TVHB Merkez Konseyi Başkanı Eroğlu'ndan Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği'ne tepki: Tıbbi etik ve hayvan hakları ilkeleriyle çelişiyor
(ANKARA) – Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği ile hayvan popülasyonunun kontrol altına alınamadığı durumlarda ötanazi kararının belediye meclislerine bırakıldığına dikkat çekerek, bunun tıbbi etik, yönetmeliğin ruhu ve hayvan hakları ilkeleriyle açıkça çeliştiğini belirtti. Eroğlu, “Bilimsel ve etik değerler çerçevesinde yürütülecek bu süreçte tüm sahipsiz ve sahipli hayvanlar kısırlaştırılmalı, belediyeler, hayvan refahını ve toplum sağlığını göz önünde bulundurarak gerekli bütçeyi sağlamalıdır" dedi.
TVHB Merkez Konseyi Başkanı Ali Eroğlu, 13 Aralık’ta Resmi Gazete’de yayımlanan Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği ile ilgili açıklama yaptı. Eroğlu, açıklamasında şunlar kaydetti:
"Veteriner hekimler olarak, ötanaziyi yalnızca tıbbi gereklilikler çerçevesinde kabul edilebilecek bir uygulama olarak değerlendiriyor ve yaşam hakkını savunan mesleğimizin öldürmekle ilişkilendirilmesini kesin bir dille reddediyoruz. Hayvanların Korunması Hakkında Uygulama Yönetmeliği’nde, hayvan popülasyonunun kontrol altına alınamadığı durumlarda ötanazi kararının belediye meclislerine bırakılması, tıbbi etik, yönetmeliğin ruhu ve hayvan hakları ilkeleriyle açıkça çelişmektedir.
5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu’nun 9’uncu maddesinin 3’üncü fıkrası, ötanazi kararlarının yalnızca tıbbi zorunluluklar doğrultusunda ve veteriner hekimlerin uzman görüşleri çerçevesinde verilmesi gerektiğini hükme bağlamaktadır. Bu doğrultuda, kanunen yasaklanmış bir uygulamanın yönetmelikle hayata geçirilmesi, mevzuat açısından ciddi sorunlara yol açacaktır. Hayvan refahını ve haklarını hiçe sayan bu tür yaklaşımlar, veteriner hekimlik mesleğinin temel değerleriyle bağdaşmamaktadır. Yetkimiz dışında alınan bu kararlar karşısında büyük bir sorumluluk ve vicdani yük altına bırakılmaktayız. Bu durum, sahada hem hukuki hem de uygulamaya yönelik ciddi problemlerin doğmasına neden olacaktır.
"Mevcut kanunlara uygun düzenlemelerin yapılması, ileride oluşabilecek sorunların önlenmesi açısından elzemdir"
Ötanazi, yalnızca tıbbi zorunluluklar kapsamında değerlendirilmesi gereken bir uygulamadır. Yönetmeliğin, hayvan hakları ve toplumsal vicdanla uyumlu hale getirilmesi; mevcut kanunlara uygun düzenlemelerin yapılması, ileride oluşabilecek sorunların önlenmesi açısından elzemdir.
Mevcut yönetmelik kapsamında, belediyelere sahipsiz hayvanların barınaklara yerleştirilmesi için 2028 yılına kadar süre tanınmış olmasına rağmen, bu sürecin plansız ve kontrolsüz şekilde yürütülmesi hayvan refahını ve toplum sağlığını ciddi şekilde tehdit etmektedir. Hayvanların sağlıklı ve güvenli bir şekilde barındırılmasını sağlayacak yeterli altyapıya sahip barınakların eksikliği, bulaşıcı hastalıkların yayılmasına, hayvanların yaşam haklarının ihlaline ve toplumda huzursuzluk yaratacak olaylara neden olmaktadır. Bu sebeplerle, sahipsiz hayvan sorununa yönelik kalıcı bir çözüm olarak ülke genelinde bir kısırlaştırma seferberliği başlatılması zorunlu hale gelmiştir.
"Tüm sahipsiz ve sahipli hayvanlar kısırlaştırılmalı"
TVHB olarak, tüm odalarımızla birlikte sahipsiz hayvanların popülasyon kontrolü için ülke genelinde bir kısırlaştırma seferberliği başlatmaya hazır olduğumuzun altını çizmek isteriz. Bilimsel ve etik değerler çerçevesinde yürütülecek bu süreçte tüm sahipsiz ve sahipli hayvanlar kısırlaştırılmalı, belediyeler, hayvan refahını ve toplum sağlığını göz önünde bulundurarak gerekli bütçeyi sağlamalıdır.
Türkiye genelinde sahipsiz hayvanların popülasyon kontrolü ve refahının sağlanabilmesi için kapsamlı bir yaklaşım benimsenmelidir. Bu kapsamda, ülke genelinde belediyelere en az 4 bin veteriner hekimin istihdam edilmesi, özellikle doğu bölgelerinde yaşanan veteriner hekim açığını gidermek açısından büyük önem taşımaktadır. Ayrıca, Avrupa standartlarına uygun, hayvan refahını merkeze alan modern tesislerin kurulması zorunludur. Belediyeler tarafından düzenlenen ve denetlenen besleme noktalarının oluşturulması, hayvanseverlerin yalnızca bu noktalara mama/yiyecek bırakmasıyla desteklenmelidir. Bunun yanı sıra, toplama ve rehabilitasyon süreçlerinde görev alacak personelin hayvan refahı ve güvenliği konularında eğitim alması, sürecin etik ve etkili bir şekilde yönetilmesini sağlayacaktır.
Barınak kapasitelerinin artırılması, doğal yaşam alanlarının oluşturulması ve popülasyon kontrolü için belediyelere yönelik doğrudan devlet desteği sağlanmalıdır. Güçlü mevzuat, güçlü yapılanma ve güçlü bir bütçe olmadan bu sorun çözülemez."