Laiklik Meclisi: "Yurttaşlarımızı, Medeni Kanun'umuza sahip çıkmaya ve bu uğurda mücadeleye çağırıyoruz"

Laiklik Meclisi: "Yurttaşlarımızı,  Medeni Kanun'umuza sahip çıkmaya ve bu uğurda mücadeleye çağırıyoruz"

(ANKARA)- Laiklik Meclisi, Medeni Kanun'un kabul edilmesinin 99'uncu yılı dolayısıyla yaptığı açıklamada, "Laiklik Meclisi olarak, tüm yurttaşlarımızı; bir kez daha, Laik Cumhuriyetin, demokratik, eşit, özgür bir toplumun temeli olan Medeni Kanun'umuza sahip çıkmaya ve bu uğurda mücadeleye çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.

Laiklik Meclisi, Medeni Kanun'un kabul edilmesinin 99'uncu yılı dolayısıyla yazılı bir açıklama yaptı. Yapılan açıklamada, şunlar kaydedildi:

"99 yıl önce 17 Şubat 1926 tarihinde kabul edilen devrim yasamız Medeni Kanun’un laik hukukun, başta kadınlar olmak üzere tüm yurttaşlar için önemi ve değeri her geçen gün daha da açık bir biçimde görülmektedir. İktidarca 'Sil baştan yazılacak' vurgusuyla hedef alınması ise bir karşı devrim projesidir, izin verilemez.

"Medeni Kanun aynı zamanda bir kadın hakları devrimidir"

Medeni Kanun kişiler hukuku, aile hukuku, miras hukuku ve eşya hukuku kurallarıyla, yurttaşların doğumundan başlayarak ölümünden sonrasına kadar özel yaşam ilişkilerinin düzenlendiği; hepsinden önemlisi yurttaşlığı ve yurttaşı esas alan temel yasadır. Cumhuriyetimizin ilk yıllarında kabul edilen ve ülkemizde hukuk birliğinin yaşama geçirilmesini sağlayan Medeni Kanunumuz aynı zamanda laik hukukun taşıyıcı kolonudur. Medeni Kanun aynı zamanda bir kadın hakları devrimidir.

Evlilik yaşı, tek eşlilik ve evlilik birliğinin resmi nikah ile kurulması kabul edilmiş olan Medeni Kanun, 'erkeğin boş ol' demesiyle boşanma yerine, hakim kararıyla kadının haklarının da güvence altına alınması suretiyle boşanma yolunu açarken; kadına erkekle eşit miras payı vererek o güne kadar uygulanan şeriat kurallarına set çekerek, kadın haklarının da en büyük güvencesi olmuştur.

"22 yıllık icraatıyla siyasi iktidar, Anayasayı yok sayarak hukuku ters yüz ermiştir"

Ancak bugün, 22 yıllık icraatıyla siyasi iktidar, sayısız gerici uygulamaya imza atmış ve Anayasayı yok sayarak hukuku ters yüz ermiştir. Anayasayı ve Medeni Kanun’u bir yandan yok sayan bu uygulamalar, diğer yandan 'sil baştan yazılacak' gibi çıkışlar, esasen karşı devrim sürecinin yurttaşlığın da temeli olan laik Cumhuriyeti ortadan kaldırılma çabasından başka bir şey değildir. Nitekim, Nüfus Hizmetleri Yasası’nda 17 Ekim 2017’de yapılan değişiklikle 'müftülere resmi nikah yetkisi' verilerek, Medeni Kanun ile sağlanmış olan hukuk birliğinin ve laiklik ilkesinin göz ardı edilmesi de aynı çabanın bir sonucudur.

Son dönemde aynı amaçla Medeni Kanun’un 175'inci ve 17'inci. maddelerinde yer alan yoksulluk nafakası hükmünün 'erkeğin hayatının ipotek altına almaktan kurtarılması' gibi bir gerekçeyle kaldırılması girişimi de aynı çabanın bir üründür. Bu girişim, eşitlik ilkesini yok saymakta, erkek tarafın nafaka alması önünde bir engel bulunmadığını gözlerden kaçırmaktadır. Kadının nafaka talep eden taraf olması ise toplumsal eşitliğin ortadan kaldırılmış olduğunun apaçık göstergesidir.

"Zorunlu arabuluculuk, Adalet Bakanlığı tarafından zorunlu hale getirilmek istenmektedir"

Arabuluculuk Yasası'nda çalışanlar aleyhine olan zorunlu arabuluculuk, aile hukukunda da 'ihtiyari' olmasına rağmen, Adalet Bakanlığı tarafından zorunlu hale getirilmek istenmektedir. Toplumsal eşitlik zeminini halihazırda çalışanlar aleyhine bozan uygulama, böylece kadınların toplumsal eşitliğini de hedef almakta, laik hukukun temeli olan Medeni Kanun’u yok saymaktadır.

Laiklik Meclisi olarak, tüm yurttaşlarımızı; bu gerçekler ışığında, bir kez daha, Laik Cumhuriyetin, demokratik, eşit, özgür bir toplumun temeli olan Medeni Kanun'umuza sahip çıkmaya ve bu uğurda mücadeleye çağırıyoruz."