Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çullu: "Yapılan hatalar ve yanlış politikalar sonucu tarım alanlarımız azalıyor" 

Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Çullu: "Yapılan hatalar ve yanlış politikalar sonucu tarım alanlarımız azalıyor" 

(ŞANLIURFA)- Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Beslenme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu, "Ne yazık ki son yıllarda yapılan hatalar ve yanlış politikalar sonucu toprak kaynaklarımız alan olarak azalıyor. Nüfus artışı, yapılaşma, fabrikalar ve kentsel yerleşim alanları nedeniyle verimli tarım topraklarımız giderek yok oluyor. Bu gidişat, gelecekte sağlıklı gıdalara ulaşma konusunda bizi büyük risklerle karşı karşıya bırakabilir" dedi.

Harran Üniversitesi Ziraat Fakültesi Toprak Bilimi ve Bitki Beslenme Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu, tarım topraklarının önemine dikkat çeken açıklamalarda bulundu. İnsan beslenmesinde sağlıklı gıdaların temel kaynağı olan tarım topraklarının korunması gerektiğini vurgulayan Çullu, artan nüfus ve kontrolsüz yapılaşmanın toprak kaynaklarını tehlikeye attığını belirtti.

Prof. Dr. Mehmet Ali Çullu, şunları söyledi:

"İnsan beslenmesi çok önemli. Günlük hayatımızda sağlıklı bir yaşam sürdürebilmemiz için beslenme kritik bir role sahiptir. Peki, bu besinler nereden gelir? Gıdalardan, sebzelerden ve meyvelerden gelir ki bunların hepsi doğrudan topraktan üretilir. Ancak üretilen bu gıdaların sağlıklı olması da büyük önem taşır. Son yıllarda bilim dünyası sağlıklı beslenmenin ne kadar önemli olduğunu vurguluyor. Bunun yanı sıra, açlık tehlikesi de giderek artıyor. Bu bağlamda, toprak kaynakları bizim için vazgeçilmezdir ve önümüzdeki bir milyon yıl boyunca da en önemli doğal kaynaklarımız arasında yer alacaktır.

Ancak artan nüfusun baskısıyla birlikte topraklarımız kirlenmekte ve alan olarak daralmaktadır. Bu durum toplum liderlerini ve yöneticileri endişelendirmektedir. Biz araştırmacılar, toprak kaynaklarının sadece karın doyurmak için değil, sağlıklı beslenme açısından da büyük bir öneme sahip olduğunu vurguluyoruz. Evet, seralarda topraksız tarım yapılabilir ancak bu yöntem topraktaki gibi besin elementi zenginliği sağlamaz. Sağlıklı ve mutlu bir toplum için topraklarımızı iyi korumamız ve bu topraklardan üretilen sağlıklı ürünleri tüketmemiz gerekiyor.

"Yapılan hatalar ve yanlış politikalar sonucu toprak kaynaklarımız alan olarak azalıyor"

Ne yazık ki son yıllarda yapılan hatalar ve yanlış politikalar sonucu toprak kaynaklarımız alan olarak azalıyor. Nüfus artışı, yapılaşma, fabrikalar ve kentsel yerleşim alanları nedeniyle verimli tarım topraklarımız giderek yok oluyor. Bu gidişat, gelecekte sağlıklı gıdalara ulaşma konusunda bizi büyük risklerle karşı karşıya bırakabilir. Bu nedenle, binlerce yılda oluşan bu değerli toprak kaynaklarını çok daha hassas bir şekilde yönetmeli ve korumalıyız."

"Arazilerin büyük bir kısmı kaçak yapılaşma ve betonlaşma nedeniyle tarım arazisi olmaktan çıkmıştır"

Şanlıurfa'nın tarım alanlarının korunması için farkındalık oluşturmayı hedefleyen çalışmalara, Şanlıurfa Müteahhitler Derneği de destek veriyor. Derneğin basın sözcüsü Bahri Erbil, konuşmasında şu ifadelere yer verdi:

"Biz, üniversite ve alanla ilgili uzman hocalarımızla birlikte, dört aşamalı bir çalıştay planladık. Şu ana kadar birinci çalıştayımızı gerçekleştirdik. İkinci çalıştayımıza da tüm kamu kurumlarını davet edeceğiz. Çalıştaylarımızda Şanlıurfa’nın Harran Ovası, Baziki Ovası, Suruç Ovası gibi Atatürk Barajı ile sulanan tarım arazilerinin geleceği ele alınacak.

Ne yazık ki, son 5-20 yıl içerisinde bu arazilerin büyük bir kısmı kaçak yapılaşma ve betonlaşma nedeniyle tarım arazisi olmaktan çıkmıştır. Eğer bu durum böyle devam ederse, 2050-2060 yıllarında tarım alanı olarak kullanılabilir sadece 50-100 dönümlük boş araziler kalabilir. 2000’lerde sulama bölgelerinde betonlaşma oranı yüzde 1 civarındayken, bugün kaçak yapılaşma, küçük işletmeler ve yerleşim alanlarının açılmasıyla bu oran yüzde 20’lere ulaşmıştır. Bu durum ciddi bir sorun teşkil etmektedir. Biz, bu çalıştaylarla kamu kurumlarının, idari ve mülki amirlerin farkındalık düzeylerini artırmayı hedefliyoruz. Sorunların çözümüne yönelik olarak yerelde ve ulusal düzeyde ilgili kurumlarla birlikte gerekli adımları atacağız."