Erdoğan: Heybedeki büyük turplar saçıldığında yakınlarının suratlarına dahi bakacak yüzleri kalmayacak

Erdoğan: Heybedeki büyük turplar saçıldığında yakınlarının suratlarına dahi bakacak yüzleri kalmayacak

Aybala MELEK/ANKARA, (DHA)- CUMHURBAŞKANI ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İstanbul'un CHP'li belediyelerindeki yolsuzlukları dizi yapmaya kalksanız, Brezilya dizilerinden daha fazla malzemeyle karşılaşırsınız. Üstelik bunlar henüz heybede duran büyük turplar ortaya dökülmeden CHP'nin bizzat içinden belge ve bilgiler ışığında güvenlik güçlerinin ve yargının elde ettiği suçlar. Heybede büyük turplar ortaya saçıldığında bırakın milleti, kendi yakınlarının suratlarına bakacak yüzleri dahi kalmayacak" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, TBMM'de partisinin grup toplantısında konuştu. Erdoğan, Cumhuriyet tarihinde Türkiye'ye en çok hizmet eden parti olduklarını belirterek, "Yola çıktığımız ilk günden beri biz, milletimizle gönül bağımızı güçlendirmeye çalıştıkça birileri de aramıza girip nifak çıkartmanın peşinden koştu. Bu çabaların bir kısmı ideolojik saplantılardan kaynaklanıyordu. Zaman içinde bu tür endişelerin boş olduğu, kendileri de bunu anladılar ama 'hata yapmışız' deme erdemini gösteremediler. Bize yönelik husumetlerin bir kısmı da çeşitli maskeler altında, ülkeyi sömürenlerin soygun çarkını bozmamızdan kaynaklanıyordu. 23 yıl boyunca en büyük tepkiyi, en büyük nefreti de bunlardan gördük. Kimi zaman Gazi Mustafa Kemal'i, kimi zaman Batı'yı kimi zaman da milletimizin çeşitli kesimlerinin inanç ve köken hassasiyetlerini istismar eden bu yağmacıların kuyruk acısı hala dinmedi. Türkiye'ye ve Türk milletine varoluşsan düşmanlık besleyen çevreler ise her iki cenahı da kendi amaçları doğrultusunda tepe tepe kullanmışlardır. Türk ekonomisinin batırılması için çalışmak dahil, beşinci kol faaliyetlerinin bu kadar yaygın ve pervasız yürütülmesinin sebeplerinden biri kendi çıkarını her şeyin önünde tutan köksüzlerin sayıca fazla olmasıdır" dedi.

'HER TÜRLÜ SABOTAJIN HESABI SORULACAKTIR'

Erdoğan, "Bunca yılı yıkılmadan dimdik ayakta geçirdik; ama karanlık cinayetlerle kaos çıkarma niyetinde olanları da bizi cumhurbaşkanı seçtirmemek için darbe çığlıkları atanları da FETÖ'nün ihanetlerine piyonluk yapıp, tanklarına alkış tutanları da terör örgütlerinin sınırlarımıza ve şehirlerimize saldırılarından medet umanları da asla unutmadık. Aynı şekilde, başları her sıkıştığında ülkemize uluslararası müdahale çağrısında bulunanları, siyasi mücadeleyle beceremediklerini ekonomiyi çökerterek elde etme hesabı yapanları, her fırsatta inanç, köken, siyasi ve sosyal farklılıklar üzerinden milleti birbirine düşürmeye çalışanları, deprem gibi bir felaketi dahi hezeyanlarına alet etmeye kalkanları, bizi gayrimeşru yollarla alt etmeye gayret edenleri, ülkeyi ve milleti ateşe atacak kadar gözü dönmüşleri asla unutmadık, unutmuyoruz. Bugüne kadar milletimize edilen hürmetsizliklerin, demokrasimize yapılan saldırıların, milli iradeye yönelik ihanetlerin hesabı hukuk önünde ve meşru zeminde tek tek sorulmuştur. Bundan sonra da Türkiye ekonomisine, milletin refah ve huzuruna yönelik her türlü sabotajın hesabı yargı önünde sorulacaktır" diye konuştu.

