CHP Grup Başkanvekili Emir: Bugün saat 20.30'da Ankara İl Başkanlığımızda olacağız, tüm vatandaşlarımızı da bekliyoruz. Bu baskıya boyun eğmeyeceğiz

Haber: Emine DALFİDAN / KAMERA: Uğur DEMİRCİ
(TBMM) - CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasının ardından İstanbul'dan sonra Ankara ve İzmir'de de gösteri yürüyüşlerinin yasaklanmasıyla ilgili, "Bunlar kanunsuz uygulamalar. İçişleri Bakanı da valiler de Anayasa'ya uymak zorundalar. Anayasa'dan kaynaklanmayan bir yetkiyi kullanamazlar" dedi. Emir, "Bugün saat 20.30'da Ankara İl Başkanlığımızda olacağız, tüm vatandaşlarımızı da bekliyoruz. Biz bu baskıya boyun eğmeyeceğiz. Bu ceberrut anlayışa asla prim vermeyeceğiz. Burada anayasamızın gereği olarak, bizim siyasi anlayışımızın da devamı olarak şiddet içermemek, barışçıl olmak ve bu hak kullanılırken kimseye zarar vermemek kaydıyla toplantı hakkımız vardır" dedi.
Murat Emir, ANKA Haber Ajansı'na yaptığı açıklamada, Ekrem İmamoğlu'nun gözaltına alınmasına yönelik tepkiler sürerken önce İstanbul ardından da Ankara ve İzmir'de gösteri yürüyüşlerinin yasaklanmasının kanunsuz olduğunu vurguladı. İçişleri Bakanı'nın da valilerin de Anayasa'ya uymak zorunda olduklarını, Anayasa'dan kaynaklanmayan bir yetkiyi kullanamayacaklarını ifade eden Emir, bu konuda Anayasa'nın son derece açık olduğunu belirtti.
"Biz alanlarda olmaya devam edeceğiz"
Anayasaya göre önceden haber vermeksizin herkesir toplantı ve gösteri yürüyüşü yapma hakkına sahip olduğunu kaydeden Emir, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu, anayasal koruma altındadır. Yasayı yanlış uyguluyorlar, sıkıştıkça yasaklıyorlar çünkü halktan korkuyorlar. Ama biz alanlarda olmaya devam edeceğiz. Bugün saat 20.30’da Ankara il başkanlığımızda olacağız ve tüm vatandaşlarımızı da bekliyoruz. Biz bu baskıya boyun eğmeyeceğiz. Bu ceberut anlayışa asla prim vermeyeceğiz. Burada anayasamızın da gereği olarak, bizim siyasi anlayışımızın da devamı olarak şiddet içermemek, barışçıl olmak ve bu hak kullanılırken kimseye zarar vermemek kaydıyla toplantı hakkımız vardır. Bunu yapmaya devam edeceğiz. Yapmaları gereken, 'bu insanlar ne diyorlar, neye tepki veriyorlar' bunu anlamaları lazım. Biz bu haksızlığa, hukuksuzluğa ve yargı yoluyla, mahkemeler, savcılar yoluyla Sayın İmamoğlu’nun gözaltına alınmasına ve siyasetin dışına itilmesine karşıyız ve karşı olmaya devam edeceğiz. Milyonlarla beraberiz, milyonlarla karşıyız. Bu tip idari önlemlerle, yasaklarla bu işi geçiştiremezler."
