz 3 çocuğu yetim kalarak kocası tarafından katledilmişti. Emine Bulut’u da unutmadık. Emine Bulut bir lokantada evladıyla yemek yerken, ‘Ben ölmek istemiyorum’, çocuğu da ‘Anne lütfen ölme’ dedi. Bugünleri hiçbir zaman hafızalarımızdan silemedik.
Aynı şekilde Özgecan arkadaşımız. 20 yaşındaydı… Bugün belki de Türkiye çapında bir psikolog olacaktı. Dolmuşa binip maruz kaldığı tecavüze direnirken caniler tarafından katledildi. Münevver kardeşimizde aklımızda. Canice katledildi, bir bavula sığdırılmaya çalışıldı. Dün Rojin… Van Gölü’nde cesedi karaya vurdu, ne yazık ki onu da kaybettik.
Lanetliyorum, lanetliyoruz, kadına kalkan eller kırılsın diyoruz. Benim de bir annem, bir eşim, kız kardeşlerim, kız arkadaşlarım, ellerinizden öper bir kız evladım var. Hepsi birbirinden kıymetli, önlerinde saygıyla eğiliyorum. Kız çocuklarının çağdaşça yaşayabildiği, ebeveynlerin çocuklarını okula gönderirken aklında bir soru işareti kalmadığı, akşam arkadaşlarıyla dışarıda sosyalleşirken ‘Acaba kızım ne durumda’ diye düşünmediği bir ülkeyi iple çekiyorum ve bunun için de bir belediye başkanı olarak gece gündüz çalışacağımın sözünü veriyorum. Burası özel evlatlarımızın istihdam edildiği Kırmızı Kafe. Aynı zamanda bugünden itibaren Kadın Kollarımızın yapmış olduğu bu hareketin de öncüsü olma babında Themis heykelimizi de buraya koyduk. Kadınlar için adalet diyorum, kadına kalkan eller kırılsın diyorum, sizleri saygı ve sevgiyle selamlıyorum.
Konuşmaların ardından anıt önüne yaşamın kadim simgesi olan zeytin ağaçlarından dikilerek beyaz balonlar gökyüzüne bırakıldı.