Kıyı Ege Belediyeler Birliği Başkanı Ahmet Aras: “Halkın gündemi ile iktidarın gündemi çok farklı”

Kıyı Ege Belediyeler Birliği Başkanı Ahmet Aras: “Halkın gündemi ile iktidarın gündemi çok farklı”

Haber: Esma Turan

(MUĞLA)- Kıyı Ege Belediyeler Birliği ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, “Halkın gündeminin şu anda genel iktidarın gündeminden çok farklı olduğu görülüyor. Halkın gündemi siyasi çekişmeler değil, geçimdir” dedi.

Kıyı Ege Belediyeler Birliği Encümen Toplantısı Muğla’nın Menteşe ilçesinde bulunan Türkan Saylan Çağdaş Yaşam ve Kültür Merkezi’nde yapıldı.

Toplantı sonrasında açıklama yapan Birlik Başkanı ve Muğla Büyükşehir Belediye Başkanı Ahmet Aras, konuşmasına Bolu'da meydana gelen otel yangınında hayatını kaybeden vatandaşlara rahmet, yaralılara şifa dileyerek başladı. Son dönemde yerel yönetimlere karşı hukuksuz tutum ve davranışlar gördüklerini ifade eden Aras, son günlerde yaşanan gözaltı ve tutuklamalara dikkat çekti ve şöyle dedi:

“Kayyum atamaları, özellikle seçilmiş belediye başkanlarının görevden el çektirilmesi Gençlik Kolları Genel Başkanımız Cem Aydın'ın gözaltı gibi bir uygulama ile ‘gözaltı değil’ diyorlar ama da ifadeye çağırmak o şekilde olmuyor, 8 polisle evinden alınması, Ekrem İmamoğlu'na, yaptığı bir açıklama üzere, daha yerine geçip oturmadan hemen soruşturma açılması ifade özgürlüğüne vurulmuş ciddi darbelerdir diye düşünüyoruz. Yine Beşiktaş Belediye Başkanımız Rıza Akpolat'ın bir şafak operasyonu ile babasının evinden alınması, Zafer Partisi Genel Başkanı Ümit Özdağ'ın aslında Antalya'da yaptığı bir açıklama üzerine Ankara'da yemek yerken İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı'nın bir soruşturmasıyla oradan alınarak İstanbul'a götürülüp, üzerine tutuklanması özellikle demokrasi ve halkın iradesine gölge düşüren uygulamalardır. Burada halkın iradesine ve fikir özgürlüğüne yapılan bu müdahaleleri kabul etmediğimizi bir kere daha ifade etmek istiyoruz.”

Halkın adalete olan güveninin sarsıldığını belirten Aras, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“Yapılan kamuoyu araştırmalarına göre halkın yüzde 79'u ülkede adaletin olmadığını düşünüyor. Yani adalete duyulan güven gittikçe sarsılmış durumda. Devletin temeli adalettir. Eğer halk adalet olmadığını düşünürse artık orada bir düzenden, demokratik bir ülkeden de bahsedemezsiniz. O yüzden bir an önce adalet ile ilgili bu olumsuz algıyı ortadan kaldırmak gerekiyor. Halkın gündeminin şu anda genel iktidarın gündeminden çok farklı olduğu görülüyor. Burada halkın gündemi geçim ve ekonomik kriz. Vatandaşlarımızın alım gücü enflasyon karşısında değer kaybediyor. Emekliye veya asgari ücrete yapılan zamlar, enflasyon karşısında şimdiden erimiş durumda. Vatandaşın alım gücüne bakmadan sadece özellikle TÜİK’in açıkladığı enflasyon rakamları üzerinden yapılan zamlar, kesinlikle gerçeği yansıtmamaktadır. Vatandaşlarımızın yüzde 55'i hiç geçinemiyor, yüzde 34,5'i ayın sonunu zor getiriyor ve sadece yüzde 11'i gelir ve giderinin birbirini karşıladığını düşünüyor. Burada çok büyük bir sorun var.

“Halkımız geçim sıkıntısının, yoksulluğun sonucunda yerel yönetimlerden de taleplerini arttırmış durumdadır”

