Narin Güran cinayeti davasının gerekçeli kararından: ''Narin'in öldürülmesin her 3 sanık tarafından birlikte gerçekleştirilerek tamamlandığı anlaşılmıştır''
Haber: Ahmet ÜN
(DİYARBAKIR) - Diyarbakır’da öldürülen Narin Güran cinayeti davasına ilişkin yargılamanın yapıldığı Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin 929 sayfalık gerekçeli kararı açıklandı. Gerekçeli kararda, ''Sanıklar Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran'ın fikir ve eylem birlikteliği içerisinde maktül Narin Güran'ın iştirak halinde ölümüne sebebiyet verdikleri Mahkememizce kabul edilmiştir'' denildi. Kararda, ''Burada sanıklar Enes, Yüksel ve Salim tarafından öldürülme eyleminin tamamlanmasının beklenildiği, her 3 sanığın da ev, ahır veya eklentilerinde yapılacak bir tıbbi müdahale ile maktul Narin'i ölümden kurtarma ihtimali varken bu müdahalenin yapılmayarak Narin'in ölmesine rıza gösterdikleri...'' ifadesi yer aldı.
Bağlar ilçesine bağlı kırsal Tavşantepe Mahallesi’nde 21 Ağustos günü kaybolmasının ardından, 19 gün sonra 8 Eylül'de Eğertutmaz Deresi’nde cesedi bulunan 8 yaşındaki Narin Güran cinayetine ilişkin Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında açılan davanın 28 Aralık günü görülen karar duruşmasında, ''iştirak halinde çocuğa karşı kasten öldürme'' suçundan Narin’in annesi Yüksel Güran, amcası Salim Güran ve ağabeyi Enes Güran'a ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası, Narin’in cansız bedenini dereye taşıyan komşuları Nevzat Bahtiyar'a da "suç delillerini yok etme" suçundan 4 yıl 6 ay hapis cezası vermişti.
Yargılamanın yapıldığı Diyarbakır 8. Ağır Ceza Mahkemesi’nin davaya ilişkin gerekçeli kararı açıklandı. Mahkemenin 929 sayfalık gerekçeli kararında, sanıklar yargılama sürecinde Narin’in nasıl ve kimler tarafından öldürüldüğüne ilişkin makul cevap vermeyerek, suçtan kurtulmaya çalıştıkları vurgulandı.
''Makul cevaplar vermeyerek suçtan kurtulmaya çalışmışlardır''
Kararda, TCK’da ve CMK’da sanıkların başta yalan söyleme olmak üzere suçtan kurtulmaya yönelik eylemleri yapabileceği kendilerine yasal bir hak olarak tanınmış olduğuna dikkat çekilen gerekçeli kararda, şöyle denildi:
''Sanıklar aşamalardaki savunmalarında ve mahkememiz huzurunda vermiş oldukları beyanlarda ısrarla 'görmediklerini, duymadıklarını ve hatırlamadıklarını' belirtmişlerdir. Sanıklar bu şekilde beyanlarda bulunarak Maktul Narin'in öldürülme eyleminin nasıl yapıldığı, neden yapıldığı, niçin yapıldığı ve kimler tarafından yapıldığı sorularına makul cevaplar vermeyerek suçtan kurtulmaya çalışmışlardır. Türk Ceza Kanunu’nda ve Ceza Muhakemesi Kanunu’nda sanıkların başta yalan söyleme olmak üzere suçtan kurtulmaya yönelik eylemleri yapabileceği kendilerine yasal bir hak olarak tanınmıştır. Ancak sanıklar iştiraken gerçekleştirdikleri eylemlerde eylemin nasıl yapıldığı, neden yapıldığı, niçin yapıldığı, sanıkların eylemlerinin neler olduğu, varsa bu eyleme katılan başka sanıkların olup olmadığı hususlarında tespit yapılmasını engelleyerek fikir ve irade birliği ile hareket etmek suretiyle dayanışmalı olarak ve sonuç üzerinde ortak hakimiyet kurarak yapılan yargılamalarda beraat edeceklerini beklemelerinin hem kanunen hem de vicdanen kabul edilebilecek bir durum olmadığı aşikardır. Dolayısıyla yukarıda bahsedildiği üzere fer'i soruların tespit edilememesinin sanıklar açısından lehe bir durum oluşturmayacağı ve sanıkların gerçekleşen eylemde iştiraken sorumlu olacaklarının kabul edilmesi gerekmektedir.''
