Hüseyin Baş’tan ‘diploma’ tartışmalarına ‘referandum’ önerisi: "Millet size 'Sen misin o diplomayı iptal eden, biz de diplomasız cumhurbaşkanı istiyoruz' diyecek"

Hüseyin Baş’tan ‘diploma’ tartışmalarına ‘referandum’ önerisi: "Millet size 'Sen misin o diplomayı iptal eden, biz de diplomasız cumhurbaşkanı istiyoruz' diyecek"

(İZMİR) - Bağımsız Türkiye Partisi (BTP) Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin İzmir İl Kongresi’nde CHP’nin Cumhurbaşkanı aday adayı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik ‘diploma’ tartışmalarına değindi. İktidara referandum çağrısı yapan Baş, “İmamoğlu’nun da diploması iptal edip referandum yapın. Referandumda ‘Cumhurbaşkanı olmak için Anayasa’da diploma şartı kalsın mı kalmasın’ diye sorsunlar. O millet size ‘Sen misin o diplomayı iptal eden, biz de diplomasız cumhurbaşkanı istiyoruz’ diyecek” dedi.

BTP Genel Başkanı Hüseyin Baş, partisinin İzmir 9. İl Kongresi’ne katıldı. Mevcut İl Başkanı Ömer Kalem, teşkilat üyelerinin oylarıyla yeniden il başkanı seçildiği kongrede konuşan CTP Genel Başkanı Baş, gündeme dair açıklamalar yaptı.

Baş, muhalefetin üzerindeki baskılara, dış politikaya ve CHP’nin Cumhurbaşkanı aday adayı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun diplomasına yönelik tartışmalara değinirken referandum çağrısı yaptı.

Baş: “Sanki ellerinde bir iman metre varmış gibi bakıyorlar”

Zorlu Holding CEO'su Cem Köksal’a yönelik soruşturmaya tepki gösteren Baş, şunları söyledi:

“Yolda gelirken ezanın okunup okunmadığını sorduk birbirimize. Ezan sesi de duymayınca ‘İzmir’de ezan okunmuyor herhalde’ dedim. Böyle bir algı var. Neden böyle bir algı var? Çünkü İzmir; Atatürkçü, cumhuriyetçi, antiemperyalist. Amerikan filosuna secde etmedi ya o yüzden gavur oldu. Türkiye’nin çok büyük kuruluşlarından birinin CEO’su, bir alt şirket grubunun CEO’suna mail atıyor. O mailde diyor ki ‘Ramazan kutlaması diye bir uygulamamız yok. 70 yıldır böyle bir uygulama yapmıyoruz. Sen sosyal medya üzerinden böyle bir paylaşım yapıyorsun ama bu bizim şirket politikamıza aykırı’ diyor. O böyle deyince 20 yıldır CEO’luk yapan kişiyi işten çıkardılar, gözaltına aldılar, soruşturdular, adli kontrol getirdiler. Hemen hakkında boykot başladı. Yanlış hatırlamıyorsam Sayın Cumhurbaşkanı’nın Balıkesir kongresinde en önde bu şirketin patronu oturuyordu. Bu boykot o kadar etkili olacak ki CEO’yu istifaya götürdüler. Ötekileştirme, ayrıştırma hiçbir şey yok ama üzerine çullandılar. Ben o günlerde bir tweet atıp ‘Laiklik büyük nimettir. Herkese iyi ramazanlar’ demiştim. Ben buradan bütün yöneticilere sesleniyorum. Orucu bu ülkede zorunlu kılsan benim zoruma gitmez. Namazı zorunlu yapsan benim zoruma gitmez. Zekatı zorunlu yapsan benim zoruma gitmez. Ama bu uygulamalar benim zoruma gidiyor. Çünkü din bu değil. Müslümanlık böyle bir şey değil. Hiçbir Müslümanın elinde iman metre yok. Paranın ve imanın kimde olduğunu bilemezsin. Sanki ellerinde bir iman metre varmış gibi bakıyorlar ‘bu imansız’ diyorlar. İmansızlık suç değil dinimizde. Ama suçmuş gibi yaptırım uyguluyorlar.”