Halk bu sorunlara çözüm ararken özellikle siyasilerin çekişmelerden uzaklaşıp, halkın gündemine odaklanması gerektiğini düşünüyor Halkın gündemi siyasi çekişmeler değil, geçimdir. Bu konuda yine iktidar sahiplerinin veya karar vericilerin bazı somut adımlar atması gerektiğini ifade etmek istiyoruz. Bu aynı zamanda yerel yönetimlerin sorunu da haline geldi. Yerel yönetimler artık bu konuda destek beklenen durumlar haline geldi. Halkımız geçim sıkıntısının, yoksulluğun sonucunda yerel yönetimlerden de taleplerini arttırmış durumdadır. Burada hem halkımızın talepleri hem de bu enflasyonist ortamda yerel yönetimlerin kendi finansal dengelerini de gözetmeleri gerektiğini görüyoruz. Yerel yönetimlerin de gelirleri giderlerini karşılamıyor. Bu durumda da SGK vergi borçları veya zaman zaman yine yatırımlar konusunda ciddi sıkıntılar yaşıyorlar. Belediyeler silkelenecek kurumlar olarak görülüyor halbuki silkelenecek değil desteklenecek kurumlar olarak görülmesi lazım belediyeler halkın birinci seviyedeki ihtiyaçlarını karşılayan kamunun ayrılmaz parçalarıdır belediyelerin muhalefet iktidar partisi belediyeleri diye ayıramazsınız belediyeler kendi hizmet ettiği alanda hiçbir vatandaşımızı bize oy verdin oy vermedi diye ayırmıyor ayıramazda zaten doğru da olmaz ama biz aynı durum ve davranışı bizim sergilediğimiz tutum ve davranışla yine özellikle iktidardan da bekliyoruz."

“Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığımız 2025 programına almadı”

Fransız Kalkınma Ajansı'ndan bulunan 62,5 milyon euro kredinin 2025 programına alınmadığını ifade eden Aras, sözlerine şöyle devam etti:

“Yaklaşık 2 yıldır Fransız Kalkınma Ajansı'ndan 62,5 milyon euro kredide bulmuşuz. Muğla'daki kayıp ve kaçağı engellemek için bu krediyi kullanacağız. Finansal tablolarımız, her şeyimiz yerli yerinde. Bu krediyi kullanabilecek durumdayız ama maalesef o kadar girişim yapmamıza rağmen yine Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığımız 2025 programını bunu almadı. Burada da anlaşılan o ki siyasi bir hedef gözetiliyor. Yani, ‘Cumhuriyet Halk Partili belediyeler, büyükşehirler hizmet yapamasın, halk orada mağdur olsun, ondan sonra da oradan bir siyasi rant elde edelim prim kazanalım’ böyle bir şey yok. Hele ki Muğla gibi ve kıyı Ege'nin de diğer bütün belediyeleri gibi özellikle ülkemizin göz bebeği kıyıları, bir metrekare arsasının bedelleri çok yüksek olan hazine arazileri özelleştirme eliyle veya Milli Emlak eliyle peynir ekmek gibi yüksek fiyatlara satılırken, biz bunlardan da 5 kuruş geri dönüş bile alamıyoruz. Bırakın geri dönüş almayı para istemiyoruz da bulduğumuz kredi bile onaylanmıyor bunu da halkımızın takdirine bırakıyoruz. Bizler işbirliğine açığız. Merkezi hükümetimiz ile merkezi hükümetin taşra temsilcileri ile mülki idare ile de her zaman işbirliğine açığız. Bizim bütün belediyelerimiz, belediyelerimizden istenen bütün desteği ve yardımı da yapıyor. Milli Eğitim bir okul yeri istiyor, veriyor. Veya bir tadilat istiyor okulunda camisinde veya kamu kurum ve kuruluşlarına personel istiyor, hepsini biz karşılıyoruz belediyeler olarak. Arkadaşlarımızın hiçbirisi herhangi bir şekilde bir okulun, bir caminin veya diğer kamu kurum ve kuruluşlarının taleplerini hiçbir zaman reddetmiyorlar. Ama aynı şekilde bizim ihtiyacımız olan bir şey olduğunda hiçbir zaman buna karşılık bulamıyor.

“Turizm gelirlerinden en küçük bir pay alamıyoruz”

Bölgemiz turizm bölgesi özellikle kıyı Ege belediyeler Birliği üyelerimizin hepsi turizmlerden ilgilenen veya bölgesi turizm potansiyeline sahip olan belediyeler. Ancak bu kadar turist ağırlarken, kendi nüfusumuzun çok üstünde bir nüfusa hizmet verirken, biz yine turizm gelirlerinden de en küçük bir pay alamıyoruz. Bunun sebepleri var. Bir tanesi Maliye Bakanlığı tarafından konaklama vergilerinin konaklama tesislerinden alınarak direkt merkezi bütçeye aktarılması, bir tanesi de turizm tesislerinin birçoğunun vergi merkezlerinin de kendi bölgelerimizde olmaması ve daha çok İstanbul'da veya Ankara’da büyük kentlerde olması. Bu durumda burada yaratılan katma değer sanki İstanbul onu yaratmış gibi İstanbul'a mal ediliyor. Biz buradayız, hizmet veriyoruz, para harcıyoruz, o gelen turistlerimizin ihtiyaçlarını ve kente bıraktıkları yükü biz çekiyoruz ama turizm gelirleri İstanbul'un veya büyük kentlerin vergisine sayılıyor. Bu konuda da bir gecelik kararnamelerle veya mecliste çok kolay alınabilecek kanun değişikliği kararları ile söz verebilecek bu konular maalesef hiçbir zaman gündeme getirilmiyor.”