'YANIMIZDA DOLAŞAN RİYAKARLARI ÇOK İYİ BİLİYORUZ'

İhanete bulaşanların eninde sonunda adalete hesap vereceğini dile getiren Erdoğan, "Bunun adı kör düşmanlık değil, milli iradenin refleksi, devlet olmanın gereği, ebet müddet ilkesinin şartıdır. Siyasetçi olarak, herkes gibi siyasetçilerin değişeceğini kabul ediyor, örneklerini de bizzat görüyoruz. Kuzu postuna bürünmüş sırtlanları, kuşağındaki hançeri sırtımıza saplamak için yanımızda dolaşan riyakarları da çok ama çok iyi biliyoruz. AK Parti'nin kapısını çalıp, selam veren herkesi içeriye buyur etmekle mükellefiz. Hatta sokak sokak, ev ev dolaşıp insanları bu çatının altına davet etmek en başta gelen vazifemizdir. Bize gelen insanlara da Allah'ın onlara soracağı soruları değil, ülkeyi yönetmekle sorumlu siyasi teşekkülün mensuplarının soracağı soruları yöneltmek mecburiyetindeyiz. Partimize teşrif eden kişilere inancını, kökenini, meşrebini, günahını, sevabını değil; ihtiyacını, beklentisini, sıkıntısını sorup bunların çözümü için gayret göstermekle sorumluyuz" dedi.

'ŞEHİRLERİMİZ, HİÇBİR ÇALIŞMA GÖREMEDİLER'

Türkiye'nin kaderiyle AK Parti'nin ve Cumhur İttifakı'nın kaderinin iç içe geçerek, bütünleştiğini söyleyen Erdoğan, "Son dönemde yaşanan gelişmeler, bu tespiti bir kez daha ve çok çarpıcı bir şekilde ispatlar niteliktedir. Cumhur İttifakı olarak Türkiye Yüzyılı vizyonuyla 2023 seçimlerini kazanıp cumhurbaşkanlığını aldık ve Meclis'te çoğunluğu sağladık. Ancak geçen yıl yapılan belediye başkanlığı seçimlerinde arzu ettiğimiz neticelere ulaşamadığımız gibi, hiç olmayacakmış gibi kayıplarla da karşı karşıya kaldık. Bir kısmı 2019 yılına kadar uzanan belediyelerde yaşadığımız kayıpların hem şehirlerimize hem ülkemize nasıl büyük maliyetler getirdiğini görüyorsunuz. Türkiye bir anda belediyeler bağlamında, 1989-1994 yılı dönemine geri döndü. Şehirlerimiz ve oralarda yaşayan 10 milyonlarca insanımız eser ve hizmet namına hiçbir çalışma göremedikleri gibi üstüne bir de hakaret işitiyorlar, oy verdiklerinden hizmet bekledikleri için aşağılanıyorlar. Yanan otobüslerin, çalışmayan merdivenlerin, aksayan hizmetlerin suçu bile seçmene, İstanbullu kardeşlerimize yükleniyor. Milletimizin dişinden tırnağından artırarak ödediği vergilerle aktarılan kaynakların eser ve hizmet yerine birilerinin şahsi hırsları ve çıkarları için kullanıldığı ortaya çıkıyor" diye konuştu.

'BREZİLYA DİZİLERİNDEN FAZLA MALZEMEYLE KARŞILAŞIRSINIZ'