"Tuncer Bakırhan’ın değerlendirmesi son derece isabetli ve değerli"
Diyarbakır'daki nevruz kutlamalarında konuşma yapan DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırhan'ın, "İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı'nı gözaltına alarak kent uzlaşısını kriminalize ederek, kayyum atayarak, Rojava'ya saldırarak barış ve demokratik toplumu oluşturamayız" açıklamasına ilişkin Murat Emir, şunları söyledi:
"Sayın Bakırhan’ın değerlendirmesi son derece isabetli ve değerli. Onlar 'kent uzlaşısı' dediler, biz 'Türkiye ittifakı' dedik ve adaylarımıza herkesten oy istedik. Bizim için her bir adayımıza verilen her bir oy aynı değerdedir, aynı kutsaliyettedir. Biz oy verenin kimliğine, Kürt mü Türk mü olduğuna asla bakmayız. Türkiye ittifakının içinde muhafazakarlar, ülkücüler, solcular, sosyal demokratlar, Kürtler oldular ve bu da çok önemli bir başarı getirdi bize. Dolayısıyla şimdi dönüp de kriminalize etmek onun üzerinden İmamoğlunu, İstanbul’da kazanan belediyeleri peşinen suçlu ilan etmek, terörle ilgili göstermek büyük bir aymazlıktır. Türkiye’nin barışının dibine bomba koymaktır. Bunu yapmak yerine kendilerinin herkese saygı göstermesi gereken bir sürece girdiğimizi düşünüyoruz. Hele bir yandan İmralı ile bir iletişim sürdürülüyor, 'Terörsüz Türkiye' hedefine ulaşmak istiyoruz diyorlar ama terörsüz Türkiye hedefine ulaşırken Türkiye’de en azından vatandaşların seçme hakkına saygı duymak gerekir. seçme hakkına saygı duymadığınız, seçilme hakkına saygı duymadığınız Kürtler oy verdiler diye, Kürtler belediye meclisi üyeliğine seçildiler diye o seçimleri peşinen suçlu ilan ettiğiniz ve sahte soruşturmalarla terörle bağlantılı bir hale getirmeye çalıştığınız bir süreçte Türkiye’ye toplumsal barışı getireceğinize kimseyi inandıramazsınız. İktidarın bir karar vermesi gerekiyor ve özellikle Türkiye ittifakını, kent uzlaşısı diye tabir edilen durumu kriminalize etmek yerine herkese saygı duymak ve niye oy kaybettiğini, niye seçimlerde yenildiğini ve niye ilk seçimlerde kaybedeceğini anlamaya çalışmasını öneriyoruz. Yoksa baskıyla, mahkemeler yoluyla tutuklamalarla devam ettiklerinde kendileri zaten batıyorlar. Ama Türkiye’ye çok yazık ederler. Bu güzel ülkenin barışa ihtiyacı var. Herkesin birinci sınıf vatandaş olmasına ihtiyacı var. Demokrasinin yeşermesine ihtiyacı var. Halkın seçtiğinin halk tarafından götürülmesi lazım. Üç defa seçime gitmiş Ekrem İmamoğlu, üçünde de İstanbul’da belediye başkanı olarak seçilmiş ve her defasında oyunu artırmış. Sandıkta bükemedikleri bileği yargı oyunlarıyla bükmeye çalışıyorlar, kayyum atamanın altlığını oluşturmaya çalışıyorlar. Bunun için kent uzlaşısını suçluyorlar, seçilen Kürt belediye meclisi üyelerini peşinen terörle bağlantılı göstermeye çalışıyorlar. Ama ne yaparlarsa yapsınlar her şey halkımızın gözü önünde oluyor. Bunun bir siyasi operasyon olduğunu, bunun demokrasimize bir operasyon olduğunu herkes görüyor."
Emir, pazar günü yapılacak ön seçimle ilgili, "23 Mart ön seçiminde bu ceberrut anlayışa ve partimizi böylesine antidemokratik yollarla küçültmeye sıkıştırmaya çalışan anlayışa en sert cevabı vermek üzere sandıklara bekliyoruz. O da yetmez, toplumsal dayanışmayı büyütmemiz gerekiyor. CHP üyesi olmayan vatandaşlarımızın da bu anlayışa bir ihtar vermek üzere, demokrasiden yana tavır koymak üzere gelmelerini ve dayanışma sandıklarımıza destek vermelerini bekliyoruz. Diyoruz ki saray kazanamaz er geç halk kazanacak ve demokrasiye olan bağlılığımızı sonuna kadar sürdüreceğiz. Önünde sonunda halk iradesi galip gelecek. Bir kişi koltuğuna sahip çıkacak diye, bir kişi koltuğunda devam edecek diye, bir kişi her şeye hükmedecek diye Türkiye böylesine antidemokratik uygulamalara maruz kalmamalı. Buna elbette ki en sert şekilde cevap ereceğiz. Bir demokratik hak kullanımı söz konusu olacak. Bütün vatandaşlarımızı bekliyoruz" şeklinde konuştu.