Uğur Mumcu Eskişehir’de anıldı

Uğur Mumcu Eskişehir’de anıldı

(ESKİŞEHİR) - Gazeteci-yazar Uğur Mumcu, katledilişinin 32’inci yılında Eskişehir'de Vilayet Meydanı’nda düzenlenen törenle anıldı.

Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) Eskişehir Şubesi, Eğitim İş Eskişehir Şubesi, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) Eskişehir Şubesi ve Türkiye Gazeteciler Sendikası Eskişehir Temsilciği tarafından Vilayet Meydanı’nda, gazeteci-yazar Uğur Mumcu için anma töreni düzenlendi. Törene CHP Eskişehir Milletvekili Jale Nur Süllü de katıldı.

"Yeniden Atatürk cumhuriyetine ulaşacağız"

Saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başlayan törende konuşan ADD Eskişehir Şube Başkanı Cihan Taşar, şunları söyledi:

"Uğur Mumcu, o kadar çok hain odağın üzerine gitmiş ve çanlarına ot tıkamıştı ki, onu bu odakların her biri ya da hepsi birlikte öldürtmüş olabilir. Emperyalizm, sonrasında Jandarma Genel Komutanımız Eşref Bitlis, Centilmen Devrimcimiz Ahmet Taner Kışlalı, yurtsever bilim insanımız Necip Hablemitoğlu ve Diyarbakırlıların sevgilisi Emniyet Müdürümüz Ali Gaffar Okkan cinayetlerinde olduğu gibi, bu cinayetlerde de tetiği hain PKK terör örgütüne, Hizbullah canilerine, silah ve uyuşturucu kaçakçılarına ya da Abdi İpekçi’yi öldürtüp Papa’yı vurduranlara çektirmiş olabilir. Kemalist Cumhuriyet düşmanları yahut 12 Eylül faşizminin kucağında büyüttüğü teokratik devlet özlemcileri de bu süreçte rol almış olabilir. Türk ulusu, vatansever evlatlarını katleden alçakları asla unutmayacak ve bir gün mutlaka hesabını soracaktır. Başta Genel Başkanımız Prof. Dr. Muammer Aksoy ve Kalpaksız Kuvvacımız Uğur Mumcu olmak üzere yitirdiğimiz bütün canlarımızın manevi huzurunda saygıyla eğiliyor, Kemalizm’in namus sesini bir sis çanı gibi yurdumuz semalarına asarak yeniden Atatürk cumhuriyetine ulaşacak ve kanlarını yerde bırakmayacağımıza söz veriyoruz. Ruhları şad olsun."

"Hakikati savunan yeni Mumcuların yanında olmak ise hepimizin görevi"

Eğitim İş Eskişehir Şube Başkanı Fadime Arslan da şöyle konuştu:

"Onun katledilmesi, yalnızca bir gazeteciye yönelik terör eylemi değil, örgütlü kötülüğün hakikati susturma girişimiydi. Ne yazık ki, aradan geçen yıllar Mumcu’nun uyarılarının doğruluğunu acı bir şekilde kanıtladı. Mafya ve siyaset ilişkilerinin üzerindeki sis perdesi hâlâ kaldırılmadı; tarikatların bürokrasiyle iç içe geçtiği yapı devam ettirildi; emperyalist güçlerin maşası olan terör örgütleriyle gerçek bir mücadele yerine siyasi çıkarlar gözetildi. Mumcu’nun “tam bağımsız Türkiye” ideali, bugün de haklılığını koruyor. Geçmişte Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Bahriye Üçok, Turan Dursun gibi aydınlarımız faili meçhul cinayetlerle susturulurken, günümüzde baskı mekanizmaları başka bir boyut kazanmıştır. Aydınlarımız ve gazetecilerimiz hapis cezaları ve susturma politikalarıyla sindirilmeye çalışılmakta, hukuk ve adalet kavramları ayaklar altına alınmaktadır. Ancak Uğur Mumcu’yu katledenler yanıldı. Mumcu’nun eserleri, fikirleri ve cesareti 32 yıldır elden ele, dilden dile yayılmaya devam ediyor. Onun mirası, susturulamayan bir vicdan olarak yaşamaya devam ediyor. Bu mirası yaşatmak ve hakikati savunan yeni Mumcuların yanında olmak ise hepimizin görevi."

"Uğur Mumcu 40 yıl önce de haklıydı, bugün de haklı"

ÇGD Eskişehir Şube Başkanı Meltem Karakaş da şunları kaydetti:

"Çağdaş Gazeteciler Derneği üyesi, meslektaşımız, ustamız Uğur Mumcu’yu, aramızdan ayrılışının 32. yılında özlemle ve sevgiyle anıyoruz. 8 Ocak'ta Metin Göktepe’yi, 19 Ocak’ta Hrant Dink’i ve 24 Ocak’ta Uğur Mumcu’yu aldılar aramızdan. Uğur Mumcu, yolsuzluk ve yoksulluktan arınmış, Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde tam bağımsız Türkiye ideali için gazetecilik yaptı. Türkiye’nin en cesur kalemlerinden biriydi. Yazılarında cumhuriyet düşmanlarının, yolsuzluktan ve haksızlıktan beslenen karanlık odakların, çetelerin üzerine gitti. Onun yazdıklarından korkanlar, arabasına koydukları bomba ile Uğur Mumcu’yu susturduklarını zannetseler de onun izinden giden yüzlerce, binlerce Uğur Mumcu yetişti bu ülkede ve yetişmeye de devam ediyor. Bugün Türkiye’de haber yaptığı için tutuklanan, gözaltına alınan, ev hapsi verilen ya da işlerinden atılan onlarca gazeteci, Uğur Mumcu’nun yolundan gidiyor. Siyasi baskılar ve ticari kaygılar arasına sıkışan medya sektörüne rağmen gazetecilik bugüne kadar hep var oldu. Uğur Mumcu bizlere ülkesi için, bağımsız, özgür ve demokratik bir Türkiye için gazetecilik nasıl yapılır onu gösterdi. Uğur Mumcu 40 yıl önce de haklıydı, bugün de haklı. Uğur Mumcu’dan bizlere halkı için sadece gerçeği yazan keskin bir kalem kaldı. Unutulmasın ve bilinsin ki, Uğur Mumcu’nun kalemi asla yere düşmedi. Onun kalemiyle yazmaya, onun cesaretiyle yol yürümeye devam ediyoruz. 32. ölüm yıldönümünde gazeteci-yazar Uğur Mumcu başta olmak üzere tüm basın şehitlerini saygıyla anıyoruz."