“Bugün seçim olsun yüzde 10 oy alamazlar”

Kendisi hakkında ‘cumhurbaşkanına hakaret’ten yürütülen soruşturmaya değinen Baş, “Dünkü tweetim… TÜSİAD’ın soruşturması, Sayın İmamoğlu’na diploma soruşturması, kent uzlaşısı soruşturması, Sayın Özdağ’ın tutuklanması ve hukukun sopa olarak önümüzde durduğu olaylar, bu kardeşinizle başladı. Trabzon’daki kongremizde bir konuşma yaptım. 5 yıldır BTP Genel Başkanı’yım. Yüzlerce kez konuşmalar yapmış biriyim. Haddini, hududunu, hakkını ve hukukunu iyi bilen biriyim. Trabzon’da bir konuşma yapıyorum, gecesine bir linç kampanyası başlıyor. Gece saat 02.00. Evimin balkonunda arkadaşlarla ülkeyi nasıl kurtarabilirizin muhasebesini yapıyoruz. Onlar başka işler yapıyormuş. İnternete girdik ve gördük ki Hüseyin Baş’ soruşturma açılmış… Hangi suçu tespit etmişler? Ayrıca Türkiye’de hukuk bu kadar hızlı mı ki? Soruşturma hızlı. Ama kovuşturmayı bekliyoruz. Hızlı olması gereken kovuşturmadır. Yargıla ve bitsin. Ama iki aydır bizim hakkımızda kovuşturma hazırlanmadı. Cumhurbaşkanı’na hakaret soruşturmasında Adalet Bakanlığı’nın kovuşturma izni vermesi gerekiyor. Onu bekliyoruz. Bakanlık bir imza atacak, daha sonra savcılık da iddianame hazırlayıp imza atacak. Bu iki imza atılana kadar ben adi kontrol şartı için dokuz imza attım. Bu adalet mi! Bütün bunlarla toplumumuza ‘Ben istediğimi tutuklarım, yurt dışına çıkmasını yasaklarım, istediği yaptırımı uygularım, istediğimi vatan haini ilan ederim’ mesajı veriyor. İnanıyorum ki o soruşturmaları açan savcılar da tutuklayan polisler de ‘Böyle sistem olmaz’ diyordur. Başımızda bir kişi var o kişi gözümüzde öyle büyük bir portre oluşturuyor ki sanıyoruz ki herkes orada. Seçim olsun yüzde 50 mi olur diye tartılıyorlar. Bugün seçim olsun yüzde 10 oy alamazlar. Sanıyorlar ki bu devran sonsuza kadar döner gider. Dönmeyecek. En geç sizin çocuklarınız size bela olacak bize hangi ülkeyi bıraktınız diye” dedi.

“Ayarını bozduğun kantar, gün gelir seni tartar”

CHP’nin Cumhurbaşkanı aday adayı İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’na yönelik ‘diploma’ tartışmalarıyla ilgili referandum çağrısı yapan Baş, “Ekrem İmamoğlu… Seversiniz sevmezsiniz, oy verirsiniz vermezsiniz… Ama adaletin bir temel ayağı vardır. Neymiş ‘geçiş yapmış.’ Gizli gizli mi geçti bu adam? Neyini sorguluyorsunuz? Başka bir perspektif… Cumhurbaşkanı olmanın şartlarından biri, üniversite diplomasıdır. Sayın İmamoğlu meydan okuyor ya ben de meydan okuyorum. Yarın bir referandum yapılsın. İmamoğlu’nun da diploması iptal edip yapın. Referandumda ‘Cumhurbaşkanı olmak için Anayasa’da diploma şartı kalsın mı kalmasın’ diye sorsunlar. O millet size ‘Sen misin o diplomayı iptal eden, biz de diplomasız cumhurbaşkanı istiyoruz’ diyecek. Ben İmamoğlu cumhurbaşkanı olsun demiyorum. Şunu söylüyorum: Böyle bir adalet, hukuk mekanizması işlemez. Çünkü ayarını bozduğun kantar, gün gelir seni tartar” ifadelerini kullandı.

