TÜİD Başkanı Mustafa Kamar: ''Kota suistimali, kaçakçılığı artırdı. Öyle ise 'kuyumculuk sektörünü gözden çıkarttık' desinler''

TÜİD Başkanı Mustafa Kamar: ''Kota suistimali, kaçakçılığı artırdı. Öyle ise 'kuyumculuk sektörünü gözden çıkarttık' desinler''

Haber: Edda SÖNMEZ - Kamera: Hakan KAYA

(İSTANBUL) - Cari açığı artırdığı gerekçesi ile 2023 yılının ağustos ayında altın ithalatına getirilen kota, mücevherat sektöründe sancılı günlerin başlamasına neden oldu. Takı Üreticileri ve İhracatçıları Derneği (TÜİD) Başkanı Mustafa Kamar, ANKA'ya sektörün sıkıntılarını anlattı. Kamar "Bütün çıkan kurallar, bütün çıkan engellemeler, cari açığın düşürülmesi için yapılan bütün hareketler suistimali artırdı, sektöre inanılmaz tanımadığımız oyuncular geldi, kaçakçılığı arttırdı. Ya tarihinde Türkiye'de 1989, 1990 yılından beri kaçakçılık yoktu. Bunu arttırdı. Suistimal oldukça fazla. Yeni önlemler getirmeye başladılar. Bizi sıkıyorlar. Yani şu anda sıktıkları tek bölüm Merkez Bankası değil, hane halkı değil, üretici ve ihracatçı. Eğer ki kuyumculuk sektörünü gözden çıkardılarsa desinler ki kardeşim 'kuyumculuk sektörünü gözden çıkarttık.' desinler" dedi.

Cari açığı artırdığı gerekçesi ile 2023 yılının ağustos ayında altın ithalatına getirilen kota, mücevherat sektöründe sıkıntıları artırdı. Kaçakçılık 35 yıl aranın ardından rekorla ve çarpıcı iddialarla geri dönerken, üretimde ve ihracatta daralma, düşüş öne çıktı. Takı Üreticileri ve İhracatçıları Derneği (TÜİD) Başkanı Mustafa Kamar, sektörün içinde bulunduğu son durumu ANKA Haber Ajansı'na şöyle anlattı:

"Üreticinin ve ihracatçının ham maddesi olan altına ulaşım zorlaştı"

"Biliyorsunuz 2023 yılının Ağustos ayında Mehmet Şimşek yönetimindeki Hazine ve Maliye Bakanlığı cari açığın düşürülmesiyle alakalı altın ithalatına kota getirdi ve yaklaşık 12 tonla sınırlandırdı. Bu sınırlandırmanın neticesinde de içeriye giren altın miktarında geçmiş senelere göre azalma oldu. Tabii bu azalma olduğu zamanda özellikle üreticinin ve ihracatçının ham maddesi olan altına ulaşım zorlaştı. Bu neye benziyor? Eğer ekmek yapacaksanız, ununuz olması lazım. Ununuzun da uluslararası fiyatlı olmazım ki halka düzgün fiyatla ekmek veresiniz. Bu altın kotasının gelmesiyle beraber özellikle bu altını ithal eden, altın borsası yetkili müesseseleri ilk önce burada belli bir nemalandılar diyebiliriz. Çünkü onların üzerinden geçti bu. Tabii her kota kendi zenginini yaratıyor. Daha sonra bunun yanlış olduğunu anlayınca Maliye Bakanlığı bunu daha sonra yetki belgesi olan kuyumculara, daha sonra kapasite kullanımı olan kuyumculara daha sonra ihracat yaparsan bankalara müracaat ederek almak gibi değişik yollar denedi. Fakat günün sonunda, 10 ay sonra bakıyoruz ki bu kadar yol denemesine rağmen hala altında fiyat farkı var. Onun dışında hala ihracatımızda düşüş var. Ben size şöyle söyleyeyim. Geçen sene altın ihracatı 180 ton civarındayken şu anda ilk 10 ayda 120 ton civarında.