Erdoğan, CHP'nin bizzat içinden belge ve bilginin aktarıldığını ifade ederek, "Üniversite sınavını kazanan yüz binlerce gencin hakkının yenildiği, usulsüz diplomayla başlayıp bütün şehri adeta bir ahtapot gibi saran rüşvet ve haraç çarkıyla devam eden rezilliklerin boyutu son operasyonla birlikte gün yüzüne çıkmış oldu. Güya, yakıt tankeriyle taşınan milyonlarca liralık sebze meyveden İstanbul halkının en mahrem bilgilerinin 3-5 milyon dolar için yabancılara peşkeş çekilmesine, tutarı yüz milyarlarca lirayı bulan hırsızlıklardan, basında ve sosyal medyada halkın parasıyla beslenen tetikçilere varıncaya kadar her türlü gayrimeşruluk her türlü hukuksuzluk var. İstanbul'un CHP'li belediyelerindeki yolsuzlukları dizi yapmaya kalksanız, Brezilya dizilerinden daha fazla malzemeyle karşılaşırsınız. Üstelik bunlar henüz heybede duran büyük turplar ortaya dökülmeden CHP'nin bizzat içinden belge ve bilgiler ışığında güvenlik güçlerinin ve yargının elde ettiği suçlar. Heybede büyük turplar ortaya saçıldığında bırakın milleti, kendi yakınlarının suratlarına bakacak yüzleri dahi kalmayacak. Ortada bunca yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, sahtekarlık varken hakkı, hukuku, adaleti dilinden düşürmeyen CHP yönetimi, yargının iddialarını aydınlatmak yerine ucuz siyasete yönelmeyi tercih etti" ifadelerini kullandı.

'BİZ, BÖYLE BİR İÇ HESAPLAŞMANIN NERESİNDE OLABİLİRİZ?

CHP'nin insanları sokağa döküp kaos çıkarmaya çalıştığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Yargının iddialarının hiçbirine cevap veremeyen CHP yönetimi, insanları sokağa döküp ülkede kaos çıkarmaya çalışarak, skandalı örtbas etme çabasına girişti. Çalana değil, yakalayana kızıyorlar. Görevini yapanları değil, yolsuzluğa bulaşanları savunuyorlar. Belediye başkanlarının kurduğu haraç ve rüşvet düzeninin bedelini sokaklara döktükleri seçmenlerine ödetmeye kalkıyorlar. İş birliği yaptıkları, marjinal örgütlerin yol açtıkları rezaletleri sahiplenerek, girdikleri tehlikeli yolu iyice içinden çıkılmaz hale getiriyorlar. Bütün bunların faturasını bize, şahsımıza, hükümetimize ve partimize keserek gerçekleri ters yüz etmeye çalışıyorlar. Yolsuzluk ve rüşvet soruşturmasına esas olan bilgi ve belgeleri getirenler CHP'lilerin bizzat kendileridir. Yolsuzluk ve rüşvet parasının taksimatında anlaşmazlık çıkınca birileri gidip yargıya olup biteni anlatmıştır. Yolsuzluğu yapan, rüşveti alan, paraşütle diploma sahibi olup, yüz binlerce gencin hakkını yiyenler CHP'li. Bu paraların bir kısmını siyasi ajandaları için kullanan, bir kısmını da kurdukları suç örgütü üzerinden şirketlerine aktaranlar da CHP'li. Soruşturma başlatılınca hem emniyette hem savcılıkta itirafçılık sırasına girenler CHP'li. Soruşturma derinleştikçe savcılığa yeni belge ve bilgi yağdıranlar CHP'li. Suç örgütünün medyada ve sosyal medyada kullandığı tetikçilerden, trol ordularından yılan, bıkan, yorulanlar CHP'li. 'Kurultay'da şaibe var' diyerek, mahkemeye şikayette bulunanlar CHP'li; ama suçlu AK Parti. Biz, böyle bir iç hesaplaşmanın neresinde olabiliriz? Sizin paylaşım kavganız sebebiyle başlayan yargı sürecini niye bize mal ediyorsunuz?" diye konuştu.

'SOKAKLARI TERÖRİZE ETMEKTEN VAZGEÇİN'