“Sizin önümüze hüküm diye koyduğunu şeyleri biz hüküm olarak kabul etmeyeceğiz”

‘PKK’nın silah bırakma’ sürecinde MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin sözlerini ve süreci eleştiren Hüseyin Baş, şöyle konuştu:

“Bütün bu yargılama, soruşturma süreçleri aralık, ocak ayında başladı. Ne oldu o dönemlerde? 5 Kasım’da ABD’de seçim oldu ve Trump koltuğa oturdu, Suriye’de hızlı bir seçim oldu, terörsüz Türkiye süreci başladı. Hepsi aynı döneme denk geldi. ‘bu süreç terörsüz Türkiye diyorlar. PKK silah bırakacak, Türkiye terörsüz olacak. Peki tek terör örgütü PKK mı? DHKP-C de silah bırakacak mı? FETÖ de kendini tasfiye ediyor mu? Onunla ilgili bir şey demiyorlar. Demek ki bu süreç terörsüz Türkiye değil, PKK’sız Türkiye süreci olabilir. Ama bu sürece terörsüz Türkiye süreci deyip de sürecin aleyhine konuşanları terör sevici ilan edemezsiniz. Bu süreçle Türkiye’de terör bitmiyor ki! Apo çıktı bir çağrıda bulundu. Törer elebaşıydı, en son ‘örgütün kurucu liderine’ döndürdüler. Bunu kimler yaptı? Türkiye’nin bekasını düşünenler, Türkiye’nin en milliyetçileri. Ne olacak sürecin sonunda? Bu işin bir Suriye ayağı da var. Suriye’de Alevi katliamı gördük. Bunu söylemek de yasak oldu. Suriye’de bunlar yaşanırken HTŞ, ‘Teröristle savaşıyoruz’ dedi. Sizin zalim dediğiniz Esad’da sorduğunuzda ‘teröristle savaşıyordu.’ Ona neden zalim diyorsunuz da buna mazlum diyorsunuz? HTŞ, neden vatandaş öldürdü diye zalim olmuyor? Neden HTŞ, teröristle savaşıyor oldu da Esad olmadı? Biz BTP olarak bunu kabul etmiyoruz. Sizin önümüze hüküm diye koyduğunu şeyleri biz hüküm olarak kabul etmeyeceğiz. Çünkü siz, tarihin gördüğü en beceriksiz ve iş bilmez yöneticilersiniz.

“Biz karşı çıkıyoruz diye PKK, silah bırakmaktan vaz mı geçecek?”