"Kuyumculuk sektöründen çıkan insan sayısı 10 binli rakamları geçti"

Dolar bazında bakmak sağlıklı olmaz altın fiyatlarının yükselmesinden ve düşmesinden kaynaklı. Onun için yüzde 30 altın ithalatında bir düşüş var şu an. Bu kapasitelerin yüzde otuz, yüzde kırk oranında düşmesi anlamına gelir. Şimdi burada büyük firmalar yüzde 10 düştü, küçük orta boy işletmelerde ise yüzde 50 düştü. Yani ondan dolayı da dolayısıyla adamın 100 kilo aylık kapasitesi varken. 50 kilo üretmeye başlarsa ne yapacak bu atıl insanları. Ya işten çıkarmaya başlayacak. Bunun dışında daha küçük birimler olan kuyumcular da biz 'bu işi bırakıyoruz veya ben Dubai'ye gidiyorum veya ben Ürdün'e gidiyorum veya ben Avrupa Birliğine başka bir yere gidiyorum' demeye başladı. Ve bugün baktığınız zaman Kuyumcukentte Marmara Sanayi Sitesi'nde ve Kapalıçarşı'nın değişik yerlerinde küçük küçük adam çıkarmalar görüyoruz. Daha böyle büyük yoğun değil. Ama bunlara baktığınız zaman son bir senede bizim kuyumculuk sektöründen çıkan insan sayısı 10 binli rakamları geçti.

"Cari açığı düşürmek için yapılan önlemler ihracatçıyı vurdu"

Hani böyle 500 kişi, 1000 kişi, 300 kişi bir yerden çıkmıyor. Beş orada, üç oradan, beş orada. Çünkü biz kuyumculuk sektörü beş, altı bin üreticiden meydana geliyor. Kuyumcukent dediğiniz yerde bundan bir sene önce, bir buçuk sene önce dükkan kiraları en yüksek seviyedeydi. Dükkan bulamıyordu kimse. Fakat şu anda o kadar çok yer boşaldı ki, özellikle Orta Doğu'dan gelen, değişik yerlerden gelen oyuncular çünkü Türkiye bir pazar yeriydi. Dubai'yi yenmiştik. Dubai'ye giden bütün müşteriler Orta Afrika'dan, Kuzey Afrika'dan, Orta Asya'dan, Rusça konuşulan ülkelerden Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan, Türkiye'ye gelmeye başlamıştı. Bunların hepsini kaybettik. Çünkü hiç kimse bir liralık malı bir buçuk liraya almak istemez. Ve onlar tekrar İtalya'ya gittiler. İtalya tarihinin zirvesini yaşıyor. Dubai pazar kaybetmişti. Şu anda Dubai tekrar pazar olmaya başladı. Bırakın orayı Türkiye'deki firmalar oraya gitmeye başladı. Kimse bununla uğraşmıyor. Arkadaşlar geliyor Dubai'den müşterilerimizin söylediği 'Türkiye problem, para getirmek, altın götürmek, ticaret yapmak artık ölüm biz uğraşamayız sizinle kardeşim. Gideriz İtalya'dan alırız. Gideriz Dubai'den alırız'. Neticede ürün alıp ürün satıyorlar. Niye bu kadar ızdıraba girsinler. Ve bütün bu alınan önlemler cari açığı düşürmek için yapılan önlemler ihracatçıyı vurdu. Fakat bizim yaptığımız takı üreticileri ve ihracatçı derneği olarak bir saptama var. Bu beş senedir esas altın alan kurum Merkez Bankası. Yani geçen sene 30 milyar dolarlık altın ithalatı varsa bunun 10 milyar dolarını Merkez Bankası almış. Şimdi cari açığa ben sebep olmuyorum ki ihracatçı üretici olarak. 10 milyar dolarlık iyi de yapmış.