‘Narin'in ev, ahır veya eklentilerinde öldürülme eylemine başlanıldı’
Gerekçeli kararda, Narin’in nerede öldürüldüğüne ilişkin yapılan tespitlere de yer verilerek, şöyle devam edildi:
''Dosya arasında bulunan Daran-2 kamera kayıtlarının iyileştirilmesine yönelik alınan Ulusal Kriminal raporunda ev-ahır istikametine doğru hareketli bir karartının olduğu, bu karartının kıyafet unsurlarının koyu renk olmasından ve kısa boylu, zayıf algılanmasından kaynaklı ve Narin'in en son görüldüğü patika başlangıcında yer alan okul kamera kaydı ile uyumlu olması karşısında ilgili karartının maktul olduğu Mahkememizce kabul edilmiştir. Bu durum karşısında maktul Narin'in ev, ahır veya eklentilerinde öldürülme eylemine başlandığı, akabinde maktul Narin'in bedeninin Arif Güran'ın evine getirilerek öldürme eyleminin burada tamamlandığı, daha sonra maktul Narin'in Cansız bedeninin sanık Nevzat tarafından Arif'in evinden alınarak önce kendi evinin ahırında çuvala konulduğu, söz konusu çuvalın sanık Nevzat'ın kullanımında olan 23 AN 630 plaka sayılı araca konulmak suretiyle Eğertutmaz deresine götürüldüğü ve dere kenarına üzerine taşlar konulmak suretiyle bırakıldığı Mahkememizce sabit görülmüştür.
''Narin'i ölümden kurtarma ihtimali varken bu müdahalenin yapılmayarak Narin'in ölmesine rıza gösterdiler''
Sanıklar Enes Güran, Salim Güran ve Yüksel Güran'ın Narin'in öldürüldüğü zaman diliminde ev, ahır veya eklentilerinde bulundukları, bu hususun Ulusal Kriminal, daraltılmış baz verileri, kamera kayıtları, analiz raporu ve diğer tüm deliller ile sabit olduğu bildirilen gerekçeli kararda, şu ifadelere yer verildi:
“Mahkememizce net olarak tespit edilemeyen sanık veya sanıklar tarafından ev, ahır veya eklentilerinde maktul Narin'in öldürülme eylemine başlandığı, ardından maktul Narin'in bedeninin eve taşındığı, burada sanıklar Enes, Yüksel ve Salim tarafından öldürülme eyleminin tamamlanmasının beklenildiği, her 3 sanığın da ev, ahır veya eklentilerinde yapılacak bir tıbbi müdahale ile maktul Narin'i ölümden kurtarma ihtimali varken bu müdahalenin yapılmayarak Narin'in ölmesine rıza gösterdikleri, kaldı ki dosya sanıkları olan Yüksel'in maktulün annesi, Salim'in amcası ve Enes'in de abisi olduğu, sanıkların maktule gelecek saldırı, kötülük ya da başkaca olumsuz eylemleri def etme, engelleme gibi yasal görevleri varken bunları yerine getirmedikleri gibi öldürme eylemini başlatan kişiye de engel olmayarak maktul Narin'in ölmesine iştiraken katıldıkları, yine sanıkların maktul Narin'in bedeninin eve getirilmesi ve ölüm eyleminin gerçekleşmesi sonrası ölüm olayı üzerine yapacakları eylem, davranış ve söylemler konusunda fikir ve eylem birliği içerisinde hareket ederek ne yapacaklarını kararlaştırdıkları, ardından söz konusu cansız bedeni olay yeri yakınlarında bulunan sanık Nevzat'a verip dereye gömmesini isteyerek cesedi saklama, yok etme gibi konusunda ortak hareket ettikleri, ardından olay sonrası ölüm olayına ilişkin bilgi sahibi olmadıkları yönünde hal ve hareketlerde bulundukları, yine Maktul Narin'in cansız bedeninin sanık Nevzat'a verildiğinde ev içerisinde sadece Salim'in olması ve diğer kapıların kapalı olması karşısında evde olan sanık Yüksel ve Enes'in bu konuda sanık Salim ile anlaşarak kapalı kapılar arkasında bekledikleri,
Sanık Salim'in, öldürme eyleminin asıl maksadının gizlenmesi için sanık Nevzat'a Yüksel ile ilişkisini gördüğü için maktul Narin'i öldürdüğü şeklindeki söylemlerin de diğer sanıklar tarafından birlikte kararlaştırıldığı ve bu şekilde asıl maksadı gizlemeye çalıştıkları, maktul Narin'in cansız bedeninin sanık Nevzat tarafından alınıp olay yerinden ayrılırken sanık Yüksel'i gördüğünü ve ağladığını belirttiği, dolayısıyla sanık Salim tarafından sanık Nevzat'a Narin'in cansız bedeni verilirken diğer sanıkların olaydan haberdar oldukları, her 3 sanığın suçun işlenmesinde üstlendikleri rol ve kendi eylemleri ile diğer sanıkların eylemlerini tamamlayarak suçun işlenmesi üzerinde diğer sanıklar ile birlikte ortak hakimiyet kurduğu, bu bağlamda sanıkların olayın sonuna kadar zaman ve mekan birlikteliği içerisinde oldukları ve iştirak halinde hareket ederek sanıklar Salim Güran, Enes Güran ve Yüksel Güran'ın fikir ve eylem birlikteliği içerisinde maktül Narin Güran'ın iştirak halinde ölümüne sebebiyet verdikleri Mahkememizce kabul edilmiştir. Tüm bu anlatımlar karşısında maktul Narin'in öldürülme olayının her 3 sanık tarafından birlikte gerçekleştirilerek tamamlandığı anlaşılmıştır.''
(SÜRECEK)