Bana mantıklı bir iş söylesinler. ‘Hastane yaptık’ diyecekler. Sen hastane yapıyorsun biz 50 sene parasını ödüyoruz. Onda da mantık yok. Bu adamlar Türkiye tarihinin gördüğü en beceriksiz adamlardır. Bu adamlar kalkıp ‘Biz stratejik dehayız, Orta Doğu okuması yapıyoruz’ demesinler. ‘Sürecin karşısındaki herkesi cezalandıracağız’ dediler. Bu süreç, PKK’nın silah bırakmaya yani Türkiye’nin terörsüz olma süreci. Yahu bunlar olacaksa ben karşı çıksam ben olur çıkmasam ne olur? Ben karşı çıkıyorsam sana ne! Biz karşı çıkıyoruz diye PKK, silah bırakmaktan vaz mı geçecek? Ümit Özdağ, Apo’nun serbest bırakılmasına karşı çıkıyor diye Apo’yu serbest bırakamayacaklar mı? Adamlar silah bırakacak, Türkiye terörsüz olacak ama tek engel Hüseyin Baş, Ümit Özdağ. Bu kadar komik bir şey olabilir mi? bunlar yüzde 10 oy alamıyor. Millet bunları desteklemiyor, toplum bunların arkasında değil. Ama toplumun birbirine bağlanma uçlarını kesiyorlar ki o toplum, yüzde 90 biçiminde onun karşısında olduğunu fark edemesin. O zaman bize ne düşüyor? Biz kavgamızı oturur yaparız. Bugün tek bir noktada birleşsek, Türkiye’nin yarınlarını yine kurtarırız. Bu ülkede hukuk ve adalet bütün iktidarların üzerindedir. Çağrımdır... Bütün muhalefet birleşelim. Tek bir şey söyleyelim iktidara. Sen istediğin kadar Cumhurbaşkanı ol, istediğin kadar seçim yap. Sadece yargıyı, kendi imkânlarından ayır ve bağımsız yap. Sonra ne halin varsa gör. Ne istiyorsan yap. Hangi parti olursa olsun ben yolsuzluk yapan bir belediye başkanının cezasını çekmesini istiyorum. Ama bir CHP belediyesi yolsuzluk yaptı diye de onu AKP’nin yargılamasını da hazmedemiyorum. Git kendi belediyene bak. Sokakta herkes sizin hırsızlıklarınızı ve yolsuzluklarınızı biliyor. Sizinle ilgili en iyisini söyleyen ‘çalıyor ama çalışıyor’ diyorlar. Bununla gurur mu duyarsınız, utanır mısınız bilemem.”

“Biz savaşmak zorunda değiliz”

Dış politikaya da değinen Baş, şunları söyledi:

“Geldiğimiz noktada emekliye 4 bin lira ikramiye açıklandı. Biz küçükken oruç tutarken açın halinden anla derlerdi. Şimdi oruç tutuyorlar ama kimsenin halinden anlamıyorlar. Emekliler ama emeklinin halinden anlamıyorlar. 4 bin lira! ekonominin hali bu. Bugün Avrupa’da yaşayan gurbetçi bir vatandaşımızın torununa bayram harçlığı diye verdiği parayı devlet, yıllarca çalışmış emeklisine veriyor. Ekonominin hali bu. Hukuk ve adalette durum ortada. Futboldaki durum ortada. Ülkedeki kimse mutlu değil. Ama ne hikmettir ki kimse kalkıp şunu konuşmuyor. Bugün 2025, 25 yıl ileri sar 2050. Ben bir şey yapmaya çalışıyorum ama yapmaya çalıştığım şey kendi evlatlarım için değil, hepimizin evlatları adına. Dünya savaşa gidiyor. Biz bunlarla savaşa gideceksek vay halimize. Savaştan bizi koruyacaklarmış! Yaklaşan 3. dünya savaşıyla iliği bir şey söyleyeyim. Biz savaşmak zorunda değiliz. Biz, Rusya-Ukrayna savaşı arasına girmek zorunda değiliz. Rahmet İnönü’nün siyasetini seversin ya da sevmezsin. Ama kendisi Türkiye’yi 2. dünya savaşına sokmamıştır. Suriye’de savaş çıkmış. Sana ne! Sen zaten yeterinde güçlü olsun savaşmadan orayı yönetirsin. Bizim kimseyle ortak hareket etmemize ya da entegre olmamıza gerek yok. O nedenle yaklaşan bir savaşta size düşen sadece ülkenizi ve milletinizi zenginleştirmektir. Avrupa batacakmış, biz gidi Avrupa’yı kurtaracakmışız! Biz batarken Avrupa bizi kurtardı mı? Savaşmak ve taraf olmak zorunda değiliz.”