"Hane halkı ekonomik dalgalanmalardan dolayı altın alıyor"

Son beş senedir altın alıyor Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası. Baktığınız zaman çok iyi strateji. Çünkü altının kilosu 40 bin dolardı. Şu anda 90 bin dolar. Demek ki iyi bir strateji gütmüşler ama onlar almış, devlet almış altını. İkinci hane halkı. Orada da size bir rakam vereyim. 2022 yılında 17 milyon adet, 2023 yılında 30 milyon adet. Yani Sarrafiye duble yapmış. Bu sene de baktığınız zaman ilk 10 ayda 22 milyon adet. Hani bu 24, 25 milyon. Talep biraz gerilemiş. Nispeten düşmüş talep ama 2022 ile 2023 Sarrafiye basımını darphanenin baktığınız zaman birebir fark var. 17 milyon adetten 30 milyon adete çıkmış. Bir de demek ki bu Merkez Bankası rezervleri alıyor. Hane halkı ekonomik dalgalanmalardan dolayı altın alıyor.

"Şu anda sıktıkları tek bölüm Merkez Bankası değil, hane halkı değil, üretici ve ihracatçı"

Biz altın almaya ihtiyacımız yok ki. Biz zaten sermayemiz altın. Bir kilo altınımız var. (diyelim) Bunu yüzük küpe yaparız, ihracat yaparız. Parası gelir bununla gideriz bankalardan altın alırız, tekrar üretiriz, tekrar satarız. Ya bizim kuyumculuk camiasındaki insanlara sorarsan Sarrafiye altın aldın mı diye. Vallahi ben hesap ettim. 2024 yılında dört tane almışım düğüne giderken. Anlatabiliyor muyum yani. Ama bütün çıkan kurallar, bütün çıkan engellemeler, cari açığın düşürülmesi için yapılan bütün hareketler suiistimali arttırdı, sektöre inanılmaz tanımadığımız oyuncular geldi, kaçakçılığı arttırdı. Ya tarihinde Türkiye'de 1989, 1990 yılından beri kaçakçılık yoktu. Bunu artırdı. Suistimal oldukça fazla. Yeni önlemler getirmeye başladılar. Bizi sıkıyorlar. Yani şu anda sıktıkları tek bölüm Merkez Bankası değil, hane halkı değil, üretici ve ihracatçı. Eğer ki kuyumculuk sektörünü gözden çıkardılarsa desinler ki kardeşim 'kuyumculuk sektörünü gözden çıkarttık'. Burada çalışan 350 bin, 400 bin kişi, 35 bin kuyumcu, 6 bin üretici başka iş yapsın. Zaten oraya doğru gidiyor. Herkes iş arıyor. Başka sektöre nereye gireriz diyor. İnşaata mı gireriz, otele mi gireriz. Başka devletin sübvanse ettiği başka işlere mi gireriz, ona bakıyor.

"Burada sıkıntıyı ya tam anlamıyor karşı taraf. Bürokrasi ve hükümet tarafı"

Dolayısıyla üretici ve ihracatçı tarafında bir yangın var. Onun için bu böyle devam etmez. Ya bunu düzeltecekler. STK'larımız var. Bunlar da mücadele ediyor. Bunlar da konuşuyorlar. Ama burada sıkıntıyı ya tam anlamıyor karşı taraf. Bürokrasi ve hükümet tarafı. Ya da bizim arkadaşlar tam ortaya mı koyamıyorlar biz de bilemiyoruz. Çünkü ortada somut bir şey olsa şu anda üç, dört bin dolar fark olmaz. Yani bunu üçlü cümleyle bitireyim. Bugün siz gidip de Sarrafiye ziynet diri alsanız 20 bin 500 liraya alırsınız. Bunun dünya piyasası şu anda 19 bin 500 lira. Yani bin lira siz fazladan bir para veriyorsunuz şu anda ziynet lira altınına. Bu bin lira da kime gidiyor? Ya bu arada üç, dört bin dolar farkı yiyenlere gidiyor. Ya bu altını kaçak götürenlere gidiyor. Bir yerlere gidiyor. Ama halkın da parası ufak köpük kısmı bir yerlere gidiyor. Ve bunun neticesinde de bütün sıkıntıyı günün sonunda üretici, üretici, üretici kaybediyor. Her şey de olduğu gibi."