Yürütülen soruşturmanın sonuçlanmasını beklediklerini söyleyen Erdoğan, "Ortakları birbirini satmış, gidip polise ve yargıya ihbar etmiştir. Şu an bunun artçı sarsıntılarına şahit oluyoruz. Herkes gibi biz de güvenlik güçlerimizin ve yargının görevini yapmasını, yürütülen soruşturmanın neticelenmesini, mahkemeler tarafından suçlu bulunanların cezalandırılmasını bekliyoruz. Yürütmenin başı olarak, elbette her kurumun işini en iyi şekilde yapmasını gözetiyoruz. 'Cumhur’un Reisi' olarak; tabii ki vatandaşımızın hakkının, hukukunun, evladının boğazından kısarak verdiği kaynakların 3-5 haydut tarafından gasp edilmemesi için her türlü adımın atılmasını sağlıyoruz. Fakat bunları yaparken, Anayasa’nın bize verdiği yetkilerin, görev ve sorumlulukların dışına asla çıkmıyoruz. Buradan, başta muvazeneyi iyice yitiren CHP Genel Başkanı olmak üzere, CHP yönetimine şunu hatırlatıyorum; Seviyeyi ne kadar düşürürseniz düşürün, boşuna. Macun bir defa tüpten çıkmıştır. CHP’deki iç savaş sebebiyle de olsa, yolsuzluk çarkınız deşifre olmuştur. Pisliklerin üzerini örtemezsiniz. Dolayısıyla sağa sola çamur atmayı bırakın. Partiniz içindeki bilek güreşinde bizden destek alma hinliğini terk edin. Ağzı bozuk müptezellerle, sokakları terörize etmekten artık vazgeçin. Bodoslama daldığınız çukura bizi ve milletimizi çekmeye çalışmayın. Şayet kendinize zerre kadar saygınız varsa, biraz dürüst olun, şeffaf olun. Sadece koltuklarınızı borçlu olduğunuz para babalarına değil, millete karşı da sorumluluklarınızın olduğunu unutmayın' dedi.

'MASKELİ TERÖRSİTLERİ TESPİT EDİP, ÜZERİNE GİDECEĞİZ'

Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'e tepki göstererek, "Türkiye’nin ana muhalefet partisinin içine düştüğü bu içler açısı hal, bizi hem üzüyor hem öfkelendiriyor. Kalkıyor, tüm medya gruplarını tek tek isim vererek, şikayet ediyor. Bizi, dünyaya şikayet ediyor. Benim, Hazine ve Maliye Bakanımı şikayet ediyor. Sen kimsin? Her şeyden önce senin gramın ne? Sen nasıl oluyor da Hazine ve Maliye Bakanımı şikayet ediyorsun? Hepsinden öte, bu marjinal grupları Şehzade başına toplayıp, Şehzade Başı Camii'nin yanındaki kabristanı adeta yerle bir ediyorlar. Özgür Özel, herhalde senin de bir gün kabrini bu şekilde hazırlayacaklar ve senin de kabrini birileri gelip ya kazar ya yıkar. Bu nasıl iştir? Bu kabristanları yıkmanın kime ne faydası var? Bunu hangi hakla, nasıl yapıyorsunuz? Bunların hepsi tarih, hepsi eser olarak muhteşem eserler ve bu eserleri ne yazık ki bu ahlaksızlar, bu edep yoksunu namussuzlar orada gelip yıkıyorlar. Bunlara 'eyvallah' etmek mümkün değil. Onun içinde şu anda biz yargımızla da bu işin üzerine gidiyoruz ve bu eylemlere katılanların da tespitini yapmak suretiyle, bu yüzü maskeli olan teröristleri tespit edip, onların da üzerine gideceğiz. Türkiye’nin ana muhalefet partisinin marjinal sol örgütlerin, millete hakaret eden ağzı bozuk tiplerin, belediyeleri soyup soğana çeviren haramilerin oyuncağı haline gelmesi, bizi gerçekten rahatsız ediyor. CHP’nin genel başkanının polise taş atan, molotof atan, baltayla saldıran, ecdat yadigarı camilerimize hürmetsizlik eden soysuzlara kol kanat germesi, milletimiz gibi bizi de rencide ediyor. Şimdi çıkmışlar, pazartesi akşamı İstanbul’da yaşanan alçaklıkla ilgili nedamet cümleleri kuruyorlar. Laf cambazlıklarıyla, kelime oyunlarıyla, sosyal medyadan ahlakçılık yaparak, güya, küfürbazlarla aralarına mesafe koymaya çalışıyorlar" diye konuştu.

