Esenyurt Demokrasi Nöbeti sürüyor... Ergün: "Bu sorumsuz, beceriksiz anlayıştan kurtulduğumuzda, iki gün önce yaşadığımız o faciayı bir daha yaşamayacağız"
(İSTANBUL) - Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyum atanmasına karşı CHP’lilerin ilçede başlattığı Demokrasi Nöbeti devam ediyor. Bugün nöbete katılan CHP Esenyurt İlçe Başkanı Hüseyin Ergün nöbetin 86'ncı gününde, Bolu'da yaşanan otel yangınına değinerek, "İnanın, bu sorumsuz, beceriksiz, iradesiz anlayıştan kurtulduğumuzda, iki gün önce yaşadığımız o faciayı bir daha yaşamayacağız. Türkiye’de ölümler o kadar ani oluyor ki" dedi.
Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanarak yerine kayyum atanmasına karşı CHP’lilerin ilçede başlattığı Demokrasi Nöbeti 86'ıncı gününde devam ediyor. Cumhuriyet Meydanı’ndaki nöbette bugün, Esenyurt İlçe Başkanı Hüseyin Ergün konuştu. Ergün, Ahmet Özer'in seçimlerde aldığı oy oranına dikkati çekti. Ergün, şunları söyledi:
"Bu sorun sadece Esenyurt’un, Cumhuriyet Halk Partisi’nin ya da yalnızca belediye ve meclis üyelerinin sorunu değil. Bunu defalarca farklı anlamlarda burada konuştuk. Bu sorun, şu an ülkeyi 'hukuk sopası' haline getirmiş bir anlayışla, kendi gibi düşünmeyen ya da kendine hizmet etmeyen herkesi düşmanlaştırma politikasıyla susturup sindirmeye çalışan bir zihniyete karşı verilen bir mücadeledir.
Bu mücadele bugün Cumhuriyet Halk Partisi öncülüğünde veriliyor. Dün başka alanlarda, başka partiler ya da kurumlar için veriliyordu. Kayyum anlayışı sadece Esenyurt’ta yaşanmıyor. İstanbul’un ilçelerinde yaşandı, gördünüz.Türkiye’nin diğer il ve ilçelerinde de başka partiler var. En çok da onlar etkilendi, bunu biliyoruz. Biz o zaman da kendi gücümüz ve emeğimizle, hem parti hem de ilçe boyutunda desteklerimizi sunduk. Bu anlayışın doğru olmadığını, kabul edilemez olduğunu her fırsatta dile getirdik. Ve şimdi de aynı faşizme karşı başka bir boyutta, aynı arkadaşlarla mücadele veriyoruz."
"İnanın, bu sorumsuz anlayıştan kurtulduğumuzda, iki gün önce yaşadığımız o faciayı bir daha yaşamayacağız"
Ergün konuşmasında Bolu'da meydana gelen otel yangınına da değinerek şöyle devam etti:
"Şunu iyi biliyorlar: Artık halklar, ötekileştirilen kesimler – emekçiler, özelleştirmeden zarar gören çiftçiler, öğrenciler, işçiler, bu hükümeti, bu ülkenin mahsus kaderinden çıkarıp esenliğe kavuşturmak için bir araya gelecekler. Barışı sağlamlaştırmak, üretimi işler hale getirmek, eğitimi kaliteli hale getirmek, sağlık hizmetlerini iyileştirmek, iletişimi kolaylaştırmak için bu despotizmin karşısında birleşecekler. Ve bu hareket artık netleşmiştir. Yıllardır burada sezdiğimiz bu direniş, artık bir vücut bulacaktır. Bu da AKP-MHP iktidarının ve ülkeye yaşattıkları faşizmin sonu olacaktır. İlk sandıkta, ister erken ister zamanında yapılsın, beklemedikleri bir şekilde hezimete uğrayacaklar. Bu ülkenin her yerinde halkın iktidarı, Türkiye ittifakının iktidarı kurulacaktır.
Nasıl ki yerel seçimlerde bu ittifak birçok yerde birinci oldu ve halkın belediyeleri seçimi kazandıysa, genel iktidarda da Türkiye ittifakının siyasetçileri meclis çoğunluğunu alacak, Cumhurbaşkanlığı yönetimini kazanacak ve ilk fırsatta parlamenter sisteme geri dönerek bu ülkenin gerçekten rahat bir nefes almasını sağlayacak. İnanın, bu sorumsuz, beceriksiz, iradesiz anlayıştan kurtulduğumuzda, iki gün önce yaşadığımız o faciayı bir daha yaşamayacağız. Türkiye’de ölümler o kadar ani oluyor ki… Çoğu zaman insanlar biyolojik ömrüyle ölmüyor. Televizyonlarda görmüşsünüzdür: Rusya’ya gönderilen portakallar, Almanya’ya gönderilen domatesler iade ediliyor. Geri dönen bu ürünleri bizler yiyoruz. Bu da kansere, hastalığa yol açıyor ve ölümleri hızlandırıyor. Yani bu da biyolojik olmayan bir ölümdür.
Aynı şekilde, bir yerden bir yere trenle seyahat ederken, sırf rant hırsı yüzünden, sırf daha az masraf edilsin diye gelişigüzel yapılmış tren yollarında altyapı sorunları sebebiyle trenler takla atıyor, onlarca vatandaşımız hayatını kaybediyor. Çok zor şartlarda, başka bir imkanları olmadığı için yerin yüzlerce metre altında kömür çıkarmaya giren işçiler, rantçı bakış açısı ve yetersiz denetim yüzünden patlamalarla ya da çökmelerle karşı karşıya kalıp mezarlarını yerin altında buluyorlar."