İnfaz kanununda yeni düzenleme hazırlıkları… İYİ Parti Grup Başkanvekili Kavuncu: “Belli kişi ve gruplara menfaat sağlamak amacıyla değil, toplumun ve kamunun menfaatine bir değerlendirmeyle gündeme gelmesi lazım”

HABER: EMİNE DALFİDAN / KAMERA: UĞUR DEMİRCİ
(TBMM) - İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, infaz kanununda yeni düzenleme yapılacağı yönündeki açıklamalar konusunda, “Bununla ilgili bir teklif ve öneri geliyorsa bunun nedenlerinin ve gerekçelerinin, ne için olduğunun kamuoyuyla çok net bir şekilde paylaşılması lazım. Bu tür konular gündeme gelirken, bir azınlığın, veya belli bir kişinin ya da kişilerin menfaatini ya da onların rahatlamasını, onlara birtakım imtiyazlar sağlayacak ama genel bir kitleyi ilgilendirecek bir karar mekanizmasını çalıştırmak bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir” değerlendirmesinde bulundu.
TBMM kulislerinde günün en çok konuşulan konuları arasında AK Parti’nin Pazar günü yapılan kongresinde partiye diğer partilerden katılan milletvekilleri ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olmak için Meclis'te "2027 yılında erken seçim kararı" aldırmak amacıyla 360 milletvekili çoğunluğuna ulaşmak istediği yönündeki haberler yer aldı. Ayrıca, infaz kanununda düzenleme yapılabileceğine yönelik açıklamalar da kulis gündemini oluşturdu.
İYİ Parti Grup Başkanvekili Buğra Kavuncu, ANKA Haber Ajansı’na yaptığı açıklamada, Adalet Bakanı Yılmaz Tunç’un infaz konusunda “Kovid yasasından faydalanamayan bazı mahkumlarla ilgili, eşitlik ilkesi çerçevesinde TBMM’nin takdiriyle bir düzenleme yapılabileceği” ile ilgili açıklamasını şöyle değerlendirdi:
“Bu tür, insanların hakkını, hukukunu, insanların kaderini ilgilendiren konuların, hep kader mahkumlarından bahsedilir, bunların siyasete malzeme edilmemesi, gerekçelendirilmesinin çok net olarak şeffaf bir şekilde yapılması bununla ilgili bir teklif ve öneri geliyorsa bunun nedenlerinin ve gerekçelerinin ne için olduğunun kamuoyuyla çok net bir şekilde paylaşılması lazım Şu şüpheye yer bırakmaması lazım, bu tür konular gündeme gelirken, bir azınlığın, veya belli bir kişinin ya da kişilerin menfaatini ya da onların rahatlamasını, onlara birtakım imtiyazlar sağlayacak ama genel bir kitleyi ilgilendirecek bir karar mekanizmasını çalıştırmak da bu ülkeye yapılabilecek en büyük ihanettir. Ölçümüz odur. Bir yargı eliyle siyaset dizayn edilmesin ve insanların hayatını ilgilendiren konular, bunlardan mağdur olmuş veya bunlardan mahkum olmuş birçok insanı ilgilendiren bu konularla ilgili süreçlerin çok taraflı, ilgili bütün kesimlerin de dahil olduğu bir şekilde tartışılıp o şekilde gündeme alınması lazım... Bizim parti olarak şu anda böyle bir konumuz yok. Meclise de gelmiş olan herhangi bir öneri yok.”
“İnfaz düzenlemesinin Sinan Ateş cinayeti sanıklarını kapsayabileceği” iddialarıyla ilgili olarak Kavuncu, “kamunun ve toplumun tüm kesimlerinin katıldığı, hepsinin görüş beyan ettiği, hadisenin bütün yönleriyle tartışıldığı, belli kişi ve grupların menfaatine olmayacak bir çalışma yapılması gerektiğini, aksi takdirde bunun vicdanları yaralayacağını” vurguladı.