Erivan: “O zaman seçim yapma. Biz de seni ömür boyu cumhurbaşkanı ilan edelim”

BTP Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Erivan, mevcut iktidarın muhalefet üzerinde uyguladığı ‘baskılara’ tepki göstererek, “Ben bugün Türkiye’nin demokrasideki gelişmişlik seviyesini, insan haklarında hakkettiği mesafeyi, ekonomideki rekabeti gibi şeyleri konuşmayı, siyaseti rekabetin de bu bağlam üzerinden yürütüldüğü bir Türkiye’yi çok isterdim. Ama bugün bunu maalesef konuşamıyoruz. İnsanların bin yıl önce terk ettiği bir sorunları konuşuyoruz. Bugün genel başkanımız ‘Yargılanmak istiyorum’ diye tweet attı. Bir hukuk garabetiyle karşı karşıyayız. Gazeteciler içeride. Bugün en ciddi cumhurbaşkanı adayı bir diploma meselesinden, ‘ahmak’ dediğinden dolayı siyasi rekabetin dışında itiliyor. Gerçekten bir devlet adamlığı kumaşıyla yönetiliyor olsak biri çıkar ‘Ben bunları kabul etmiyorum. Bunları seçimden sonra gündeme getireceksiniz. Ben bu insanlarla yarışmak istiyorum. Onları yeneceğim’ demesi lazım. Ama ‘İstemediğim insanları şu ya da bu yolla rekabetin dışına iterim’ anlayışı var. O zaman seçim yapma. Biz de seni ömür boyu cumhurbaşkanı ilan edelim. Ama bu bize büyük maliyet. Türkiye’nin çözülmesi gereken ciddi meseleleri var.”

Önder: “Bu coğrafyada yaşayan her Müslümana Türk denir anlayışı bin yıldır var”

BTP Genel Başkan Yardımcısı Lütfullah Önder, ‘etnik kimlik’ tartışmalarına değinerek şunları söyledi:

“Özellikle son dönemde bu ülkede, etnik kimlik üzerinden bir anayasa tartışması, Türklük tanımı yapılmaya çalışılıyor. Bir hususun altını çizmek istiyorum. Sanki Cumhuriyet’le birlikte bir etnik kimlik Türk milleti, zorba ve farklı etnik kimliği olan insanların üzerinde bir baskı oluşturuluyor algısı oluşturuluyor. Bunu düzelteceğiz. İstiklal Marşı’nın yazarı Mehmet Akif Ersoy. Kökeni Arnavut. Biz onu Türk milletine aşık olarak biliyoruz. Çanakkale’de bu millet omuz omuz çarpışırken etnik kimliğini sormadı birbirine. Bize kurşun atanlar kimsenin etnik kimliğine bakmadı. Türk kimliğine kurşun atmak istedi. Bu coğrafyada yaşayan her Müslümana Türk denir anlayışı bin yıldır var bu topraklarda. Cumhuriyetle gelmedi. Cumhuriyetle birlikte Anayasal bir zemine kavuştu .Bugün bu tanım üzerinde oynamak, bu milleti parçalamak demektir. Bu tanımlamayla oynamayın.”

Kalem: “Bizler, sorunları tespit ettik, çözüm yollarını ortaya koyduk”

Programda konuşan İl Başkanı Kalem, ülkenin mevcut durumundan kurtuluşun BTP Genel Başkanı Baş ile olacağını belirterek şöyle konuştu:

“Özellikle son 23 yıldan bu yana geldiğimiz noktada sürekli ve planlı olarak daha da fakirleşiyoruz, eziliyoruz ve ayrıştırılıyoruz. Medeniyetimizden, kimliğimizden ve tarihimizden planlı ve sistemi bir şekilde koparılıyoruz. Olan her zaman Türk milletine oluyor. BTP olarak bizler, sorunları tespit ettik, çözüm yollarını ortaya koyduk. Sayın Hüseyin Baş, bu ahlaksız ve adaletsiz siyasete reset atacak ivmeye sahip tek liderdir.”