'CHP GENEL BAŞKANI 'SİYASİ MÜFLİS' GİBİ DAVRANMAKTADIR'

CHP'nin yerli ve milli markalarının boykot çağrısını eleştiren Erdoğan, "İsrail, 471 gün boyunca Filistinlilerin üzerine bomba yağdırırken, siyonist destekçisi kimi şirketler için 'boykot' kelimesini telaffuz dahi etmediler. Soykırımcılara şirin gözükmek adına olmadık taklalar attılar. Hatta insanlarımızın hassasiyetleriyle utanmadan alay ettiler. Şimdi çıkmışlar, ülkenin yerli-milli markalarını boykottan bahsediyorlar. Hoş onu da her zamanki gibi yine ellerine yüzlerine bulaştırıyorlar. Sayın Özel, CHP Genel Başkanı gibi değil, hırsları ve korkuları aklını esir almış bir 'siyasi müflis' gibi davranmaktadır. Sayın Özel’in ne tuttuğu yol, yoldur; ne ağzından çıkan sözü, kulağı duymaktadır. Çıksın, cesareti varsa; şu akıl ve vicdan tutulmasını millete izah etsin. Türkiye’yi uluslararası basına şikayet etmek, bir CHP geleneği midir? Ülkenizi yabancılara kötülemekten hiç mi utanmıyorsunuz? Allah aşkına, 'Türk ekonomisine zarar vereceğim' diyen bir ana muhalefet partisi lideri olur mu? Böyle bir siyasetçiden bıraktım ülkesini, milletini; kendi partisine hayır gelir mi? Böyle şuursuz cümleler kurabilen birinin, akılla, mantıkla hareket ettiğine kim inanır?" dedi.

'İTİRAFLAR GELDİKÇE BAZI ŞEYLERİ DAHA NET ANLAYACAĞIZ'

Erdoğan, CHP’yi aklı selime, sağduyuya, basiret ve ferasetle davranmaya davet ettiklerini söyleyerek, "Bu rüşvet ve yolsuzluk çarkının içinde kimlerin olduğu zamanla, şüphesiz, ortaya çıkacaktır. Başı İstanbul’da olan ahtapotun kollarının nerelere uzandığı, elbette, yakında görülecektir. İtiraflar geldikçe, yeni deliller bulundukça, soruşturmalar derinleştikçe, biz de bazı şeyleri daha net anlayacağız. İnanıyorum ki, o zaman mevcut yönetim tarafından CHP’nin nasıl tepe tepe kullanıldığını daha iyi kavrayacağız. Parayı verenin, CHP’yi ve mevcut yönetimi nasıl parmağında oynattığını, inşallah daha net görebileceğiz. Umarız bütün bunlar; CHP’de, bilhassa CHP’nin ülkesini ve milletini seven kadrolarında bir uyanışa, muhasebeye, özeleştiriye sebep olur. İnşallah bu süreç; CHP’yi bir tefekküre, bir iç sorgulamaya yöneltir ve ardından Cumhuriyetimize yakışır bir dönüşüme vesile olur. Aksi takdirde CHP; Atatürk maskesiyle hırsızlık, çağdaşlık maskesiyle ahlaksızlık, modernlik maskesiyle değersizlik, siyaset maskesiyle millete düşmanlık, sivil toplum maskesiyle provokatörlük, gazetecilik maskesiyle borazanlık yapanların kalesi olduğu müddetçe, hiçbir zaman bu ülkenin ve milletin partisi konumuna gelemez. Kendi iç kavgasını Türkiye’nin demokrasi sorunu gibi gösterme kurnazlığı, CHP’ye sokakta gürültü çıkartmak için belki yetebilir; ama gerçek bir siyasi teşekkül vasfı asla vermez, veremez. Her ne kadar başındakilerin bu yaklaşımdan yoksun olduğunu bilsek de yine milletimize karşı saygımızın bir gereği olarak, CHP’yi aklıselime, sağduyuya, basiret ve ferasetle davranmaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı.

Erdoğan, grup toplantısının ardından çıkışta basın mensuplarının "ABD ziyareti olabilir mi?" sorusuna, "İnşallah" cevabını verdi. (DHA)

https://64k.net/media/dha_img/202503/67e3fa6450471.jpg

https://64k.net/media/dha_img/202503/67e3fa6450472.jpg

https://64k.net/media/dha_img/202503/67e3fa6450473.jpg