“Helalleşmeden başka partiye gitmek siyasi sahtekarlıtır”
Kavuncu, kongrede bazı milletvekillerinin AK Parti’ye katılması konusunda şu değerlendirmeyi yaptı:
“Bu, siyasete ve meclisin kalitesine bunlar maalesef gölge düşüren, hepimizi üzen ve asla kabullenemediğimiz çok çirkin tavırlar. Çok net olarak siyasi sahtekarlık. Her disiplinin her alanın ahlaki birtakım kuralları vardır. Siyasetçi vatandaştan oy alır, vatandaşın oyunu emanet alır. Vatandaş der ki ‘Git benim adıma TBMM’de iktidara karşı muhalefet et, bunu İYİ Parti çatısı altında yap.’ Milyonlardan, yüz binlerden bu oyları bu emanetleri alıp bunlarla helalleşmeden, tek bir kelam etmeden başka partiye gitmek bu alanın siyasi sahtekarlarıdır, sahtekarlıktır.”
“Başka partiye geçme konusu artık kanunlarla kontrol altına alınmalı”
Kavuncu, bu konuda bir yasal düzenleme yapılması gerektiğini vurgulayarak, “Bu, artık konuşmanın dışında zapturapt altına alınması gereken bir noktaya gelmiştir. Bunun kanunlarla kontrol altına alınması şarttır. Zira vatandaşın siyasete ve siyasetçiye, siyaset kurumuna olan güvenin muhafaza edilmesi için artık bunun, insanların vicdanına bırakılamayacak kadar önemli bir hadise olduğu da net olarak gözükmüştür. Pazar günü yaşanan hadiseden sonra ve bu işi yapan arkadaşların rahatlığından sonra, rahatlıkla oturup kalkmalarından sonra bunu da ifade etmek mecburiyetindeyim. Bu, o alanın siyasetin sahtekarlığıdır, seçmeni kandırmak, seçmeni dolandırmaktır” şeklinde konuştu.
"2027 yılında erken seçim yapmak aklımızla dalga geçmektir. Bu, anayasanın arkasından dolanmaktır"
“Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yeniden Cumhurbaşkanı adayı olmak için Meclis’te 2027 yılında erken seçim kararı aldırmak amacıyla 360 milletvekilini bulmak istediği” yönündeki haberler konusunda Kavuncu şöyle konuştu:
“Bir erken seçim zaruri olduğunda bunu Cumhurbaşkanı tek bir kararla alabilir. Biz yarın hemen Sayın Tayyip Erdoğan’ın vereceği tek bir kararla ülkeyi seçime götürebiliriz. Ve kendisi bu takdirde aday olamaz. TBMM’deki seçimler yenilenir ve AK Parti başka bir cumhurbaşkanı adayı göstermek zorundadır.
Kendisinin tekrar aday olabilmesinin tek yolu 360 milletvekilinin erken seçim kararı almasıdır. Erken seçimin ruhu şudur, Anayasa’da bu ucube Cumhurbaşkanlığı sisteminde belki birkaç tane ‘ya evet bu doğru’ diyebileceğimiz işten bir tanesi cumhurbaşkanlığı süresinin iki dönemle yani iki kere seçime girebilmekle sınırlanmış olmasıdır. Gerekçesi şudur, popülist politikalar uygulanmasın, ülkede ihtiyaç duyulan reformist kalıcı, çocuklarımızın, gençlerimizin geleceğini heba etmeyecek şekilde cesurca, yürütmenin başı kararlar alabilsin diye bu iki dönem sınırı gelmiştir.
Düşünün, son döneminiz, bir yıl iki yıl sonra o koltuktan kalkacaksınız, bir sonraki dönem nasıl seçilirim diye de bir endişeniz olmayınca, insanoğludur bu, dünyanın bütün modern demokrasilerinde bu zapturapt altına alınmıştır, çok daha cesur, çok daha geleceği düşünen kararlar alırsınız. Bu kanunun olmasının sebebi bu. Şimdi siz bunu bir tarafa koyup, bunu unutup ondan sonra da 2028 Mayısında yapılacak seçimi, 2027 Aralık’ta yaparız, hatta şubat diyenler var… Bu ayıptır, bu aklımızla dalga geçmektir. Bu, anayasanın arkasından dolanmaktır, Anayasa’nın ruhunu anlamamaktır. Bu, Türkiye Cumhuriyetini bir devlet bir cumhuriyet gibi değil de kendi tapulu malı gibi görmek, burayı böyle muz cumhuriyeti haline getirme çabasıdır."