İYİ Partili Ulusoy: "Türkiye'ye her geçen gün adım adım kuraklığa doğru gidiyor. Tedbir alınmazsa 3 ila 5 yıla kalmaz kuraklıkla tanışmış oluruz"
Haber: Halil Yatar Kamera: Ünal Aydın
(ANKARA) - İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Kadir Ulusoy, Türkiye’nin su fakiri bir ülke olduğuna dikkat çekerek "Türkiye'ye her geçen gün adım adım kuraklığa doğru gidiyor. Bunun tedbirinizi şimdiden alınmazsa 3 ila 5 yıla kalmaz kuraklıkla tanışmış oluruz" dedi. Ulusoy, iktidara “Çılgın projelere uğraşmak yerine kalıcı, üretime fayda sağlayan projelere ulaşmalı, bunlara para yatırmalı” çağrısında bulundu.
İYİ Parti Tarım Politikalarından Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Kadir Ulusoy, tarımda sulama sorunu ve kuraklıkla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Türkiye'nin su fakiri bir ülke olduğuna dikkat çeken Ulusoy, su yönetiminde disiplin olması gerektiğini belirtti. Özellikle İç Anadolu bölgesinde sulamadan kaynaklı kuraklığın her geçen gün arttığına dikkat çekem Ulusoy, bu şekilde devam etmesi halinde Türkiye'nin 3 ila5 yıl içinde gerçek kuraklıkla tanışacağına vurgu yaptı.
Çiftçilerin mazottan çok sulamaya para harcadığını belirten Ulusoy, "Karapınar bölgesinden bir çiftçimizin faturası 224 bin 350 lira bir sulama maliyeti. Arazi geniş ama sonuç itibarıyla bunlar tek sulamada verilen faturalar olmaya başladı" dedi. Ulusoy, Konya Ovası sulama projesinin önemine dikkat çekerek, "İktidar çılgın projelere uğraşmak yerine kalıcı, üretime fayda sağlayan projelere ulaşmalı, bunlara para yatırmalı" diye konuştu.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Kadir Ulusoy, konuya ilişkin şu açıklamaları yaptı:
"Su yaşamın kaynağı. Sadece insan için önemli değil; bitkisel üretim için de hayvansal üretim için de en önemli kaynağımız su. Su bakımdan petrolden de altından da değerli. Suyu bulduğumuz her yerde en ekonomik şekilde kullanmanın da o yüzden formüllerini geliştirmeliyiz. Türkiye maalesef su fakiri bir ülke, gittikçe de fakirleşiyor. Bu noktada Meteoroloji’nin çalışmalarının yıllık ortalamalarını baz alarak bir çalışma yaptım. Özellikle İç Anadolu'da yüzde 40 azalma var geçmiş yıllara göre. Doğu Anadolu'da yüzde 27, Güneydoğu Anadolu'da yüzde 49 yani neredeyse yarı yarıya yağışlar düşmüş. Bu da haritalarda görülebilir Meteoroloji’nin yağış haritasına baktığınız zaman Karadeniz Bölgemiz, Akdeniz Bölgemiz su alıyor ama Ege'den başlayarak Doğu ve Güneydoğu suyu az alıyor. Bu 1991 ile 2021 arasındaki veri. En son güncel verilere göre yine Karadeniz yağış alıyor ama Ege’den başlayarak İç Anadolu, Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimiz gittikçe kuraklaşıyor. Bu bizim bir çevre felaketine doğru götürüyor.
"Karapınar bölgesinde tek bir sulamanın maliyeti 224 bin 350 lira olmuş durumda"
Özellikle İç Anadolu'nun şöyle bir sorunu var taban suları çektikçe bizim höyük dediğimiz obruk dediğimiz felaketler çoğalmaya başladı. Konya'nın Karapınar, Ereğli, Emirgazi ilçelerinde Karaman hattında obruklar çoğalıyor. İnsanlarmız o bölgede taban suyunu tarım sulamada kullanıyor. Bu da çok yüksek elektrik faturalarına denk gelmeye başladı. Mazottan daha çok çiftçimiz elektrik faturasına para vermeye başladı. Karapınar bölgesinden bir çiftçimizin faturası 224 bin 350 lira bir sulama maliyeti. Arazi geniş ama sonuç itibarıyla bunlar tek sulamada verilen faturalar olmaya başladı.
"Suyu herkes kafasına göre kullanmaya başladı"
Burada iktidar su rejimini tekrar ele alması gerekiyor. Devlet Su İşleri suya karışıyor, belediyeler suyu kullanıyor, sulama kooperatifleri kafasına göre kullanıyor, sulama birlikleri kullanıyor. Bunu kimisi saatte satıyor, kimisi debi ile, kimisi alan ölçerek su satıyor. Bu kadar çok başlı olduğu için suyu da herkes kafasına göre kullanmaya başladı. Bu böyle olmaz, mutlaka buna bir disiplin getirilmesi gerekiyor. Biz su bankacılığı yapmıyoruz. Biz su hasadı yapmıyoruz. Burada ilk yapacağımız göl, gölet gibi altyapıyı çoğaltmak. Irmakları beslemek, taban suyunu beslemek, belediyenin atık sularını kullanmak, gri suyu kullanmaya başlamak. Şehir artık suları gri su olarak tarımda, belediyenin kendi kullandığı çim sulama alanlarında değerlendirilmeli. Konya Belediyesi her gün çim suluyor. Konya zaten kurak bir bölge. Biz peyzaja karşı değiliz ama belediyeler bu tip işler yapacaksa önce çalı gibi çok su istemeyen, tüketmeyen bitki türleri ile bu iş yapmalılar. Siz Konya'ya çim ekiyorsunuz onu yazın neredeyse her gün suluyorsunuz. Belki 6 ay çim suluyorlar bir de onu biçmesiyle uğraşıyorlar. Bu bakımdan tarımda, hayvansal üretimde, insani tüketiminde kullanılacak suyu har vurup harman savuramayız.
"İktidar çılgın projelere uğraşmak yerine kalıcı, üretime fayda sağlayan projelere ulaşmalı"
Türkiye'ye her geçen gün adım adım kuraklığa doğru gidiyor. Bunun tedbirinizi şimdiden alınmazsa 3 ila 5 yıla kalmaz kuraklıkla tanışmış oluruz. Burada Konya Ovası projesi de en önemli çalışmalardan biri olmalı. Konya Ovası sulama projesinde baraj alt yapısı bitti. Burada Bozkır Barajı vardı, Bağbaşı Barajı, Avşar Barajı bu baraj altyapıları sadece bu dönem değil önceki iktidarlar tarafından yapılan çalışmaları var. Tek yapılması gereken Hotamış sulama havzasına suyu getirmek. Burada Ahi İshale Kanalı var. İşte bu barajlarda toplanan sular Hotamış’a gelmesi için Ahi kanalının derhal yapılması lazım. Bu yapıldığı zaman Toroslar'ın ne kadar kar suyu, ne kadar yağmur suyu mevsim yağışları varsa hepsi o tam o şeye getireceğiz. En azından bu bölgenin sonunu çözmüş olacağız. Şu altyapıyı bile maalesef iktidar 22 senede bitiremedi. 22 yılda ülkeler kuruldu, şehirler kuruldu daha neler yapıldı ama şu basit bir kanal 22 senede bitirilemedi. İktidar çılgın projelere uğraşmak yerine kalıcı, üretime fayda sağlayan projelere ulaşmalı bunlara para yatırmalı."